Prof. Dr. Sinsi
|
Canım Atam...Söyle Ne Gördün...
Canım Atam Söyle Ne Gördün  
On kasım oldu Ata'm, yoksun sen işte,
Barut kokarken her yan, cephelerinde,
Bir bardak içki ile, bir teklik filtresize,
Günahı boynuna, saranları mı gördün
Kim verir bu ülkeye, senden fazla hayat,
Kim gocunur durur, olmuş hayatı bayat,
Sakın damlamasın yaşın, ölür bu surat,
Altın saçını bronza,değişeni mi gördün
Kulluk bakidir sınava, Allah'ın katında,
Kim onu üçkağıda, tav edebilir orada,
Bu hayat kozlarını, açsa da aç ruhlara,
Rahat ol Ata'm, küfe yapanı mı gördün
Zaman sen değil, bu gün senin değilki,
Benim istediğim hayat, sanma bu mu ki,
Savaşlarında şimdi, kim olmak ister ki,
Cephenden, bu vatanı satanı mı gördün
Uykuların hep ağır, olsun isterim senin,
Yaşadığımız günleri, aman görmeyesin,
Bir kaç yaşanan aşkı, bir kaç mutlu anı,
Çok görüpte sana, söyleneni mi gördün
Yirmidört saatin, yirmidördü de vatan,
Kurdun kuşun yemi olduk, bak şu an,
Önce denirdi hep, kalk da ben yatam,
Yerinde olmayı, istemeyeni mi gördün
Haftanın üç gününde, öğünsüz kaldınız,
Köpeğin yatmayacağı, yerlerde yattınız,
Ülkeyi şimdi, siz kimlere bıraktınız,
Bir tas hoşafı, beğenmeyeni mi gördün
Yaramız açıktır, sar desen de sarılmaz,
Bu yara, hiç bir merhemle deva bulmaz,
Aşkın olmadan, bu hayat inan yaşanmaz,
Aydınlarını, dut yemiş, bülbül mü gördün
Her bir köşeler, kaplı bireysel zevklerle,
Toplumsal refahı, istemez oldu kimse,
Eğer sensiz hayat, tam böyle birşeyse,
Sen, bu yılda olmayacağını mı gördün
Sekiz silindir jeepler, belki oniki oldu,
Elifin kağnısı da, cepheye yayan kaldı,
Düşmanın mermi bekler,toplar sustu,
Boğaz'da gavur bayrak, yatlar mı gördün
Sisli hava, barut kokar dört bir yan,
Uslan desen kalbim, uslanmaz bu an,
Düşmana, niye geldiniz diye mi soran,
Ağıt yakan, anaların yaşını mı gördün
Saklanma derim sana, ama nafile,
Şu an burada olsan, yerin bilmem nere,
Düştük dünya tezgahına, artık bir kere,
Elin heybesinde, olduğumuzu mu gördün
Yıl ondokuzyirmiüç, sen şahlanmış bir at,
Bakar günümüzden, sana çok az surat,
Bıraktıkların şimdi, görme çok bayat,
Sofranda yenmeyecek, şeyler mi gördün
Boğazın aç tok, cephende olduğu gibi,
Sizi yazan kalemler, sizden çok tok şimdi,
Söylemedi tarih bana, aç geçen günlerini,
Bir whisky eşliğinde, yazıldığını mı gördün
Kapında köle olan, o yakaran suratlar,
Aşımıza zehirlerini, nasılda sinsi sunar,
Bizim eller bu zehre, devadır diye bakar,
Bu tabaktan kaşık kaşık, içeni mi gördün
Sana rahat uyu diye, haykırmak isterdim,
Ben seni, bu vatanıma tek önder bildim,
Şu an yanımda olmanı, inan nasıl isterdim
Akan gözyaşımı, silemediğimi mi gördün
Alıntı

|