|  | Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  07-01-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim AdamıDescartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı Çağdaş felsefenin öncüsü olarak bilinen Fransız düşünür ve bilim adamı Rene Descartes taşralı bir devlet görevlisinin üçüncü çocuğu olarak Touraine bölgesinin La Haye kentinde dünyaya geldi  Daha bir yaşındayken annesini yitiren Descartes, sekiz yaşına kadar özel öğretmenlerce yetiştirildi  1604'te Cizvitler'in yönetimindeki La Fleche okuluna girdi  10 yıl öğrenim gördüğü bu okulda Yunan ve Roma klasiklerinin yanı sıra, Fransızca, müzik, tiyatro, binicilik ve eskrim gibi çok çeşitli konulara eğilme fırsatı buldu  Ortaçağın dinsel öğretiye dayalı felsefesi ile tanıştı  En çok da matematiğe ilgi duydu  Descartes öğrendikçe cahilliğinin bilincine varıyor, doğruyu yanlıştan ayırmaya çabalıyordu  Daha sonra Poitiers'de hukuk öğrenimi gören Descartes tüm Avrupa'yı kapsayan bir geziye çıktı  Bu gezi sırasında dönemin en önemli bilginlerinden bazılarıyla tanıştı  1629'a gelinceye kadar bilimsel sorunların çözümüne ilişkin önemli yöntemler keşfetti  1619'da gördüğü bir düşten sonra bütün bilimlerin birbiriyle "sanki bir zincirle" bağlı olduğunun; fizik biliminin geometri diliyle ifade edebileceğinin farkına vardı  Descartes' in bilime yaklaşımı kuşkulanarak, yani düşünerek her şeyi sorgulamak, her şeyin kökenine inerek yeni baştan ele almaktı denebilir  Cogito ergo sum (Düşünüyorum, öyleyse varım) önermesiyle dile  getirdiği, "Düşünmek var olmaktır" gerçeğiydi  Bilimsel yöntemini, 1628'de  yazdığı ve ancak 1701'de yayımlanan Aklın İdaresi Hakkında Kurallar (Regulae  ad directionem ingenii) açıkladı  Descartes'ın düşünceleri çağdaş bilimsel araştırmanın, akılcılık felsefesinin ve analitik geometrinin başlangıcını oluşturdu  En ünlü yapıtı  Aklını iyi  Kullanmak ve Bilimlerde Doğruyu Bulmak için Metot Üzerine Konuşmamda (Discours  de la methode pour bien conduire sa raison et chercher la verite dans les  sciences; 1637) bilgi edinmenin doğru yolu için kuralları ayrıntılarıyla açıkladı  Ne var ki, Descartes'in düşünceleri kendi çağında, özellikle bilim üstüne tartışılmaz inanışları olan Katolik Kilisesi'nce devrimci ve tehlikeli görüldü  İtalyan astronomi bilgini Galileo gibi, Katolik Kilisesi'nin inanışlarını sorgulayan bir kimse bu inanışlara karşı gelmiş sayılıyordu  Bu nedenle Descartes 162849 yılları arasında Katolik inancın daha az etkili olduğu Hollanda'da yaşamayı yeğledi  Descartes'ın ünü İngiltere, Almanya ve İsveç'e yayıldı  1649'da İsveç Kraliçesi Kristina, kendisine felsefe öğretmesi için Descartes'ı İsveç'e çağırdı  Yaşamı boyunca sağlıklı olmayan Descartes, oldukça sert geçen İsveç kışına dayanamayarak soğuk algınlığından öldü  
