04-16-2007
|
#1
|
mate
|
İkinci Hayatlar(Can Dündar)
İkinci hayatlar
Günlerdir göz ucuyla 3 sayfalarda İzmir'deki cinayete ilişkin haberlere bakıyorum
İzmirli 43 yaşında bir işadamı, gizlice kiraladığı bir evde boğazı kesilerek öldürüldü
Bulunduğunda yüzü makyajlıydı Üzerinde kombinezon ve kadın külotu vardı
Polis kısa zamanda katilin izine ulaştı
İletişimin patladığı ve adım adım kaydedildiği çağda her şey kayda geçmişti zaten:
Kurbanın girdiği internet siteleri  
MSN'de sohbet ettiği adresler  
Telefon ettiği son kişinin numarası  
Evine girip çıkanların güvenlik kamerasındaki görüntüleri  
Hayatı, hepimizinki gibi, tam bir elektronik muhasara altındaydı
* * *
O, muhasarayı yarabileceğini düşünmüş, gizli bir sığınakta kendine ikinci bir hayat kurmuştu; ilk hayatıyla taban tabana zıt, bambaşka bir ikinci hayat  
Kurban böyle de katili farklı mı?
O da 25 yaşında bir inşaat işçisiydi
İnternetteki arkadaşlık sitelerinde tanıştığı eşcinsellerle para karşılığı ilişkiye giriyordu
Cinayet anında o da ikinci hayatındaydı
Gündüz harç kararken gece âlemlere dalıyordu
* * *
Kimsenin tercihini çekiştirecek, geride kalanların acılarını deşecek değilim
Ben daha çok, ortaya serilen ikinci hayatlarla ilgiliyim
Farklı dünyalarla iletişimin imkân dahiline girdiği, ilişkiler ağının yayıldığı bir çağda, değişik etkilere açık hale geldik Davranış repertuvarımız da genişledi
Modern hayatın karmaşası, hepimizde çoğul kişilikler yarattı
Bu yenilik, kişilik denilen okyanusta büyük dalgalanmalara yol açtı
Çoğu zaman yüzeyde görünmeyen iç akıntılar, en ufak fay kırığında tsunami gibi patlamaya başladı
* * *
İnternette "Kleopatra" rumuzuyla eş arayan bir işadamını ya da ona para karşılığı hizmet veren bir inşaat işçisini görünce, sanal sohbetlere sahte isimle katılan diğerlerini düşünüyor insan  
Acaba gündüzleri mecburi edindikleri kimlikleri mi gerçek saymalı, geceleri gönüllü büründükleri kimlikleri mi?
Gündüz, sanki bir tiyatro sahneleniyor Maskeli kişilikler, verilen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışıyor
Sonra gecenin hoşgörülü loşluğunda maskelerini çıkarıyorlar
Zorunluluklardan, sorumluluklardan, rollerden soyunup karanlığın pelerinine bürünüyor ve ikincil kişiliklerine sığınıyorlar
Gece, neyseler o olma fırsatını bahşediyor
Asıl hayat, orada zuhur ediyor
Gündüzün yaraları orada sarılıyor
Biraz da bu terapi sayesinde ertesi sabah tiyatro yeniden ve hevesle başlıyor
* * *
Biz genelde sabah, o tiyatroda okuyoruz haberleri; şaşırıyor, ayıplıyoruz
Freud'un "yansıtma" dediği yöntemle kendi kusurlarımızı başkasında görünce suçlayıp rahatlıyoruz
Oysa çoğumuzun kalın maskesinin altında da bin bir yüz var
Potansiyel kurbanlar ya da katilleriz
Asıl kurbanlar ve katillerden farkımız; onların yaşamayı göze aldığını bizim bilinçaltı denilen kara delikte saklamamız, bastırmamız  
İşte bu yüzden, kimsenin kendisi olma hürriyetine kavuşamadığı bir çağın 3 sayfalarında, insana dair okuduklarım şaşırtmıyor beni  
Sadece "Bir maske daha yırtıldı" diye düşünüyorum:
"Bir gece daha aydınlatıldı  Bir hayat daha karartıldı "
Can Dündar
|
|
|