Konu
:
Unutturulan Şifalı İçeceklerimiz.
Yalnız Mesajı Göster
Unutturulan Şifalı İçeceklerimiz.
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Unutturulan Şifalı İçeceklerimiz.
Osmanlı saray mutfağında da halk sofralarında da eksik olmayan bir içeçektir şerbetler
Osmanlı kültüründe konuğa mutlaka ikram edilmesi gereken
paylaşılmaktan hoşlanılan bu lezzet
şimdi unutulmaya yüz tutsa da Osmanlı mutfak kültürünün yaşatıldığı sofralarda halen yerini alır
Dünya mutfak kültürleri içinde içeceklerin önemi tartışılmaz
İnsanlar doğadaki yenecek ürünleri zamanla nasıl aşama aşama öğrenek beslenme modellerini oluşturmuşlarsa
mutlak surette içecek olgusunu da bu aşamaların paralelinde geliştirmişlerdir
Tabii ki içeceklerin susuzluğu giderme aşamasından keyif boyutuna dönüşmesi için binlerce yıl süren bir çok etkenin önemli rolü bulunuyor
Özellikle dinlerin
hem yiyecekler hem de içecekler üzerinde başlıca rolü olduğunu vurgulamak gerekir
Örneğin
İslamiyet’in alkolü kesin yasakların içine alması nedeniyle
İslam dünyasının içecek kültürü doğrudan meyve suları ve şerbet üzerinde yoğunlaşmıştır
Meyve suyu tüketimi dünyanın tamamında uygulanan bir alışkanlıktır
fakat şerbet Doğu Akdeniz
Orta Doğu ve Orta Asya coğrafyalarında İslam toplulukları tarafından ortaya çıkarılmış ve tüketilmiştir
Altın tombakta sunum
Şerbetin
Osmanlı İmparatorluğu’nda altın tombak şerbetliğinde sunulacak kadar itibar görmesi
yemek kültürümüzdeki değerini ortaya koymaktadır
Dünyada hangi içecek böylesine bir makama oturtulmuştur? Fakat günümüzde şerbet
sadece Ramazanlar’da sembolik olarak sunulan bir kültür mirası objesine dönüşmüştür artık
Şerbet kültürünün (kültür tanımlası yapmak gerekir zira atalarımızın günlük yaşantısında
şerbetle bütünleşen veya eşleştirilen geleneksel davranış kalıpları oluşmuştur) bugünkü konumu
artık
maalesef kültür boyutunda değerlendirilemeyecek durumdadır
Şerbetten Sorbeye
Şerbetin
Arapça‘da “içmek” anlamına gelen “şerben” fiilinden türetildiği varsayılmaktadır
Şerbetin ana yapım tekniği olan şurup ise Arapçadan olduğu gibi alınmıştır
Fakat eski Arapça’da şurup
şerbet ve şekerli içecek anlamına gelir
Anadolu’ya yakın Arap coğrafyası
halen şerbet kelimesini Osmanlıların geçmişte kullandığı şekliyle kullanır
Osmanlı dönemlerinde İngiliz seyyah ve sefirlerin şerbetle tanışması
bu ürünü evrenselleştiren Osmanlılar sayesinde olmuştur ve şerbet (sherbet) sözcüğünü doğrudan kendi dillerine almışlardır
Ünlü yemek tarihçisi Alan Davidson
Osmanlı - Bizans - Venedik ilişkileri döneminde şerbetin
İtalyan mutfağına “sorbetto” olarak girdiğini bildiriyor
Fransızlar ve İtalyanlar da öğrendikleri bu teknikle
karlı yada buzlu şerbetin benzeri olan buzlandırılmış şerbeti geliştirmişler ve adına “sorbet” adını vermişlerdir
“Sorbet”
Fransız mutfağının etkisiyle tüm dünya sofralarında geleneksel bir boyut kazanmıştır
Özellikle üst düzey mönülerin servis edildiği sofralarda
karmaşık tatlar damakta yorgunluk yaratır
Damağın rahatlamasını ve tazelenmesini sağlamak için ana yemek öncesinde “sorbet” sunumu
damağı bir sonraki yemeğe hazırlar
Şeker ve suyun sihirli lezzeti
Şerbetin ana maddesi şeker ve sudur
Özellikle şeker kullanımının yaygınlaşması ve şekerin aynı zamanda yiyecekleri muhafaza yöntemlerinden biri olarak uygulanmaya başlaması reçel
murabba
şurup ve nihayet şerbetin ortaya çıkmasını sağlamıştır
Şurup şerbetin temelidir
Doğadan toplanan ürünler şekerin kestirilmesiyle kaynatılır ve belirli bir kıvama geldiğinde soğutularak cam kavonozlarda saklanır
Şerbet yapılması gerektiğinde 1/3 oranında suyla sulandırılarak sunulur
Şerbetin katkı maddeleri arasında çiçek
bitki
meyve
kök
kabuk ve tohumları sayabiliriz
Bunun dışında pestil
kuru meyveler
pekmez
meyve ekşilemeleri
bal ve sirke gibi ürünler katkı maddesi olarak kullanılır
Şerbetler genellikle yaz aylarında soğutularak içilse de kış aylarında sunulan sıcak şerbetler de bulunur
Çiçek Şerbetleri
Topkapı Sarayı’na sonradan eklenen helvane mutfağı adeta bir tatlı
şurup ve şerbet labatuvarı olarak işletilmiş
Sarayın en gözde şerbetleri çiçeklerden gül
zambak
menekşe
fulya
yasemin
muhabbet
iğde ve nilüfer çiçeklerinden yapılırmış
Özellikle tatlı suda yetişen ve çok kısıtlı miktarda bulunan nilüfer çiçeğinden yapılan şerbet
akıllara durgunluk verecek bir reçete!
Şerbet yapımına bu kadar önem veren Osmanlı Sarayı’nda
doğal olarak sanatkâr kuyumcu marifetiyle yapılmış pahalı şerbet takımları ve avadanlıklar kullanılmış
Genelde saray ve halk mutfağı arasında büyük uçurumlar olmasına rağmen mesele şerbet olunca
bu uçurum çok derin değildir
Zira şerbet her hanede her zaman ansızın gelen misafire sunulması gereken en önemli ikramdır
Böylesine bir kültürün zamanla yok olmasının altında mutlaka pek çok etken yatıyor
Fakat aslında kaybettiğimiz
şerbet kültürünün asırlarca oluşturduğu beşeri ilişkilerin bütünüdür
Ş E R B E T T A R İ F L E R İ
Çilek şerbeti
Malzemesi:
500 gr çilek
1 lt su
130 gr toz şeker (%100 pancar şekeri)
Hazırlanışı:
Çilekler temizlenip ayıklandıktan sonra
akşamdan şekerle karıştırılıp sabaha kadar buzdolabında bekletilir
Tencereye alınıp suyu ilave edilir ve hepsi birlikte kısık ateşte kaynamaya bırakılır
5 dakika kaynadıktan sonra ocağın altı kapatılırak soğumaya bırakılır
Soğuyunca tülbentten süzdürülüp soğuk olarak servis edilir
Karadut şerbeti
Malzemesi:
500 gr karadut
130 gr şeker (%100 pancar şekeri)
1 lt su
Hazırlanışı:
Karadut ayıklanıp temizlendikten sonra akşamdan şekerle karıştırılıp sabaha kadar buzdolabında bekletilir
Tencereye alınıp suyu ilave edilir ve hepsi birlikte kısık ateşte kaynamaya bırakılır
5 dakika kaynadıktan sonra ocağın altı kapatılarak soğumaya bırakılır
Soğuyunca tülbentten süzdürülüp soğuk olarak servis edilir
Gül şerbeti
Malzemesi:
500 gr gül yaprağı
130 gr şeker (%100 pancar şekeri)
1lt su
Hazırlanışı:
Gül yaprakları ile şeker ovulur
Rengi ve kokusunun bağdaşması için 2 – 3 saat bekletilir
Suyu ilave edilip hafif ateşte kaynamaya bırakılır
Kaynadıktan 3 dakika sonra ocağın altı kapatılarak soğumaya bırakılır
Tülbentten süzdürdükten sonra soğuk olarak servis edilir
Frambuaz şerbeti
Malzemesi:
500 gr frambuaz
130 gr toz şeker (%100 pancar şekeri)
1 adet kabuk tarçın
1 lt su
Hazırlanışı:
Frambuazlar temizlenip ayıklandıktan sonra şekerle karıştırılıp 2 – 3 saat kadar bekletilir
Su ve kabuk tarçın ilave edilip kısık ateşte kaynamaya bırakılır
Kaynadıktan sonra 5 dakika daha kaynatılarak ocaktan alınır
Süzgeçten süzdürüldükten sonra soğuk olarak servis edilir
Not: Servis ederken şerbetin içerisine taze frambuaz taneleri konulabilir
Kızılcık şerbeti
Malzemesi:
500 gr kızılcık
300 gr toz şeker (%100 pancar şekeri)
2 tatlı kaşığı limon suyu
1 lt su
Hazırlanışı: Kızılcıklar yıkanır ve suyun yarısı tencereye alınıp kaynatılır
Kaynamış kızılcıklar
süzgeçte ezilerek suyu geçirilir
Suyun kalan diğer yarısı ile şeker beraber kaynatılır
Kaynayınca kızılcık suyu eklenip bir taşım beraber kaynatılır
Limon suyu ilave edilip ocaktan alınır ve soğumaya bırakılır
Soğuk olarak servis edilir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul