Konu
:
Sabah Ve Akşam Allah’I Zikretmek
Yalnız Mesajı Göster
Sabah Ve Akşam Allah’İ Zikretmek
08-05-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Sabah Ve Akşam Allah’İ Zikretmek
[b]وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُن مِّنَ الْغَافِلِينَ
1
“Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak
ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an
Sakın gafillerden olma!”
A‘râf sûresi (7)
205
özellikle gecenin sâkin ve huzurlu saatlerinde son derece sessiz ve insanın sadece kendisinin duyacağı hafif bir sesle
mümkün olduğunca gönül tellerini titreten bir edâ ile kendisini zikretmesini istemektedir
Bütün bu hallerin yanısıra Kâinatın Sahibi’nin büyüklüğü karşısında kendi aczini ve zayıflığını duyarak mütevâzi olması gerektiğini hatırlatmaktadır
[b]فَاصْبِرْ عَلَى مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا وَمِنْ آنَاء اللَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَى
2
“Güneş doğmadan ve batmadan önce Rabbini
ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih et ve O’na hamdet
”
Tâhâ sûresi (20)
130
[b]اصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
3
“Akşam sabah Rabbini ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih et ve O’na hamdet
”
Mü’min sûresi (40)
55
güneş batmadan önce de ikindi namazının kılınmasını emretmektedir
Resûl-i Ekrem Efendimiz bir defasında ayın on dördüncü gecesi bedir halindeki aya baktıktan sonra yanındaki sahâbîlere onu gösterdi ve hiç zorlanmadan ayı gördükleri gibi
kıyamet gününde de Cenâb-ı Hakk’ı aynı şekilde göreceklerini haber verdi; sonra
“Güneş doğmadan ve batmadan önceki namazları uykuya veya işe yenik düşmeden zamanında kılabiliyorsanız
mutlaka kılınız”
buyurdu; ardından da iki numaralı âyeti okudu (Buhârî
Mevâkît 16)
Âyet-i kerîmede işaret buyrulan iki vakti değerli kılan önemli bir husus vardır
1052 numaralı hadiste gördüğümüz üzere
bu iki vakit
yeryüzündeki meleklerle gökyüzünden henüz gelmiş meleklerin buluşup birbirinden nöbeti devraldıkları zamandır; bu sebeple de bereketli bir vakittir
Üçüncü âyette sabah diyetercüme edilen el-aşiy
güneşin zevâlinden gecenin ilk saatlerine kadar olan zamanı yani öğle
ikindi
akşam ve yatsı namazlarını
akşam diye tercüme edilen el-ibkâr kelimesi de imsâk vaktinden güneşin doğuşuna kadar olan zaman dilimini yani sabah namazını kapsamaktadır
Böylece bu âyette beş vakit namaz emredilmiş olmaktadır
[b]فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَن تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ
[b]رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاء الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ
4
“
namazı kılmaktan
zekâtı vermekten alıkoyabilir
”
Nûr sûresi (24)
36
37
Âyet-i kerîmede
oraların korunup gözetilmesi
temizlenip bakılması
oranın yüceliğine yakışmayan alış veriş gibi
gereksiz konuşmalar gibi davranışların bu mübarek yerlerde yapılmaması
kokusu başkalarını rahatsız eden bir şey yendiği zaman câmilere gidilmemesi emredilmektedir
Âyet-i kerîmede temas edilen ikinci husus da bu mübarek yerlerin namaz vakitlerinde oraya gidilip içinde ibadet edilmek suretiyle her zaman canlı tutulması
dünya malının ve meşgalesinin insanı
bu mâbedlerdeCenâb-ı Hakk’ın sabah akşam yani bütün günanılmasıdır
Kendilerini
namazlarıyla sadece mescidleri değil
bir kısım ibadetlerini evlerinde yapmak suretiyle aynı zamanda oraları da canlı ve diri tutan
böylece yuvalarını kabristan olmaktan kurtaran kimselerdir
[b]إِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِشْرَاقِ
5
“Biz dağları onun emrine verdik
Bu dağlar akşam sabah onunla birlikte
18
Bu âyet-i kerîmede Dâvûd
aleyhisselâm
’ın şanlı saltanatından söz edilmektedir
Dâvûd
aleyhisselâm
’ın o dâvûdî sesiyle okuduğu Zebûr’un âhengine kendilerini kaptırıp onunla birlikte Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ederlerdi
O’nu ulûhiyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederlerdi
Âyetin devamında kuşların da Dâvûd peygamberin emrine verildiği
onların da bu şanlı zikre katıldıkları belirtilmektedir
Sabah
diye tercüme ettiğimiz işrâk vakti
kuşluk zamanı demektir
Demek ki Hz
Dâvûd’un ibadet saatlerinden biri de bu vakitti
Kuşluk namazı kılan bahtiyar mü’minler
Dâvûd
aleyhisselâm
’ın ibadet saatinde alınlarını secdeye koyarak
onun hâtırası olan bu vakti ihyâ etmiş oluyorlar
Hâsılı akşam sabah
ilk insandanberi süregelen bir âdet ve dinî gelenektir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul