08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gözyaşından İftar
Dağ gibi bir adamdı Elli yaş civarında Kara palabıyıkları ve dadaş şalvarı ile kapının önünde bekliyordu
Açıldı kapı Biraz önce çalınmış olan
Adam hayırlı ramazanlar dedi Ben ramazan davulcu…su…
Daha cümlesini tamamlamamıştı bile
Kapının bu tarafındaki Yani kadın Yani kapıyı gönülsüz açmış olan Davul çalınsın istemiyorum ki! dedi
Keskin bir bıçak hükmündeydi cümle ve önce sahibini kesti Sonra dadaş şalvarlı adamı
Adam kapının eşiğinde öylece dikildi kaldı
Hiçbir sukut;
bu kadar uzun,
bu kadar anlamlı,
bu kadar imha eden
OLMAMIŞTIR!
Bundan böyle de ihtimal olmayacaktır
Kadın, bu sükutun kendisini nasıl vuracağından habersizdi
Kapadı kapıyı Yaralanmış olduğunu henüz bilmiyordu Ama, kendi ağzından çıkmış cümlenin nasıl yabancı ve yaralayıcı bir şeye dönüşmekte olduğunu çok değil on beş dakika sonra, yani iftar vaktinde anlayacaktı
Şimdi kendince bahaneler üretiyor hançer hükmündeki cümlesi için
Saat üç buçukta sahura kalkan var sanki
Mahallenin arabaları uzay savaşlarının askerleri gibi davulun tokmağı ile taaruza geçiyor zaten
Davulmuş! Davul mu kaldı!
Kime çalıyorsun ki davulu!
Hadi çalıyorsun bari vaktinde çal
Sinir olmakta haksız mıydı…?
Nafile Kendini ikna edemiyor Ne oldu!Nasıl oldu!Kendi ağzından çıkan cümle nasıl un ufak ediyor bilincini! Ama o, henüz doğranmakta olduğunu bilmiyor
Kadın, kafası ile kalbinin birbirine uzak düşmekte olduğunu idrak edemiyor henüz
Bir başına Suyu çekilmiş değirmenler kadar yalnız
Oğlan yedi oyuna, çoban yedi koyuna gitti misali
Herkes bir yere iftara davetli Kadın yalnız Beraberinde, biraz önce kendinden çıkarak kendini paralayan hançer cümle Büyüyor yavaş yavaş Bütün evi ele geçiren olacak biraz sonra
Cümle büyüdükçe, kadının içindeki sıkıntı da büyüyor Yalnız iftar edeceğine veriyor
Deniz gamı alır mı? Suyu çekilmiş değirmen taşı misali duran kadın,denizden su toplamaya çalışıyor beyhude Burgaz'ın ışıkları içindeki yangını arttırıyor Taş kıpırtısız
Ezanın eli kulağında
Hiç mutadı olmadığı halde televizyonu açıyor Açtığı gibi bir duanın içinde buluyor kendini Önce iyi geliyor dua Amin amin dedikçe yüreğinden yürek sökülüyor Ama sonra ne olursa oluyor,kadın Rabbinin huzurunda biraz önce ben senin bir kulunu nasıl hoyratça gönderdim diyen kendisiyle yüzleşiyor Kendi istekleri için amin amin derken, daha demin nasıl hoyratça geri çeviren olduğunu fark ediyor
Amin dedikçe her aminin Rabbinin huzurundan geri döndürülmekte olduğunu GÖRÜYOR o an Ağlamaya başlıyor Ama ne ağlama
İftar gözyaşından geliyor
Sonra Saatler boyu o davulcu için dua ediyor
Gidenler dönmüş oluyor Gözleri şişmiş kadına bakıyorlar ne oldu demekten korkarak Kapıya gelen davulcu için dua ettim diyor kadın Dua ettim Dua ettim Hala dua ediyor Harf harf
İçinde Hızır kıssaları Dua hafiletmiyor lakin Bir kulunu nasıl geri çevirdim Bir kulunu nasıl  Bir kulunu…Bir…Ahenk gittikçe hızlanıyor
fatma karabıyık barbarosoğlu
|
|
|