Konu
:
Edebiyat Nedir?-Edebiyat Hakkında
Yalnız Mesajı Göster
Edebiyat Nedir?-Edebiyat Hakkında
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Edebiyat Nedir?-Edebiyat Hakkında
Edebiyat Nedir?-Edebiyat Hakkında
Edebiyatın
kendine özgü değerlere ve yapıya sahip bir toplumda var olması
edebi-
yat araştırmalarında
yeni
bir bakış açısının ortaya çıkmasını sağlamıştır
Bu
edebi-
yat hayatı ve ürünlerini sosyolojinin verilerine göre değerlendirmeyi amaçlayan
sosyolojik yaklaşımdır
Bu anlayışa göre bir edebiyat eseri
toplumsal koşulların
ürünü olan bir belgedir
Öyleyse edebî şahsiyetin
edebî eserin kendisinin ve edebi-
yat ortamının toplumsal yapı açısından dikkate alınması gerekir
Ancak bu sayede
edebiyat toplum ilişkileri
sağlıklı
olarak kavranabilir
Birçok isimden söz edilebilirse de
sosyolojik anlayışın en önemli kuramcısı İngi-
liz Edebiyatı Tarihi (1858)’nin yazarı Fransız Hippolyte Taine (1828-1893)’dir
Tai-
ne'e göre
bir milletin edebiyatı üç faktörün etkisinde gelişir ve biçimlenir
Bunlar
“ırk
çevre ve an”dır
Görüldüğü üzere
Taine’nin kuramının esasınıoluşturan kav-
ramlar da sosyolojik niteliklidir
Irk
Taine’nin anlayışında bir milletin bireylerinde
ve sonuçta toplumda ortak olan özelliklerdir
Bunlar toplumlara göre değişir
Öy-
leyse bir duyuşve düşünüşsanatıolan edebiyat
ortaya çıktığımilletin ırkî özellikle-
ri dikkate alınmadan doğru olarak kavranamaz
Çevre
edebiyat eserini hazırlayan
fiziksel ve sosyal ortamdır
Toplumun coğrafî konumundan sosyal koşullarına va-
rıncaya kadar birçok öge bu kavram içinde yer alır
An ise edebî eseri meydana geti-
ren tarihsel zemindir
Sosyolojik yaklaşımın
edebiyatı edebiyat dışı etkenlerin etkisinde yorumlamaya
çalıştığı şüphesizdir
Ancak kimi durumlarda bir edebiyat eserinin kavranması
kendi dışındaki bilgilerin kullanılmasını da gerektirebilir
Böyle bir çaba içinde ol-
ması
sosyolojik bakış açısını değerli yapan yönlerinden biridir
Bir yöntem olarak edebiyat hayatı ve olaylarının sosyolojik bakış açısıyla açıklan-
maya başlanmasından sonra
bir kavramdan çok söz edilmeye başlandı: Toplumcu-
luk
Kavramın
Marksist eleştiride özellikle kullanılması
bir edebiyatın toplumcu
oluşu ile Marksizmi özdeşleştiren anlayışlarına ortaya çıkmasın yol açtı
Oysa top-
luma yön vermede edebiyatıaraç seçen her hareket
ideolojisi ne olursa olsun
“top-
lumcu” bir yöneliş içindedir
Dünya görüşlerindeki farklılığa rağmen
Türk edebi-
yatının iki önemli temsilcisi Tevfik Fikret (1867-1915)’le Mehmet Akif (1873-1936)
'in de asıl hedefi toplumdur
Dolayısıyla toplumun sorunlarıyla ilgilenme
herhangi
bir ideolojinin tekelinde değildir
Kaldı ki bugün edebiyat anlayışımızın geldiği
noktada
edebiyatta neyin anlatıldığıkadar
nasıl anlatıldığının önem kazandığıbir
estetik bilinç daha belirleyici bir rol oynamaktadır
Mehmet Akif'in aşağıdaki şiirini inceleyerek
şairin toplumu hedef alıp almadığını
belirlemeye çalışınız
Seyfi Baba
Geçen akşam eve geldim
Dediler: Seyfi Baba
Hastalanmış
yatıyormuş
— Nesi varmış acaba?
— Bilmeyiz
oğlu haber verdi geçerken bu sabah
— Keşke ben evde olaydım
esef ettim
vah vah!
Bir fener yok mu
verin
Nerde sopam? Kız
çabuk ol
Gecikirsem kalırım beklemeyin
Zirâ yol
Hem uzun
hem de bataktır
— Daha a'lâ
kalınız:
Teyzeniz geldi
bu akşam değiliz biz yalınız
Sopa sağ elde
kırık camlı fener sol elde;
Boşanan yağmur iliklerde
çamur tâ belde
Hani çoktan gömülen kaldırımın
hortlayarak
"Gel!" diyen taşları kurtarmasa
insan batacak
Saksağanlar gibi sektikçe birinden birine
Boğuyordum müteveffâyı bütün âferine
Sormayın derdimi
bitmez mi o taşlar giderek
Düştü artık bize göllerde pek âlâ yüzmek!
Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim
Çifte sandal
yüzüyordu; o yüzer
ben yüzerim!Çok mu yüzdük
bilemem
toprağı bulduk neyse;
Fenerim başladı etrâfını tek tük hisse
Vâkıâ ben de yoruldum
o fakat pek yorgun
Bakıyordum daha mahmurluğu üstünde onun:
Gâh olur
kör gibi çarpar sıvasız bir duvara;
Gâh olur
mürde şuââtı düşer bir mezara;
Gâh bir sakfı çökük hânenin altında koşar;
Gâh bir ma'bed-i fersûdenin üstünden aşar;
Vakt olur pek sapa
yerlerde
bakarsın
dolaşır;
Sonra en korkulu eşhâsa çekinmez sataşır;
Gecenin sütre-i yeldâsını çekmiş uryân
Sokulup bir saçağın altına gûyâ uyuyan
Hânuman yoksulu binlerce sefîlân-ı beşer;
Sesi dinmiş yuvalar
hâke serilmiş evler;
Kocasından boşanan bir sürü bî-çâre karı;
O kopan râbıtanın darmadağın yavruları;
Zulmetin
yer yer
içinden kabaran mezbeleler:
Evi sırtında
sokaklarda gezen âileler!
Gece reh-zen
sabâh olmaz mı bakarsın
sâil!
Serserî
der-be-der
âvâre
harâmî
kaatil
Böyle kaç manzara gördüyse bizim kör kandil
Bana göstermeli bir kerre
Niçin? Belli değil!
Ya o bî-çâre de rahmet suyu nûş eyleyerek
Hatm-i enfâs edivermez mi hemen "cız!" diyerek;
O zaman sâmianın
lâmisenin sevkıyle
Yürüyen körlere döndüm
o ne dehşetti hele!
Sopam artık bana hem göz
hem ayak
hem eldi
Ne yalan söyleyeyim kalbime haşyet geldi
Hele yâ Rabbî şükür
karşıdan üç tâne fener
Geçiyor
Sapmayarak doğru yürürlerse eğer
Giderim arkalarından
Yolu buldum zâten
Yolu buldum
diyorum
gelmiş iken hâlâ ben!
İşte
karşımda bizim yâr-ı kadîmin yurdu
Bakalım var mı ışık? Yoksa muhakkak uyudu
Kapının orta yerinden ucu değnekli bir ip
Sarkıtılmış olacak
bir onu bulsam da çekip
Açıversem
İyi ammâ kapı zâten aralık
Gaalibâ bir çıkan olmuş
Neme lâzım
artık
Girerim ben
diyerek kendimi attım içeri;
Ayağımdan çıkarıp lâstiği geçtim ileri
Sağa döndüm
azıcık gitmeden üç beş basamak
Mehmet Akif
Edebiyat ve Sosyal Tabakalaşma
Sosyal tabakalaşma ile edebiyat arasındaki ilişkiler de
edebiyatla toplumu birlikte
değerlendirmenin sonucu ortaya çıkan bir başka sorundur
Bilinen bir gerçektir ki
her toplum farklı kültür kesitlerinden oluşur ve bunların kendilerine göre zevkleri
vardır
Edebiyattaki farklı duyuş ve düşünüş biçimleri
bu sosyal tabakalaşmanın
edebiyat hayatına olağan bir yansımasıdır
Her kültür
hayatı kendi kavrayış gücüne göre algılar ve ifade eder
Böyle olunca bir toplumda değişik edebiyat topluluk ve anlayışlarıyla buna bağlı
bir edebiyat beğenisinin oluşması tabiîdir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul