Konu
:
Gözyaşlarına Vuran Ay İşığı Olmak İstiyorum!
Yalnız Mesajı Göster
Gözyaşlarına Vuran Ay İşığı Olmak İstiyorum!
08-13-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Gözyaşlarına Vuran Ay İşığı Olmak İstiyorum!
~
Gecenin kör bir vaktinde bir karartı farketti delikanlı
deniz
kenarındaki kayalıkların üzerinde
Bedeniyle varlığını kanıtlayan ama görünüşe bakılırsa ruhu varlığını kanıtlayamayacak kadar bitkin olan bir kadındı delikanlının gördüğü
Uykusu kaçmış uzun bir gecenin keşmekeş karanlığında
kadının yanına gidip gitmemek arasında bir süre bocaladı delikanlı
Sonunda biraz merakına biraz da insanlığına yenik düşerek gitmeye karar verdi
Yaklaştı kadına
omuzuna dokundu usulca
Korkmadı kadın başını kaldırıp delikanlıya bakarken!
Gözlerine bir saniye bakmak bile yeterliydi kadının saatlerce orada taş kesildiğini ve ağladığını anlamak için
"Haketemiştim biliyor musun" dedi boğuk bir ses ile delikanlıya bakarak
"Hiç haketmemiştim" dedi ve bu sözleri hıçkırıklarla karışık ağlama nöbetleri takip etti
Korku
endişe
çekingenlik
utanç ya da buna benzer hiç bir duygu yoktu kadının davranışlarına yansıyan
Adamın yüzündeki güven ifadesinden midir
yoksa tüm duygularının acısının gölgesine saklanmasından mıdır bilinmez
Delikanlı her seferinde konuşacak gibi oluyor ama doğru kelime olduğundan bir türlü emin olamadığı
ardı arkası kesilmeyen düşüncelerini harmanlayıp duruyordu beyninde
Delikanlının ne söylediğinin bir önemi yoktu aslında kadın için! Yalnızca
içinde ki acıyı tanıyan sesler duymaya ihtiyacı vardı
Delikanlı bir mendil çıkardı cebinden ve izin istercesine baktı kadının gözlerine
Onay aldığını hissedince usulca sildi kadının gözyaşlarını
Kadın bir şey söyleyecek oldu ama sonra nedense vazgeçip gözlerini uzaklardaki gemilere yaslayıp sustu
Delikanlı kadının çenesine dokundu
kendisine doğru çevirdi ve sanki hisli bir şiir okurcasına içten bir ses tonu ile konuşmaya başladı
"Beni buraya kim gönderdi biliyor musun?
Beni buraya Tanrı gönderdi
Bana dediki;
"Bir kulum bizim İBLİS`in çıraklarından birine tutulmuş! Git ve ona yardım et" ve işte buradayım
Delikanlının gözlerine baktı kadın ve hafif bir tebessüme bıraktı yerini yüzüne yerleşen hüzün kırıntıları
Derin bir iç çekişin ardından
söz sırasının kendisine geldiğini anldı kadın
Ama bu kez içi boş isyanlar olmamalıydı dudaklarına emrettiği
farkındaydı
Kaçmak istediği gerçeklere bir kez daha yaklaşacak
bir kez daha yüzleşecekti hepsiyle
En çokta kendisiyle
"Tutkunluk değil gözlerime yaşları pazarlayan
aşk değil hüzünleri yüz hatlarıma mühürleyen! Gerçeklere kapadığım gözlerimi uçurumdan düştükten sonra açmış olmamdır canımı yakan! Zamanında üstünü kapattığım her hata cebime koyduğum bir taşmış ve her bir taşın adı belki`ymiş
Şimdi gerçeğe açtığım gözlerimle bakıyorum ceplerime ve sayamayacağım kadar çok
taşıyamayacağım kadar ağır olduklarını görüyorum
Öyle çok belki`ler koymuşum ki ceplerime; belki düzelir
belki anlar
belki değişir
belki
Şimdi keşke`lere dönüşen belkilerin ağırlığı altında eziliyor ruhum! Özümü kaybediyorum! Gülüşlerim idam ediliyor pişmanlıklarımın hükümdarlığında
" diyebildi güçlükle!
Derin bir sessizliğe bıraktı yerini; içi kalabalık
anlamı derin yaraların sebep olduğu; konuşulası
konuştukça paylaşılası acılar
Delikanlı anladı üstü açık yaralara dokunamayacağını
Acıyı bile böylesine içten bir asaletle kimse taşıyamazdı
Hiç tereddüt etmedi! Eğildi
ve kadının kanayan dudaklarına bir öpücük emanet etti! Kadın şaşırdı
Konuşmak istedi
konuşamadı! Ağlamak istedi
ağlayamadı!
"Gözyaşlarına vuran ay ışığı olmak istiyorum! Yakamozum olur musun?" dedi delikanlı
Cevap gelmedi! Eline uzandı kadının
tepki alamadı olumsuzluk yükleyebileceği
ve gece aydınlandı
güneş iki masum yüreğe doğdu sanki
zaman kollarını açtı ve geleceğe güzel bir randevu verildi
Şimdi mi? Şimdi onlar evli
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul