|  | Divan şiirinin Konuları Ve özellikleri |  | 
|  07-01-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Divan şiirinin Konuları Ve özellikleriDivan şiirinin Konuları Ve özellikleri Bir şairin divanında işlediği konular da belli bir düzene göre sıralanır  Genellikle bütün divanlar aynı sırayı izler  Önsöz (mukaddeme) besmele ile başlar, yer yer şiirlerle süslenmiş düzyazı ile yazılırdı  Şair, yapıtı üzerine açıklamalarını, şiir konusundaki düşüncelerini, Tann'ya duyduğu minneti bu bölümde dile getirir  Bu tür bölümlerin olmadığı divanlar da vardır  İkinci bölümde kasideler yer alır  Tanrı sevgisini dile getiren kasideler (münacat), Hz  Muhammed'i öven kasideler (naat), zamanın din büyüklerini, padişahları ve devlet büyüklerini öven kasideler art arda dizilir  Üçüncü bölüm tarihlerdir  Arap alfabesinde her harfe sayısal bir karşılık düşünülmüş ve bundan yararlanarak harflerle sayı belirtme yoluna gidilmiştir  Harflerin sayısal değerlerini hesaplamaya da "ebced hesabı" denir  Ebced hesabına göre ünlü kişilerin doğum ve ölüm tarihleri, bazı anıt ve yapıların yapımının bitirildiği günlerin tarihleri ya da önemli olayların tarihleri ebced hesabıyla şiirlere geçer  Dördüncü bölümde musammatlar yer alır  Beşinci bölümde gazeller; altıncı bölümde rubailer; yedinci bölümde ise müfret denen tek tek beyitler ve mısrai azade denen tek tek dizeler olur  Şair divanını bu düzende hazırladıktan sonra yapıtı kitap haline getirmek üzere hattatlara (güzel yazı ustası) verirdi  Henüz baskı makineleri geliştirilmeden önce kitaplar elle yazılarak çoğaltılırdı  Yapıtın sayfaları çoğu zaman çeşitli desenlerle süslenir ve kitap ciltlenirdi  Böylece elyazması bir kitap biçimine dönüşen divan, çoğu kez dönemin önde gelen devlet adamına ya da padişaha sunulurdu  Padişah, saray şairlerine yapıtı incelettirir, beğenirse şairi "huzuruna" çağırır, onunla görüşür ve şaire para ya da çeşitli armağanlar verirdi  Ortaya çıkan yapıt, döneminin özelliklerini, zevklerini, sanat anlayışını, inançlarını ve bilgilerini taşırdı; ama yaşam pek çok biçimiyle yansımazdı  Divan şairi kendisini sürekli acı çeken bir âşık olarak tanıtır ve dünyaya o gözle bakardı  Divan şairinin sevgilisi ay gibi yuvarlak yüzlü ve güzeldir  O hem aydır, hem de güneş  Boyu mızrak gibi uzun ve düzdür  Yürürken servi gibi salınır  Saçları sümbül, yanakları lale ya da gül, gözleri nergis, kaşları yay, kirpikleri ok, dişleri inci, çene çukuru kuyudu Beli kıldan incedir  Sevgilinin dudağı ölümsüzlük suyu (abıhayat) niteliğindedir  Ayağının tozu âşığın gözüne sürme yerine geçer  Âşığının gözyaşı Nil ya da Fırat ırmakları gibi akar  Bir yandan rakibi, bir yandan acı çektiren sevgilisi nedeniyle beladan kurtulamaz  Bu tür benzetmeleri hemen hemen her Divan şairi kullanmıştır  Bu kalıplaşmış benzetmelere "mazmun" denir  Hangi şair bu mazmunları yerli yerinde ve başarılı bir biçimde kullanmışsa o iyi bir şair sayılırdı  Divan şiirinde doğa öğeleri de bol bol kullanılmıştır  Şair için doğa, şiirdeki hünerini göstermek için bir araçtır  Ama şair, doğayı gerçek görünümüyle, kendi gözü ile görmekten çok, kendinden önce gelen usta şairlerin gözü ile görmeye çalışır  Divan şiirinde doğa daha çok kasidelerde ve mesnevilerde yer alır  Doğada iki mevsim çok işlenmiştir; bahar ve kış  vinç kaynağıdır  Baharı bir sultana benzetir  Bahar sultanı ordusunu toplamış, kış sultanına hücum ederek onu yenmiştir  Bâkî'nin "Bahar Kasidesi", bahariye türünün en güzel Örneğidir  Bahar betimlemelerinde en çok gül, bülbül, lale, sümbül, çimen gibi sözcükler kullanılır  Divan şairine göre bahar yaşam, canlılık demektir  Kış ise can sıkıcıdır, bunaltıcıdır ve zalim bir padişaha benzetilir  Belli doğa öğelerinin çokça kullanılmasına karşın orman, dağ, ova, rüzgâr, yağmur gibi doğanın öteki öğeleri Divan şiirinde hemen hemen hiç kullanılmamıştır  Örneğin Divan şiirinde kayıklar vardır ama, deniz hiç yoktur  Divan şiirinde anlatılanlar, gerçek olmaktan çok bilerek yapaylaştırılmıştır  Örneğin Divan şairi, bağış beklediği kişileri nasıl abartılı bir biçimde övmüşse, sevmediği ya da zarar gördüğü kişiyi de o oranda yermiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |