Prof. Dr. Sinsi
|
Göğüs Kanseri Ve Nedenleri..
MEME KANSERİ NEDİR ?
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan
oluşur Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin, yukarıda tanımladığımız
şekilde, kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek
çoğalmaya devam etmelerine meme kanseri denir
MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ NEDİR ?
Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü
biliyoruz Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz Bu risk faktörlerini taşıyan
kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez Sadece, bu
faktörleri taşımayanlara göre, daha fazla meme kanserine yakalanma olasılıkları
olduğunu biliyoruz Bu faktörleri taşımayan kişiler de meme kanserine
yakalanabilirler Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk
faktörlerini hiç taşımamaktadır Bu nedenle, risk faktörlerinin taşımayan
kişiler de olağan kontrollerini yaptırmalıdırlar
Meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörleri kısaca şu şekilde
sayabiliriz;
Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörüdür Yeni meme kanseri tanısı konan
kadınların % 70’i, 50 yaş üzerindedir Diğer bir deyimle, yaşı 50 yaş üzerinde
olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altında olan
kadınlardan 4 kat daha fazladır Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadın,
mutlaka yılda bir defa hekime baş vurarak muayene olmalı ve mamografi dediğimiz
meme filmini çektirmelidir
Kişisel meme kanseri hikayesi: Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi
olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme olasılığı normal kadınlara göre
3-4 kat daha fazladır
Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları arasında meme kanserine
yakalanmış kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre
daha fazladır Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir
kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer kadınlardan 2- 5 kat daha
fazladır Bu kadınlar daha sık ve dikkatli izlenmelidir Bu şekilde sorunları
olan kadınlar, meme kanseri genetik danışmanlığının yapıldığı kliniklere baş
vurarak risklerini hesaplattırmaları gerekir Eğer aile geçiş riski yüksek
bulunursa, genetik testi yaptırmalıdırlar Vakfımız polikliniğinde bu hizmet
verilmektedir
Daha önce meme biopsisi yapılmış olması: Memede bir kitle nedeni ile
biopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir Bazı kanser olmayan
iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda
artırabilmektedir Bu, tümörün hücresel yapısına göre değişir Örneğin, yapılan
bir biopside, çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu atipik hiperplazi
tanısı konmuş kadınlarda ( bu tamamen iyi huylu bir tümördür), meme kanseri
gelişme oranı normal kadınlara göre daha fazladır
Fertil çağ süresi: Adet görmeye erken başlanması, menepoza geç girilmesi,
fertil cağı uzatmaktadır Bu sırada kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi
altında kalmakta, meme kanseri gelişme riski artmaktadır Erken menopoza giren
kadınlarda hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri riski önemli ölçüde
azalmaktadır Elli yaşından sonra adet görmeye devam eden kadınlarda, meme
kanserine yakalanma riski az da olsa artmaktadır
Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir İlk çocuğunu 30
yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce
doğuranlara göre 2 kat fazladır Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif
yükselmektedir
Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği: Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek
olan kadınlarda, meme kanseri görülme oranı daha fazladır Bu ailelerin kızları
daha iyi beslendikleri için daha erken gelişmekte ve erken yaşta adet görmeye
başlamaktadır Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha
geç evlenmekte ve daha geç çocuk sahibi olmaktadırlar Bu nedenlere bağlı olarak
fertil çağın erken başlaması, geç doğurma gibi nedenler sebep olarak
sayılabilir Ayrıca bunların dışında başka faktörler de rol almaktadır
Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen
tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır
Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz
gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır Bu nedenle, menopoz yakınmalarının
azaltılması amacı ile, östrojen verilmesi önerilebilir fakat, mutlaka bir hekim
kontrolu altında yapılmalıdır
Doğum kontrol hapı kullanılması: Bu konuda farklı görüşler olmakla
birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmektedir On yıl önce doğum
kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan
kalkmaktadır
Alkol kullanılması: Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre
risk nispeten artmaktadır Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının
meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazladır
Alkol alımının günde bir kadeh ile sınırlandırılması önerilmektedir
Sigara: Sigaranın kesin bir etkisi gösterilememiştir Fakat, genel
sağlığı etkilediğinden dolayı bırakılması önerilmektedir Şişmanlık ve yağlı
beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda
meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlenmiştir Özellikle, doymuş
yağların fazla bulunduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünlerinin fazla
alınmasının bu riski artırdığı ileri sürülmüştür
MEME KANSERİ RİSKİ AZALTILABİLİR Mİ ?
Egzersiz: Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiştir Bu nedenle, tüm kadınlara önerilmektedir
Beslenme:Meme kanseri ile beslenmenin önemli ilişkisi vardır Sebze ve meyveden
zengin beslenme, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması önerilmektedir Günlük
gıda alımına C vitamini, betakaroten gibi antioksidanların eklenmesinin koruyucu
etkisi olduğu ileri sürülmektedir
Kısaca,
şişmanlığın azaltılması,
alkol alınıyorsa bırakılması
Hafif egzersiz yapılması(haftada 4 saat tempolu yürüyüş),
Sebze ve meyvenin bol tüketilmesi,
gibi basit önlemler ile meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabilmektedir
MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ ?
Henüz meme kanserini kesin önleyen bir yöntem henüz yoktur Günümüzde bilinen
tek yöntem, erken tanıdır Erken tanı sayesinde, meme kanserinin getirdiği
sorunlar büyük oranda çözülebilmektedir Bu sayede hastalığın toplumda yaptığı
hasar en aza indirilebilir, yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde
arttırılabilir
Erken teşhis için bilinen en iyi ve etkili çözüm, kadınların risk durumlarına
göre belirlenmiş olan muayene ve tetkik protokollarının uygulamasıdır
MEME KANSERİ NASIL ERKEN TESPİT EDİLEBİLİR ?
Meme kanserinde erken teşhis yöntemleri, hastanın taşıdığı risk faktörlerine
göre değişmektedir Bu risk faktörlerinin arasında en başta yaş gelmektedir
Daha genç yaşlarda ortaya çıkabilmesine rağmen, ilerleyen yaş gruplarında bu
risk artmaktadır Bu nedenle ilerleyen yaş gruplarında erken teşhis için
alınması gereken önlemler, daha erken yaş gruplarına göre farklılık
göstermektedir
Yirmi yaş üzerindeki kadınlar, her ayın belirli bir döneminde kendi
kendilerini muayene etmelidirler Bu muayene sırasında meme dokusunda farklılık
olup olmadığı araştırılır Eğer bir değişiklik tespit edilirse derhal bir hekime
baş vurulmalıdır Bir değişiklik saptanmasa bile, üç yılda bir kez hekim
tarafından muayene edilmelidirler
Kırk yaşına gelen kadınların, kendi yaptıkları periyodik muayeneye ek
olarak her yıl bir kez hekim tarafından muayene edilmeleri gereklidir Ayrıca
her yıl veya iki yıl ara ile mamogrofiyi çektirmeleri gereklidir
Elli yaşından sonra, kadınlar kendilerinin periyodik muayenelerine ve her
yıl bir defa hekim muayenesine devam etmeli ve mamografi dediğimiz meme filmini her yıl çektirmelidir
Alıntı 
|