Konu
:
Çerkes Ethem Bey
Yalnız Mesajı Göster
Çerkes Ethem Bey
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Çerkes Ethem Bey
Kafkasya'nın Şapsığ Yöresi'nden göçederek Bandırma'ya yerleşen bir Adıge Ailesi'ndendir
1886 yılında Emre Köyü'nde doğdu
Pşevu Ali Bey'in oğludur
Rüşdiyeyi ve Küçük Zabit Mektebi'ni bitirdi
Balkan Savaşları'na katılarak yaralandı
Birinci Dünya Savaşı'nda Sencer Eşref Bey'in yönetimindeki Teşkilat-ı Mahsusa'da çalıştı
Dr
Hanakhe Reşit Bey'in (Diyarbekir Valisi) ve Aşharuva Rauf (Orbay) Bey'in emrinde Irak ve İran'da görev yaptı
Bu arada yaralanarak Bandırma'ya döndü
Mütareke döneminin başlangıcında İzmir'de bazı siyasi eşkıyalık olaylarına adı karıştı
Yunanlıların İzmir ve çevresini işgali üzerine Anadolu'ya geçen Aşharuva Rauf Bey'in ve Zaraho Bekir Sami Bey'in uyarılarıyla Yunanlılara karşı eyleme geçti
Ağabeyleri Reşit ve Yüzbaşı Tevfik Bey'lerle birlikte Bursa ve Balıkesir'deki Kafkas Göçmenleri arasından topladığı gönüllülerle önce Ayvalık
sonra da Akhisar ve Salihli'de Yunanlılara karşı savaştı
Örgütçü yeteneğiyle diğer bazı Kuvay-ı Milliye çetelerini de tasfiye edip kendi güçlerine katarak Yunanlılara karşı sağlam bir cephe oluşturdu
Yunan ilerlemesinin "Milen Hattı" üzerinde durdurulmasında en büyük rolü aldı
Emrindeki atlı güçlere 14
Kolordu Komutanı Met İzzet Yusuf Paşa tarafından "Kuvay-ı Seyyare" adı verilmişti
1920 yılı boyunca birlikleri
zaman zaman Yunan Cephesi'ne çekilerek Marmara ve İç Anadolu'daki karşı ihtilal hareketlerinin bastırılmasında vurucu güç olarak kullanıldı
Bu suretle TBMM'nin toplanarak ülkenin kaderini eline almasında önemli bir rol oynadı
Düzce
Adapazarı
Çorum
Yozgat gibi ayaklanma bölgelerinden toplayarak güçlerine kattığı yeni gönüllülerle daha da güçlenerek TBMM Hükümeti'nin dayanağı
en güçlü Kuvay-ı Milliye Komutanı haline geldi
Kendisine resmen "Milli Kahraman" ünvanı verilerek TBMM'nde ayakta karşılandı
Fakat birliklerinin kendine özgü yapısı ve genellikle Kafkas Göçmenlerinden oluşması kuşkular yarattığı gibi
ayaklanma bölgelerinde verdiği yersiz idam kararları ve köyleri yaktırması hemşehrileri arasında da kendisine karşı antipati uyandırmaya başlamıştı
İç Anadolu'da
Çapanoğulları'nın yönlendirdiği karşı ihtilal hareketini bastırmak için Yozgat'ta bulunduğu sırada
Yunanlıların iki koldan saldırıya geçerek Bursa
Balıkesir ve Uşak'ı işgal etmeleri üzerine tekrar bu cepheye çağrıldı
Düşman saldırısının durdurulmasında büyük başarısı görüldü ve Demirci'deki savaşlarda
üstün Yunan güçlerine karşı büyük bir başarı kazandı
Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa'nın Moskova Büyükelçiliği'ne atanarak yerine İsmet Bey'in getirilmesinden sonra Ethem Bey ve kardeşleri ile Mustafa Kemal Paşa ve Hükümet arasındaki anlaşmazlıklar belirginleşmeye başladı
Bir yandan Nizami Ordu'nun güçlendirilmesi için bir engel olarak görülen Kuvay-i Seyyare öte yandan da Anadolu ihtilaline el koymaya çalışan sol akımlar ve Enver Paşa taraftarları için hazır bir potansiyel olarak değerlendiriliyordu
Ethem Bey'in Yozgat Ayaklanması'nın bastırılması sırasında
Hükümet üzerinde giriştiği bazı güç gösterilerinden de kuşkulanan Mustafa Kemal Paşa
sol eğimli Yeşilordu Cemiyeti gibi Kuvay-i Seyyare'yi de dağıtmaya karar vermişti
Durumu değerlendiremeyen Ethem Bey ve kardeşleri çeşitli olaylar karşısında yaptıkları hissi çıkışlarla siyasi hasımlarının eline yeni kozlar verdiler
Met Yusuf İzzet Paşa
Hakkı Behiç Bey gibi hemşehrileri tarafından kendilerine yapılan bazı uyarıları da değerlendiremediler
Ethem'in TBMM'ye çektiği hakaret dolu bir telgraf
TBMM'nin bütünüyle aleyhine dönmesine neden oldu
Lozan Anlaşması'ndan sonra da 150'lik listeye dahil edildi
Bunun üzerine önce Mısır'a sonra da Ürdün'e giden Ethem Bey buradaki Kafkas Göçmenleri arasında sessizce yaşadı
Kardeşlerinin aksine
150'liklerin affından sonra da Türkiye'ye dönmedi
1948 yılında Amman'da öldü ve bir Çerkez mezarlığına gömüldü
Anılarım adlı bir kitabı vardır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul