Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlügü ( T )

Eski 08-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlügü ( T )



Tıka basa doldurmak: Doldururken çok bastırıp sıkıştırmak, hiç boş yer bırakmamak”Çuvalı tıka basa doldurun, ne alırsa kârdır
Tıka basa yemek: Haddinden fazla yemek, çok yemek, mideyi rahatsız edecek kadar çok yemek”Doymaz çocuk, tıka basa doldurdu karnını
Tımarhane kaçkını: Delice işler yapan kimse
Tıpış tıpış yürümek: 1 Kısa adımlarla çabuk yürümek 2 İster istemez bir yere gitmek
Tıraş etmek: 1 (Saç, sakal) benzeri tıraş işini yapmak 2 Bıkkınlık verecek kadar uzun ve gereksiz konuşmak”Yeni berber iyi tıraş yapamıyor
Tırnak göstermek: Gözdağı vermek, korkutmak
Tırpan atmak: 1 İstemediği kişilerin bir yerdeki görevlerine son vermek 2 Kırıp geçirmek, topluca öldürmek, kıyıma uğratmak”Genel müdür olunca, ilk işi yardımcılarına tırpan atmak oldu
Tohuma kaçmak: Yaşlanmak, evlenme çağı geçip kartlaşmak
Tok evin aç kedisi: Varlıklı olduğu hâlde doymayan, ihtiyacı olmadığı hâlde aç gözlülük eden, her gördüğüne sahip olmak isteyen (kimse)”Bu çocuk da tok evin aç kedisi
Tokat aşketmek: Ansızın el içi ile vurmak
Tok gözlü: Mala, paraya, yiyeceğe düşkün olmayan; cömert
Tok sözlü: Sözünü esirgemeden, çekinmeden, hatır gönül dinlemeden söyleyen”Rahmetli tok sözlü bir insandı
Tongaya basmak: Tuzağa düşmek”Çok kötü bastı tongaya
Top atmak: İflas etmek”Bu kadar kısa zamanda top atacağımızı sanmazdım
Topa tutmak: 1 Bir yeri top ateşi altında bulundurmak 2 Bir kimseye kırıcı, ağır sözler söylemek
Topun ağzında: Tehlikeye, saldırıya en yakın yerde olmak
Toprağı bol olsun: Müslüman olmayan ölülerin anılması sırasında kullanılır, Müslüman ölüler için “Allah rahmet eylesin” denir
Topu topu: (Azımsanan şeyler için) olup olacağı, yalnızca, hepsi”Topu topu beş elma almış
Toz kondurmamak: Bir şeyi kusursuz göstermek, onda bir kusurun olabileceğini kabul etmemek”Kızına da hiç toz kondurmuyor
Toz olmak: Ortadan kaybolmak, kaçmak, uzaklaşmak”Çabuk toz olun buradan
Toz pembe görmek: Aşırı iyimser olmak; hemen her aksaklığı, üzücü durumları iyimserlikle karşılamak”Hayatı hep toz pembe görmüştür
Tozu dumana katmak: 1 Ortalığı altüst etmek, karışıklığa yol açmak, gürültü patırtı çıkarmak 2 Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak”Başıboş sığırlar tozu dumana katarak yokuştan aşağı iniyorlardı
Tur atmak: Dolaşmak, dolaşıp gelmek”Evin etrafında iki tur atıp yanıma gelsin
Turnayı gözünden vurmak: Hiç beklenmedik bir kazanç sağlama imkânını ele geçirmek
Turp gibi: Çok sağlıklı, sağlam, rahatı yerinde”Merak etme, turp gibi o
Turşu gibi olmak: Çok yorgun, bitkin düşmek”Üç gündür çalışıyoruz, turşu gibi oldum, hiç hâlim kalmadı
Turşusu çıkmak: 1 Çok yorulmak 2 İyice ezilmek, parçalanmak”Armutların turşusu çıkmış, yenecek hâlleri kalmamış
Turşusunu kurmak: Bir şeyi kullanmak, harcamak gerekirken kıyamamak durumunda söylenir”Kullanmadığı sandalyeyi vermiyor, turşusunu kuracak sanki
Tut kelin perçeminden: Güç bir durumda çözümün zor olduğunu anlatmak için kullanılır
Tuttuğu dal elinde kalmak: Dayandığı, güvendiği şey önemini kaybederek işe yaramaz hâle gelmek, fayda temin edemez olmak
Tuttuğunu koparmak: Her girişiminden başarıyla çıkmak, her işi becermek,”O tuttuğunu koparır bir delikanlıdır, güvenin ona
Tutunacak dalı olmamak: Güveneceği, dayanacağı kimse bulunmamak”Küçüktüm, tutunacak dalım yoktu, tek başımaydım
Tuz biber ekmek: 1 Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek 2 Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak”İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine
Tuz (la) buz olmak: Kırılıp parçalanmak, çok küçük parçalara ayrılmak, paramparça olmak”Masadan düşen vazo tuzla buz oldu
Tuzlayayım da kokma: Bilip bilmeden konuşanlar, yüksekten atanlar, düşüncesinde aldananlar için küçümseme sözü olarak kullanılır
Tuzluya mal olmak: Oldukça çok para harcanarak sağlanmış olmak”Arabayı tamir ettirdik ama tuzluya mal oldu
Tuzu kuru: Hiçbir derdi, sıkıntısı olmayan; kazancı yerinde olduğu için kaygılanmayan”Sana göre hava hoş, gülersin, oynarsın, tuzun kuru nasıl olsa
Tükürdüğünü yalamak: Verdiği sözden geri dönerek benliğini küçültmek”Ben tükürdüğünü yalayan bir insan değilim, gideceğim oraya!”
Tümen tümen: Pek çok
Türküsünü çağırmak: Birinin hoşuna gidecek davranış ortaya koymak, söz söylemek, onun tarafını tutmak”Ömrümce onun bunun türküsünü çağırıp durdum, yeter artık!”
Türkü yakmak: Bir türküye ezgi uydurmak”Sevdiği kıza yanık bir türkü yakmış diyorlar
Tütünü tepesinden çıkmak: Bir acının ateşiyle yanıp tutuşmak, çok üzülmek
Tüy dikmek: Kötü bir işi, ortaya konan bir söz ya da davranışla daha da kötüleştirmek
Tüyleri diken diken olmak: Korku, heyecan, endişe veya üşümekten vücuttaki tüyler, kıllar kabarmak, dikilmek”Hava buz gibiydi, tüylerim diken diken olmuştu
Tüyü düzmek: Önceleri kötü olan kılık kıyafetini düzeltmek, iyi yaşama kavuşmuş gibi güzel giyinir olmak

Alıntı Yaparak Cevapla