Yalnız Mesajı Göster

Erotik Aşka Kısaca Psikanalitik Bir Bakış

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erotik Aşka Kısaca Psikanalitik Bir Bakış



Erotik Aşka Psikanalitik Bir Bakış II

Bu gelişimsel süreçte erkek çocuğunun yüzleşmek zorunda olduğu içsel deneyimler ve bu çerçevede gelişen korkular en az kız çocuğunun ki kadar şiddetli ama o oranda da farklıdır Erkek çocuğu anneyi arzulama ve bu çerçevede babayla oluşan rekabet sürecinde baba tarafından cezalandırılma korkusu yaşar Devasa bedeniyle baba, annesini arzulayan küçük erkek çocuğunu zedeleyecek güçtedir Bu evrensel ve (bilinçdışı) iğdiş edilme korkusunun temellerini atan korkudur

Son dönem analistler, bu süreçte erkek çocuğunun deneyimlediği narsisistik yaralanmanın da altını çizer: erkek çocuğunun, babanın cinsel gücünün yanında hissettiği yetersizlik duygusu Kız çocuğunun babanın devasa bedeniyle imgeleminde karşılaştığında yaşadığı zedelenme/yaralanma korkusunun yerini erkek çocuk da derin bir yetersizlik duygusu alır Babanın anneye haz vermeye muktedir “eril cinselliğine” oranla erkek çocuğunun “küçüklüğü ve yetersizliği” Evrensel penis kıskançlığı olgusunun temellerini atan da budur

Ayrıca, erkek çocuğu bu süreçte anne tarafından cinsel bir nesne olarak reddedilme deneyimini de yaşar Annenin erotik nesnesi oğlu değildir Rekabette öne çıkan kişi babadır ve erkeklerde cinsel nesneyi kaybetme korkusunun temellerini atan tam da bu korkudur

Ergenlik dönemi her iki cins için çocuklukta başlayan izleklerin ayrımını daha da pekiştirecek güçtedir Ergenlikte her iki cins hem bedensel farklar, hem de toplumsal cinsiyet kimliklerinin çocukluktaki kökleri dolayısıyla daha da farklı iki sürece girer Erkek çocukları kolaylıkla uyarılabilen bir cinsel doğaya sahiptir Erkek cinsel uyarımının görünür ve aynı oranda istemden yarı bağımsız cinsel doğası, erkek cinselliğine damgasını vurur Ergenlik sürecinde erkek kontrolü dışında kolaylıkla uyarılan ve “görünür” olan bir cinselliğin uyanışını gözlemler Yine bu süreçte erkekler için cinsel performansın “ilişki”nin önüne geçtiğini gözlemleriz Bu haz için ilişkiyi feda etme eğiliminin (cinselliğin ve ilişkinin yalıtılması) kökenlerini ödipal süreçte erkek çocuklarının yaşamakta oldukları zorlu süreçte bulmak mümkündür Erkek olma sürecinde, anneden ayrılmak için anneyi olumsuzlamak zorunda kalan erkek çocuğu, cinsel nesneye duyulan arzuyu, ayrışma ile koşut olarak algılar Bu da cinsel nesneyle ilişkisel bir birlik deneyimini zorlaştırır (hatta imkansız kılar) İlişkisel birlik, zaten anneye gerilemeye, anne tarafından yutulmayı ve dişiliğe (dişi evreye) geri dönüşü çağrıştıracak kadar güçlü bir deneyimdir Ve erkek çocuğu için cinsellik, ilişkiden yalıtılır Bu bize erkeklerin ergenlikten itibaren karşı cinsi “insancıl” bütün yönlerinden ayrıştırarak, sadece bir cinsel nesne olarak algılayabilmelerin de kökenlerini de açıklayabilir

Ayrıca bu dönemde, erkek çocuğunun gelişimsel süreçte anneyle yaşamış olduğu hayal kırıklarıyla bağlantılı olarak geliştirdiği sadistik fantezilerin doğuşunu da gözlemlemek mümkündür Karşı cinse karşı geliştirilen bütün sadistik fantezilerin kökenini erkek çocuğunun annesiyle ilişkide deneyimlediği narsisistik kırılmalara bağlamak mümkündür Öfkeye dönüşen narsisistik kırılmalar ödip öncesi dönemin yutucu annesi, anal dönemin cezalandırıcı annesi, ödipal dönemin reddeden annesinin izlerini taşıyabilir

Oysa, ergen kız son derece faklı bir izlekte ilerlemektedir Çeşitli yazarların ve hatta Freud’un yazılarında karşılık bulacak şekilde “kadınlığın gizemi” olarak nitelendirilecek kadın cinselliğinin ergenlikteki görünümü, erkek çocuklarının tam zıttıdır Kızlar, ergenlikte kendileri için dahi gizem taşıyan bir cinsellikle yüzleşirler Kadın cinsel uyarılma ve hazzının görünmez doğası ve kadın cinselliğinin erkeklere oranla görece zor uyanan doğası, dişil cinselliği kız çocukları içinde gizemli bir sis perdesi ardında saklar Kadın toplumsal cinsiyet kimliğinin ilişkiyi cinsel hazzın önüne yerleştiren yapısı da kız çocuklarını cinselliği sadece bedensel bir haz olarak keşfetme eğilimde olan erkeklere oranla ilişkinin koruyucuları haline getirir Person özellikle ergen kızların ödipal süreçte anneyi kaybetme korkularından kaynaklanan bir biçimde kopmadan/ayrışmadan/yalnızlaşmadan korkarak ilişki adına hazzı feda etme eğiliminde olduklarını dile getirir

Hazzın peşindeki ergen erkek ve ilişki peşindeki ergen kız çocuğu yetişkinlik sürecinin eşiğindedir Karşımızda pornografik imgelemde karikatürize formlarda yansımalarını bulan yetişkin erkek cinselliği ve aşk romanları ve “pembe” dizilerde karşılığını bulan kadın cinselliğinin uzlaşmaz yapısı belirir Pornografik imgelemde karşımıza çıkan ve erkeğin kolektif bilinçdışının dinamiklerini yansıtan performans odaklı ve o oranda ilişkiden arınmış/yalıtılmış bir cinsellik durmaktadır Performans korkuları ile güdülenen ve ilişki tarafından yutulma kaygılarına karşı güçlü bir yalıtmayla şekillenen bu eril cinsellik, dişil göze son derece mekanik görünmektedir Oysa, psikanalitik bakış açısı bize bu mekanik, performans odaklı ve yalıtılmış cinselliğin gerisindeki “erkek çocuğunu” gösterir Anneye/dişiye/dişiliğe gerilemekten korkan, babanın “gücü” karşısında yetersizlik yaşayan, baba tarafından cezalandırılmaktan korkan erkek çocuğunu

Person, aynı zamanda erkeklerin eş zamanlı çok eşli (ama o oranda da birbirlerinden haberdar olmayan partnerlerle) ilişkilerinin kökenini ödipal süreçte erotik nesneyi kaybetme korkusuna (ve reel deneyimine) bağlar Bu aynı zamanda pornografik imgelemde, merkezdeki erkeği çevreleyen erotik “nesne”lerin “çok”luğunu da açıklayan bir olgudur “Nesne”lerin çokluğu, kaybetme korkusuna karşı bir kalkan görevi görür

Yetişkin erkek cinselliğinde gözlemlenebilecek sadistik öğelerin kökenlerini anne çocuk ilişkilerinin değişik dönemlerinde bulmak mümkündür Daha öncede belirtildiği biçimde sadistik formlarda ifadesini bulabilecek narsisistik kırılmalar ödip öncesi dönemin yutucu annesi, anal dönemin cezalandırıcı annesi, ödipal dönemin reddeden annesinin izlerini taşıyabilir

Oysa, yetişkin kadın cinselliği ödipal dönemde temellendiği biçimiyle ilişki odaklı bir cinsellik olarak karşımıza çıkar Kadın cinselliğinin ilişkiyi cinsel hazzın önüne koyma eğilimdeki yapısı, ilişkiyi kaybetme korkusuyla beraber cinsel hazzı feda etme eğilimi, cinsellik ve ilişkiyi bir bütün olarak algılama eğiliminin altında anneyle özdeşleşen, babaya duyduğu haz ve anneye karşı yaşadığı rekabet sonucunda anneyi kaybetme korkuları yaşayan küçük kız çocuğu yatmaktadır Kız çocuğu için cinsellik ve ilişki bir bütündür, cinsel arzu sevdiği ötekiyi kaybetme riskini taşır (Person kız çocuğunun anneye karşı duyduğu bu korkunun daha sonra karşı cinse aktarıldığını dile getirir) ve aynı zamanda cinsellik baba tarafından zedelenme/incitilme riskini de içinde barındırır Yetişkin kadınlarda patolojik formlarda görülen cinsel mazoşizmin kökenlerini ödipal dönemde yaşanan aşırı suçluluk duygularına ve baba tarafından cinsel olarak cezalandırılma/incitilme korkularına bağlamak mümkündür (Horney özellikle aile içinde reel anlamda varolan ve kadına/anneye yönelik şiddetin kız çocuğunun ödipal dönemde cinselliği saldırgan bir olgu olarak kodlamasını sağladığını düşünür)

Bu çerçevede psikanaliz bize dişi ve eril cinsel gelişim öykülerinin ironik zıtlığını anlatır

Son Söz

Love reveals a repeated fury

Pablo Neruda

Neruda, aşkın bitmek tükenmek bilmeyen, sonsuz bir döngüyle ve güçle kendini üreten doğasını dile getirir Her aşkın, öfkeyle, şehvetle, heyecanla şekillenen (ve kendini yeniden yeniden üreten) fırtınasının kendisini giz perdesinin ardından belli edişiniPsikanaliz ise bu fırtınanın gücünün/ sertliğinin/ kontrol edilemezliğinin/ hırçınlığının/ yıkıcılığının köklerini açıklayan bilinçdışı süreçleri keşfetme sürecinde yol gösterir bize Oysa ve yine de bilgi bizi teselli etmezfırtınayı dindirmeye gücü yetmezYine ve yeniden şair/şiir bize hatırlatır “Mutlu Aşk Yoktur”

Mahan Doğrusöz

Alıntı Yaparak Cevapla