Konu
:
Birinci Dünya Savaşı Hakkında Bilgi
Yalnız Mesajı Göster
Birinci Dünya Savaşı Hakkında Bilgi
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Birinci Dünya Savaşı Hakkında Bilgi
Birinci Dünya Savaşı Hakkında Bilgi
Dünya Savaşı
20
yüzyılda dünya çapında yapılan iki savaştan birincisidir
28 Temmuz 1914 tarihinde Avrupa'da başlamış ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle Dünya Savaşı ve Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır
Dört yıl süren savaş
1918 yılında sona ermiştir
I
Dünya Savaşı
Avrupa'da dört merkezi devlete karşı
Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin bulunduğu
o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır
I
Dünya Savaşı Avrupa'da İttifak Devletleri diye adlandırılan Almanya
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan Krallığı ile İtilaf Devletleri diye adlandırılan Britanya İmparatorluğu
Fransa ve Rusya İmparatorluğu önderliğindeki Sırbistan
Karadağ ve Belçika devletleri arasında gerçekleşmiştir
Savaşa sonradan İtilaf Devletleri tarafında İtalya
ABD
Japonya
Yunanistan
Portekiz ve Romanya da katılmıştır
Savaşın Nedenleri [değiştir] Siyasi Nedenler [değiştir]Avrupa'da 16
yüzyıl'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla
Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'na bağlı Prenslikler
farklı taraflarda savaşmışlar
tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir
Savaş sonucunda
bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen İmparatorluğu birliği dağılmıştır
Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi
tam aksine Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur
Bu sonuç Almanya için 19
yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur
Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve İngiltere
Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur
1815’te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur
Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için
Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla
Avrupa Devletleri
Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır
Yenilgiye uğrayan Ruslar
etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir
Yine bu savaşın sonunda
İtalya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır
1870 Sedan Savaşı[1] ile Almanya ve İtalya’nın birliklerini kurmaları
bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları
Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti
Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine
o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır
Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı silahlanmaya yol açmıştır
Bu da silahlı barış dönemini ortaya çıkarmıştır
Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir
Bu genel çerçeve içinde I
Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik
siyasi
askeri gelişmelere dayanmaktadır
Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir
Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman İmparatorluğu'nun elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü İngiliz İmparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknoloji haline gelmesi ve bunun basta İngiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır
Ekonomik Nedenler [değiştir]Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren İngiltere ve Fransa
karşı taraftaki Almanya ve İtalya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi
Almanya ve İtalya
siyasi birliklerini oluşturduktan sonra
1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır
İngitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak
Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir
Bu
sömürgeler
deniz yollarının hakimiyeti
uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir
Öte yandan 19
yüzyıl sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20
yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir
Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Orta Doğu Petrol varlığı
19
yy sonlarında özellikle İngilizler tarafından
çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti
İngiltere
petrol siyasetini
1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu
Diğer bir konuda Rus İmparatorluğu'nun ekonomik durumudur
Rusya
19
yy'ın sonlarında 20
yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir
Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı
Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus İmparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu
Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı
Ülkelerin Stratejileri [değiştir] İngiltere [değiştir]I
Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında (1558-1603) İskoçya’da İngiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı
İngiltere'deki Tudor hanedanıyla
İskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler
iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı
İskoçya Kralı 1
James İngiltere kralı oldu
1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı
Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar
1642-1651 yılları arasında gerçekleşen İngiltere İç Savaşı sonucunda krallık devrildi
Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu
Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2
Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere İngiltere'ye davet etti
18
ve 19
yüzyıllarda İngiltere
büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya İmparatorluğu'nun merkezi konumundaydı
19
yüzyılın başlarında Avustralya
Kanada
Hindistan
Afrika’da bazı devletler
Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu
Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında İngiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi
1877'de Hindistan sömürgeleştirildi
1882'de Mısır ele geçirildi
İngiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı
Bu gücü sömürgeler
deniz yolları hakimiyeti
küresel şirketler aracılığıyla
askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir
1871'ten itibaren Alman İmparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır
Çünkü güçlü bir Almanya İngitere için en büyük tehdit olacaktır
Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir
)
Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman İmparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur
Yine aynı şekilde Rusya ile 1
Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da
Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu
İngiltere
bir ada ülkesi olması nedeniyle
savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı
[4]
Alman İmparatorluğu'nun İngiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi İngiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi
Aynı zamanda
sömürgelerin korunması
deniz yollarının kontrol altında tutulması
küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Alman İmparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır
Fransa [değiştir]Fransa'da krallık sistemi 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'ne dek hüküm sürdü
Fransız Devrimi sırasında dönemin Fransa kralı XVI
Louis ve eşi Marie Antoinette ile onlara yakınlığı olduğu düşünülen yüzlerce Fransız vatandaşı öldürüldü
Kısa süreli bir dizi yönetim denemesinden sonra Napolyon Bonapart 1799'da cumhuriyetin kontrolünü ele aldı ve kendini önce Birinci Konsül
daha sonra
günümüzde Birinci İmparatorluk (1804–1814) adıyla anılan devletin imparatoru ilan etti
Napolyon Savaşları olarak bilinen bir dizi savaşın ardından
Bonaparte ailesinin yardımıyla Napolyon kıta Avrupasının büyük bölümünü ele geçirdi
Yeni elde edilen bu topraklara daha sonra Bonaparte ailesinin üyeleri Fransa'ya bağlı kral olarak atandı
1815 yılında yapılan Waterloo Savaşı'nda Napolyon'un son yenilgisinden sonra Fransa'da krallık yönetimine geri dönüldü
Ancak bu kez kralın yetkilerine anayasal kısıtlamalar getirildi
1830 yılında çıkan bir sivil ayaklama olan Temmuz Devrimi'yle Bourbon Hanedanı tümüyle kaldırılarak anayasal krallığa dayanan Temmuz Monarşisi getirldi
Bu yönetim biçimi 1848 yılına dek sürdü
Bu arada kurulan İkinci Cumhuriyet oldukça kısa süreli oldu ve 1852 yılında III
Napolyon İkinci İmparatorluğu kurunca yıkıldı
1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı'nda yenilen III
Napolyon bunun üzerine tahttan indirildi ve bu yönetim rejimi de Üçüncü Cumhuriyet'in kurulmasıyla fesholdundu
Fransa 17
yüzyıldan başlayarak 1960'lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var oldu
19
ve 20
yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa'yı İngiltere'den sonra ikinci büyük sömürge imparatorluğu hâline getirdi
Fransa ve Almanya
1871 yılından itibaren birbirlerini tehdit olarak görmüşlerdir
Fransa için
kaybettiği Alsace-Lorraine bölgesi hem ekonomik hem de askeri açıdan büyük öneme sahipti
Öte yandan Ren Nehri üzerindeki köprüler ve Belçika'nın güçlü savunmaya sahip olması
Fransa için diğer iki askeri strateji unsuruydu
[1]
Fransa için Alman İmparatorluğu
Merkezi Avrupa'da olduğu kadar
sömürgeleriiçin de büyük tehdit oluşturuyordu
Çünkü Fransız Askeri-ekonomik-siyasi gücünün temeli sömürgeler üzerine kuruluydu
Rusya [değiştir]Rusya İmparatorluğu'nun başlangıcı 1721 yılındadır
1866 yılında toprakları Asya
Avrupa ve Kuzey Amerika'nın belirli bölümlerini kapsamıştır
19
yüzyılın başında dünyanın en büyük ülkesi olmuş
toprakları kuzeyde Kuzey Buz Denizi'nden güneyde Karadeniz'e
doğuda Büyük Okyanus'dan batıda Baltık Denizi'ne kadar uzanmıştır
19
yüzyıl sonu ve 20
yüzyıl başlarında
İmparatorluğun ekonomik yapısı geniş ölçüde köylü ve sayıca daha az ama etkili bir işçi sınıfına dayanmaktaydı
Sanayileşme yetersizdi ve üretim büyük ölçüde tarıma dayalıydı
Şehirleşme 2-3 şehir dışında son derece az ve nüfusun büyük çoğunluğu taşrada yaşamaktaydı
1905 Devrimleri ve ardından gelen 1917 Devrimleri
Rusya'nın bu ekonomik ve siyasi yapısından kaynaklanmıştır
Rusya 19
yüzyıl'da temelde dört hedef doğrultusunda siyasetini konumlandırmıştır:
a)Batısında Pan-Slavizm Politikalarıyla(böylece Slav kökenli halkların kontolünü eline geçirmek) ve Balkanlar/Doğu Avrupa'da hakimiyetini sağlamak
b)Güneyde
Osmanlı İmparatorluğu (Boğazlar ve Doğu Anadolu'yu ele geçirmek)ve İran(Petrol alanları)politikaları ile hakimiyetini sağlamak
c)19
YY
'da Ortaasya'nın büyük bölümünü ele geçiren Ruslar
bu hakimiyetlerini korumak
d)Doğuda
Japonya-Rusya-İngiltere-ABD arasındaki güç dengesini kaybetmemek
1904-1905 Rus Savaşı'nda büyük yenilgiye uğrayan Rusya
aynı tarihlerde
İngiltere ile İngiliz-Rus Sömürge Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır
[5]
Batıda Almanya İmparatorluğu'nun Pan-Germenizm Politikaları
güneyde Osmanlı İmparatorluğu ile yüz yılı aşkın süren savaşlar
Pasifik'te İngiltere'ye karşı ABD ile yardımlaşma vb
stratejiler nedeniyle Rusya
İtilaf Devletleri safında yeralmıştır
Almanya [değiştir]18 Ocak 1871 yılında Versailles Antlaşması'yla kurulan Alman İmparatorluğu
tüm dağınık Alman Devletçik'lerini -Avusturya hariç-bir arada topladı
İmparatorluk 1884 yılından itibaren ülke dışında sömürgeler kurmaya başladı
[6]Alman İmparatorluğu 1914 yılına kadar
birliğini geç oluşturması nedeniyle geri kaldığı İngiltere-Fransa-Rusya ittifakıyla
ekonomik
siyasi ve askeri yönden başabaş noktasına geldi
Hatta sanayileşme ve işgücü alanında İngiltere'den (1914 verilerine göre)daha ileri bir seviyeye ulaştı
[7] II
Wilhelm döneminde
Almanya
diğer Avrupa güçleri gibi emperyal bir politika izlemiş ve zaman zaman sömürgeleri konusunda komşu devletlerle sürtüşmeye girmiştir
Bu
bir takım dostlukları zedelemiş ve Almanya'ya karşı Fransa
Birleşik Krallık ve Rusya İmparatorluğu bir anlaşma imzalayarak kutup oluşturmuştur
Almanya ise sadece Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile ittifak kurabilmiştir
[8] Almanya'nın emperyal politikası ülke dışına taşmış ve devlet diğer Avrupa güçleri gibi Afrika'nın paylaşımına katılmıştır
Berlin Konferansı'nda bu kıta Avrupa güçlerine pay edilmiştir
Almanya'nın payına Alman Doğu Afrikası
Alman Kuzey-Batı Afrikası
Togo ve Kamerun düştü
Büyük güçler arası Afrika'da olan bu mücadele I
Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biri olacaktı
[9] Almanya siyaset alanında ve denizlerde
o sırada Britanya'ya ait olan küresel konumu ele geçirmek ve böylece Britanya'yı otomatikolarak daha alt statüye indirgemek istiyordu
[7] 1900'lerde emperyal ve emperyalist çağın en yüksek noktasında hem Almanya'nın yegane küresel statü iddiası(Alman Ruhu dünyayı yenileyecektir!)deyişiyle
hem de Avrupa Merkezli bir dünyanın tartışmasız^^büyük güçleri^^olan Britanya ve Fransa'nın iddiası henüz etkiliydi
[10] Alman Ulusal Birliği'nin kurulduğu 1871 ile 1
Dünya Savaşı'nın çıktığı 1914 tarihleri arasında Avrupa Tarihi'nin hiç değişmeyen öğesi Almanya ile Fransa arasındaki düşmanlıktır
[11] Fransa'nın 1871 Alman yenilgisi bu düşmanlığın en önemli etkenidir
Aynı zamanda Alsace-Lorraine'in kaybedilmesi ve iki ülke için
hem ekonomik hem de askeri önemi
bu düşmanlıklarda etkili olmuştur
Çünkü iki ülke arasındaki en önemli savunma noktaları olan Alsace-Lorraine ve Ren Nehri Köprüleri'ne sahip olmak önemliydi
Öte yandan
Hohenzollern Hanedanı yönetiminde ve mutlakiyetçi yapıdaki Almanya İmparatorluğu
siyasi olarak cumhuriyetçi İngiltere ve Fransa'nın yönetim sistemi yönünden de rakibiydi
Bu rekabet
1
Dünya Savaşı'nı
bir nevi mutlakiyet/cumhuriyet mücadelesi şekline de getirmiştir
(Zaten
savaş sonrasında mağlubiyete uğrayan tarafta
bütün mutlakiyetler çökmüş
yerine yeni cumhuriyetler kurulmuştur
)[12]
Almanya İmparatorluğu 1914'e gelinirken
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile ittifakı dışında
Avrupa'da güçlü bir müttefike sahip değildi
Belki de savaşın daha başındaki bu durum
savaşın sonucunu belirleyecek olaylarda Alman Stratejisi'nin savaşın kaybı konusundaki en büyük eksikliğiydi
Çünkü Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çok uzun ömürlü olamayacağı
1914'lerde neredeyse kesin gibi duruyordu
Bu konuda Adolf Hitler bile
Eğer Reich
Schoenerer'in Habsbourglar hakkındaki ikazlarına kulak vermiş olsa idi
Almanya'nın başına bütün dünyaya karşı savaşa girerek uğradığı felaket gelmeyecekti demiştir
[13]
Almanya'nın oluşturmak zorunda kaldığı diğer ittifakları da (Osmanlı İmparatorluğu-Bulgaristan) savaşın sonucuna etki edebilecek ekonomik ve askeri düzeyde değildi
Almanya için güvenilmesi gereken temel güç
kendi öz gücüydü
Avusturya-Macaristan [değiştir]Kutsal Roma İmparatorluğunun etkinliği azaldıkça Avusturya'nın arşidükleri bağımsız olarak hareket etmeye başladılar
1804 yılında arşidükler kendilerini imparator ilan ettiler
1866'da Prusya - Avusturya Savaşı yenilgisi ve Alman Konfederasyonunun dağılmasından sonra prestijini kaybeden Avusturya İmparatorluğu 1867 yılında da Macaristan'la birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğunu kurdular
Avusturya ve Macaristan aslında içişlerinde bağımsız olan iki ayrı ülkeydiler
Fakat dışişleri açısından tek bir Habsburg İmparatoru tarafından yönetilmekteydiler
Emperyal bir devlet olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda
onbirin üzerinde etkili etnik grup mevcuttu
Bu etnik grupların büyük kısmı Almanlar
Slavlar ve Macarlar'dan oluşmaktaydı
Etkinlik sahasında(doğu bölgesinde yoğun Slav devletleri
batısında da Germen toplumları)farklı etnik gruplar bulunmaktaydı
1789 Fransız Devrimi ve beraberinde getirdiği süreç
emperyal devletlerin sonunu hazırlamaktaydı
Uyanan milliyetçilik akımları 19
YY'da en fazla Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na zarar vermiştir
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
karşısındaki en büyük tehdit
Rusya ve Rusya'nın Pan-Slavizm Politikalarıydı
Rusya
Doğu Avrupa'ya ve Balkanlar'a doğru güç alanını genişletmek istiyordu
Bu amaçla gerek Osmanlı içindeki
gerekse de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu içindeki tüm etnik unsurlara-başta slavlar olmak üzere-açık/kapalı destek veriyordu
Öteki taraftan batı tarafının güvenliğini
Almanya ile ittifak ile sağlamlaştıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
diğer taraftaki Rusya etkinliğini yok etmek istiyordu
Aslında
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun da durumu Osmanlı İmparatorluğu'ndan farklı değildi
İki imparatorluk da kendi geleceklerini tamamen savaş sonunda alınacak bir galibiyete bağlamışlardı
Yani savaş
bir ölüm-kalım mücadelesi idi
1882 Yılında yapılan antlaşmayla kurulan Üçlü İttifak ile Almanya
Avusturya-Macaristan ve İtalya arasında oluşturulan birliktelik(1902 yılında yenilenerek) 1
Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür
(İtalya
savaşın başında tarafsız kaldıktan sonra
İtilaf Devletleri safında savaşa girmiştir
)[1][15][16]
İtalya [değiştir]19
yüzyılın ilk yıllarında İtalya I
Napolyon tarafından işgal edilerek Fransız etkisi altına girdi
Viyana Kongresi İtalya'nın Fransız işgalinden önce yöneten hanedanlara geri verilmesini öngörüyordu
Böylece Papalık Devleti
Sardinya-Piemonte Krallığı
Toskana Grandüklüğü
Modena Düklüğü ve Lombardiya-Venedik Krallığı tekrar kuruldu
Ancak Carbonari adı verilen gizli dernekler İtalya'nın birleşmesi için çalışmaya başladılar
Giuseppe Mazzini ve Giuseppe Garibaldi birleşme hareketinin öncüleri arasında yer alıyorlardı
Ayrıca Sardinya kralı II
Victor Emmanuel de bu birleşme hareketini destekleyenler arasındaydı
1848 yılında Lombardiya Avusturya'nın elinde bulunuyordu
İtalya'yı birleştirmek konusunda Fransa'nın desteğini almayı başaran İtalya
1859'da Fransa ile birlikte Avusturya'yı mağlup etti ve 11 Kasım 1859'da Avusturya ile Piyemonte arasında Zürih'te barış antlaşması yapıldı
Buna göre; Avusturya
Lombardiya'yı Piyemonte'ye verdi
Venedik dâhil olmak üzere diğer İtalyan Devletleri arasında bir konfederasyon oluşturulması ve konfederasyonun fahri başkanının papa
fiilî başkanının Piyemonte olması kabul edildi
Bir süre sonra Kuzey İtalya'daki küçük devletler de Piyemonte'ye katılma kararı aldılar
Böylece bütün Kuzey ve Orta İtalya Piyemonte'ye katılmış oldu
1870'de Roma ve 1886'da Venedik
İtalya birliğine dâhil oldular
Bunların da katılımı sonucu İtalyan Millî Birliği tamamlanmış oldu
İtalya Krallığı kuruldu
İtalya
Roma devrinden sonra ilk kez tek bir ülke hâline gelebilmişti
Yeni İtalyan Krallığı'nda 20
yüzyılda kuzey İtalya hızlı sanayileşerek gelişirken
güney İtalya'da nüfus hızla yükseliyor ve milyonlarca insan daha iyi bir yaşam için yurdışına göç etme yolları arıyordu
19
yüzyılın son yirmi yılından başlayarak İtalya da diğer Avrupa ülkeleri gibi sömürgeleşme yoluna gitti
Osmanlı Devleti'na karşı yaptığı Trablusgarp Savaşı'nı kazandı
Batı Türkiye'de Oniki Ada
Afrika'da Libya
Etyopya ve Somali gibi bazı ülkeleri de işgal ederek sömürgeleştirdi
1882 Yılında
Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Üçlü İttifak'ı oluşturan İtalya
1
Dünya Savaşı'nın başında tarafsız olmasına rağmen
1915'te Londra Paktı ile İtilaf Devletleri arasına katıldı
İtalya'ya savaşa girmesi koşuluyla Trento
Trieste
Istria
Dalmaçya ve Osmanlı Devleti'nin bazı bölgeleri vadedildi
Savaş süresince 600
000 İtalyan askeri yaşamını yitirdi ve İtalya ekonomisi çöktü
Savaşın sonucunda İtalya'ya verilen sözlerden çoğu tutulmadı
St
Germain Antlaşması ile İtalya galip tarafta olmasına karşın yalnızca Trento
Trieste ve Bolzano'yu alabildi
Bu sonuç İtalyan toplumu arasında büyük hoşnutsuzluklara yol açtı
[17]
İtalya savaş öncesi dönemde mevcut sömürgelerini korumak isterken
aynı zamanda Ortadoğu
Balkanlar ve Afrika'daki gücünü de arttırmak amacındaydı
Fransa ile eski düşmanlıkları ve yeni ortaya çıkan durum nedeniyle 1915 yılına kadar ortada bir siyaset takip ederken
bu tarihte itilaf devletleri safında savaşa katılmıştır
Osmanlı İmparatorluğu [değiştir]Osmanlı İmparatorluğu
1699 Karlofça Antlaşması'ndan beri süregelen gerileme döneminin
son ağır yenilgisini 1912-1913 Balkan Savaşları ile almıştı
Bu savaşlarda
imparatorluktan ayrılmış küçük devletlerle dahi başaçıkamaz durumda olduğu görülmüştür
Genel Durumu şöyledir: Ekonomik yönden; maliye iflas etmiş
yıllık enflasyon yüzde 300'lerde(Temmuz-Kasım 1914 aralığında %50)[18]
tamamen dışa bağımlı ve cari harcamaları dahi karşılayamayacak durumdadır
Siyasi yönden; Balkanları ve Mısır'ı kaybetmiş
Ortadoğu bölgesinde kalan toprakları için de endişeli bir Osmanlı İmparatorluğu vardır
Etnik gruplarındaki milliyetçilik ve ayrışma hareketleri nedeniyle
Anadolu'da dahi güvenlik sorunları en üst düzeydeydi
İmparatorluk
İngiliz ve Fransızlar'ın Ortadoğu konusundaki niyetlerini ve -sanılanın aksine- petrolün yeni dönemdeki önemini son derece iyi bilmekteydi
Öte yandan yüzyıldan fazla süredir aralıklarla savaştığı Rusya'nın da Boğazlar ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerindeki hedeflerinin farkındaydı
Askeri yönden; Balkan Savaşları sonucunda ordunun son derece zayıflamış yapısının ortaya çıkmasına rağmen
İttihat-Terakki Hükümeti iki yıldan kısa bir sürede bu yapıyı reforme ederek
yeni bir ordu yaratma başarısı göstermiştir
Hükümet
ordu yapısı içerisindeki alaylı/okullu sistemini değiştirerek
okullu subayları faal birliklere
alaylı subayları da ya emekliye ya da geri görevlere sevketmiştir
Öte yandan personel yapısında çok başarılı bir değişim gösteren ordu
aynı başarıyı -ekonomik nedenlerden dolayı- teknoloji ve silahlar yönünde yakalayamamıştır
Alman ekolünün hakim olduğu Osmanlı Ordusu
özellikle lojistik ve sevkiyat konusunda da gerekli düzeyde kabiliyete sahip değildi
1913 Bab-ı Ali Baskını ile iktidara gelen İttihat-Terakki Hükümeti
savaşın kaçınılmaz olduğunu farkettiği andan itibaren
İngiltere ve Fransa ile uzlaşmak amacıyla çalışırken
Almanya ile de ilişkilerini aynı ölçüde sıkı tutmaya çalışmıştır
Hatta bu öylesine yoğun bir çift taraflı mücadele olmuştur ki
her iki tarafla da son dakikaya kadar görüşmeler devam etmiştir
[19] İngiltere ile yapılan görüşmelerde Osmanlı Hükümeti'nin ittifak için temel beklentisi olan savaş sonrası toprak bütünlüğünün garanti altına alınması isteği
İngiliz tarafından ancak savaş sonrası görüşülebileceği şeklinde yanıtlanmıştır
[20] İngiltere ve Fransa ile ittifakı sağlayamayacağı kesin görünen İttihat ve Terakki hükümeti
2 Ağustos 1914 günü Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması (Osmanlı-Alman Gizli Antlaşması) imzalayarak savaşa İttifak güçleri yanında girmeyi taahhüt etmiş ve silahlı kuvvetlerinin genel sevk ve idaresi için bir Alman askeri heyetini yetkili kılmayı uygun görmüştür
[21]
Anlaşmadan haberdar olan İngiltere
Osmanlı Devleti'nin sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı Devleti'ne teslim etmekten vazgeçer
Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli boş döner
Kalabalık bir İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazı'na kadar kovaladığı Goben ve Breslav adlı iki Alman zırhlısının Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verilir
İki gemi 11 Ağustos'ta İstanbul'a gelir
İngiltere'nin bu durumu yansızlığın ihlali olarak değerlendiren bir nota vermesi üzerine
Alman zırhlıları Osmanlı donanmasınca 'satın alınmış' ve gemi mürettebatı fes giydirilerek Osmanlı hizmetine alınmıştır
Goeben (Yavuz Muharebe Kruvazörü)
Breslau ise (Midilli Kruvazörü) ismini almıştır
26 ekimde Osmanlı donanması bir keşif tatbikatı için hazırlanma emri aldı ve ertesi gün toplanma bölgelerine gitmek için Haydarpaşa'dan ayrıldı
28 Ekimde Osmanlı filosu 4 ayrı görev gücüne ayrılarak Rusya kıyılarında farklı hedeflere yöneldi
Koramiral Souchon 29 ekim 1914 sabah 6:30'da 3 Osmanlı destoreyerinin refakatinde bulunan Goeben ile Sivastopol'daki kıyı bataryalarına ateş açtı
Hamidiye kruvazörü 6:30'da Kefe'ye geldi ve yerel yetkilileri 2 saat içinde çatışmaların başlayacağı konusunda uyardı
Hamidiye 9:00 da bir saat süren bir ateşe başladı ve daha sonra da Yalta'ya giderek burada 7 Rus ticaret gemisini batırdı
2 Osmanlı destroyeri 6:30'da Odessa'ya hücum etti ve 2 Rus gambotunu batırarak birkaç tahıl silosunu tahrip etti
Breslau kruvazörü ve ona eşlik eden Osmanlı destroyeri Novorossisk'e geldi yerel yetkilileri uyararak 10:30'da kıyı bataryalarına ateş etti ve 60 mayın döşediler
Limandaki 7 gemi hasar gördü
biri battı
30 Ekim günü Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açmış
bundan birkaç saat sonra Enver Paşa
Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya savaş ilan ederek
savaşa İttifak Bloku yanında girdiğini duyurmuştur
Bu duyurudan sonra İngiltere ve Fransa
Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmiştir
Bulgaristan [değiştir]Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası'nın da desteğiyle
Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş
93 Harbi'nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti
Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak
1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır
Bulgaristan Krallığı'nın
Balkan Savaşları sonrası konumu
Yunanistan-Sırbistan-Karadağ-Romanya ile batıda Osmanlı İmparatorluğu arasında sıkışmasına yol açmıştı
Savaş öncesi dönemde diğer Balkan Devletleri ile olan düşmanlığı
Bulgaristan için Almanya ile ittifaktan başka bir seçenek bırakmamıştır
[1]
Savaşın Çıkışı [değiştir]Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand
28 Haziran 1914 günü Saraybosna'yı ziyaretinde bir Sırp Milliyetçisi olan 'Princip' tarafından öldürüldü
İki devleti bir arada tutan tek unsur olan Habsbourg Hanedanı'nın tek veliahtı öldürülmüştü
Avusturya Hükümeti'nin tepkisi çok sert oldu
Fakat Rusya'yı tek başına karşısına almaya çekinen Avusturya
öncelikle Almanya'ya danıştı
Almanya'nın verdiği üstü kapalı desteğin ardından
Avusturya Sırbistan'a 48 saat süreli ve bağımsız bir devletin kabul edemeyeceği ağır bir nota verdi
Sırbistan bu notaya-Rusya'nın desteğiyle-
kaçamak yanıtlar verdi
Bunun üzerine Avusturya
28 Temmuz 1914'te Belgrad'ı bombalamaya başlayarak
Sırbistan'a savaş ilan etti
Bunun üzerine Rusya 31 Temmuz'da genel seferberlik ilan etti
Daha önceden Rus Seferberliği'ni savaş ilanı kabul edeceğini açıklamış bulunan Almanya
1 Ağustos'ta Rusya'ya
3 Ağustos'ta da Fransa'ya savaş ilan etti
Almanya
barış zamanında hazırlamış olduğu 'Schlieffen Planı' uygun olarak
Fransa'yı hemen ezip seferberliğini tamamlama çabası içinde bulunan Rusya'ya daha sonra dönmek istediğinden
Fransa'ya saldırıda en kolay yol olan Flander Düzlükleri'nden ordusunu geçirmek istedi ve bunun için Belçika'ya 'Zararsız Geçiş Hakkı' için başvurdu
Tarafsız bir ülke olan Belçika
İngiltere'ye danıştıktan sonra Almanya'nın önerisini reddedince
Almanya 4 Ağustos 1914 tarihinde Belçika'ya saldırdı ve İngiltere de Almanya'ya savaş açtı
Böylece
4 Ağustos 1914 tarihine gelindiğinde üç cephede savaş başlamıştı
Alman-Rus Cephesi ve Avusturya-Sırbistan Cephesi
[25]
Cepheler [değiştir]Savaş başında
taraflar arasında
savaşın süresinin çok da uzun olmayacağı konusunda
neredeyse bir fikir birlikteliği vardı
Almanya
Schlieffen Planı (1905) ile Fransa’yı altı hafta gibi kısa bir sürede devredışı bırakacağını varsayıyordu
Bu planı 4 Ağustos 1914 tarihinde Belçika’ya saldırarak uygulamaya koysa da
Belçika’nın umulandan daha uzun süre dayanması sonucunda (plandan 12 günlük bir gecikmeyle Liege ele geçirilebildi)
Almanya Schlieffen Planı’nın başarısızlığı ile karşı karşıya kaldı
6-12 Eylül 1914 I
Marne Muharebesi
savaşın akıbeti hakkında taraflara bir fikir vermişti
Schlieffen Planı başarısız olduktan sonra Almanya’nın alternatif bir planı yoktu ve gecikmeler sonucunda Rusya seferberliğini tamamlamak üzereydi
Almanya’nın hızlı bir harekatı sonuca ulaştıramamasının ardından
I
Dünya Savaşı’nın yeni ve belirleyici bir özelliği olan ‘siper savaşı’ başlamış oldu
I
Dünya Savaşı'nda cepheleri 2 ana başlıkta toplanabilir
Batı Cephesi [değiştir]Ana madde: Batı Cephesi (I
Dünya Savaşı)
Batı Cephesi
Almanya'nın batısında kalan Avrupa topraklarında
esas olarak Belçika
Hollanda ve Fransa'yı yani Batı Avrupa'yı içine alan cephedir
Doğu Cephesi [değiştir]Ana madde: Doğu Cephesi (I
Dünya Savaşı)
Doğu Cephesi
I
Dünya Savaşı'nda Orta Avrupa ve Doğu Avrupa'da
Almanya'nın
Avusturya-Macaristan'ın ve Bulgaristan'nın doğusunu
Rusya'nın ve Romanya'nın ise batısında kalan cephedir
Osmanlı Cepheleri [değiştir]Osmanlı İmparatorluğu'nun o zamanda savaştığı 8 tane cephe vardır
Bunlar birinci dereceden ve ikinci dereceden olmak üzere ikiye ayrılır
Birinci Dereceden Cepheler;
Kafkasya Cephesi
Çanakkale Cephesi
Sina ve Filistin Cephesi
Hicaz - Yemen Cephesi
Irak Cephesi
İkinci Dereceden Cepheler;
İran Cephesi
Galiçya Cephesi
Makedonya Cephesi
Kafkasya Cephesi [değiştir]Ana madde: Kafkasya Cephesi
Enver Paşa kumandasındaki Türk ordusu 21 Aralık 1914'te (o zamanki Rus sınırı olan) Köprüköy - Eleşkirt hattında hücuma geçti
Sarıkamış yakınında Allahüekber Dağlarına ulaşan ordu burada 1915 Ocağının ilk haftasında ağır bir yenilgiye uğradı
130
000 kişilik asker mevcudunun 60
000'i çarpışmalarda veya soğuktan donarak şehit oldu
Geri kalanlar esir düştü
Çar'ın amcası Grandük Nikola kumandasındaki Rus ordusu bir yıllık bir bekleyişten sonra 13 Ocak 1916'da Erzurum cephesinde harekete geçti
16 Şubat 1916'da Erzurum
3 Mart'ta Bitlis ve Muş
18 Nisan'da Trabzon
24 Temmuz'da Erzincan düştü
Ancak Ağustos ayında Bitlis ve Muş geri alındı
Rusya'da 1917 Mart ayında Çarlık rejimine karşı başlayan ayaklanma Kasım ayında Bolşevik rejimin kurulması ve 1918 Ocak ayında Rus ordusunun dağılması ile sonuçlandı
Rus ordusunun çekilmesi üzerine
onların boşalttığı alanlarda Antranik komutasındaki Ermeni birlikleri "Batı Ermenistan Geçici Hükümeti" ilan ettiler
Ancak hücuma geçen Türk ordusu karşısında tutunamayarak dağıldılar
26 Şubat 1918'de Erzincan
27 Şubat'ta Trabzon
12 Mart'ta Erzurum
2 Nisan'da Van kurtarıldı
Kafkasya 1918:Osmanlı ordusunun ileri harekâtı3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litovsk Antlaşması ile Rusya savaşta kazandığı toprakları terkederek 1878 öncesi sınırlara dönmeyi kabul etti
Bu sırada Tiflis'te kurulan Transkafkasya Cumhuriyeti'nin direnmesi üzerine Halil (Kut) Paşa kumandasında ileri harekete geçen Türk ordusu 25 Mart'ta Oltu
3 Nisan'da Ardahan
5 Nisan'da Batum
15 Mayıs'ta Gümrü
20 Temmuz'da Nahcivan'ı aldı ve nihayet 15 Eylül'de Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu Bakü Muharebesi (1918)'i kazanarak Bakü'ye girdi
Ekim başında da bir Türk müfrezesi Dağıstan'da kontrolü ele aldı
Ancak 30 Ekim'de imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca Türk ordusu işgal ettiği Kafkasya topraklarını bırakarak 1914 sınırına geri çekildi
Türk ordusunun boşalttığı Batum
Ardahan ve Kars'ta kurulan Milli Şura Hükümetleri 1919 ilkbaharında Kafkasya'daki İngiliz kuvvetleri tarafından tasfiye edildi
Çanakkale Cephesi [değiştir]Ana madde: Çanakkale Savaşı
İtilaf Devletleri kara ve deniz güçlerinin Çanakkale Boğazını kontrol altına alarak İstanbul'u işgal etme girişimleridir
İstanbul'un işgaliyle Osmanlı Devleti savaştan çekilecek
Almanya bir müttefikini kaybedecek ve Rusya ile güvenli bir deniz ticaret ve ulaşım yolu açılmış olacaktı
1915 yılının Şubat ve Mart aylarında müttefik donanmasının sahil top bataryalarını susturarak İstanbul'a ulaşma çabaları
Türk sahil topçusu ve mayın hatları nedeniyle başarısız olmuştu
Bunun üzerine İngiltere ve Fransa yüksek komutanlıkları
Gelibolu Yarımadası'nın amfibik bir harekâtla işgal edilmesine karar vermişlerdir
25 Nisan 1915 günü
yarımadanın altı kumsalında yapılan müttefik kuvvetler çıkartmasıyla Çanakkale Kara Savaşı başlamış oldu
Çıkartma kuvvetlerinin Türk savunması karşısında planlanan başarıyı sağlayamamaları üzerine 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle Suvla Koyu'nda bir çıkartma daha yapılmıştır
Kurmay Albay Mustafa Kemal'in komuta ettiği birinci ve ikinci Anafartalar Muharebeleri'yle bu ileri harekât da başarısızlığa uğramıştır
9 Ocak 1916 tarihinde Gelibolu Yarımadası'ndan müttefik kuvvetlerin tahliyesi tamamlanmıştır
Hicaz-Yemen Cephesi [değiştir]Ana madde: Hicaz-Yemen Cephesi
Halk arasında "Yemen Cephesi" adıyla da anılır
I
Dünya Savaşı boyunca Osmanlı İmparatorluğu 4 Tümenlik bir kuvvetle Arabistan'daki kutsal İslam şehirlerini korumaya çalıştı
7
Kolordu'nun birer tümeni Hicaz
Asir
San'a ve Hudeybe'de konuşlandırılmıştı
Uzaklık sebebiyle bu tümenlere yeni asker
malzeme ve silah desteği sağlanamıyordu
1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla
Araplar kendilerini koruyan Osmanlı Kuvvetlerine karşı ayaklandı Mekke Emiri Şerif Hüseyin
bağımsızlığını ilan etti
Yemen'de İmam Yahya Osmanlılar'a bağlı kalırken Asir'de Seyyid İdris de ayaklanmaya katıldı
1917 Şubatında Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı'na atanmak üzere
Şam'a gelen Mustafa Kemal Paşa
Hicaz'ın boşuna savunulmayıp boşaltılmasını istedi
Manevi sebeplerden dolayı bu istek uygulanmadı
Komutanlık ataması da yapılmadı
Bin bir güçlükle Medine'yi
Yemen'i
Asir'in kuzeyini I
Dünya Savaşı sonuna kadar savunan 7
Kolordu Mondros Mütarekesi'nden bir müddet sonra
23 Ocak 1919'da teslim oldu
Dönüşte kutsal emanetler İstanbul'a getirilmiştir
Sina ve Filistin Cephesi [değiştir]Ana madde: Sina ve Filistin Cephesi
"The Trumpet Calls (Trompet Çağırıyor)": Avustralya'da 1914-1918 arasında kullanılan askeri alma posteri (Norman Lindsay)İngilizler 1914 yılı Aralık ayında Türk dostu saydıkları Hidiv Abbas Hilmi Paşa'yı yönetimden uzaklaştırarak
Mısır ve Süveyş Kanalı'na tamamen egemen oldular
Bahriye Nazırı ve 4
Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın
14 Ocak 1915'te 80
000 asker
25
000 deveyle iki koldan Süveyş Kanalı'na yaptığı harekât (1
Kanal Savaşı) başarılı olamadı
Kanalı şişme botlarla aşmaya çalışan Osmanlı birlikleri ağır makinalı tüfek atışları sebebiyle daha kıyıya varamadan ağır kayıplar verdi
4 Şubat 1915'te Birüsseba-Gazze'ye geri dönüldü
1916 yılında Süveyş Kanalı'nı almak için 2
Kanal Harekâtı yapılırken
Mekke Emiri Şerif Hüseyin İngilizlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devletine karşı ayaklandı
Ayaklanmanın bastırılması için 4
Ordu'dan bir kısım birlikler Hicaz'a gönderildi
Ordunun geri kalan kısmıysa
Gazze-Şeria-Birüsseba hattında savunmaya çekildi
1917 baharında İngilizler
Gazze'ye saldırdı
1
ve 2
Gazze Muharebeleri yapıldı
İngilizler Türklerin kahramanca savunması karşısında çekilmek zorunda kaldılar
Takviyelerini artırmaya başlayan İngilizlerin Filistin Cephesinde toplanmaları üzerine
Cemal Paşa'nın uyarısıyla Yıldırım Ordularının Irak cephesinde kullanılmasından vazgeçilerek Filistin ve Suriye'de kullanılması kararlaştırıldı
Aynı yıl 7
Ordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa
Yıldırım Ordular Komutanı General Liman von Sanders ile anlaşamadı
Harbin yönetimini tenkit eden iki rapor yazarak 6 Ekim 1917'de komutanlıktan istifa etti
Mustafa Kemal elde kalan birliklerle ancak savunma savaşı yapılabileceğini
Falkenhayn'ın saldırıya geçme fikrinin tamamen yanlış olduğunu düşünüyordu
Savaş hazırlıklarını tamamlayan İngilizler
24 Ekim 1917'de 138
000 askerle taarruza başladılar
Birüsseba-Gazze Savaşı'nı kazandılar
9 Kasım 1917'de[kaynak belirtilmeli] Kudüs düştü
General Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetlerinin Mart 1918 başı ile 18 Mayıs arasındaki Telazur
1
ve 2
Salt-Amman taarruzları başarıyla durduruldu
Yığınaklarını artıran ve mevcudu 550
000'e yükselen İngiliz ordusunun 19 Eylül 1918'de Filistin'de başlattığı taarruz hızla gelişti ve Filistin tamamen İngilizlerin eline geçti
(Nablus Hezimeti)
Irak Cephesi [değiştir]Ana madde: Irak Cephesi
Bu cephe
İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla
15 Ekim 1914'te Bahreyn'i ve 23 Kasım 1914'te Basra'yı işgali üzerine açıldı
Yerli askerlerle karışık Osmanlı kuvvetleri işgale karşı koyamadı
İngilizler
İran'da Ahvaz'ı da ele geçerdiler
20 Aralık 1914'te
Basra'yı geri almak amacıyla cephe komutanlığına atanan
Yzb
Süleyman Askeri Bey aşiretlerden ve gönüllülerden yararlanarak topladığı kuvvetle
12 Nisan 1915'te taarruz etti
Şuaybiye Savaşında başarılı olamadı ve intihar etti
İngilizler Kutü'l Ammare'yi de ele geçirip Bağdat'ı almak için
General Townshend komutasında saldırdılar
Türk Kuvvetleri
İngilizleri Selmanpak'ta durdurdu
Kanlı çarpışmalardan sonra İngilizler
26 Kasım 1915'te çekildiler
Kut ül Amare'de 8 aralık 1915'te kuşatılan İngiliz birlikleri
beş ay süren bir direnişten sonra 28 Nisan 1916'da teslim oldu
General Townshend dahil 13
399 esir alındı
Fakat insan gücü çok fazla olan İngiltere ertesi gün Hindistan'dan getirdiği 150
000 askeri bölgeye çıkarttı
1916 yılı başında bir kısım İngiliz birlikleri General Townshend'in yardımına geldiyse de İran'da Hemedan'a kadar sürüldüler
İngiliz birlikleri 1917 yılı başında bekledikleri güce ulaştılar
Taarruza geçtiler
11 Mart 1917'de General Maude yönetimindeki İngiliz birlikleri Bağdat'a girerken Halil Paşa'nın komutasındaki Osmanlı askerleri Bağdat'ı boşalttı
Türk kuvvetlerinin Bağdat'ı geri alma teşebbüsü başarılı olamadı
Samerra'yı da ele geçiren İngiliz Ordusu
Musul'a doğru ilerlemeye başladı
Bağdat'ı geri almak için 6
Ordu'yla Halep'te kurulan 7
Ordu birleştirilerek General Falkenhayn komutasında Yıldırım Ordular Grubu kuruldu
Halep'te hazırlıklar sürerken
İngilizler Tikrit'e kadar ilerlediler
1918 yılında aldıkları takviyelerle iyice güçlenen İngiliz birlikleri
petrol yataklarının bulunduğu Musul'a giremediler
Ancak
ne yazık ki
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından üç gün sonra 3 Kasım 1918'de
mütarekeye aykırı şekilde burayı işgal ettiler
Galiçya Cephesi [değiştir]Ana madde: Galiçya Muharebesi
Galiçya
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun kuzeydoğu ucunda yer alıyordu
Bu bölge bugün
bir kısmı ile Polonya'nın güneyinde
diğer kısmı ile Ukrayna'nın batısında yer almaktadır
Galiçya'nın güney sınırını Karpat dağları oluşturur
Genel savaş planına göre
Almanya batıda Fransa'nın 'işini' halledecek
bu süre boyunca Avusturya-Macaristan doğuda Rusya'yı oyalayacaktı
Ancak Avusturya Macaristan bu işi başaramadı
Rusya orduları Karpat dağlarının kuzey eteklerine kadar yanaştı
Bunun üzerine Almanlar doğu cephesinin merkezi Gali
ya'ya Türk kuvvetlerinin gitmesi konusundaki Enver Paşa'nın teklifini kabul ettiler
Daha önce Çanakkale'de savaşmış 19
ve 20
Tümenler'den 15
Kolordu oluşturularak
Temmuz 1916'dan itibaren yaklaşık 30
000 asker her tabur bir tren katarına denk gelecek şekilde
trenle yola çıkarıldı
Eylül 1916'da intikal tamamlanmıştı
Kolordunun komutanı
Kurtuluş Savaşı'nda da önemli görevler üstlenen Yakup Şevki Subaşı'ydı
Kasım 1916'da görevi Cevat Paşa'ya devredecektir
Türklerin Avrupa'da savaştığı üç cepheden biri Galiçya idi
Genellikle Romanya Cephesi ile karıştırılır
Türklerin asıl olarak savaştığı yer
Berezhany kasabası çevresidir
Berezhany ile Rohatin kasabası arasındaki yol üzerinde
sağ taraftaki dağın yamaçlarında halen Türk şehitliği vardır
(Rohatin
tarihte Hurrem Sultan olarak bilinen Kanuni Sultan Süleyman'ın eşinin doğduğu şehirdir
)Bunun yanında
yöredeki diğer köylerde de küçük Türk şehitlikleri bulunmaktadır
Şehitlikler Ekim 2008 tarihi itibarıyla bakıma alınmıştı
Bunda Kiev Türk Büyükelçiliği askeri ateşesinin ve Ukrayna'da bulunan Türk işadamlarının büyük katkısı olmuştu
Türk askerlerinin savaştığı bölge
bugün ormanlıktır
Savaş sırasında kullanılan mevziler bugün bile net olarak görünmektedir
Bu haliyle
Çanakkale'nin 30 yıl önceki haline benzetilebilir
Makedonya Cephesi [değiştir] Bu maddedeki veya maddenin bir bölümündeki bazı bilgilerin kaynağı belirtilmemiştir
Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız
Maddeye uygun bir biçimde kaynak ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz
Sırbistan'ın İttifak Devletleri'nce işgal tehlikesi belirince
bir Fransız tümeni Çanakkale'den getirilerek
5 Ekim 1915'te Selanik'te karaya çıkarıldı
Bir İngiliz tümeniyle bir Fransız tugayı da daha sonra bu birliğe katıldı
Böylece Makedonya cephesi açılmış oldu
20
Türk Kolordusu ile birtakım Alman ve Bulgar birlikleri İngiliz ve Fransızların karşısında yer aldı
1916 yılında İngiliz
Fransız ve Sırp askerlerinin sayıları 250
000'e ulaşınca 10
Türk Kolordusu da 17 Kasım 1916'da cepheye geldi
10 Aralık 1916'da Yb
Şükrü Naili Gökberk komutasındaki 50
Tümen Drama civarında düşmanla savaştı
Cephedeki küçük taarruzların yanında en önemli olay
11 Aralık 1916'da
Manastır'ın İtilaf Devletleri'nin eline geçmesidir
1917 yılı küçük muharebelerle geçti Türk Kuvvetleri Kavala-Serez hattında savaştı
27 Haziran 1917'de Yunanistan İtilaf Devletleri safında savaşa girdi
29 Mayıs 1918'de İngiliz
Fransız
Yunan ve Sırp kuvvetleri büyük bir taarruz başlattı
Bulgar ordusu yenildi
29 Eylül'de Bulgaristan
Selanik Ateşkes Antlaşması'nı imzalayıp
savaştan çekildi
Topraklarından İtilaf Devletleri'ne ait askeri birliklerin geçmesine de izin verdi
İtilaf Devletleri üç koldan Balkanlar'da ilerlemeye başladı
Bu kollardan biri İstanbul'u hedef almıştı
1914 Yılında Cepheler [değiştir] a)1914 Yılında Batı Cephesi [değiştir]Schlieffen Planı’na göre altı haftada Fransa’yı düşürmeyi öngören Almanya
Belçika’nın direnmesi sonucunda bu planda başarısız olmuştur
Almanya’nın ‘Yıldırım Harekatı’ Marne Muharebeleri ile engellenmiştir
Batı Cephesi’nde savaş
1914 yılında
siper savaşına dönmüştür
b)1914 Yılında Doğu Cephesi [değiştir]Doğu Cephesi’nde savaş
2 Ağustos 1914’te Avusturya’nın Sırbistan’a saldırısı ile başladı
Avusturya
Bosna yolu ile Belgrad’a doğru ilerledi
Avusturya’nın Belgrad’a kolayca gireceği sanılırken
Belgrad ancak üç ay sonra düştü
Ardından iki hafta sonra Sırplar
Belgrad’ı tekrar geriye aldılar
Avusturya Orduları
Tuna’nın kuzeyine çekilmek zorunda kaldılar
Bu olay Avusturya’nın güçsüzlüğünü ortaya koyması bakımından önemlidir
Almanya
Batı Cephesi’nde Fransız direnişiyle karşılaştıktan sonra
doğuda da Avusturya’ya güvenemeyeceğini anlamıştır
Rusya
seferberliğini beklenenden kısa sürede tamamlayarak
17 Ağustos 1914‘te Doğu Prusya’ya girdi
Rusya’nın ilerlemesi karşısında doğudaki Alman Orduları’nın başına Hindenburg ve Ludendorff getirildi
Alman Orduları
Rus Orduları karşısında geri çekilmeye başlayınca
Rus Orduları’nın komutanı Samsonov
Alman Orduları’nın bozgun halinde geri çekildiği düşüncesine kapıldı
Rus Orduları
haberleşmede şifre kullanmayı bıraktı ve hızla Almanya içlerine doğru ilerleyerek
ikmal merkezleriyle olan bağlantılarını zayıflattı
Gerçekte Alman Generalleri
Rus Orduları’nı bilinçli olarak Tannenberg Bölgesi’nde oluşturdukları pusuya doğru çekiyorlardı
Sonunda Rus Ordusu
çember altına alınarak Tannenberg Bölgesi’nde yenilgiye uğratıldı ve 120
000 Rus Askeri esir alındı
Almanya büyük bir zafer kazanmıştı
Rusya vurucu gücünü yitirmişti
Bundan sonra Batı Cephesi’nde Fransa’nın yükünü hafifletmek isteyen İngiltere ve Fransa
Rusya’ya acil silah yardımı yapmak amacıyla 1915 yılındaki Çanakkale Savaşları’na yol açacak planlarını oluşturmaya başlamışlardır
Diğer taraftan Avusturya
Galiçya Cephesi’nde Rusya’ya karşı bir üstünlük elde edemedi
Bu cephede uzun ve kanlı savaşlar sonucunda taraflar biribirine karşı bir avantaj elde edememiştir
1915 Yılında Cepheler [değiştir] 1915 Yılında Batı Cephesi [değiştir]1915 Yılında Batı Cephesi
İsviçre sınırından Manş Denizi’ne kadar uzanan ve yıl boyunca taraflara somut hiçbir şey kazandırmayan; uzun ve son derece kanlı muharebelerden oluşmaktaydı
Siper savaşının kanlı ve sonuç almaktan uzak niteliği yüzünden bu dönemde (zehirli gazların da yoğun kullanımıyla) binlerce kişi ölmüştür
1915 Sonbaharı’na kadar geçen sürede Batı Cephesi kayıpları şöyledir: İngiltere 60
000
Fransa 190
000
Almanya 210
000 kişi
Diğer yönden
Almanya 1915 yılı içerisinde İngiltere’yi(bu savaşta ilk kez kullanılan) Zeplin’ler ile havadan bombalamaya başladı
Bu bombardımanlar 1916 yılına kadar sürdü
Ağır ve kolay hedef olan Zeplin’ler önemli zayiata yol açamadı (İngiltere’de 11
000 kişi bu saldırılarda ölmüştür
) ve 1916’da Almanya Zeplin Bombardımanı’nı kesti
Fakat
İngiltere kamuoyu üzerinde bu bombardımanların etkisi büyük oldu
Bir ada ülkesi olan İngitere’de ilk kez bir saldırıyla karşılaşan halkta Almanya’ya karşı büyük bir nefret uyandı
Günlük yaşam savaş algısıyla bozuldu
Savaşın getirdiği bir diğer teknolojik yenilik de Almanlar’ın kullandığı U-Boat(Unterseeboot)’tur
Almanlar denizaltı kullanımıyla
savaş gemilerinin yanında ticaret gemilerini de batırarak
lojistik yönünden başta İngiltere olmak üzere tüm rakip devletlere ciddi zararlar vermiştirler
1915 Yılında Doğu Cephesi [değiştir]1915’in kış aylarında Rusya’ya karşı yapılan Almanya-Avusturya ortak harekatı başarılı oldu
Almanya ve Avusturya-Macaristan Birlikleri iki hafta içerisinde Rusya içinde 120 km ilerlediler
Rusya’nın talebiyle Osmanlı İmparatorluğu üzerinden yeni bir cephenin açılması bu dönemde kararlaştırıldı
Bu cephe Çanakkale Cephesi olacaktı
[26][27][28]
1916 Yılında Cepheler [değiştir] 1916 Yılında Batı Cephesi [değiştir]1916 Yılı savaşları da taraflarına hemen hemen hiçbir avantaj kazandırmamıştır
Bu yılın Batı Cephesi’ndeki en önemli savaşları
Verdun Bölgesi’nde olmuştur
Bu savaşlar
aynı zamanda I
Dünya Savaşı’nın da en kanlı savşlarıdır
İngiltere tarafından
denizden sıkı bir ablukayla kuşatılmış olan Almanya -zaten sınırlı sayıdaki sömürgelerinden lojistik sağlayamıyordu-
savaşın uzamasının en büyük zararı kendisine vereceğini biliyordu
Schlieffen Planı’nda arkasından dolaşmayı tasarladığı Verdun’u düşürüp Paris’e girmek ve hiç olmazsa Batı Cephesi’nde savaşı bitirmek istiyordu
Başlangıçta başarılar kazanan Almanya
sonradan Fransız komutan Mareşal Petain’in uyguladığı cephe gerisi stratejisi-Fransa’nın diğer bölgeleri ile Verdun arasındaki ulaşım olanaklarının arttırılması ve lojistik sağlamada kolaylık-ile birlikte sonuca gidememiştir
Verdun Savaşları
Şubat 1916-Haziran 1916 arasında sürmüş ve çok sayıda kayba neden olmuştur
(Fransa 350
000
Almanya 300
000) Buna karşın
her iki taraf da bir sonuca ulaşamamıştır
Daha sonra İngiltere
Somme Bölgesi’nden bir karşı saldırıya geçmişse de bunda başarılı olamamıştır
İngilizler'in
bu saldırının ilk gününde 60
000 olmak üzere toplam kaybı 420
000 kişi olmuştur
1916’da
Batı Cephesi’nde ölü sayısı 1
263
000’tür
Ayrıca ilk kez bu cephede-savaş tarihinde-tank kullanılmıştır
1916 Yılında Doğu Cephesi [değiştir]1915’in sonlarında İtalya savaşa dahil oldu
Yine aynı dönemde Bulgaristan’da savaşa katıldı
Bu iki katılım ile savaş güçleri her iki taraf için de dengelendi
1916’da Romanya
Almanya ve müttefiklerine savaş açtı
Doğu Cephesi’nde açılan bu yeni rota
Alman ve Avusturya Orduları’nın dört ay gibi kısa bir sürede -1916 Aralık ayında- Bükreş’e girmesiyle son buldu
Bunun dışında
Doğu Cephesi’nde de Batı Cephesi’nde olduğu gibi
1916 yılında yapılan savaşlar
iki tarafa da bir üstünlük sağlamadı
1917 Yılındaki Gelişmeler [değiştir] Denizaltı Savaşları [değiştir]Askeri açıdan değerlendirildiğinde İttifak Devletleri
1917’ye kadar olan dönemde başarılı görünmektedir
Fakat
savaş uzadıkça Almanya için sıkıntılar had safhaya çıkmaya başlıyordu
Sömürgelerinin lojistik desteğine rahatlıkla ulaşan İngiltere ve Fransa
denizden abluka altına aldığı Almanya’ya aynı şansı tanımıyordu
Almanya bu ablukayı denizaltıları ile kırmaya çalışıyordu
Bu amaçla deniz savaşlarına ağırlık vermişti
ABD'nin Savaşa Girmesi [değiştir]Almanya’nın denizaltı savaşına yönelmesi
ABD’nin dış ticaretine çok olumsuz etki yapmıştı
Aynı zamanda
Almanya’nın kurmaya çalıştığı Alman-Meksika İttifakı’da ABD’de büyük bir tepkiye yol açmıştı
(Almanya ABD’nin savaşa girmesi durumunda Meksika’nın ABD’ye saldırmasını istiyordu
)
Bu iki nedenin ABD’de kamuoyu oluşturmasıyla
Amerikan Kongresi 6 Nisan 1917’de Almanya’ya savaş ilan etti
ABD’nin savaşa girmesi
aynı zamanda dönemin en büyük ekonomik imkânlarına sahip olan bir devletin savaşa girmesi demekti
Bu da savaşın kaderine çok önemli etkilerde bulunmuştur
Rus İç Savaşları [değiştir] 1917 Şubat Devrimi [değiştir]1905 Devrimleri ile son dönemecine giren Çarlık Rusyası
Tannenberg Savaşı’nda kaybettiği gücünü –Çanakkale Savaşları sonucunda da yardım alamayarak- savaşın sonuna kadar toparlayamadı
Bunun üzerine Menşevikler ve Beyaz Ordu ülkede Şubat Devrimi'ni yaptılar
Çarlığa göre daha demokratik bir ortam getirdiler
Menşeviklerin iktidara gelişi
Rusya'nın tüm saldırılarını durdurmasını sağladı
1917 Ekim Devrimi [değiştir]Bolşevik Partisi öncülüğünde işçiler
köylüler ve askerler 1917 yılının Ekim ayında gerçekleşen Ekim Devrimi'ni yaptılar
Bunun sonucunda
Rusya Brest-Litowsk Antlaşması'yla tamamen savaştan çekildi
Böylece Doğu Cephesi kapanmış oldu
Fakat
Almanya için bu olay savaşın kazanılmasına yol açmamıştır
Ama Osmanlı için
bu olay eski doğu sınırlarına geri dönüş anlamına geri geliyordu
Savaşın Sonuçlanması [değiştir]1918 Yılı Almanya için sonun başlangıcı olmuştur
Sınırlı kaynakları ile abluka altında
hammadde ve gıda sıkıntısı had safhaya ulaşan Alman İmparatorluğu'nda
Rusya'dan
Ekim Devrimi sonucunda hızla yayılan Bolşevik Hareketleri ile grevler ve ayaklanmalar başlamıştı
Bu grevleri önlemeye çalışan hükümet
çok kritik bir hata yaparak
grevcileri -ceza olarak- savaş alanlarına sürdü
Grevciler
bu sefer de Alman Ordusu içerisinde isyanlara ve itaatsizliklere yol açtılar
1918'de savaş tamamen İttifak Devletleri aleyhine dönmüştü
Rusya'nın savaştan çekilmesiyle
Doğu Cephesi'ndeki gücünü Batı Cephesi'ne kaydıran Almanya
mart ayında General Ludendorff komutasında büyük bir saldırı başlattı
Bu saldırı sonucunda Almanya kısmen başarılı olup cepheyi yarmayı başarsa da
Alman Ordusu içerisindeki isyancılar ve karşı tarafta da Amerikan Tankları'nın cepheye sokulması ile daha fazla ilerleyemedi
İtilaf Devletleri
Alman Ordusu'nu geriye doğru püskürtmeye başladı
Bu saatten sonra
artık İttifak Devletleri için yapılacak pek bir şey kalmamıştı
İtilaf Devletleri'yle tek tek İttifak Devletleri arasında yapılan mütarekelerle çatışmalar resmi olarak sonlandırılmıştır
Bu mütarekeler
Bulgaristan ile 29 Eylül 1918 tarihinde Selanik Ateşkes Antlaşması
Osmanlı İmparatorluğu ile 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile 3 Kasım 1918 tarihinde Villa Giusti Antlaşması ve Almanya ile 11 Kasım 1918 günü Rethondes Antlaşması'dır
Kullanılan teknoloji
"Ace of Aces" olarak tanınan ABD'li pilot Yüzbaşı "Eddie" Rickenbacker komutasındaki uçakların Alman hattına karşı düzenlediği bombardıman saldırısını görüntüleyen belgesel
İtilaf Kuvvetlerine ait tanklar (Renault FT-17 ve Mark V) görüntüleyen belgesel (Langres
Haute-Marne
Fransa
1918)I
Dünya Savaşı
kendinden önceki savaşlardan çok farklı özellikler gösterir
Bu
modern çağlardaki en ağır ve en acımasız insan buluşu olan ‘Topyekün Savaş’tır
20
yüzyıl’dan önceki savaşlar belirli cephelerde sürerdi
Savaşa katılan ülkelerin halkları direkt olarak savaşın etkilerine maruz kalmazlardı
Daha çok gıda ve ihtiyaç maddeleri sıkıntısı halklar üzerinde etkili olurdu
Fakat I
Dünya Savaşı bu durumu değiştirdi
Cephe gerisi saldırıları
sabotajlar vb
savaş taktikleriyle
savaşan devletlerin sosyal hayatlarını düzenli bir şekilde sürdürmeleri imkânsız hale geldi
I
Dünya Savaşı’nın getirdiği bir diğer savaş tarzı ‘Siper Savaşı’dır
Tahkim edilmiş
ağır silahlarla donatılmış siperlerde
iki tarafın çok ağır insan kayıplarına yol açacak çatışmalar yaşanmıştır
Yine
savaş tarihinde ilk kez
Almanya Ypres Çatışmalarında klor gazı kullanarak tarihteki ilk kimyasal saldırıyı gerçekleştirmiştir
[kaynak belirtilmeli] Başlangıçta itilaf devletlerini korkutsa da
gaz maskesi kullanımı ile zehirli gaz saldırıları etkilerini yitirmiştir
Siper savaşlarında kullanılan silahlar büyük gelişmeler gösterdi
Mitralyözler kullanıldı
Yarı otomatik tüfekler kullanıldı
Normal tüfeklerin atış hızı arttı
Siper dışındaysa
süngü çarpışmaları görüldü
Deniz savaşlarında kullanılan sabit ve hareketli toplar güçlendirildi
15km
uzağa ateş edebilen sabit toplar kullanıldı
İlk olarak İngilizler tarafından Batı cephesinde tanklar ve zırhlı araçlar kullanılmıştır
Tank ve uçaklara karşı olarak da tanksavar ve uçaksavar silahlar geliştirilmiştir
Havada ise
ilk kez uçaktan yararlanılmıştır
I
Dünya Savaşı'nda hava gücü
daha çok istihbarat elde etme ve düşmanın istihbarat almasını engelleme görevlerinde kullanılmıştır
Almanlar ise
yine tarihte bir ilk olarak Zeplin’leri İngiltere’yi bombalama amaçlı kullanmışlardır
Fakat zeplinlerin ağır ve korumasız olması nedeniyle 1916 yılında faaliyetlerine son vermişlerdir
Bunların yanında
düşmanın yük trenlerini bombalama
donanmaları bombalama gibi amaçlarda da kullanıldı uçaklar
Denizde ise menzili 15 km'ye varan savaş gemileri ve denizaltılar kullanılmıştır
İlk denizaltı olarak bilinen Alman U-Botları
ABD'nin İngiltere'ye insani ve askeri yardım ulaştırmasını engelleyerek itilaf devletlerine ciddi kayıplar verdirmişlerdir
Ayrıca haberleşme de gelişmiştir
Güçlü sistemler geliştirilip
karşı taraftan istihbarat alma; ve karşı tarafın farketmeyeceği şekilde haberleşme sistemleri kuruldu
Etkileri
I
Dünya Savaşı'nda çenesini kaybedip sakat kalan Fransız gazisi Kızılhaç tarafından temin edilen maskeyi taktığı hali
Tüm ülkelerden 65
038
810 askerin katıldığı savaş
arkasında resmi rakamlara göre toplam 8
556
315 ölü
21
219
452 yaralı ve 7
750
945 kayıp veya esir bırakmıştır
[33] I
Dünya Savaşı ülkeler arasındaki sorunları çözümlememiş
Ağır yaptırımlar içeren antlaşmalar
savaş sonrası gelişen aşırı milliyetçilik
yeni oluşan Faşizm ve Nazizm gibi ideolojiler
II
Dünya Savaşı'na zemin hazırlamıştır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul