Prof. Dr. Sinsi
|
Jeremy Bentham
Bentham, Jeremy:
(1718-1832) Yararcılık öğretisi ve "en çok sayıda insana en yüksek
düzeyde mutluluk" ilkesiyle tanınan Ingiliz hukuk, ahlâk, siyaset ve
toplum felsefecisi Daha dört yaşındayken Latince öğrenen Bentham on iki
yaşındayken hukuk öğrenimini için babası tarafından Oxford'a
gönderilmiştir Gelgelelim Bentham, özellikle döneminin önde gelen
otoritelerinden gelenekçi William Blackstone 'un tutucu derslerinden
sonra, çok geçmeden bir hukuk uygulayıcısı olmak yerine hukukun ne
olduğu üzerine yazmaya karar vermiş ve yaşamını varolan hukuk ile toplum
dizgelerini eleştirip düzeltmeye adamıştır Bentham daima yararcılık
öğretisi ve "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesiyle
birlikte anılsa da öğreti ve ilke onun varolan kurumların, pratiklerin
ve inançların yararlılığının nesnel bir değerlendirme ölçütü ile
sınanmasını amaçlayan toplum eleştirisinin yalnızca başlangıç noktasını
oluşturur Bentham açık sözlü bir hukuk reformcusu, doğal hukuk, doğal
haklar ve sözleşmecilik gibi yerleşik siyasal öğretilerin acımasız bir
eleştiricisidir 1820'letden itibaren yapıtlarıyla saygı uyandırmaya
başlayan Bentham'ın düşünceleri XIX yüzyıl boyunca yapılan kamu
yönetimi reformlarını da derinden etkilemiştir Beccaria, Helvetius,
Diderot, d'Alembert ve Voltaire gibi Aydınlanma fılozoflarının yanı sıra
Locke ve Hume 'dan da etkilenen Bentham, yapıtlarında deneyci yaklaşımı
kavramsal açıklığa ve tümdengelimli uslamlamaya dayalı bir usçuluk
anlayışıyla birleştirmiştir Bu bağlamda Bentham, usun gelenek
karşısındaki önemi üzerinde duran ve terimlerin kullanımında kesinliği
savunan Locke'u kendisine örnek almıştır Nitekim Bentham' ın tüm
felsefe tasarımı aslında bir açıklama tasarımıdır Bentham neleri
amaçlamamız gerektiğini göstermek için değerleri, insanların gerçekte
neleri amaçladığını göstermek içinse ruhbilimi açık- lamaya girişmiş;
bunlara uygun yönetim, hukuk ve ceza dizgeleri tasarlamak için de hem
bir bütün olarak hem de temel terimleriyle gerçek "hukuk" düşüncesini
açıklığa kavuşturmak istemiştir Hukuku anlamak, haklar ve ödevler gibi
şeyleri anlamayı da içerir "Anlama" nın "algılama"yla sağlandığı
deneyci gelenekte, "altın dağ" gibi doğrudan algılanamayan karmaşık
şeyler deneyleyebildiğimiz basit bileşenlerine ayrılarak (altın ve dağ)
çözümlenebildiklerinden dolayı anlaşılabilir hale gelirler Buna karşın
deneycilerin çözümleme yöntemi Bentham' ın çözümlemeyi düşündüğü hak ya
da ödev gibi terimlerin çözümlenmesinde işe yaramamaktadır Sonuç olarak
bir şeyin bir parçasına ya da bir boyutunu ondan soyutlayarak ele
almanın karışıklığa yol açması büyük bir olasılıktır Bu durum Bentham'ı
"yeniden anlatım" (paraphrasis) diye adlandırdığı bütünüyle yeni ve
özgün bir yönteme yönelmiştir Bentham 'ın "anlam"ın temel biriminin
sözcük değil tümce olduğunu savunan yeniden anlatım yöntemi, yüzyılda
Russell, Carnap, Quine gibi düşünürlerin geliştirdiği mantıksal
çözümleme yöntemlerinin öncüsüdür Bentham' ın bu yöntemle amaçladığı
tümcedeki sorunlu sözcüğü başka sözcüklere çevirmek değil, sözcüğün bir
parçasını oluşturduğu tümceyi başka bir tümceye çevirmektir Yeniden
anlatım yöntemi Bentham'ın "kurgusal kendilikler" diye adlandırdığı hak,
ödev, yükümlülük, ayrıcalık gibi terimleri, içinde yer aldıkları
tümceleri içinde yer almadıkları tümcelere çevirerek açık tular
Kurgusal kendilikler başlarda kullanışlı gözükse de zaman içinde
bunların göndemıe yaptıkları şeyler bütünüyle unutulduğundan ya da
gündem dışı kaldığından bu terimler birer önyargı olarak kalmaktadır Bu
yüzden hukuku bu tür kurgusal kendiliklerden olabildiğince uzak tutmaya
çalişan Bentham , en azından bu tüt terimlerin kullanımından uzak duran
açıklamalar ve temellendirmeler verilebileceğini düşünmektedir
Sözgelimi haklara ilişkin tümceler Bentham tarafından ödevlere ilişkin
tümceler aracılığıyla açıklanır Bentham’a göre belirli bir hak
başkalarına ödevler yüklenerek birine sağlanan yatardır Kuşkusuz
ödevler de kurgusal kendiliklerdir ama bunlar da cezalandırma tehdidine
ilişkin tümcelerle açıklanabilirler Cezalandırma ise Bentham'a göre acı
verme tehdididir Böylelikle Bentham'ın "gerçek kendilikler" dediği
şeye; yani algıyla doğrudan anlayabileceğimiz açık ve yalın düşüncelere
ulaşmış oluruz Bentham , acı ve hazzın anlamını öğrenmek için bir
hukukçuya gitmemizi gerektirmeven sözcükler olduğunu söyler Hatta ona
göre hukuk acı ve haz kavramları aracılığıyla hem hukukçulara hem de
başkalarına açıklanabilir Bentham 'a göre ahlâk ve hukuk bilimsel
olarak tanımlanabilirse de böyle bir tanımlamanın insan doğasına ilişkin
bir açıklamaya gereksinimi vardır Ona göre doğanın fızik yasaları
aracılığıyla açıklanması gibi insan doğası da iki temel itki, "haz" ve
"acı" aracılığıyla açıklanabilir Bu görüş Bentham'ın "ruhbilimsel
hazalık" kuramının temelini oluşturmaktadır İnsan doğasına ilişkin
böyle bir çözümlemenin doğrudan kanıtlanmasının söz konusu olmadığını
bilse de Bentham "doğanın insanı iki egemen efendinin, haz ve acının
yönetimi alcına yerleştirdiğini ' savunur Ona göre bir yandan doğrunun
ve yanlışın ölçütü, öte yandan nedenler ve sonuçlar zinciri acı ve
hazzın krallığına tabidir Acı ve haz bütün yaptıklarımızda, bütün
söylediklerinizde ve bütün düşündüklerimizde bizi yönetmektedir;
tabiliğinizden kurtuluşa yönündeki bütün çabalarımız da bu krallığın
iyice a- çığa çıkıp onaylanmasına hizmet etmektedir Sadece ne yapmamız
gerektiğini göstermekle kalmayıp ne yapacağımızı da doğrudan belirleyen
haz ve acı eyleme ilişkin açıklamaların yanı sıra kişi için "iyi'nin
tanımlanmasında da temel oluşturmaktadır Buna dayanarak Bentham, her
bireyde varolan acı ve haz temelinde bir değer hesabı
oluşturabileceğimizi öne sürer "Haz hesabı" ya da "mutluluk hesabı"
(felicif calculus) olarak bilinen bu görüşe göre haz ve acı nesnel
duyumlar olup yoğunlukları, süreleri, verimlilikleri (gelecekteki daha
başka haz olasılıkları açısından), saflıkları (hazza aamn bulaşmaması
açısından) ve büyüklükleri aracılığıyla ölçülebilirler Bu bir eylemin
ya da durumun hem nesnel olarak belirlenmesine hem de başka eylem ya da
durumlarla karşılaştırılmasına olanak tanımaktadır Bentham 'ın bu
köktenci hazcılığına, insanın doğal olarak çıkarlarını kollayacağı yollu
ruhbilimsel benciliği eşlik etmektedir Bentham kişinin çıkarlarının
