Rasûlullah (Sav) Adına Konuşmak |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Rasûlullah (Sav) Adına KonuşmakRasûlullah (sav) Adına Konuşmak RASÛLULLAH (SAV ) ADINA KONUŞMAK İmam Buhârî ve Muslim, Ebu Bekre Nufey' bin el- Hâris (r)'tan naklen Hz Fahr-i Cihan Efendimiz (asv)'ın şöyle dediğini rivayet ettiler: عَنْ أَبِي بَكْرَةَ t قَالَ قَالَ النَّبِيُّ e أَلاَ أُنَبِّئُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ؟ –ثَلاَثًا- قُلْنَا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ "اَلإِْشْرَاكُ بِاللَّهِ وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ" وَجَلَسَ وَكَانَ مُتَّكِئًا فَقَالَ "أَلاَ وَقَوْلُ الزُّورِ، وَشَهَادَةُ الزُّورِ" قَالَ فَمَا زَالَ يُكَرِّرُهَا حَتَّى قُلْنَا لَيْتَهُ سَكَتَ
Rasûlullah (sav ) sadece "Size büyük günahları haber vereyim mi?" deseydi bile, bu bizim için büyük bir haber ve büyük bir uyarı olurdu Çünkü büyük günahlar insanı dünyada da ahirette de uçuruma sürükleyen büyük felaketlerdir Ancak Sevgili Peygamberimiz (sav ) bize "Büyük günahların en büyüğü" uyarısını yapıyor![]() Hem de bunu üç defa tekrarlıyor![]() Beyinlerimiz sarsılsın diye![]() ![]() Söyleyeceği şeyi zihnimize kazıyalım diye![]() ![]() Sahabeler büyük bir haşyet , korku ve şuur içinde:
Bu aynı zamanda İslam şeriatinin insanların onur ve şerefine ne büyük bir önem verdiğini gösterir Peki sıradan bir insana isnad edilen yalan böyle ağır bir suç ise, ya vahyi bize öğreten Beşerin Efendisi'ne isnad edilerek O'nun yapmadığı bir şeyi "yaptı" demek, söylemediği bir şeyi "söyledi" diye aktarmak nasıl bir suçtur?! ![]() Bir Müslümanın Rasûlullah (sav ) adına konuşurken titremesi gerekir Ama maalesef avamdan bir çok insanın yanısıra, okur yazarların, üniversite öğrencilerinin -hatta öğretmenlerinin bile- Rasûlullah (sav ) adına konuşurken hiç tetkik etmeden, ne dediğini bilmeden, çok rahat bir şekilde "Rasûlullah şöyle demiş" veya "şöyle yapmış" diyerek Allah Rasûlü'ne (sav ) söz, fiil, kıssa ve hikaye izafe ettiklerini görüyoruz! Halbuki Rasûlullah (sav ) adına konuşmanın büyük bir ağırlığı vardır Bu ağırlığı hissseden nice sahabe Rasûlullah (sav ) den kesin olarak bütün detay ve incelikleriyle emin olmadıkları hiç bir hadisi rivayet etmemişlerdir İşte onlardan birisi Hz Peygamber'in (sav ) bacanağı Zübeyr bin el-Avvam (ra)'tır Hz Peygamberin halası onun annesidir Hz Peygamberin hanımı hz Hatice onun halasıdır Bir gün oğlu Abdullah bin Zübeyr (r) babasına şöyle der:
Nitekim İmam Buhari'nin Selemetübnü'l -Ekva' (R) tan rivayet ettiği bir başka hadisi şerifte Rasûlullah (sav ):
Sahabeler bu mütevatir hadis-i şerifi öyle bir anladılar ki Rasûlullah'ın söylediği veya yaptığı bir şeyi tam olarak, olduğu gibi ( ne bir fazlası, ne de bir eksiği olmadan) aktarmak için son derece titiz davrandılar İbn-i Ömer (r) onlardan birisidir "İslam beş şey üzerine bina edilmiştir" hadis-i şerifini tabiun'dan talebelerine öğretirken hadisi şerifi talebesinden tekrarlamasını istemiş, talebesi oruçla hacc'ın sıralanışını değiştirince hemen onu durdurarak "Hayır, Hayır! Orucu en son söyle Ben O'nun ağzından böyle işittim!![]() " buyurmuştur Yukarıdaki mütevatir hadisin tesiriyle sahabeler ve ondan sonraki "sika" râviler Allah Rasulü'nün (sav ) sözlerini ve fiillerini olduğu gibi bir sonraki nesle aktarmak için a'zamî gayret gösterdiler Kesin olarak bilmedikleri bir şeyi asla rivayet etmediler Tereddüt ettikleri noktaları açık bir şekilde beyan ettiler Hadis rivayetinde onların son derece hassas ve titiz davrandıklarını gösteren onlarca misalden sadece bir tanesini aktaralım: İmam Müslim, Ebû Hureyra (r)'tan naklen Allah Rasûlü (sav )'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Acaba Rasûlullah (sav ) "müslüman kul" mu dedi? Yoksa "mümin kul" mu dedi? Bu noktada râvi süpheye düşmüştür "Müslüman kul" demesi ihtimali daha fazla olmasına rağmen yine de ufak bir tereddüt duyduğu için "Mümin kul" demesi ihtimalini de zikretmiştir Aslında "Müslüman kul" veya "Mümin kul" ibaresi hadisin genel manasını asla değiştirmemektedir Ancak râvi "Nasıl olsa "mümin kul" da "müslüman kul" da aynı manayı vermektedir O halde "müslüman kul" diye rivayet etsem bir şey olmaz" dememiş, bilakis son derece hassas davranarak "Rasûlullah (sav) ya "Mümin kul" deyip te ben onu "Müslüman kul" şeklinde rivayet edersem Allah Rasûlü'ne yalan isnat etmiş olurum" korkusu, hassasiyeti ve şuuru ile tereddüt ettiği noktayı açıkça belirtmiştir Bu hassasiyet bize açık bir şekilde gösteriyor ki hadis-i şerifimizin geri kalan kısımları şeksiz (şüphesiz) bir şekilde Allah Rasûlü'ne dayanmaktadır Allah bu hassasiyeti gösteren bütün râvilerden râzı olsun Diğer konularda olduğu gibi, hadis rivayetinde de sahabelerin gösterdiği hassâsiyetin derinliğini anlayamayan günümüzdeki bazı kafalar sahabe dönemindeki ölçüleri ters anlayarak Hz Ebu Hureyra ve Hz Enes (Rhuma) gibi sahabeleri "çok hadis rivayet etmişler" diyerek eleştirmişlerdir Halbuki bu sahabeler yukarıdaki mütevatir hadisin tesirinden dolayı Abdullah bin Zübeyr ve Hz Ömer gibi az hadis rivayet eden sahabelere oranla çok hadis rivayet etmişlerdir Yoksa Allah Rasûlü'nden (sav ) duydukları bütün sözlere ve fiillere oranla son derece az hadis rivâyet etmişlerdir İşte bunların delilleri:
Efendimiz (asv)'ın yirmi üç senelik nübüvveti boyunca sabahtan akşama kadar süren sadece bu konuşmasını dinleyen keskin hafızalı bir sahabenin bu konuşmada duyduğu her şeyi rivayet etmeye kalksa kaç hadis oluşacağını tahmin edebiliyormusunuz? Gelin Efendimize on yıl hizmet eden ve "Müksirûn" (çok hadis rivâyet eden sahabeler)den biri olarak bilinen(?) Enes bin Malik'i (r) dinleyelim:
"Kim benim üzerime bilerek bir yalan atarsa cehennemdeki yerine hazırlansın" (Buhari, İlim 38 Hadis no: 108)
)'tan bir çok hadis duymuş, ancak bunların içinden kesin olarak emin olduğu, hata etmediği hadisleri bize aktarmıştır Radıyallahu anhu ve anhum ecmeîn Biz tekrar Rasûlullah adına konuşmanın ağır sorumluluğuna gelelim İmâmu'l-Haremeyn el-Cüveynî'nin babası Şeyh Ebu Muhammed Rasûlullah (sav ) adına bilerek yalan konuşan kimsenin kâfir olduğuna hükmetmniştir İbnül Münîr de onu desteklemiştir Cumhur ise bu hükmü "Yaptığı işi helal görme" şartına bağlamıştır Aksi takdirde kâfir değil mürtekeb-i kebira olur demiştir Efendimiz (asv)'ın "Cehennemdeki yerine hazırlansın" sözü o kimsenin cehennemde çok uzun kalacağını gösterir Hatta bu cümlenin zâhiri cehennemden hiç çıkmayacağına işaret eder Çünkü Rasûlullah (sav ) o kimse için cehennemden başka bir yer tayin etmemiştir Ancak ne var ki kat'î deliller cehennemde ebedî kalmanın kâfirlere has olduğunu söyler (Bkz Fethul-Bari 1/244) İmam Buhari Ebu Hureyra (r) rivayetle Rasûlullah (sav )'in şöyle dediğini nakleder: "İsmim ile isimlenin Künyem ile künyelenmeyin Kim beni rüyasında görmüş ise muhakkak beni görmüştür Çünkü şeytan benim sûretime giremez Kim bilerek bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın" (Buhari, ilim 38 Hds no:110) İmam Buhârî'nin bu hadis-i şerifi "Rasûlullah adına yalan konuşmak" babı altında zikretmesinin amacı Rasûlullah adına yalan konuşmanın rüyayı da içine aldığını göstermek içindir Buna göre rüyasında Rasûlullah'ı (Sav ) görmediği halde "gördüm" diye rivâyet etmek veya rüyasında Rasûlullah'ın söylemediği, yapmadığı bir şeyi aktarmak veya rüyasında görmediği bir şeyi Rasûlullah'a isnat etmek mütevatir hadis-i şerifimizde belirtilen cezanın içine girer Yine İmam Buhârî, Hz Ali'nin (R) şöyle dediğini rivayet eder: Nebiyy-i Muhterem (sav ) buyurdular ki: "Benim adıma yalan konuşmayın! Çünkü kim benim adıma yalan konuşursa cehenneme girer" (Buhari, İlim 38, Hds no: 106) Buradaki "yalan" mutlaktır İster sözlü ister fiili her türlü yalanı içine alır Rasûlullah (sav ) adına yapılan yalanın her çeşidi bu yasağın içine girer Bu nedenle hadisimizin orijinal metnindeki "alâ" harf-i cerr'ini "aleyhimde" şeklinde anlamak mümkün değildir Zira, câhillerden bir grup iyilikleri teşvik etmek kötülüklerden de sakındırmak için Rasûlullah adına bir çok hadis uydurmuşlar ve "Biz bunları Rasûlullah'ın aleyhinde uydurmadık Bilakis Onun şeriatini desteklemek için O'nun lehinde uydurduk" demişlerdir Cehâletin derinliğini farkedebiliyormusunuz? Rasûlullah'ın (sav ) söylemediği bir şeyi "söyledi" diye uydurmak Allah adına yalan uydurmaktır Çünkü Rasûlullah'ın (sav ) sözleri vahiydir (gayr-ı metluv) Ya şer'î bir hükmün ispâtı, ya da nehy'idir Allah'a iftira atan ve Allah adına yalan uydurandan daha zâlim kim vardır!? Öte yandan her şeye cevaz veren "Keramiye" fırkası, kuranda veya sünnette var olan bir şeyi desteklemek için Allah Rasulü'ne (sav ) yalan uydurmaya cevaz vermişlerdir Delil olarak ta yukardaki mütevatir hadisi şerifteki "ala" harf-i cerr'ini ileri sürerek Arapçadaki cehâletlerini göstermişlerdir Onlardan diğer bir kısmı da, görüşlerini desteklemek için Bezzar'ın müsnedindeki İbn-i Mesud (R)' tan gelen "İnsanları dalâlete düşürmek için kim bana yalan uydurursa![]() ![]() " ilavesine sarılmışlardır Bu rivâyetin Allah Rasûlü'ne ulaşıp ulaşmadığında ihtilaf vardır Dârakutnî ve el-Hâkim gibi otoriter muhaddisler bu rivâyetin Allah Rasûlü'ne ulaşmadığına (irsâl'ine) hükmetmişlerdir Aynı hadisi İmam Dârimî Ya'la bin Mürra'dan zayıf bir senetle rivayet etmiştir Bu hadisin Rasûlullah (sav ) den geldiği sâbit olsa bile "İnsanları dalalete düşürmek için![]() ![]() " ibaresindeki "lam" harf-i cerri maksat bildiren "lam" değildir Bilakis sayrûret (oluşum) bildiren "lam"dır Buna göre hadisin anlamı "Kim bana bir yalan uydurup ta insanları dalâlete düşürürse![]() ![]() " şeklindedir Tıpkı kur'an-ı kerim'deki "İnsanları dalâlete düşürmek için Allah'a iftira eden (yalan uyduran) kimseden daha zâlim kim vardır?" ayet-i kerimesinde olduğu gibi![]() ![]() Bu ayeti kerimedeki "lam" harf-i cerr'ini maksat bildiren "lam" olarak alıp "insanları dalâlete düşürmek maksadı yoksa Allah'a iftira atılabilir" hükmünü çıkarmak ancak câhillerin işidir Halbuki bu ayeti kerimedeki "lam" –tıpkı yukarıdaki hadiste olduğu gibi- sayrûret bildiren "lam"dır Buna göre ayetin anlamı "Allah'a yalan iftira atıp ta insanları dalâlete düşürenden daha zâlim kim vardır" şeklindedir Buhari, Şehâdât 10, Edeb 6, İsti'zân 35, İstiâbe 1 Müslim, Îmân 143 Tirmizi, Şehâdât 3, Birr 4 Buhari, İlim 38 Hadis no: 107 Buhari, İlim 38 Hadis no:109 El-Kifâye fî İlmi'id-Dirâye, Hatîb el-Bağdâdî 210 Müslim, Tahâret 32 Tirmizi, Tahâret 2 Muslim, Fiten 25 |
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|