09-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Düşüyorum
Düşüyorum, derinliklerine

Düşüyorum, derinliklerine  
Arkada sessiz harflerle bir fon bana eşlik eden  
''Sen beni büyüleyen ışığınla kendine hapsederdin '' Diyor  
Ben, sendeydim gerçekten 
Olmaktan korktuğum o yerde   
Hayatın boyunca yanında olacağım diyordun  
Zamanın silemediği çok fazla şeyler var gerçekten
Silinemeyeceklerden olman acı veriyor
Şu an söylediğin o mısralardan geriye kalanlarla yaşıyorum 
Benimle devam edecek olanlara baktığımda senin yerine fotoğraflar ve bir kaç sözünü görmek en acı olanı  
Yaralar derin 
Bir çıkış bulup iyileştirebilecek miyim, bilemiyorum 
Hiç bir kere tam anlamıyla senin olmadım, tüm sorun burada 
Sahiplenmeye çalıştıkça akıp gittin, sızan bir su idin parmaklarımın arasından durmaksızın akıp giden, tıpkı zaman gibi   
''Dur!'' diyemedim sana, nedendir bilmem 
Özleyeceğim gerçekten  
Birlikte attığımız kahkahaları, not yarıştırmamızı, büyük bir kalabalığın içinden birbirimizi gördüğümüz anda ki o sıcak gülümsemelerimizi  
Tekrar karşılaşırız belki o kalabalıkta   
Beni yaşatan umut da buydu işte
Korkum; birbirimizin gözünün derinliklerine baktığımızda tekrar sıcak bir gülümseme oluşacak mıydı yahut daha da kötüsü birbirimizi tanıyabilecek miydik ?
Düşüyorum

Yüreğim de, sessiz bekleyişlerin, büyük isyanlara dönüşmesi an meselesi  Beklerken yitirdiklerimiz ve bekledikçe asla erişemeyeceklerimiz mi birikiyor her bekleyişin ardında isyankar, bilmiyorum Kırıldıkça, her defasında büyük bir tutku ile sarılıyorum aşka, aşk mı benden, yoksa ben mi aşktan vazgeçemiyorum, bunu da bilmiyorum
Sanırým, bizler aşka aşık iflah olmazlarız  Bizler nankör aşkı böyle severken, o bize acımasızca darbe indiriyor, tam yıkacakken tutup kolumuzda, bir daha, bir daha vurabilmek için kaldırıyor
İşte her fırtına öncesi sessizlik gibi, yüreğinde ki sessizliklerde, uzun sürmeyecek bir zirve tırmanışının ardından, bazen hızla, bazense daha acımasızca yavaş yavaş bir düşüsün habercisi oluyor  aşk bu işte!!!  Zirvede duyguları yaşama arzusu ile sevmek ve sevilmek için, uçurumları tırmanmayı göze alıp, ayağının altından kayan küçük bir taş parçası ile hızla düşmeye başlamak  
Şanslı isen düşerken bir dal bulup tutunuyorsun, ama bu şansında çok uzun sürmeyebilir, çok dikkatli olmalısın çünkü tutunduğun dal seni ve yaralı yüreğini taşımayacak kadar güçsüzdür çoğu zaman, çünkü bu can kurtaran aşkların ömrü, esas yüreği yaralayan aşklara oranla daha kısadır  Eğer tutturacak bir can kurtaran aşk bulamamışsan o an, her an biraz daha hızlanarak düşersin uçurumdan aşağıya, tek emin olduğun şey bu düşüşte ölmeyeceğindir, ağır yaralar alıp çok acı çekebilirsin ama ölmeyeceksin, eğer ölürsen her şey biter  Oysa aşk tekrar aşık etmeyi ve yüreğine yeni aşk yaraları çizmeyi sever  
Su anda tırmandığım aşk uçurumunun en üst zirvesinden düşüyorum, etrafımdan hızla gecen can kurtaran aşkların hepsine yüzümü cevirdim  onlara bakıp, beni ve yüreğimi taşıyacak kadar güçlü olmadıklarını düşünüyor ve sadece düşmek istiyorum  Ölmeyeceğim biliyorum, sessizce düşüyorum  sonra mı? Sonrası büyük acı ve gönül yaraları  
Sonra içimdeki tüm volkanların söndüğü, fırtına öncesi sessizliğinde olacak gönlüm  Sessizlikten ürperip de, bir şarkı mırıldanırsınız ya sessizce, işte öyle söyleyeceğim aşk türkülerini uzun zaman, her an büyük bir çığlıkla kesilivereceklermiş gibi ürkek, ve dokunsan dağılıverecekmiş gibi kırılgan bir kalple  Dokunsalar yüreğimdeki yaralara sızlayacacakmış gibi ürkek bakacağım aşklara uzun zaman  Sonra mı?
|
|
|