08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sami Yetik
Sami Yetik
Mülkiye İdadisi'ni bitirdikten sonra, Kuleli Askeri Lisesi'ne giren Sami Yetik burada kendisine resim öğretmenliği yapan Osman Nuri Paşa'dan ilk resim derslerini aldı 1896'da Harbiye'ye girince Hoca Ali Rıza ile karşılaştı; resim bilgi ve görgüsünü, onun yanında geliştirdi Harbiye'yi bitirince Eyüp'teki Baytar Askeri Rüştiyesi' ne resim öğretmeni oldu Aynı zamanda Sanayi-i Nefise Mektebi'ne (Güzel Sanatlar Akademisi) kaydını yaptırdı Valeri'nin yanında bir süre ders gördü Askeri okullar müfettişi Tevfik Paşa'nın aracılığı ve Mahmut Şevket Paşa'nın özel izniyle Fransa'ya gönderildi 1910-1912 yılları arasında Julian Akademisi'nde Jean-Paul Laurens'in atölyesinde uzmanlık eğitimi gördü Yurda dönüşünde Akademi'deki sanat eğitimini ve Valeri'nin tekniğini eleştiren yazılar yazdı Türk Ressamlar Gemiyeti'nin kurucu üyeleri arasına katıldı Harbiye'de aynı sırayı paylaştığı okul arkadaşı Mehmet Ali Laga ile Balkan savaşında bulundu, Bulgarlara tutsak düştü Birinci Dünya savaşı sırasında Boğaz müstahkem mevkiinde görev yaptığı sırada yakından izlediği savaş sahnelerini resimlerine konu yaptı Sami Yetik, ressam kişiliğinin yanında yazar yönüyle de tanınır İki cilt halinde kaleme aldığı, ancak birinci cildini 1940'ta yayımlayabildiği Ressamlarımız'da , elliye yakın asker ressamın yaşamöyküleri ve sanatçı kişilikleri üstüne bilgi verdi Büyük bölümünü kendisinin yetiştirdiği asker ressamlar, onun ölümünden sonra Asker Ressamlar Derneği'ni kurarak Sami Yetik'in anısını yaşattılar Galatasaray ve Ankara sergilerine de katılmış olan Sami Yetik, yaşamı boyunca kişisel sergi açmaktan kaçınmıştır Güzel Sanatlar Birliği üyesi olarak 1943'teki Devlet Sergisi'ne Bursa Manzarası ve Manolya, 1944'teki sergiye Sarıyer Taş İskele, Yuşa 'ya Bir Bakış, İzmir Kemalpaşa ve Taşocakları, Ankara adlı yapıtlarıyla katılmıştır
SANATI
Sami Yetik, çağdaş resim sanatımızda, daha çok bir savaş ressamı olarak tanındı Özellikle Kurtuluş Savaşı'nı konu alan figürlü kompozisyonlarında, savaşın dramatik etkisini, kendine özgü bir renk anlayışı içinde yansıttı Eski Ankara'yı, insanları ve peyzajıyla işlediği resimlerindeyse, yöresel bir sanatçı anlayışı içinde çalıştı Celal Esat Arseven, onun sanat anlayışım anlatırken, "asabi fırça vuruşlarıyla ifade ettiği sahneler"den söz eder Gerçekten de Sami Yetik'in, ilk bakışta konuya ağırlık verdiği izlenimi yaratan resimleri, yaşadığı döneme göre serbest sayılabilecek fırça tuşlarının yer aldığı rahat ve zorlamasız bir anlatının ürünleridir İbrahim Çallı ve arkadaşlarının, Türk resmine "geç izlenimci" bir anlayışı getirdikleri tarihten biraz önce Sami Yetik, Avrupa'da görmüş olduğu akademik sanat anlayışım aşabilen ve sanat disiplinini her şeyin önünde gören, kompozisyon türünde ağırlık kazanan bir sanat beğenisini uygulamıştır
|
|
|