08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Cuma Namazindaki Namazlarin Kilinmasi
Ulemanın görüşüne göre Cuma namazının rükünleri; hutbe ve iki rekât namazdır Ancak, cumada kılınan namazlarda, farklı mezheplerin farklı rakamlarına rastlanmaktadır Bu durum, mezhepler arasında tefrika ve çekişmeye sebep olmamalıdır Müslümanlar, her konuda olacağı gibi, bu konuda da birbirlerine hüsnü zanda bulunmalı, birbirlerine sabır, anlayış ve kolaylık göstermelidirler
Farklı yorumlara konu olan bu namazlar;
1- Tahiyyetu’l Mescid: Mescidin sahibi olan الله (c c )’a yaklaşmak ve O’nun Mescidine saygı gösterildiğini ifade için, Mescide girildiğinde henüz oturulmadan kılınan iki rekâtlık bir namazdır
Her ne kadar oturduktan sonra bile kılınabilen bu namazı; mescide girer girmez kılmak daha faziletlidir Bu konuda Peygamberimiz (s a v ) “Sizden biri Mescide gelince, (henüz) oturmadan önce iki rekât namaz kılsın ” (Ebu Davud: Salat; 19) buyurmuşlardır
Kerahet vaktinde kılınması uygun görülmeyen bu namazın, Cuma günü kerahet vaktinde bile olsa kılınması tavsiye edilmiştir Mescitlere girilince oturmadan kılınan herhangi bir namaz, Tahiyyetü’l Mescid namazı yerine geçer Hükmü; sünnete icabettir
2- Cumanın ilk sünneti: Değişik görüşler olmasına rağmen, genel olarak Cuma hutbesinden önce dört rekât olarak kılınan bir namazdır Ulemanın çoğuna göre rekât sayısı kesin değildir Sadece namaz kılmaya teşvik edilmiştir Bazı müctehidlere göre Peygamberimiz (s a v ) Mescide gelince doğruca minbere çıkar, iç ezanını dinler ve hutbeye başlardı
3- Cumanın farzı: İttifakla iki rekât olup cemaatle ve sesli olarak kılınan farz bir namazdır
4- Cumanın son sünneti:
Ebu Hanifeye göre; Cumanın son sünneti dört rekâttır
İmam Şafii’ye göre de; cumanın son sünneti dört rekâttır ve her iki rekâtında da selâm verilir
Diğer görüşlere göre evde kılınırsa iki, camide kılınırsa dört: bunun yanında iki, dört ve altı rekâttır diyenler vardır Hz Ali ve Musa el- Eş’ari’ye göre; altı rekâttır, dört ve iki rekâtında selâm verilerek kılınır
5- Zuhr-i Âhir: Cumanın son sünnetinin ardından kılınan dört rekâtlık bir namazdır Bu namazın kılınıp kılınmaması hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir “Tedbir olarak kılınsın” diyenler olduğu gibi; “Bid’attır ve kılınması uygun değildir ” diyenler de vardır
Cuma namazının sıhhat şartlarından birinin yerine getirilememe sebebiyle “kabul olunmadı” ihtimaline karşılık; Cuma kabul olmamışsa o günün öğle namazı yerine, Cuma kabul olmuşsa, kaza veya nafile yerine ihtiyaten kılınmaktadır
Peygamberimiz ve sahabe döneminde böyle bir namaz yoktu Ancak zaman geçtikçe, Cumanın sıhhat şartlarını değerlendiren alimler, böyle bir namazı hoş görmüşlerdir Zuhr-i Âhir namazı, müekked sünnet gibi kılınır Birinci oturuşta tahiyyat ve her rekâtın da fatihadan sonra zamm-ı sure okunur
“Henüz üzerimden geçmeyen vaktin Zuhr-i Âhirini eda etmeye…” veya “üzerimden geçen en son öğle namazının farzını kaza etmeye…” diye niyet edilerek, yerine getirilir Kimileride “Günün öğle namazını eda etmeye” diye niyet ederek hem Cumayı ve hem de öğlenin farzını kılmaktadırlar
5- Vaktin son sünneti: Birçok kaynaklarda Cuma namazından sonra vaktin son sünnetine yer verilmemiştir Ancak bazı bölgelerde bu namaz kılınmaktadır
Sonuç olarak: Cemaat arasında farklı mezheplerin, yolcuların ve farzdan sonraki namazları evlerinde kılmak isteyenlerin olması muhtemeldir Bu sebeple; farzdan sonra namaz kılmadan çıkanların ardından su-i zanda bulunmak hiç te doğru olmayacaktır
Farzdan sonra dileyen dilediği kadar namaz kılmakta serbest olduğundan; yine fazla namaz kılanlar hakkında yanlış yorumlar yapmak, ileri geri konuşmak bir Müslümana yakışmayacaktır
Ancak; camiden erken çıkmak isteyenlerin, namaz kılanların önünden geçmeleri ve cemaatin omuzlarından aşarak insanları rahatsız etmeleri son derece abes bir harekettir Huzurlu bir ibadet için; camiden geç çıkacakların ileri saflarda, erken çıkacakların ise, arka saflarda yer almaları daha uygun olacaktır
Önemli olan, Cami ve cemaat adâbına uygun olarak şartlarına riayet edilen bir Cuma namazı kılmaktır Cumanın şartlarını oluşturup Cuma namazı kılmak her Müslümanın görevidir Çeşitli bahanelerle Cuma kılmayan, Cami, cemaat ve imam beğenmeyen kimselerin, tefrika çıkarıp çıkarmadıklarını düşünmeleri gerekir Cumanın sıhhati için mücadele vermeyenler, boş bahanelerin arkasına sığınıp ta; cumayı terk etmekle mazeret yüklendiklerini sanmasınlar
Sahih bir Cuma; o beldede İslâmın varlığını işaret eder Sıhhatine kanaat etmeyenlerin Cumayı terk etmelerindense, kendi ceplerinden ziyade, İslâmın kaynaklarını beslemeleri ve sahih bir Cumanın şartlarını oluşturmaları için çaba sarf etmeleri
|
|
|