![]() |
Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
Çağdaş felsefenin öncüsü olarak bilinen Fransız düşünür ve bilim adamı Rene Descartes taşralı bir devlet görevlisinin üçüncü çocuğu olarak Touraine bölgesinin La Haye kentinde dünyaya geldi . Daha bir yaşındayken annesini yitiren Descartes, sekiz yaşına kadar özel öğretmenlerce yetiştirildi. 1604'te Cizvitler'in yönetimindeki La Fleche okuluna girdi. 10 yıl öğrenim gördüğü bu okulda Yunan ve Roma klasiklerinin yanı sıra, Fransızca, müzik, tiyatro, binicilik ve eskrim gibi çok çeşitli konulara eğilme fırsatı buldu. Ortaçağın dinsel öğretiye dayalı felsefesi ile tanıştı. En çok da matematiğe ilgi duydu. Descartes öğrendikçe cahilliğinin bilincine varıyor, doğruyu yanlıştan ayırmaya çabalıyordu. Daha sonra Poitiers'de hukuk öğrenimi gören Descartes tüm Avrupa'yı kapsayan bir geziye çıktı. Bu gezi sırasında dönemin en önemli bilginlerinden bazılarıyla tanıştı. 1629'a gelinceye kadar bilimsel sorunların çözümüne ilişkin önemli yöntemler keşfetti. 1619'da gördüğü bir düşten sonra bütün bilimlerin birbiriyle "sanki bir zincirle" bağlı olduğunun; fizik biliminin geometri diliyle ifade edebileceğinin farkına vardı. Descartes' in bilime yaklaşımı kuşkulanarak, yani düşünerek her şeyi sorgulamak, her şeyin kökenine inerek yeni baştan ele almaktı denebilir. Cogito ergo sum (Düşünüyorum, öyleyse varım) önermesiyle dile getirdiği, "Düşünmek var olmaktır" gerçeğiydi. Bilimsel yöntemini, 1628'de yazdığı ve ancak 1701'de yayımlanan Aklın İdaresi Hakkında Kurallar (Regulae ad directionem ingenii) açıkladı. Descartes'ın düşünceleri çağdaş bilimsel araştırmanın, akılcılık felsefesinin ve analitik geometrinin başlangıcını oluşturdu. En ünlü yapıtı. Aklını iyi Kullanmak ve Bilimlerde Doğruyu Bulmak için Metot Üzerine Konuşmamda (Discours de la methode pour bien conduire sa raison et chercher la verite dans les sciences; 1637) bilgi edinmenin doğru yolu için kuralları ayrıntılarıyla açıkladı. Ne var ki, Descartes'in düşünceleri kendi çağında, özellikle bilim üstüne tartışılmaz inanışları olan Katolik Kilisesi'nce devrimci ve tehlikeli görüldü. İtalyan astronomi bilgini Galileo gibi, Katolik Kilisesi'nin inanışlarını sorgulayan bir kimse bu inanışlara karşı gelmiş sayılıyordu. Bu nedenle Descartes 162849 yılları arasında Katolik inancın daha az etkili olduğu Hollanda'da yaşamayı yeğledi. Descartes'ın ünü İngiltere, Almanya ve İsveç'e yayıldı. 1649'da İsveç Kraliçesi Kristina, kendisine felsefe öğretmesi için Descartes'ı İsveç'e çağırdı. Yaşamı boyunca sağlıklı olmayan Descartes, oldukça sert geçen İsveç kışına dayanamayarak soğuk algınlığından öldü. |
Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273228426
Descartes Rene,Latince,RENATIUS CARTESIUS ( d.31 Mart 1596- La Haye,Touraine,Fransa -ö.1 Şubat 1650,Stockholm,İsviçre).Çağdaş felsefenin babası sayılan Fransız matematikçi,bilim adamı ve filozof.Skolastik felsefenin temel felsefi varsayımlarına son vermiş ve günümüze değin sürekli yeniden ele alınan bazı temel felsefe sorunlarını ortaya atmıştır.Descartes analitik geometrinin de kurucusu sayılır. YAŞAMI; Fransa"nın Touraine bölgesinde La Haye ( bugün La Haye-Descartes)kentinde,mesleğinden dolayı soylu sayılan hukukçu bir babanın dördüncü çocuğuydu.Annesi,Rene"nin doğumundan bir yıl sonra öldü.Küçük Rene,Rennes"de meclis üyesi olan babasını da çok az görebildi.Doğuştan narin yapılı olduğu için,özel bir bakıcının gözetiminde büyüdü.Bu koşullarda yalnızlığa alışık,içe dönük ve aşırı duyarlı bir çocukluk geçirdiği düşünülür. Olağanüstü zihinsel yeteneği çok küçük yaşta ortaya çıkan Rene,sezik yaşına değin özel öğretmenlerce yetiştirildi.Babası Joachim Descartes,kendi mesleğini sürdürmesini istedeği oğlunu 1604"te o yıl yeni açılan ve bir Cizvit kuruluşu olan La Fleche Kraliyet Yüksekokuluna gönderdi.Bu okul,sonraki yıllarda Avrupa"nın en iyi eğitim kurumlarından biri durumuna gelecekti.Descartes burada geçirdiği 10 yıl boyunca ,özellikle üstün bir bilgin olan Peder Charlet"in gözetiminde Yunan ve Roma klasikleri ,Fransızca ,müzik,tiyatro,binicilik ve eskrim dersleri aldı.Felsefe alanında daha çok Aristoteles"e dayalı Skolastik felsefenin sınırları içinde o dönemde edinilebilecek en iyi eğitimi gördü.Descartes,sonraki yıllarda bu eğitimi hem çok övmüş,hem de bu eğitimin sonuçlarının zihnini bulandırdığını belirterek La Fleche"te yüklendiği bilgi ağırlığını omuzlarından atmaya çalıştığını söylemiştir.Sonradan geliştireceği yöntemli şüphenin,bu yükten kurtulma çabasından kaynaklandığı düşünülür. Descartes,La Fleche"i bitirdikten iki yıl sonra 1616"da Poitiers Üniversitesinden hukuk diploması aldı.Ama babasının isteğinin tersine,aile geleneğinden koparak yazarlığı ve felsefeyi seçti.Genç yaşta verdiği bu kararın amacı,"dünya kitabını incelemek " ve "kendi benliğini araştırmak"tı.Gördüğü eğitim sonucunda kendisini "bilge değil,cahil bir kişi" sayıyor ,dolayısıyla "doğruyu yanlıştan ayırma" tutkusuna kulak veriyordu. 1618"de Felemenk"e giderek İspanya ile savaşan Orange prensinin ordusuna gönüllü subay olarak katıldı.Bunu,Otuz Yıl Savaşları (1618-48) boyunca başka birçok orduda üstlendiği askeri görevler izledi.Ama genç düşünür hiçbir çarpışmaya fiilen katılmadı.kamp yaşamı onun için gerçekte bir derin düşünme ortamıydı.Özellikle küçük yaştan beri yetenekli olduğu matematik ,savaş yıllarındaki en önemli uğraşı durumuna geldi.Bavyera ordusunun Ulm yakınlarındaki karargahındayken 10 Kasım 1619 gecesi gördüğü bir düşün de etkisiyle "yepyeni ve göz kamaştırıcı bir bilimin temellerini keşfettiğini"söylüyordu.Bütün insan bilgisini sağlam bir yapı içinde birleştireceğini düşündüğü bu yepyeni bilim,Descartes için aynı zamanda her şeyi kuşatan bir bilgeleğin de yol göstericisi oldu. Bundan sonra bir yandan gezginci yaşamını sürdürürken,bir yandan da çalışmalarını derinleştirdi.1621-28 arasında Macaristan,Almanya,Fransa,İtalya gezilerinden sonra Felemenk"e yerleşti.1649"a değin kısa aralıklarla hep Felemenk"te yaşadı.Felemenk dönemi,filozufun yıllardır geliştirdiği düşünceleri kağıda dökmesine olanak verdi.Yapıtlarıyla bütün Avrupa"da ün kazandı.ama yaygın ve yerleşik görüşlere karşı çıkışı Descartes"a dinsiz damgasının vurulmasına yol açtı.Ölümünden sonra da onu izleyen düşünürler uzun yıllar "Kartezyen" ile eşanlamlı sayılan "dinsiz" damgasını taşıdılar.Cizvitler ,Descartes"ın kitaplarını Index Librorum Prohibitorum"a ( Yasak Kitaplar Listesi) almaktan geri kalmadılar.Eylül 1649"da İsveç Kraliçesi Kristina"nın özel öğretmeni olarak Stockholm"a giden Descartes,sert kuzey iklimine dayanamadı ve 1 Şubat 1650"de soğuk algınlığından öldü. Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
YAPITLARI VE FELSEFESİ;
Descartes,1629-30"da kaleme aldığı ama,yayımlanmasını düşünmediği için yarım bıraktığı Regulea ad directionem ingenii ( Aklın İdaresi Hakkında Kurallar,1945,1962).adlı denemesinde yöntem üzerine ilk görüşlerini geliştirdi.Burada Skolastik felsefenin bilginin bilinen nesnenin yapısına göre farklı türlere ayrıldığı görüşünü yadsıyordu.İnsanın bilme yetisinin ,neyi bilirse bilsin hep aynı kaldığına göre,tek bir temel yapısı olmalıydı.Bilgide önemli olan,başkalarının kanıları değil,açık ( clara ) ve seçik ( distincta ) biçiminde kavradığımız ya da kesinlik taşıyan sonuçlardı.Bilgide yöntemden vazgeçilemezdi. Bilgi yönteminin birçok ilke ve kuralını ortaya koyan Regulae"deki temel düşünceler,düşünürün en ünlü yapıtı Discours de la methode pour bien conduire sa raison et chercher la verite dans les sciences"da (1637;Usul Üzerine Nutuk,1928/Aklını İyi Kullanmak ve Bilimlerde Doğruyu Bulmak İçin Metot Üzerine Konuşma ,1944,1984)olgunlaştı.Bu başyapıt ilk kez Fransızca ve yazar adı verilmeden basılmıştı.yedi yıl sonra Latince çevirisi ve yazarının adıyla yeniden yayımlandı.Descartes'ın Geometrie ( Geometri),Dioptrigue (Işık Kırılması) ve Meteores ( Göktaşları)adlı yapıtları da Discours"un eklerini oluşturuyordu.Descartes 1641 ve 1642 "de iki Latince basımı,1647"de de Fransızca çevirisi yayımlanan Meditationes de prima pihilosaphia"da ( İlk Felsefe Üzerine Metafizik Düşünceler,1942-1967).Discours"un dördüncü bölümünde yer alan metafizik kuramını daha da inceltilmiş biçimde sundu.1644"te yayımlanan Principia philosophiae ise ( Felsefenin İlkeleri,1943,1983).bütün doğa olaylarını mekanik ilkelere dayalı tek bir sistem içinde açıklamayı amaçlıyordu.1645"te yazmaya başladığı ve 1649"da yayımladığı Les Passions de I"Amme"da ( Ruhun İhtirasları ,1972) etik görüşlerini özetlemeye çalıştı.bu amaçla beden-ruh ikiliğine ve etkileşimine ilişkin kuramını sergiledi. Descartes"in metafiziğinin temelini oluşturan "yöntemli şüphe"nin amacı,tümdengelime dayalı matematiksel yapılar gibi.bilginin temellendirilebileceği apaçık önermelere ulaşmaktı.Bu önermeler hiç şüphe edilemeyecek ölçüde açık ve seçik olmalıydı.Açık ve seçik doğrulara erişebilmek için,zihne şüphe edilemeyecek ölçüde doğru gözükmeyen hiçbir şeyi doğru saymama ilkesinden yola çıkılmalıydı.Bu yöntemin amacı yasalara ya da devlete karşı çıkmak değildi.Descartes"ın tek kaygısı " kendi zihnini yenileyebilmekti.".Ama düşünür "evini altüs etmeden önce geçici bir barınak da sağlamalıydı." ve bunun için kendisine dört "geçici ahlak" ilkesi belirlemişti. 1- Yasalara ve geleneklere uymak.Tanrı"nın lütfuyla ona daha çocuklukta öğretilen dine bağlı kalmak.hep en ılımlı görüşlerin peşinden gitmek. 2- Davranışlarında kararlı olmak. 3- Talihi değil,her zaman kendini yenmeye,dünyanın düzenini değil,kendi arzularını değiştirmeye çalışmak. 4- Usunu ve bilgisini sürekli geliştirmek. Yöntemi şüphe,ister duyu verilerine ,ister usavurmaya dayansın,bütün kanı ve düşüncelerden şüphe edilebileceğini gösteriyordu.Ama yöntemli şüphe sonuna kadar götürüldüğünde,başlı başına bu şüphenin kendi kendisinin varlığına tanıklık eden,şüple edilemez bir olgu olduğu ortaya çıkıyordu.Şüphe eden kişi şüphe ettiğinden şüphelenemezdi.şüphe etmek,ise düşünmek,düşünmek de var olmak demekti.Descartes,böylece ünlü önermesine ulaşıyordu.Cogito,ergo sum ( Düşünüyorum,öyleyse varım.) Bütün felsefenin ve bütün bilgilerin oturtulabileceği sarsılmaz temel,ilk apaçık doğru buydu.İnsan,bedeninin varlığından da şüphe edebilirdi.ama bu durumda bile var olduğundan şüphe edemezdi.çünkü başka nesnelerin varlığından kuşku ederken de düşünüyordu ve düşünmek için var olmak gerekirdi.Öyleyse düşünen varlık,benlik ya da ruh ,bedenden bütünüyle ayrıydı.ve onsuz da var olabilirdi.ruh,bütün yapısı ve özü düşünme olan bir tözdü.Descartes"in ruh-beden ikiliği kuramı,yöntemli şüphenin izlediği yolun kaçınılmaz ,mantıksal sonucuydu. Descartes,ulaştığı ilk apaçık doğrunun oluşturduğu temel üzerinde öteki doğruları yeniden oturtmaya girişirken insan zihnindeki kavramları doğuştan gelenler ( ideae innatae),duyular aracılığıyla dışardan gelenler (iadeadventitiae) ve "benim yapmış olduğum idea"lar ( idea a me ipso factae) biçiminde üçe ayırıyordu.Matematiğin kavramları gibi birinci tür kavramlar her zaman açık ve seçikti.öteki iki türe girenler ise her zaman bulanıktı.Tanrı yani yetkin,kusursuz varlık kavramı birinci tür kavramlar arasındaydı.Çünkü şüphe etmek,kusursuz olmamak ve kusursuz olmadığını bilmek demekti.dolayısıyla kusursuz,yetkin varlık kavramı ne insan zihninin ürünü olabilir ne de duyulardan kaynaklanabilirdi.bu kavram ancak yetkin,insan zihninden üstün bir varlık tarafından zihne yerleştirilmiş olabilirdi.Bu,Descartes"a göre Tanrı"nın varlığının ilk kanıtıydı.Descartes"ın gene yetkinlik ve sonsuzluk kavramlarına başvurarak öne sürdüğü öteki iki kanıt da şunlardı; 1- Düşünce,bir yetkinlik kavramı taşıdığına göre,varlığı daha yetkin bir varlıktan değil de kendisinden kaynaklansaydı.kendisi yetkin bir varlık, yani Tanrı olmalıydı. 2- Mutlak yetkinlik kavramı,var olmayı bir öznitelik olarak içerirdi.çünkü var olmak da bir yetkinlikti.Var olma özniteliğini taşımayan bir yetkinlik düşünü- lemezdi.Dolayısıyla insan düşüncesinin kusursuz,yetkin varlık kavramını taşıması o varlığın gerçekten var olduğunun yeterli kanıtıydı.Bu son kanıt, gerçekte,11.yüzyılda Anselmus"un ortaya attığı onotolojik kanıta dayanı- du. Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
Descartes,Tanrı"nın varlığını kanıtladıktan sonra,buna dayanarak artık dış dünyanın varlığını da kanıtlayabilirdi.Zihnin maddi dünyanın varlığı yönünde taşıdığı içgüdüsel inanç bir yanılsama,bir düş olamazdı.Çünkü insanın,varlığını borçlu olduğu yetkin varlığın,yani Tanrı"nın insanı yanıltmak gibi bir kusur taşıması düşünülemezdi.Gerçekte her doğru,her kesinlik,Tanrı"nın varlığına bağlıydı."açık ve seçik kavradığımız her şeyin doğru olduğu kuralının tek güvencesi Tanrı"nın var olması,yetkin varlık olması ve insanda olan her şeyin Tanrı"dan kaynaklanmasıydı".Böylece insan bedeninin varlığı da tanıtlanmış oluyordu.
Descartes"in apaçık doğruluk temeline dayandırdığı üç gerçeklikten Tanrı sonsuz ve yetkin tözdü.buna karşılık ruh res cogitans ( düşünen varlık) madde ise ,res extensa"ydı.( yer kaplayan ,uzamı olan varlık.) Gerçekte,sözcüğün tam anlamıyla yalnızca Tanrı tözdü ( var olması başka hiçbir şeye bağlı olmayan varlık.) buna karşılık evreni oluşturan iki töz,ruh ve madde,Descartes"a göre " göreli" ve "sonlu" ( var olmak için yalnız Tanrı"ya muhtaç olma).tözlerdi.Bunlardan maddi dünya,nesnel olarak,uzam ve harekete indirgenebilirdi.Dolayısıyla dünyayı açıklamak,matematiğin mekanik bilimin konusuydu.Ommia mathematice fiunt ( Her şey matematiğe göre işler).Descartes"a göre düşünce taşımayan hayvanlar da tam anlamıyla birer makine,içgüdüsel tepkelere bağımlı birer otamattı.Buna karşılık,insan ruhu.evrenin mekanik işleyişinin bütünüyle dışındaydı.Maddeden temelden ayrı olan insan ruhu.Tanrı"nın özel bir edimiyle yarıtılmış olmalıydı. Sonuç olarak,beden ve ruh birbirinin tam anlamıyla karşıtıydı.ama gene de aralarında bir etkileşim vardı. Descartes"a göre bu etkileşim beyindeki epifiz bezinde gerçekleşiyordu.ruh buradaki diri ruhlar ( esprits animaux)aracılığıyla bütün beden üzerinde etkide bulunuyordu.İnsan ruhundaki tutkuları doğuran diri ruhların bedendeki hareketiydi.Ama ruh,kendi özgür iradesiyle bu hareketlerin yönünü değiştirebilecek güçteydi.bu nedenle tutkularının ve eylemlerinin efendisiydi.dolayısıyla da ahlaki sorumluluk taşıyordu. Yöntemli şüphenin başlangıcında bir "geçici ahlak" öngören Descartes"a göre,insan davranışının dayanacağı asıl ahlak kuralları bilginin sağlam temellere dayalı ilerleyişi içinde ortaya çıkmalıydı.Bu yaklaşım ahlak kurallarını vahye dayandıran Hıristiyan düşüncesinden belirgin bir kopuş anlamına geliyor,yeniçağ boyunca ahlakı usa dayandırma yönünde gelişen düşüncenin de temellerini atıyordu.Dercartes"ın Tanrı nın varlığının tanıtlanmasını yetkin ve sonsuz varlık kavramına dayandırması da ilk bakışta Tanrı"nın varlığını bu kavrama bağımlı kılar gibiydi."Tanrı vardır,çünkü zihnim onu tasarlıyor,çünkü Tanrı vardır".demek gerekirdi.Tnarı inancının gerçek temeli ,insan zihninin tasavvuru değil sonsuzluk ve yetkinlik kavramıyla kendisini doğuştan insana kabul ettiren Tanrıydı.Bununla birlikte Anselmus gibi Descartes"ın da Tanrı"nın varlığını us yoluyla tanıtlama çabası gene vahye dayalı Hıristiyan düşünce kalıplarından uzaklaşmanın bir belirtisiydi.Descartes"ın Tanrı"nın varlığını insanın zihinsel bir işleminden çıkarsamasıyla da bir anlamda dinlerin Tanrı kavramı tersine çevriliyordu.Bu bakış açısı sonraki dönemlerde dinsel dünya görüşünün terk edilmesinin önemli öğelerinden birini oluşturdu. Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
GEOMETRİ;
http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1273228426 Descartes Geometrie ( Geometri).ile analitik geometrinin temellerini attı.Matematiği,felsefe araştırmaları için bir model olarak da değerlendiren Descartes bir yandan Eski Yunan"da gelişmiş geometri yöntemlerini öbür yandan da kendi çağının cebir bilgisini derinlemesine inceledi.Matematiğin bu iki dalını da kendi amaçları açısından yetersiz ve soyut buluyordu.Geometrinin biçimlerle uğraşırken,kavrayışı,geliştirecek yolları ihmal ettiğini cebrin ise kimi kuralların boyunduruğunda,karanlık ve karmaşık bir sanata dönüştüğünü düşünüyordu.Analitik geometri,yolunu tıkayan eksikliklerini gidermek amacıyla bu iki dalın birleştirilmesinin ürünüydü.Yeni geometride Descartes bir düzlemdeki noktaları birbirine dik iki eksene uzaklıklarıyla belirtiyordu.Böylece geometride,cebirsel yöntemlerden ,cebirde de geometriden yararlanma olanağı ortaya çıktı.Pierre de Fermat da gene aynı yıllarda benzeri bir yöntem geliştirmiş ve tek eksneli bir analitik geometri Descartes"ın tasarımı yönünde gelişti.Bir noktanın düzlemdeki yerini,dik eksenlerden uzaklıklarına bağlı olarak gösteren sıralı gerçel sayı ikilisi de Descartes"ın onuruna "kartezyen koordinatlar" olarak adlandırıldı.Analitik geometri sonraki yıllarda Sir Isaac Newton ve Gottfried Wilhelm Leibniz"in geliştirdiği matematiksel analizin temelini oluşturdu.Descartes ,cebir yazımına da önemli katkılarda bulundu.Üslü sayıların yazımında ve bilinmeyen niceliklerin harflerle gösteriminde,günümüzde de kullanılan biçimler geliştirdi. ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI. Compendium musicae (1618;Müzik Özeti).Traite de I"homme(1644;İnsan Üzerine İnceleme).Les Lettres de Rene Descartes (1657;3 cilt ,Ahlak Üzerine Mektuplar,1945; 1966).Le Monde ou traite de la lumiere (1701;Tabiat Işığı ile Hakikatı Arama,1945,19669. Kaynak;AnaBritannica cilt 10 frmsinsi.net için derlenmiştir. |
Cevap : Descartes Rene (1596-1650)-Fransız Düşünür Ve Bilim Adamı
Descartes’ in Yöntem Anlayışı ve Metodoloji “ Gerçeği araştırırken: -Her şeyden kuşkulan, -Kendi gözlemlerinden başkasına güvenme, -Kendi gözlemlerine de güvenme; asıl olan soyutlamadır, tümden gelimdir.” bu oluşumun adımlarına, aşağıda belirtilen adlar verilerek, şöyle tanımladıkları görülmektedir: 1- Apaçıklık Kuralı: Doğruluğu apaçık meydanda olmayan hiçbir fikri gerçek diye kabul etmemek.(Bu kuşkuculuk kuralı olarak da adlandırılır.) 2- Analiz Kuralı: Güçlüklerin her birini daha iyi ve daha kolay çözülebilmeleri için daha küçük parçalarına ayırarak incelemek. 3- Sentez Kuralı: Basit ve tanınması en kolay fikirlerden başlayarak daha karmaşık fikirlere doğru yönelmek. 4- Kontrol Kuralı: Hiçbir şeyin savsaklanmadığına güvenir olmak için, kontrol ve saymalar yapmak. Descartes’in Çalışma Alanları ve Eserleri - Compendium musicae ( Müzik Özeti) [1618] - Traité de Métaphysique (Metafiziğin İncelenmesi) [1629] - Regulead ad Directionen ingenii (Zihnin Yönetimi İçin Kurullar) [1631] - Traité du Monde ou de la lumiere (Dünya ya da Işığın İncelenmesi) [1633] - Discours de la méthode, plus la dioptrique, les météores et la géometrie qui sont les essaias de cette méthode ( Yöntem Hakkında Söylemler ve Bu Yöntemin Denemeleri Olan Dioptri, Meteorlar ve Geometri) [1617] - Méditations de prima philosophiae (İlk Felsefe ile İlgili Düşünceler ) [1641] - Principia philosophiae (Felsefenin İlkeleri) [1644] - Les passions de l’ame (Ruhun tutkuları) [1649] L’homme et traité de la formatio du foetus (İnsan ve Cenin Oluşumu Üzerine İnceleme) [1664] Descartes ve Matematiksel Yönü Descartes’in Bazı Özel Çalışmaları Descartes Abağı Descartes Yaprağı x3+y3-3axy=0 dır. Descartes Ovali Descartes’in Kırılma ve Yansıma Yasaları 1) Gelen ışın, yansıyan ışın, kırılan ışın ile ayırma yüzeyinin gelme noktasındaki normali ile aynı bir düzlem içinde bulunurlar. 2) Yansıyan ışın, bu normale göre gelen ışınla bakışımlıdır. 3) Gelme açısı i ve kırışma açısı r arasında sin i =n.sin i r bağıntısı vardır. Burada n, ikinci ortamın birinci ortama göre kırılma indisidir. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.