toplumsal çıkar ya da diğer bütün insanların çıkarları karşısında baskın
olduğunu belirtsek, insanların eylemlerinin amacının kendi mutlulukları
olduğunu ve insanın doğal bir yetisi olan usun bu amacın uşağı olarak
düşünülmesi gerektiğini savunur Bentham in insan tekini değerlerin
kaynağı olarak alan insan doğasına ilişkin bu açıklamasıyla ahlâki bir
bireycilik de ortaya koyduğu söylenebilir Nitekim Bentham 'ın ahlâk
felsefesi de onun "yararlılık ilkesi" ya da "en büyük mutluluk ilkesi"
diye adlandırdığı "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk"
ilkesinin bir yansımasıdır Bentham yararlilık ilkesini bir eylemi ya da
durumu genel mutluluğu araması ya da azaltmasına göre onaylayan ya da
onaylamayan ill:e olarak tamınlar ve en çok sayıda kişi için en büyük
mutluluğu üretmeyen her türlü eylemin ahlâken yanliş olduğunu söyler
Mutluluk ise hazzın çokluğuna ve acının yokluğuna bağlı olarak
hesaplanabilirdir Bu bağlamda Bentham'ın ahlâk felsefesi insanın temel
güdüleyicileri haz ve acıdır yollu ruhbilimsel hazcılık görüşünü de
yansıtmaktadır Burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta da
mutluluk hesabı yapılırken her bir bireyin bir diğerine eşit olarak
alinmasıdır Sonuç olarak Bentham için ruhbilimsel hazcılik ve bencilik
ile yararlılık ilkesi arasında hiçbir ııyumsuzluk süz konusu değildir
Öte yandan Bentham'ın mutluluğu artırma amacı pratik bir amaçtır ve onun
bu yönde bir 1'anama kanalı yapılması ya da bezelyelerin dondurularak
kullanılması gibi birçok farkli önerisi de olmuştur Bentham'ın bu
pratik amaçlı önerilerinden en önemlisi ise "panoptikon" diye
adlandırdığı hapishanedir Bentham'ın dönemin hapishanelerinde yaşanan
karmaşayı sona erdirmek için tasarladığı bu hapishane modeli, merkezdeki
gardiyanların onlara gözükmeden tutukluları göz altında tuttuğu daire
biçiminde bir yapıdır Bentham özel olarak işletilmesi gerektiğini
düşündüğü ve sözleşme olarak kendisinin yönetmeyi planladığı bu
hapishane ile yalnızca tutukluları güvenilir birer insan haline
getirmeyi değil zaman içerisinde para da kazanmayı tasarlamıştır Ama bu
tasarısı hapishanenin kurulacağı yerin çevresindeki arsa sahipleri
tarafından engellenince işin sonunda hem zaman hem de para kaybetmiştir
Panoptikon tasarımına kadar önerilerin ve anlaşmaların hayata
geçirilmesi için aydın yönetimlere başvurmanın yeterli olacağına inanan
Bentham, bunun yeterli olmadığını fark ettiğinde demokrasiyi
desteklemeye başlamıştır Locke da dahil olmak üzere kendinden önce
sayısız fılozofun siyaset felsefesinin temelini oluşturan doğal hak,
doğal hukuk ve toplum sözleşmesi gibi kav- ramları benimsememiş olan
Bentham , daha önce de belirttiğimiz gibi, bu kavramları kurgusal
kendilikler olarak adlandırıp bunların bir gerçekliğinin bulunmadığını
savunuyordu Bu tür kavramlar o dönemde devlete itaatin kaynağı ve meşru
devrimin koşullan nedir sorularına yanıt olarak sunulmaktaydı Bentham
itaati anlaşmaya dayandıran bu tür düşünceleri eleştirerek yönetime
itaatin temellendirilmesinin yarara, yani itaatin olası zararının
direnişin olası zararından daha az olup olmayacağının hesaplanmasına
dayandığını savunmuştur Bentham ' ın bu karşı çıkışı yalnızca terim
düzeyinde kalmamış hukuk dizgesinin ve yönetim dizgesinin değişmesi
gerektiğini bir insan-bir oy ve gizli oy verme hakkı gibi önerilerle
açıkça dile getirmiştir Bentham 'ın bu demokratik önerileri ahlâk
felsefesinin "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesi ve
ruhbilimsel bencilik görüşleriyle de uyumludur Ruhbilimsel benciliğe
göre herkes kendi çıkarlarının peşinde koşmak- caysa, bu demektir ki
yönetimler ve yöneticiler de kendi çıkarlarının peşinde koşabilirler
Dolayısıyla diktatörlere, krallara ve oligarşilere güvenilmemelidir
yönetimlerin gerçek amacı olan "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde
mutluluk" ilkesi ancak yönetim en çok sayıda insanın elinde olduğunda
güvende olabilir Eğer halkın tamamı siyasal güçle donatılırsa, hepsi
yalnızca kendi çıkarlarını izleyerek bu amaca hizmet etmiş olacaklardır
Bentham 'ın demokrasi ve yararcılık anlayışına bağlı olarak
geliştirdiği özgürlük anlayışı günümüzde "olumsuz özgürlük" diye
adlandırılan özgürlüğe karşılık gelmektedir Özgürlüğü "engellemenin
olmaması" olarak tanımlayan Bentham, bireyin engellenmediği oranda özgür
olduğunu söyler Özgürlüğün doğal olduğunu ya da bireyin egemen olduğu a
priori bir özgürlük alanının bulunduğunu yadsır
Bu özgürlük açıklamasıyla bağlantılı olarak Bentham hukuku da olumsuz
olarak tanımlar Değer ölçütünü haz ve acının sağladığı göz önüne
alınırsa Bentham için özgürlük haz verdiği için iyiyken,
sınırlandırılması acı verdiğinden kötüdür Devletin denetimi ne denli
sınırliysa birey o denli özgürdür Öte yandan Bentham iyi yönetimin
temelini oluşturan toplumsal düzen için hukukun zorunlu olduğunu kabul
eder Toplumun ilerlemesinde hukukun oynayabileceği olumlu rolü kabul
eden Bentham, hukukun kişilerin ekonomik ve kişisel gereksinimlerini
karşıladığı ve koruduğu ölçüde bireyin çıkarını yansıtacağını
savunmuştur Bentham, kendinden önceki birçok düşünürden hak li olarak
hukukun doğal hukuktan doğmadığını, onun yalnızca egemenin istencinin
bir buyruğu ya da dışavurumu olduğunu savunmuştur Nitekim bir yasa
ahlâk ba6ımından sorgulanabilir olsa da, ahlâken kötü eylemler buyursa
da, rızaya dayanmasa da yine de bit "yasâ'dır Öte yandan, daha önce de
belirtildiği gibi, yasakoyucunun yasa dizgesini yalnızca kendi çıkarını
gözeten insanlatı genel çıkata yönlendirilecek biçimde düzenlemesi
gerekir Bir fılozoftan çok bir hukuk ve siyaset eleştirisi olarak
görülmesi gereken Bentham 'ın çok sayıdaki yapıtları arasında
Blackstone'un reform karşıtı gelenekçi görüşlerin eleştirdiği
yayımlanmış ilk yapıtı A Fragnıent on Goveırıment (Yönetim Üzerine,
1776); hukuksal, ahlâki ve toplumsal reformlara temel olaşturabilecek
ussal ilkeler oluşturmaya çalıştığı başyapıtı sayılabilecek An
Introduction to the Prenciples of Moralr and L egislation (Ahlâkın ve
Yasamanın İlkelerine Giriş, 1789), parlamento reformuna ilişkin
demokratik önerilerini içeren A Cateıhism of Parliamentary Rıfoım
(Parlamento Reformu İçin Bir Kılavuz, 1817) ve ancak ilk cildini
yayımlayabildiği Constitution Code (Anayasa Hukuku, 1830) başta gelir
Felsefe Sözlüğü – Bilim ve Sanat Yayınları
|