08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Babam Ve Sigara - Can Dündar

Sigara hepimizden hayırlı ve sadık dostu, yanından ayırmadığı yavuklusuydu babamın  
Ben geldiğimde uzun zamandır beraberlerdi
Ben varken de hep dudak dudağa oldular
65 sene boyunca hiç ayrılmadılar
Taa ki önceki haftaya kadar  
* * *
15 yaşında tutulmuştu ona  
Tiryakisi olmuş, hayatını paylaşmıştı
Dertlendiğinde içine çekmiş, sevindiğinde dumanını saçmış, öfkelendiğinde üstüne basmış, ilham geldiğinde kutusuna yazmıştı
Onsuz hiçbir şeyin tadı yok gibiydi:
Yola mı gidilecek; bir sigara yakılmalıydı
Kahve mi içilecek; bu keyif yalnız bırakılmamalıydı
Tek başına da içilmez ya; ille herkese tutulmalıydı
Sigara, ince, uzun parmaklarının arasındaydı her daim  
Paketi gömleğinin cebinde, ciğerinin üstündeydi; dumanı ciğerinin içinde  
Son izmaritin koru, bir yeniye ateş olurdu
Babamı hep ağzından üfürdüğü o laciverdi dumanın arkasından gördüm sanki  
"Çamlığın başında tüter bir tütün
acı çekmeyenin yüreği bütün  "
Ne zaman sarılsam, tütün kokusu yanağındaydı, külü kucağında, izmariti tablasında  
Ben içmeye niyetlensem, ilk paketi cebime yerleştirmeye hazırdı Hiç içmediysem de hep nasiplendim dumanından  
Hepimizin içine işleyen bir yol arkadaşlığıydı onlarınki  
Biri ihtirasla emdikçe, diğeri onun için harlanıp tutuştu
Yıllar yılı birbirlerini yakıp tükettiler karşılıklı  
Sonunda ikisi de küle döndü
* * *
Nasıl bir aşksa, her nefeste kendisini nefessiz bıraktığını, içten içe zehirlediğini biliyor, ancak gaddar yoldaşından, sevgili celladından vazgeçemiyordu Biz kötüledikçe daha da tutkuyla bağlanıyordu hatta  Ona keyif veren tek şeydi adeta  
Yaşlanıp en sevdiklerini zor hatırlar hale geldiğinde dahi unutmadı babam sigarasını  
Kesmek istedik; "Bu yaşta ayrılık acısı, hastalıktan fenadır, dediler Mutluysa ayırmayın, diye tembihlediler
Bayram öncesi düşüp kaburgasını kırdığında "Eyvah akciğerine batacak şimdi" diye kaygılandık
"Meraklanmayın" diye güldü doktor:
"Ciğer kalmamış ki; sönmüş sigara sayesinde  "
Elimizdeki röntgen filmi, 65 yıllık bir ihanetin belgesiydi sanki  
Onca yılın keyfi, kederi, katran olup yerleşmişti ciğerine  
"Sen beni yaktın bunca sene; sıra bende" dercesine  
* * *
Vedalaşmaları mecburiyetten oldu
Sonuncuyu içerken, ilkindeki heyecanı yaşadığına eminim  Ama onun koru, bir yenisini ateşleyemedi
Babam öksürük nöbetlerinde hâlâ onun için yanıp tutuşuyor şimdi  
Sigaraysa, bizimle işini bitirdi; başka dudaklarda geziyor
Nihayet o eski, laciverdi dumanı çekildi babamla aramızdan  
İlk kez tütün kokusu yok, öptüğüm yanaklarında, okşadığım saçlarında  
Kucağı külsüz
Dışarıda haddinden fazla uzamış bir güz  
Yalancı bahar, nazlı güneş  
Ardından yaman bir kış geleceğini iyi bildiğimiz, ama yine de hiç bitmesin istediğimiz güzelim pastırma yazı  
Ekâbir sonbaharın uzatma dakikaları  
Ne kadar uzarsa o kadar iyi  
Can Dündar
|
|
|