Prof. Dr. Sinsi
|
Cenaze Namazı Ve Duaları...
Cenaze Namazı Ve Duaları
Bilinmelidir ki, ölü üzerine namaz kılmak farzı kifâyedir Ölüyü yıkamak, kefenlemek ve gömmek de böyledir Bunlar üzerinde imamların ittifakı vardır Cenaze namazının farzıyyetini düşüren durum hakkında dört görüş vardır:
1- Bir erkeğin cenaze namazını kılması ile farzıyyet düşer Alimlerimizin çoğuna göre en doğrusu budur
2- İki kişinin namaz kılması şarttır
3- Üç kişinin namaz kılması şarttır
4- Dört kişinin namaz kılması şarttır İster bunlar cemaat olarak cenaze namazını kılsınlar, ister teker teker kılsınlar, hüküm değişmez
Namaz kılınış şekline gelince: Cenaze namazında dört tekbir getirilir Bunları yapmak farzdır; bir tanesi yapılmazsa, namaz sahih olmaz Eğer beşinci bir tekbir ziyade edilirse, namazın bâtıl olup olmaması üzerinde iki hüküm var ki, doğrusu bâtıl olmamaktır İmam beşinci tekbiri almış olsa bile, ona uyanın bu tekbiri alması ile yine bâtıl olmaz Beşinci tekbiri almakla namaz bâtıl olur, görüşüne göre, imam beşinci tekbiri aldığı zaman, ona uyanların tekbir almayıp namazı tamamlamaları gerekir ve böylece cemaatın namazı sahih olur Tıpkı beşinci rekâta kalkan imama uyulmadığı gibi  
Beşinci rekât namazı bozmadığı görüşü kabul edildiği takdirde, imama uyan kimse, bu beşinci tekbirde imama katılmaz ve ondan da ayrılmaz, imamın selâmını bekleyerek onunla beraber selâm verir Fakat imamı beklemeden selâm verir, diyen de vardır Ben bütün bu meseleleri, "Mühezzeb" şerhinde açık ve geniş olarak delilleri ile anlattım
Cenaze namazının her tekbirinde (Şafi´î mezhebinde) el kaldırmak müs-tahabdır (Hanefî mezhebinde, yalnız ilk tekbirde el kaldırılır) Tekbir getirme şekli ile bunda müstahab olan şeyleri, tekbiri iptal eden halleri ve diğer teferruatla ilgili meseleleri, daha önce namaz ve zikirlerle ilgili bölümde gösterdim
Cenaze namazında, tekbirler arasında söylenen duâ ve zikirlere gelince:
Birinci tekbirden sonra (Şafi´î mezhebinde) Fatiha okunur (Hanefî´lerde, sübhâneke okunur) İkinci tekbirden sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem üzerine Salât ve selâm getirilir Üçüncü tekbirden sonra ölüye duâ edilir Bunda gerekli olan duâ ismini alacak sözleri söylemektir Dördüncü tekbirden sonra bir şey söylemek gerekmez Fakat şu anlatacaklarımızı söylemek (Şafi´î mezhebinde) müstahabdır:
Bizim (Şafi´î) imamlarımız ilk tekbirden sonra Fâtiha´dan Önce eûzü çekip duâ etmek ve Fâtiha´dan sonra bir sûre okumanın müstahab olması üzerinde üç ayrı hükme varmışlardır:
1- Bütün bu söylenenleri yapmak müstahabdır
2- Bunları yapmak müstahab olmaz
3- Eûzü çekmek müstahab olur, Sûre ve duâ okumak müstahab değildir Doğrusu da budur Bir de, Fâtiha´dan sonra "Âmîn" getirmenin müstahab olduğunda ittifak etmişlerdir
418- Buharî´nin Sahîh´inde, İbni Abbas´dan (Radıyallahu anhüma) rivayet ettik ki, kendisi bir cenaze üzerine namaz kılıp Fatiha sûresini okudu ve: "Biliniz ki, bu Fatiha´yı okumak sünnettir, dedi bir sahabînin "sünnettir" sözü, bu sünnettendir manasını taşır, yani Peygamberin işlediği sünnettendir, demektir Nitekim Ebû Davud´un Sünen´inde: "Fatiha, Sünnettendir" şeklinde rivayet edilerek Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem´e kadar yükseltilmektedir Hadîs ve Usûl kitablarında da böyle bilinmekte ve sabit görülmektedir
Alimlerimiz demişlerdir ki, cenaze namazı ister gündüz ve isterse gece kılınsın, sünnet olan, Fatiha´nın aşikâre değil gizli okunmasıdır Alimlerimizin çoğunluğunca benimsenen sahih ve meşhur mezheb budur Yine alimlerimizden bir kısmı, eğer namaz gece kılmıyorsa, Fatiha aşikâre okunur; gündüz kılmıyorsa, gizli okunur, demişlerdir
İkinci tekbire gelince, bu tekbir getirildikten sonra en az "Allahüm-me Sallı alâ Muhammedin" demek, vacibdir Buna ilave olarak "ve aîâ âli muhammedin" demek müstahab olur Alimlerimizin çoğunluğuna göre, bunu söylemek vâcib olmaz Vacib olduğunu söyleyenler azdır ve bu zayıf bir hükümdür (Yine Şafi´î mezhebinde) ikinci tekbirden sonra, mümin erkeklere ve mümin kadınlara dua etmek, eğer zaman genişse, müstahabdır Şafi´î alimlerinden Müzenî de nakletmiştir ki, Allah Tealâ Hazretlerine hamd getirmek de müstahab olur Alimlerden bir topluluk bunun müstahab olduğunu kabul etmişlerse de, çoğunluk kabul etmemiştir Müstahab olduğunu kabul ettiğimiz takdirde, önce Allah´a hamd ile başlanır, sonra Peygambere Salât getirilir,sonra mümin erkeklere ve mümin kadınlara dua edilir Bu sıraya aykırı davramlırsa, caiz olur; fakat fazilet terk edilmiş sayılır
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem üzerine Salât getirme konusunda hadîsi şerifler rivayet edilmiştir; biz bunları, Beyhakî´nin Sünen´inde rivayet ettik Ancak ben, bu bölümde kısaltmayı istedim; çünkü bunun ayrıntılı yeri, fıkıh kitablarıdır Ben bu konuyu Mühezzeb Şerhinde açıkladım
Üçüncü tekbîre gelince: Burada ölüye duâ okumak gereklidir Bunun en azı, duâ ismini alacak sözdür Allah ona rahmet etsin, Allah onu bağışlasın, Allah´ım! Bunu bağışla, buna rahmet et, buna lütfet ve benzeri sözler gibi  
Okunması müstahab olan dualar üzerinde hadîsi şerifler ve haberler nakledilmiştir Bu konudaki sahîh hadîsler, Müslim´de rivayet ettikleri-m izdir:
419- Avf ibni Malik´den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resu-lüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir cenazeye namaz kıldı da ben onun duasından ezberledim, şöyle diyordu:
"Aîlâhümmeğfirlehû, verhamhu veâfihi, va´fu anhu ve ekrim nüzü-İehû ve vessi´medhalehû vağsilhu bihnâi vesselci velberedi venakkıhîmi-nelhatâyâ kemâ nakkayte´s-sevbel-ebyaza mine´d-denesi Ve ebdimu di-ren hayren min dârihi ve ehîen hayren min ehtihî ve zevcen hayren min zevcihî Ve edhilhu´l-cennete ve e´izhu min azâbi´l-kabri ve min azâbin-nâri
(Allah´ım! Bu ölüye mağfiret et, ona merhamet et, onu bağışla, onun nasibini güzel yap, yerini genişlet, onu su ve kar ile, dolu ile yıka ve kirden beyaz elbiseyi temizlediğin gibi temizle Onu bulunduğu yerinden daha hayırlı bir yere, ailesinden daha hayırlı bir aile içine ve eşinden daha hayırlı eşe naklet Onu cennete koy ve kabir azabı ite cehennem azabından koru) "[69]
(Dua o kadar hoşuma gitti ki,) o ölünün ben olmasını temenni etmiştim
Müslim´in bir rivayetinde de; "Onu, kabir fitnesinden ve kabir azabından koru  " şeklindedir
420- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu anh) demiştir ki, peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir cenaze namazı kıldı da şöyle dedi:
"Allâhümmeğfir lihayyinâ ve meyyitini vesağîrinâ vekebîrinş ve zekerini ve ünsânâ ve şahidini vegiibini Alîihümme men ahyeytehû minnâ feahyihî ale´l-islim ve men teveffeytehû minnâ feteveffehu alâ´I-îmân Al-lihümme lâ tahrimni ecrehû veli teftinni ba´dehû
(Allah´ım! Ölümüze ve dirimize, büyüğümüze ve küçüğümüze, erkeğimize ve dişimize, hazırımıza ve gaibimize mağfiret buyur
Allah´ım! Bizden dirilttiğini İslâm üzere dirilt ve bizden öldürdüğün kimseyi de İman üzere öldür Onun sevabını (musibetine sabırdan dolayı ecirden) bizi mahrum etme ve ondan sonra da bizi imtihan etme (bizi fitneye düşürme) "[70]
421- Ebu Hüreyre´den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallahu Aleyhi ve Sellem´in şöyle dediğini işittim:
"Ölü üzerine namaz kıldığınız zaman, ona içtenlikle (ihlâs ile) duâ edin ?[71]
422- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem, cenaze üzerine namazda şöyle duâ etmiştir:
"Alîihümme ente rabbuhâ ve ente halaktehi ve ente hedeytehâ li´l-islâmi ve ente kabazte rûhahâ ve ente a´lemu bisirriha ve aliniyyetihi Ci?nâ şüfeie fağfir lehû
(Allah´ım! Sen bu cenazenin Rabbısın, onu Sen yarattın, onu İslama Sen ilettin, ruhunu Sen kabzettin (aldın), onun gizli ve aşikâr işlerini en iyi bilensin Biz, şefaatçiler olarak geldik; onu bağışla "[72]
423- Vasile ibni El-Eska´ (Radıyallahu Anh) şöyle anlatmıştır:
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bize, müslümanlardan bir adamın namazını kıldırdı Onun şöyle söylediğini (duâ ettiğini) işittim:
"Allâhümme inne fülânebne fulânete fîzimmetike ve habü civarike, fekıhi fitnete´l-kabri ve azâbennâri ve ente ehlü´l-vefâi velhamdi Allâhümme fağfir lehû verhamhu inneke ente´l-ğafûru´r-rahîm "
(Allah´ım! Falanca hanımın oğlu falanca, Senin ahdin üzeredir (Sana verdiği iman sözüne bağlıdır) ve Senin himayen altındadır Onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru Sen, hamd ve vefa ehlisin Allah´ım, onu bağışla ve ona rahmet et, muhakkak ki sen, çok bağışlayansın, çok merhametlisin) "[73]
îmam Şafi´î Hazretleri, bu sayılan hadiselerle diğer hadîsler topluluğundan bir duâ seçmiş ve şöyle demiştir:
"Allâhümme hazâ abdükebnü abdike harace min ravhi´d-dünyâ ve se´atihâ ve mahbûbuhû ve ahibbâuhû fîhâ, ilâ zulmeti´1-kabri ve mâ hü-ve lâkîhi Kâne yeşhedü en la ilahe illâ ente ve enne muhammeden abdü-ke ve resûlüke ve ente a ´lemu bihî Allâhümme innehû nezele bike ve ente hayru menzûlin bihi ve asbaha fakîren ilâ rahmetike ve ente ğaniyyun an azâbihi Ve kad ci´nâke rağibîne ileyke şüfeâe lehû Allâhümme in kâne muhsinen fezid fi ihsânihî ve in kâne müsîen fetecâvez anhu ve lakkihî birahmetike rızâke ve kıhî fitnete´l-kabri ve azâbehû vefsah lehû fîkabri-hî ve câfi´1-arza an cenbeyhi ve lakkihî birahmetike´1-emne min azâbike hattâ teb´asühû ilâ cennetike, yâ erhame´r-râhimîn
(Allah´ım! Bu (ölü), Senin kulundur ve kulunun da oğludur Dünya rahatlığından ve genişliğinden çıkarak kabrin karanlığına ve kavuşacağı şeylere gitti; halbuki, sevgilisi ve dostları dünyada bulunuyor O, dünyada şehâdetlik ediyordu ki, Senden başka İlâh yoktur ve gerçekten Mıı-hammed Senin kulundur ve Senin Peygamberindir Sen bunu en iyi bilensin Allah´ım! Bu kimse, Sana konuk olmuştur ve Sen de kon tıklayanların en hayırlısısm Senin rahmetine muhtaç olmuştur; Sen ise, ona azâb etmekten müstağnisin Biz ona şefaat dileğinde bulunarak Sana iltica ediyoruz Allah´ım! Eğer iyi bir kimse ise, onun iyiliğini ziyadeleştir ve eğer kötü kimse ise, onu bağışla ve rahmetinle onu rızâna kavuştur ve kabir fitnesinden ve azabından onu koru Kabrinde ona genişlik ver ve etrafından yeri ona genişlet Tâ onu cennete koyuncaya kadar, azabından onu koruyarak rahmetinle onu güvene kavuştur, ey merhamet edenlerin en
merhametlisi! "
Bu dua, Müzenî´nin Muhtasar kitabında mevcut îmam Şafi´î Hazretlerinin (Allah her ikisine rahmet etsin) tespit ettiği ifadedir
Alimlerimiz demiştir ki, eğer ölü çocuk ise, cenaze namazını kılan kimse, ölünün ana-babasına duâ eder ve şöyle der:
"Allâhümme´c-alhu lehumâ feratan ve´c-alhu lehumâ selefen ve´c-alhu lehumâ zühran ve sakkıl bihîmevâzînehümâ ve efriği´s-sabra alâ kulûbi-himâ ve lâ teftinhümâ badehu ve lâ tahrimhümâ ecrehû
(Allah´ım! (Ölen bu çocuğu âhiret için) ana ve babasına bir ecir sebebi kıl ve bunu, onlara sevab vesilesi yap bununla onların iyilik tartılarını ağırlaştır, kalbi eri ne sabır doldur, bundan sonra onları fitneye düşürme ve onun sevabından kendilerini mahrum etme) "
Bu ifade, alimlerimizden abdullah El-Zübeyrî´nin, El-Kâfî adlı kitabında zikretmiş olduğu sözdür Diğer alimler de, bunu aynı mânâda ve benzeri şekilde söylemişler ve demişlerdir ki, çocuğun namazını kılan, bu ifadeye ilâve olarak:
"Allâhümmeğfir lihayyinâ ve meyyitinâ " (Allah´ım! Ölümüze de, dirimize de mağfiret buyur) diyerek sonuna
kadar duayı okur
Yine Zübeyrî demiştir: Eğer ölü kadın ise,:
"Allâhûmme hazihî emetüke"
(Allah´ım! bu kadın kulundur)" diyerek söze devam eder En doğrusunu Allah bilir
Cenaze namazının dördüncü tekbirine gelince: Alimlerin ittifakı üzere, bu tekbirden sonra bir şey söylemek gerekmez Ancak Buveytî´nin kitabında, imam Şafi´î Hazretlerine göre dördüncü tekbirde şöyle demek müstahab olur:
"Allâhümme lâ tahrimnâ ecrehû ve lâ teftinnâ ba´dehû "
(Âllh´ım! (Musibete sabır) ecrinden bizi mahrum etme ve ondan sonra da bizi fitneye düşürme) "
Alimlerimizden Ebû Hüreyre´nin oğlu Ebû Ali demiştir: Bizden öncekiler, dördüncü tekbirde şu duayı okurlardı:
´´Rabbena âtinâ fi´d-dünyâ haseneten ve fi´1-âhirati haseneten ve kına azabe´n-nâr "
(Rabbımız, bize hem dünyada iyilik ver, hem de âhirette iyilik ver ve bizi Cehennem azabından koru) "[74]
Yine Ebû Ali demiştir ki, bu duanın okunuşu, Şafi´î´den hikâye edii- memiştir Bununla beraber söylenirse iyi olur
Ben de derim ki, musibet zamanında okunacak duâ bölümünde Enes´in (Radıyallahu Anh) hadîsinde gösterdiğimiz duayı okumak güzel olma bakımından yeterlidir En doğrusunu Allah bilir
Derim ki: Dördüncü tekbirde duâ için, Beyhakî´nın Sünen´inde rivayet ettiğimiz hadîs deül olarak gösterilir
424- Abdullah ibni Ebî Evfâ´dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, kendisi, kızının cenaze namazında dört tekbir aldı Sonra iki tekbir arasındaki bekleyiş kadar durup ölüye mağfiret diledi ve duâ etti Namazdan sonra dedi ki, Resûlüllah Salîallahu Aleyhi ve Seilem,böyle yapardı
Diğer bir rivayet de şöyle: Dört tekbir alıp bir müddet bekledi; öyle ki, beşinci bir tekbir alacağını sandık Sonra sağına ve soluna selâm verdi Namazdan ayrıldıktan sonra biz ona dedik ki:
- Bu yaptığın ne? Cevab verdi:
- Ben, Resülüllah Salîallahu Aleyhi ve Sellem´in yaptığını gördüğüm şeyden başkasını size ziyade etmedim Yahud dedi ki: Resülüllah Salîallahu Aleyhi ve Sellem böyle yapıyordu [75]
Cenaze namazının tekbirleri tamamlandıktan sonra, diğer namazlarda olduğu gibi, iki selâm verilir Nitekim bunu, Abdullah ibni Evfâ´nm hadîsinde belirttik Buradaki selâmın hükmü, diğer namazlarda anlattığımız selâm verme şekli üzeredir Muhtar olan sahih mezheb budur
Mezhebimizde bu mesele üzerinde zayıf bir muhalefet vardır Bu ki-tabda buna ihtiyaç olmadığından onu zikretmedik
Cenaze namazının başında imama yetişemeyip namazın diğer tekbirlerine kavuşan kimse, imamla tekbir alır ve bildiği gibi, namazı tamamlar; artık imamın okuyuşuna bağlı kalmaz ve ona uymaz
îmam selâm verdikten sonra, üzerinde kalan tekbirleri sırası üzere tamamlar ve selâm verir Bize göre sahih olan mezheb budur Yine bizim mezhebimizde bir zayıf görüş vardır Buna göre, mesbuk durumunda olan kişi, yetişemediği tekbirleri, duaları okumadan arka arkaya getirip tamamlar En dorusunu Allah bilir
|