Konu
:
Hakkini Helal Et !
Yalnız Mesajı Göster
Hakkini Helal Et !
08-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hakkini Helal Et !
Hakkını Helal Et !
Pencereye başını yaslamış
nazlı nazlı yağan karı izliyordu
Nasıl da döne döne
süzüle süzüle yağıyordu kar taneleri
Rengarenk caddeyi beyaza boyuyordu aynı anda hepsi
sanki anlaşmışlar gibi
Buğulanmış cama gayri ihtiyarı bir kalp çizdi genç kız
yanına açılımları kendinde gizli iki harf daha yaptı soğuk camdan üşüyen parmağıyla
İçi sıcacık oldu parmağından dökülen harfin sıcaklığından
Sadece isimlerinin ilk harflerini yan yana görmek bile onu böyle heyecanlandırıyordu
Aklına yine o kara gözler geldi
Sadece yüreği değil hastane odası bile ısınmıştı bu hayalden
Bugün çıkıyordu hastaneden ve yarın hem arkadaşlarına hem de çok özlediği kara gözlere kavuşuyordu
Yarın nasıl olacaktı
zaman nasıl geçecekti
kestiremedi
Bu heyecanı yaşarken yarın okulda onu bekleyen
bilgisayar
programcılığı dersinin sınavından tabi ki habersizdi
Derslere hiç giremediği için
doğal olarak sınavı kötü geçecekti
Hiç alışık olmadığı bir şekilde sadece iki alacaktı
Eve her karne tatilinde takdir belgesi ile gelen İlke için bu büyük bir yıkım olacaktı
Ama yıkılmadı İlke
asla pes etmedi
Aldığı düşük nottan sonra daha da hırslandı azimle her bilgisayar dersinde en öne oturdu
Bu dersi de diğer dersler gibi öğrenecekti
Üstesinden gelecekti
Korktuğu şeylerin hayatı boyunca üstüne gitmiş
zorlukları hep bu şekilde yenmişti
Can kulağıyla dinlemedi sadece bilgisayar derslerindeki tüm matematiksel formülleri de tüm benliğiyle içti sanki İlke
Tüm duyularıyla öğretmenini takip etti
Zaman zaman sınıftaki o gözleri bile unuttu
Akşamları notlarını tekrar tekrar okudu anlamak öğrenmek için çırpındı adeta
Neredeyse kendini her şeyden soyutladı
Farkında olmadan dersi çok sevmişti bile
Öğrendiklerinden büyük haz duyuyor
daha çok öğreniyor
ama bıkmıyordu
Uzun süre okuldan ayrı olmasından mı bu kadar haz aldı ders çalışmaktan
yoksa öğretmeninin coşkuyla anlatmasından mı daha çok sevdi bilemeden çalıştı İlke
Büyük gün gelip çaldı İlke’nin kapısını en güçlü yumruklarıyla
İlke ölesiye heyecanlıydı
Sakin olmaya çalışarak çözdü soruları
Yudum yudum içiyordu her kelimeyi
kendini sürekli sakinliğe davet ederken
Arkasında oturan kız arkadaşı ısrarla koluna dokunuyor
son soruyu İlkenin yanlış yaptığını söylüyor
düzeltmesini istiyordu
Önce panik oldu İlke
çok emek vermişti
yanlış yapamazdı
Ama hayır yaptıkları hecesi hecesine doğruydu
Arkadaşına ‘Sen de böyle yap doğru olan bu’ dedi
Bir hafta sonraydı
Kısa zamanda örnek alacak kadar çok sevdiği bilgisayar öğretmeni sınav sonuçlarını okuyordu
Herkesin notları bir önceki sınava göre düşüktü
Henüz tam puan alan da yoktu
Bu sınav sene sonu sınavıydı ve haliyle zorlamıştı herkesi
İlke’nin yüreği kıpır kıpırdı
Öğretmen İlke’nin adı ve soyadını okudu ama birden sustu
Herkes şaşırdı
İlke’yi ayağa kaldırdı sonra
Eli ayağı titremeye başladı genç kızın
zoraki kalkabildi ayağa
Demek ki tam not almıştı
kimse henüz almamıştı ya öğretmen İlke’yi tebrik edecekti
Bunları düşünürken daha da bir hoş oldu yüreği
Öğretmen henüz bir aydır tanıdığı bu kızı süzüyordu pür dikkat
Sanki ne diyeceğini nereden başlayacağını bilemiyordu
Tüm sınıf ve tabi o çok sevdiği gözler bile
tek nefes olmuş
susmuş
sanki zaman durmuştu
Sabırsızlıkla tüm kulaklar öğretmenin ağzından çıkacak sözcüklere kilitlenmişti
Öğretmen tek bir cümle kurdu:
- Kimden kopya çektin?