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  08-16-2012 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim AdamıDescartes Rene,Latince,RENATIUS CARTESIUS ( d  31 Mart 1596- La Haye,Touraine,Fransa -ö  1 Şubat 1650,Stockholm,İsviçre)  Çağdaş felsefenin babası sayılan Fransız matematikçi,bilim adamı ve filozof  Skolastik felsefenin temel felsefi varsayımlarına son vermiş ve günümüze değin sürekli yeniden ele alınan bazı temel felsefe sorunlarını ortaya atmıştır  Descartes analitik geometrinin de kurucusu sayılır  YAŞAMI; Fransa"nın Touraine bölgesinde La Haye ( bugün La Haye-Descartes)kentinde,mesleğinden dolayı soylu sayılan hukukçu bir babanın dördüncü çocuğuydu  Annesi,Rene"nin doğumundan bir yıl sonra öldü  Küçük Rene,Rennes"de meclis üyesi olan babasını da çok az görebildi  Doğuştan narin yapılı olduğu için,özel bir bakıcının gözetiminde büyüdü  Bu koşullarda yalnızlığa alışık,içe dönük ve aşırı duyarlı bir çocukluk geçirdiği düşünülür  Olağanüstü zihinsel yeteneği çok küçük yaşta ortaya çıkan Rene,sezik yaşına değin özel öğretmenlerce yetiştirildi  Babası Joachim Descartes,kendi mesleğini sürdürmesini istedeği oğlunu 1604"te o yıl yeni açılan ve bir Cizvit kuruluşu olan La Fleche Kraliyet Yüksekokuluna gönderdi  Bu okul,sonraki yıllarda Avrupa"nın en iyi eğitim kurumlarından biri durumuna gelecekti  Descartes burada geçirdiği 10 yıl boyunca ,özellikle üstün bir bilgin olan Peder Charlet"in gözetiminde Yunan ve Roma klasikleri ,Fransızca ,müzik,tiyatro,binicilik ve eskrim dersleri aldı  Felsefe alanında daha çok Aristoteles"e dayalı Skolastik felsefenin sınırları içinde o dönemde edinilebilecek en iyi eğitimi gördü  Descartes,sonraki yıllarda bu eğitimi hem çok övmüş,hem de bu eğitimin sonuçlarının zihnini bulandırdığını belirterek La Fleche"te yüklendiği bilgi ağırlığını omuzlarından atmaya çalıştığını söylemiştir  Sonradan geliştireceği yöntemli şüphenin,bu yükten kurtulma çabasından kaynaklandığı düşünülür  Descartes,La Fleche"i bitirdikten iki yıl sonra 1616"da Poitiers Üniversitesinden hukuk diploması aldı  Ama babasının isteğinin tersine,aile geleneğinden koparak yazarlığı ve felsefeyi seçti  Genç yaşta verdiği bu kararın amacı,"dünya kitabını incelemek " ve "kendi benliğini araştırmak"tı  Gördüğü eğitim sonucunda kendisini "bilge değil,cahil bir kişi" sayıyor ,dolayısıyla "doğruyu yanlıştan ayırma" tutkusuna kulak veriyordu  1618"de Felemenk"e giderek İspanya ile savaşan Orange prensinin ordusuna gönüllü subay olarak katıldı  Bunu,Otuz Yıl Savaşları (1618-48) boyunca başka birçok orduda üstlendiği askeri görevler izledi  Ama genç düşünür hiçbir çarpışmaya fiilen katılmadı  kamp yaşamı onun için gerçekte bir derin düşünme ortamıydı  Özellikle küçük yaştan beri yetenekli olduğu matematik ,savaş yıllarındaki en önemli uğraşı durumuna geldi  Bavyera ordusunun Ulm yakınlarındaki karargahındayken 10 Kasım 1619 gecesi gördüğü bir düşün de etkisiyle "yepyeni ve göz kamaştırıcı bir bilimin temellerini keşfettiğini"söylüyordu  Bütün insan bilgisini sağlam bir yapı içinde birleştireceğini düşündüğü bu yepyeni bilim,Descartes için aynı zamanda her şeyi kuşatan bir bilgeleğin de yol göstericisi oldu  Bundan sonra bir yandan gezginci yaşamını sürdürürken,bir yandan da çalışmalarını derinleştirdi  1621-28 arasında Macaristan,Almanya,Fransa,İtalya gezilerinden sonra Felemenk"e yerleşti  1649"a değin kısa aralıklarla hep Felemenk"te yaşadı  Felemenk dönemi,filozufun yıllardır geliştirdiği düşünceleri kağıda dökmesine olanak verdi  Yapıtlarıyla bütün Avrupa"da ün kazandı  ama yaygın ve yerleşik görüşlere karşı çıkışı Descartes"a dinsiz damgasının vurulmasına yol açtı  Ölümünden sonra da onu izleyen düşünürler uzun yıllar "Kartezyen" ile eşanlamlı sayılan "dinsiz" damgasını taşıdılar  Cizvitler ,Descartes"ın kitaplarını Index Librorum Prohibitorum"a ( Yasak Kitaplar Listesi) almaktan geri kalmadılar  Eylül 1649"da İsveç Kraliçesi Kristina"nın özel öğretmeni olarak Stockholm"a giden Descartes,sert kuzey iklimine dayanamadı ve 1 Şubat 1650"de soğuk algınlığından öldü  Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi  net için derlenmiştir  
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  08-16-2012 | #3 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim AdamıYAPITLARI VE FELSEFESİ; Descartes,1629-30"da kaleme aldığı ama,yayımlanmasını düşünmediği için yarım bıraktığı Regulea ad directionem ingenii ( Aklın İdaresi Hakkında Kurallar,1945,1962)  adlı denemesinde yöntem üzerine ilk görüşlerini geliştirdi  Burada Skolastik felsefenin bilginin bilinen nesnenin yapısına göre farklı türlere ayrıldığı görüşünü yadsıyordu  İnsanın bilme yetisinin ,neyi bilirse bilsin hep aynı kaldığına göre,tek bir temel yapısı olmalıydı  Bilgide önemli olan,başkalarının kanıları değil,açık ( clara ) ve seçik ( distincta ) biçiminde kavradığımız ya da kesinlik taşıyan sonuçlardı  Bilgide yöntemden vazgeçilemezdi  Bilgi yönteminin birçok ilke ve kuralını ortaya koyan Regulae"deki temel düşünceler,düşünürün en ünlü yapıtı Discours de la methode pour bien conduire sa raison et chercher la verite dans les sciences"da (1637;Usul Üzerine Nutuk,1928/Aklını İyi Kullanmak ve Bilimlerde Doğruyu Bulmak İçin Metot Üzerine Konuşma ,1944,1984)olgunlaştı  Bu başyapıt ilk kez Fransızca ve yazar adı verilmeden basılmıştı  yedi yıl sonra Latince çevirisi ve yazarının adıyla yeniden yayımlandı  Descartes'ın Geometrie ( Geometri),Dioptrigue (Işık Kırılması) ve Meteores ( Göktaşları)adlı yapıtları da Discours"un eklerini oluşturuyordu  Descartes 1641 ve 1642 "de iki Latince basımı,1647"de de Fransızca çevirisi yayımlanan Meditationes de prima pihilosaphia"da ( İlk Felsefe Üzerine Metafizik Düşünceler,1942-1967)  Discours"un dördüncü bölümünde yer alan metafizik kuramını daha da inceltilmiş biçimde sundu  1644"te yayımlanan Principia philosophiae ise ( Felsefenin İlkeleri,1943,1983)  bütün doğa olaylarını mekanik ilkelere dayalı tek bir sistem içinde açıklamayı amaçlıyordu  1645"te yazmaya başladığı ve 1649"da yayımladığı Les Passions de I"Amme"da ( Ruhun İhtirasları ,1972) etik görüşlerini özetlemeye çalıştı  bu amaçla beden-ruh ikiliğine ve etkileşimine ilişkin kuramını sergiledi  Descartes"in metafiziğinin temelini oluşturan "yöntemli şüphe"nin amacı,tümdengelime dayalı matematiksel yapılar gibi  bilginin temellendirilebileceği  apaçık önermelere ulaşmaktı  Bu önermeler hiç şüphe edilemeyecek ölçüde açık ve seçik olmalıydı  Açık ve seçik doğrulara erişebilmek için,zihne şüphe edilemeyecek ölçüde doğru gözükmeyen hiçbir şeyi doğru saymama ilkesinden yola çıkılmalıydı  Bu yöntemin amacı yasalara ya da devlete karşı çıkmak değildi  Descartes"ın tek kaygısı " kendi zihnini yenileyebilmekti  "  Ama düşünür "evini altüs etmeden önce geçici bir barınak da sağlamalıydı  " ve bunun için kendisine dört "geçici ahlak" ilkesi belirlemişti  1- Yasalara ve geleneklere uymak  Tanrı"nın lütfuyla ona daha çocuklukta öğretilen dine bağlı kalmak  hep en ılımlı görüşlerin peşinden gitmek  2- Davranışlarında kararlı olmak  3- Talihi değil,her zaman kendini yenmeye,dünyanın düzenini değil,kendi arzularını değiştirmeye çalışmak  4- Usunu ve bilgisini sürekli geliştirmek  Yöntemi şüphe,ister duyu verilerine ,ister usavurmaya dayansın,bütün kanı ve düşüncelerden şüphe edilebileceğini gösteriyordu  Ama yöntemli şüphe sonuna kadar götürüldüğünde,başlı başına bu şüphenin kendi kendisinin varlığına tanıklık eden,şüple edilemez bir olgu olduğu ortaya çıkıyordu  Şüphe eden kişi şüphe ettiğinden şüphelenemezdi  şüphe etmek,ise düşünmek,düşünmek de var olmak demekti  Descartes,böylece ünlü önermesine ulaşıyordu  Cogito,ergo sum ( Düşünüyorum,öyleyse varım  ) Bütün felsefenin ve bütün bilgilerin oturtulabileceği sarsılmaz temel,ilk apaçık doğru buydu  İnsan,bedeninin varlığından da şüphe edebilirdi  ama bu durumda bile var olduğundan şüphe edemezdi  çünkü başka nesnelerin varlığından kuşku ederken de düşünüyordu ve düşünmek için var olmak gerekirdi  Öyleyse düşünen varlık,benlik ya da ruh ,bedenden bütünüyle ayrıydı  ve onsuz da var olabilirdi  ruh,bütün yapısı ve özü düşünme olan bir tözdü  Descartes"in ruh-beden ikiliği kuramı,yöntemli şüphenin izlediği yolun kaçınılmaz ,mantıksal sonucuydu  Descartes,ulaştığı ilk apaçık doğrunun oluşturduğu temel üzerinde öteki doğruları yeniden oturtmaya girişirken insan zihnindeki kavramları doğuştan gelenler ( ideae innatae),duyular aracılığıyla dışardan gelenler (iadeadventitiae) ve "benim yapmış olduğum idea"lar ( idea a me ipso factae) biçiminde üçe ayırıyordu  Matematiğin kavramları gibi birinci tür kavramlar her zaman açık ve seçikti  öteki iki türe girenler ise her zaman bulanıktı  Tanrı yani yetkin,kusursuz varlık kavramı birinci tür kavramlar arasındaydı  Çünkü şüphe etmek,kusursuz olmamak ve kusursuz olmadığını bilmek demekti  dolayısıyla kusursuz,yetkin varlık kavramı ne insan zihninin ürünü olabilir ne de duyulardan kaynaklanabilirdi  bu kavram ancak yetkin,insan zihninden üstün bir varlık tarafından zihne yerleştirilmiş olabilirdi  Bu,Descartes"a göre Tanrı"nın varlığının ilk kanıtıydı  Descartes"ın gene yetkinlik ve sonsuzluk kavramlarına başvurarak öne sürdüğü öteki iki kanıt da şunlardı; 1- Düşünce,bir yetkinlik kavramı taşıdığına göre,varlığı daha yetkin bir varlıktan değil de kendisinden kaynaklansaydı  kendisi yetkin bir varlık, yani Tanrı olmalıydı  2- Mutlak yetkinlik kavramı,var olmayı bir öznitelik olarak içerirdi  çünkü var olmak da bir yetkinlikti  Var olma özniteliğini taşımayan bir yetkinlik düşünü- lemezdi  Dolayısıyla insan düşüncesinin kusursuz,yetkin varlık kavramını taşıması o varlığın gerçekten var olduğunun yeterli kanıtıydı  Bu son kanıt, gerçekte,11  yüzyılda Anselmus"un ortaya attığı onotolojik kanıta dayanı- du  Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi  net için derlenmiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  08-16-2012 | #4 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim AdamıDescartes,Tanrı"nın varlığını kanıtladıktan sonra,buna dayanarak artık dış dünyanın varlığını da kanıtlayabilirdi  Zihnin maddi dünyanın varlığı yönünde taşıdığı içgüdüsel inanç bir yanılsama,bir düş olamazdı  Çünkü insanın,varlığını borçlu olduğu yetkin varlığın,yani Tanrı"nın insanı yanıltmak gibi bir kusur taşıması düşünülemezdi  Gerçekte her doğru,her kesinlik,Tanrı"nın varlığına bağlıydı  "açık ve seçik kavradığımız her şeyin doğru olduğu kuralının tek güvencesi Tanrı"nın var olması,yetkin varlık olması ve insanda olan her şeyin Tanrı"dan kaynaklanmasıydı"  Böylece insan bedeninin varlığı da tanıtlanmış oluyordu  Descartes"in apaçık doğruluk temeline dayandırdığı üç gerçeklikten Tanrı sonsuz ve yetkin tözdü  buna karşılık ruh res cogitans ( düşünen varlık) madde ise ,res extensa"ydı  ( yer kaplayan ,uzamı olan varlık  ) Gerçekte,sözcüğün tam anlamıyla yalnızca Tanrı tözdü ( var olması başka hiçbir şeye bağlı olmayan varlık  ) buna karşılık evreni oluşturan iki töz,ruh ve madde,Descartes"a göre " göreli" ve "sonlu" ( var olmak için yalnız Tanrı"ya muhtaç olma)  tözlerdi  Bunlardan maddi dünya,nesnel olarak,uzam ve harekete indirgenebilirdi  Dolayısıyla dünyayı açıklamak,matematiğin mekanik bilimin konusuydu  Ommia mathematice fiunt ( Her şey matematiğe göre işler)  Descartes"a göre düşünce taşımayan hayvanlar da tam anlamıyla birer makine,içgüdüsel tepkelere bağımlı birer otamattı  Buna karşılık,insan ruhu  evrenin mekanik işleyişinin bütünüyle dışındaydı  Maddeden temelden ayrı olan insan ruhu  Tanrı"nın özel bir edimiyle yarıtılmış olmalıydı  Sonuç olarak,beden ve ruh birbirinin tam anlamıyla karşıtıydı  ama gene de aralarında bir etkileşim vardı  Descartes"a göre bu etkileşim beyindeki epifiz bezinde gerçekleşiyordu  ruh buradaki diri ruhlar ( esprits animaux)aracılığıyla bütün beden üzerinde etkide bulunuyordu  İnsan ruhundaki tutkuları doğuran  diri ruhların bedendeki hareketiydi  Ama ruh,kendi özgür iradesiyle bu hareketlerin yönünü değiştirebilecek güçteydi  bu nedenle tutkularının ve eylemlerinin efendisiydi  dolayısıyla da ahlaki sorumluluk taşıyordu   Yöntemli şüphenin başlangıcında bir "geçici ahlak" öngören Descartes"a göre,insan davranışının dayanacağı asıl ahlak kuralları bilginin sağlam temellere dayalı ilerleyişi içinde ortaya çıkmalıydı  Bu yaklaşım ahlak kurallarını vahye dayandıran Hıristiyan düşüncesinden belirgin bir kopuş anlamına geliyor,yeniçağ boyunca ahlakı usa dayandırma yönünde gelişen düşüncenin de temellerini atıyordu  Dercartes"ın Tanrı nın varlığının tanıtlanmasını yetkin ve sonsuz varlık kavramına dayandırması da ilk bakışta Tanrı"nın varlığını bu kavrama bağımlı kılar gibiydi  "Tanrı  vardır,çünkü zihnim onu tasarlıyor,çünkü Tanrı vardır"  demek gerekirdi  Tnarı inancının gerçek temeli ,insan zihninin tasavvuru değil sonsuzluk ve yetkinlik kavramıyla kendisini doğuştan insana kabul ettiren Tanrıydı  Bununla birlikte Anselmus gibi Descartes"ın da Tanrı"nın varlığını us yoluyla tanıtlama çabası gene vahye dayalı Hıristiyan düşünce kalıplarından uzaklaşmanın bir belirtisiydi  Descartes"ın Tanrı"nın varlığını insanın zihinsel bir işleminden çıkarsamasıyla da bir anlamda dinlerin Tanrı kavramı tersine çevriliyordu  Bu bakış açısı sonraki dönemlerde dinsel dünya görüşünün terk edilmesinin önemli öğelerinden birini oluşturdu  Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi  net için derlenmiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  08-16-2012 | #5 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim AdamıGEOMETRİ; Descartes Geometrie ( Geometri)  ile analitik geometrinin temellerini attı  Matematiği,felsefe araştırmaları için bir model olarak da değerlendiren Descartes bir yandan Eski Yunan"da gelişmiş geometri yöntemlerini öbür yandan da kendi çağının cebir bilgisini derinlemesine inceledi  Matematiğin bu iki dalını da kendi amaçları açısından yetersiz ve soyut buluyordu  Geometrinin biçimlerle uğraşırken,kavrayışı,geliştirecek yolları ihmal ettiğini cebrin ise kimi kuralların boyunduruğunda,karanlık ve karmaşık bir sanata dönüştüğünü düşünüyordu  Analitik geometri,yolunu tıkayan eksikliklerini gidermek amacıyla bu iki dalın birleştirilmesinin ürünüydü  Yeni geometride Descartes bir düzlemdeki noktaları birbirine dik iki eksene uzaklıklarıyla belirtiyordu  Böylece geometride,cebirsel yöntemlerden ,cebirde de geometriden yararlanma olanağı ortaya çıktı  Pierre de Fermat da gene aynı yıllarda benzeri bir yöntem geliştirmiş ve tek eksneli bir analitik geometri Descartes"ın tasarımı yönünde gelişti  Bir noktanın düzlemdeki yerini,dik eksenlerden uzaklıklarına bağlı olarak gösteren sıralı gerçel sayı ikilisi de Descartes"ın onuruna "kartezyen koordinatlar" olarak adlandırıldı  Analitik geometri sonraki yıllarda Sir Isaac Newton ve Gottfried Wilhelm Leibniz"in geliştirdiği matematiksel analizin temelini oluşturdu  Descartes ,cebir yazımına da önemli katkılarda bulundu  Üslü sayıların yazımında ve bilinmeyen niceliklerin harflerle gösteriminde,günümüzde de kullanılan biçimler geliştirdi  ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI  Compendium musicae (1618;Müzik Özeti)  Traite de I"homme(1644;İnsan Üzerine İnceleme)  Les Lettres de Rene Descartes (1657;3 cilt ,Ahlak Üzerine Mektuplar,1945; 1966)  Le Monde ou traite de la lumiere (1701;Tabiat Işığı ile Hakikatı Arama,1945,19669  Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi  net için derlenmiştir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı |  | 
|  08-16-2012 | #6 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı Descartes’ in Yöntem Anlayışı ve Metodoloji  Bulduğu her bilgiye kuşkucu bir tavırla yaklaşmıştır  Bu konudaki düşüncelerinden sonra, bir Yöntem bulması için karar vermiştir    Yöntemin özelliklerini şöyle açıklamıştır: “ Gerçeği araştırırken: -Her şeyden kuşkulan, -Kendi gözlemlerinden başkasına güvenme, -Kendi gözlemlerine de güvenme; asıl olan soyutlamadır, tümden gelimdir  ” bu oluşumun adımlarına, aşağıda belirtilen adlar verilerek, şöyle tanımladıkları görülmektedir: 1- Apaçıklık Kuralı: Doğruluğu apaçık meydanda olmayan hiçbir fikri gerçek diye kabul etmemek  (Bu kuşkuculuk kuralı olarak da adlandırılır  ) 2- Analiz Kuralı: Güçlüklerin her birini daha iyi ve daha kolay çözülebilmeleri için daha küçük parçalarına ayırarak incelemek  3- Sentez Kuralı: Basit ve tanınması en kolay fikirlerden başlayarak daha karmaşık fikirlere doğru yönelmek  4- Kontrol Kuralı: Hiçbir şeyin savsaklanmadığına güvenir olmak için, kontrol ve saymalar yapmak   Descartes’in Çalışma Alanları ve Eserleri - Compendium musicae ( Müzik Özeti) [1618] - Traité de Métaphysique (Metafiziğin İncelenmesi) [1629] - Regulead ad Directionen ingenii (Zihnin Yönetimi İçin Kurullar) [1631] - Traité du Monde ou de la lumiere (Dünya ya da Işığın İncelenmesi) [1633] - Discours de la méthode, plus la dioptrique, les météores et la géometrie qui sont les essaias de cette méthode ( Yöntem Hakkında Söylemler ve Bu Yöntemin Denemeleri Olan Dioptri, Meteorlar ve Geometri) [1617] - Méditations de prima philosophiae (İlk Felsefe ile İlgili Düşünceler ) [1641] - Principia philosophiae (Felsefenin İlkeleri) [1644] - Les passions de l’ame (Ruhun tutkuları) [1649] L’homme et traité de la formatio du foetus (İnsan ve Cenin Oluşumu Üzerine İnceleme) [1664]  Descartes ve Matematiksel Yönü  Analitik geometriyi Descartes Çözümsel Geometri kitabında, “ Geometrinin cebirsel ve analiz yöntemler katılarak, çözümlenmesi…” şeklinde açıklamıştır  Analitik problemlerini cebir denklemelerine çevirdi  Bunlar cebirle çözümlendikten sonra geometri diliyle açıkladı  Birçok fizik probleminin çözümü de bu yöntemle kolaylaşmış oldu  Ayrıca matematiksel ve geometrik problemlerin çözümü için kurulan denklemlerde, "x, y, z" gibi alfabenin çok kullanılmayan son harflerini bilinmeyen çoklukları, "a, b, c" gibi çok kullanılan ilk harfleri de bilinen çoklukları ifade etmesi için kullanmıştır   Descartes’in Bazı Özel Çalışmaları  Descartes Abağı  Genellikle ᴦk ile gösterilir  Bu sistem üç dik açılı bir üç düzlemliye aktarılmış üç boyutlu uzayın F(x, y, z) = 0 denklemiyle belirtilen bir yüzeyinin, denklemleri z=k olan düzlemlerle yaptığı ara kesitlerin Oy düzlemi üstündeki izdüşümünü gösterir  Bunların tümü Oy düzleminin kod damasında bir araya getirilmiştir  İki değişkenin özel değerleri bilindiğinde, üçüncüyü karşılayan değer, grafik yoldan belirlenebilir    Descartes Yaprağı  Şekli yanda görülmekte olup kartezyen koordinatlara göre denklemi x3+y3-3axy=0 dır   Descartes Ovali  k ve c gerçel değişmezler olmak üzere r+kr’=c ile tanımlanmıştır   Descartes’in Kırılma ve Yansıma Yasaları  O’nun oluşturduğu fizik yasaları şöyledir: 1) Gelen ışın, yansıyan ışın, kırılan ışın ile ayırma yüzeyinin gelme noktasındaki normali ile aynı bir düzlem içinde bulunurlar  2) Yansıyan ışın, bu normale göre gelen ışınla bakışımlıdır  3) Gelme açısı i ve kırışma açısı r arasında sin i =n  sin i r bağıntısı vardır  Burada n, ikinci ortamın birinci ortama göre kırılma indisidir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |