Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güdülenme, ihtiyacı, uyarılma

Uyarılma İhtiyacı Ve Güdülenme :

Eski 06-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Uyarılma İhtiyacı Ve Güdülenme :



Uyarılma İhtiyacı ve Güdülenme :



İnsan davranışı, tipik olarak amaca yöneliktir Organizmanın, davranışta bulunabilmesi için iç ve dış uyarıcılara gereksinimi vardır
Organizma bu gereksinimleri karşılayarak çevreye uyumunu sürdürür Uyarıcı gereksinimleri karşılanmayan organizmalar, çevreye uyum zorluğu çekerler; fizyolojik ve psikolojik dengelerini yitirirler Organizmanın dengesinin bozulmasına yetersiz uyarıcı koşullar kadar aşırı uyarılma da etki eder




Yetersiz Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin altında uyarıcı ile karşı karşıya kalması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünü yitirmesidir

Aşırı Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin üzerinde uyarıcı ile karşılaşması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünün azalmasıdır
Homeostasis (Dengeleme) : Organizmanın iç dengesini kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir Bir başka deyişle, yetersiz ya da aşırı uyarılma durumlarında organizmanın çevreye uyum gücünü kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir

Güdü ve Güdülenme :

Gereksinim (İhtiyaç) : Organizmada herhangi bir eksikliğin hissedilmesidir
Dürtü : Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür

Güdü : Organizmanın, gereksinimini karşılamak üzere bir davranışı yapmaya istekli duruma gelmesidir
Biyolojik gereksinimler (ihtiyaçlar), fiziksel yoksunluk durumlarından kaynaklanır Yoksunluk, canlıda bir gerilim durumunu, fizyolojik bir dürtüyü açığa çıkarır Bu dürtü insanı ya da hayvanı gereksinimini gidermesi için güdüler

Güdülenme : Hayvan ya da insanda organizmayı belirli bir amaca yönelik davranışa iten sürecin tümüne güdülenme denir

O halde güdülenme süreci şu aşamalardan oluşur :
Gereksinim —> Dürtü —>Güdü —>Davranış
Güdü Biçimleri : Maslow’un güdüler hiyerarşisine göre, önce fizyolojik güdüler (piramidin altındakiler), sonra toplumsal güdüler (piramidin üst kısımları) doyurulmalıdır Ancak öncelik sırası kişiden kişiye değişebilmektedir
Fizyolojik Güdüler : Organizmanın yaşamı sürdürebilmek için gidermek zorunda olduğu temel gereksinimlerden kaynaklanan güdülere fizyolojik güdüler denir


Bu güdüler, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarından türer
Organizmanın gereksinimlerini karşılamaya yöneliktirler
Organizmanın eksikliklerini gidermek amacı ile iç dürtülerce ortaya çıkarılırlar
Doğuştandırlar Ancak öğrenme yoluyla bir dereceye kadar değiştirilebilirler


Tüm canlılara özgü oldukları için evrenseldirler

Biyolojik kökenli güdüler, toplumsal kökenli güdülerden görece önceliklidirler
Toplumsal Güdüler : İnsanların toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir Toplumsal kökenli güdüler, erişkin insanın deneyim ve davranışlarının şekillenmesinde etkili olan en önemli iç etkenler arasındadırlar
Toplumsal kökenli güdüler toplumsal yaşam içinde öğrenmeyle oluşurlar
Yaşa bağlı olarak sayıları artan güdülerdir
Toplumsal güdülerin temelinde çoğu zaman fizyolojik güdüler vardır
Toplumsal güdülerle fizyolojik güdüler çatıştığında çoğunlukla fizyolojik güdüler baskın çıkar

İçgüdü : Öğrenilmeden yapılan, niçin yapıldığının bilincinde olunmayan, türün tüm bireylerinde bulunan kalıtsal davranışlara içgüdü denir
Bu tanıma göre, içgüdü davranışları;
Öğrenilmeden yapılır Doğuştandır
Canlı niçin öyle davrandığının bilincinde değildir Yani davranış otomatiktir
Türün tüm bireylerinde bulunur
Kalıtsaldır




UYARI : İçgüdü ile iç dürtü (fizyolojik güdü) ve refleks davranışlar arasındaki farklar şunlardır :
a) İç dürtülerde davranış bir iç uyarıcı sonucudur
b) Reflekslerde davranış bir dış uyarıcı sonucu yapılırken,
c) İçgüdü davranışları iç ya da dış hiçbir uyarıcı olmadan otomatik olarak gerçekleşebilir

Refleks : Dıştan gelen uyarıcılar karşısında aniden gösterilen istem dışı tepkilere refleks denir
Heyecan : Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi nedenlerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu dönemine heyecan denir
Heyecan, aletlerle de ölçülebilen bir psikolojik olaydır
Duyguların şiddeti, yoğunluğu arttıkça heyecan durumu ortaya çıkar Bu durum kısa sürer Organizmada değişiklik ve gerginlik yaratır




Duygu ve heyecanlar üç öğeden oluşurlar :
a) Vücut ve yüzdeki fizyolojik değişiklikler
b) Olayların yorumlanması gibi bilişsel süreçler
c) Deneyim ve duygu - heyecanın ifade biçimini şekillendiren kültürel etkiler

Korku, kızgınlık, üzüntü, keder, sevinç, keyif, haz, neşe, nefret gibi biyolojik temelli duygu - heyecanlar evrensel yüz ifadelerine sahiptir
Heyecan yaratan oluşumlar:
Şiddeti yüksek uyarıcılar
Ansızın ortaya çıkan güdüler
Normal yaşamı değiştireceği beklenen olaylar




UYARI : Çocuklarda daha çok fizyolojik gereksinimlerini duyurmaya yönelik güdüler heyecan oluştururken , yetişkinler daha çok psikolojik ve toplumsal güdülerden etkilenerek heyecanlanırlar

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.