Bütün dünya durdu İlke için
Saniyeler kanat çırpışlarını bırakmış
yelkovan ve akrep bile şaşırıp bu soruya o an yollarında durmuştu sanki
İlke’nin baş dönmelerini
göz kararması takip etti
Yaşadığı olayın şokunu atlatamıyor
hiçbir açıklamada bulunmak için ağzını dahi açamıyordu
Öyle şaşkındı ki ‘Öğretmenim çok çalıştım bu dersi de sizi de çok sevdim
Hatta sizi örnek alacak
tüm yaşamıma idol yapacak kadar çok sevdim’ diyemiyordu
Arkadaşı olan bir
iki öğrenci ‘Öğretmenim İlke asla böyle bir şey yapmaz
hatta biz ondan çekeriz tüm derslerde kopya’ diyecek oldu
Öğretmen duymadı bile
İlke’nin notunu okumadan diğer öğrenciye geçti
İlke oracıkta
kalakaldı ayakta
Paramparça yüreğinin ağırlığını taşımak için uğraşırken gözünden yaşlar aktığının farkında bile değildi
O gözlere bile bakamadı utancından
Takdir edilmesi gerekirken neden suçlanmıştı bir türlü anlayamadı
Karnesini aldığı gün sevinemedi tüm dersleri tam nottu ama sadece bilgisayar dersi hala ikiydi
Gözlerine inanamadı İlke
Yüreğine söz geçiremedi
kabul etmesi için bu haksızlığı
Gücü sadece gözyaşlarına yetti
Ama bu hayatta uğradığı ne ilk
ne de son haksızlık olacaktı
15 yıl sonra …
O sıcacık gözlerle on yıldır evliydi İlke
Misafirliğe gitmişlerdi birlikte
Eşi erkeklerin oturduğu odaya çağırdı onu
‘Bak kim var burada’ dedi
parmağıyla ilerdeki koltuğu göstererek
İlke önce tanıyamadı Bilgisayar öğretmenini
Ama bir iki saniye sürdü bu şaşkınlık
Bilgisayar öğretmeni karşısındaydı İlke’nin on beş yıl sonra yine karşı karşıya idiler
Bir iki cümle edebildi İlke
normal konuşabilmek adına
Ama yıllar önce dökülmesi gereken cümleler bu kez takılmadı boğazına kendi kendilerine döküldüler dudaklarından:
- Öğretmenim üç puanımı istiyorum
Sizde kaldı
diyebildi…
Öğretmen şaşkındı
İlke’nin anlattıklarından sonra öğretmen mahcup oldu
yaptığı haksızlık yüzünden
İlke’nin içi acıdı öğretmeninin yüz ifadesinden
Ellerine sarıldı o an öğretmeninin:
- Öğretmenim ben latife yapıyorum
emeğiniz öyle çok ki üzerimde
hakkınızı helal edin ne olur
diyebildi
Kıyamamıştı o kadar hakkı geçen öğretmenine
Şu anda eğer biraz başarılı olmuşsa iş yaşamında ve hayatta
bunda elbette bilgisayar öğretmeninin de çok büyük payı vardı
Her şey karneye yansıyan üç puan değildi
Öğretmeninden öğrendikleri tüm puanlardan
hatta tam puanlardan çok daha değerliydi
İçinden de öğretmenine hakkını her zerresiyle helal etti
Bu gerçeği anlaması için İlke’nin demek ki on beş yılın geçmesi gerekliydi…
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul