08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Alıskanlık
Gitgide alışıyorum sana   
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz  
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin  
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun  
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan  
Alışkanlıklar daima korkutur beni  
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim  
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır  
Fakat şimdi sana alışıyorum  
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor
Yalnız içimde garip bir korku var
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum 
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum  
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum  
Oysaki her zaman ve günün her saatinde
yanında olmalıyım senin  Bana alışmış olmaktan pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı  
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni  
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim  
"Bana alış" demeyeceğim  Nasıl olsa alışacaksın bir gün  
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin, o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla, sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum  
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum
Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor  
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım
Sevginle bir aynayım şimdi Bana bakanlar baştanbaşa seni görecekler içimde  
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan  
Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni  
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden  
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor  
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri  
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum  
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık  
Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz   
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum  
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde  
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim  
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman seninle vardığım yüksekliğe erişemez  
Açılmış bütün kuyuların derinliği
içimde seni bulduğum yer kadar derin değil  
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu
Alev almayan bir yerimiz kalmadı
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız  
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle  
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık  
Ümit Yaşar OĞUZCAN
|
|
|