Yalnız Mesajı Göster

Benim Nefsim Ne Köpek

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Benim Nefsim Ne Köpek



ÇAĞIMIZDA SAVAŞLAR METAFİZİKTİR

İrfan Sultanı böyle buyuruyor Bu ne demek? İşi hokkabazlığa dökmüş olanlara itibar mı etmeliyiz? Veya mânâların derinliğinde kulaç atamadığımızdan boğulmalı mıyız? Nedir bu metafizik savaş?

Sadece Kuantum mu? Sadece büyü mü? Sadece cin işleri mi? Nedir bu? Yoksa hepsi mi? Veya, hepsi ile birlikte başka unsurların da dâhil edileceği ilginç bir terkib mi? Nedir? Sakın FİKİR’İN UNSUR ÜSTÜ MÂNÂ’da tecellisi olmasın!

Kemâliyle bilene aşk olsun

Benim nefsim ne köpek, alçakgönüllülüğünde İHLÂS’la duranların idrak edeceğini zannettiğimiz bu mânâ bize çok yüksek O yükseklikten seslenenlerin misalleriyle taklitçi olabiliriz ancak

Taklid bâbında söylenelim, “Ehlullah kıyama durdu” deniliyor Amenna Bu kıyamın, bildiğimiz ve duyduğumuz kadarıyla çek çeşitli veçheleri var Bu veçhelerden binde biri kadarına Hristiyan veya Yahudi âleminden birileri nisbet kursa kıyametler kopar Ehlullah yıldızlarla beş taş oynasa, taş kafalılar dönüp bakmaz

*

İki misâl Biri bugünümüzden, diğeri Sıddık-ı Ekber döneminden Kalbe inşirah, sadra genişlik niyetine

Şeyh Nâzım Kıbrısî Hazretleri O anlatıyor FOX TV muhabirine anlattığı mevzuya adam ne kadar inandı bilinmez Ama hâdise o kadar gerçek ve inandırıcı ki, inanmak değil, inanmamak abes Mealen diyor ki: On metre genişliği, on beş metre uzunluğu, iki metre yüksekliği olan bir mekânda 33 insan havasız şartlarda kaç saat yaşar? (Şili’deki maden göçüğünde kalanlardan bahsediyor) Bütün dünyanın gözü oradaydı Allah murad etti ki, maneviyatın büyüklüğünü insanlar görsün Ve benim gibi bir âcizi ilk gün oraya gönderdi Biz onlara yardım ettik Oradan çıktıklarında neden Tibet’e gitmediler? Neden Vatikan’a gitmediler? Neden Amerika’ya gitmediler de, Kıbrıs’ın bir köşesinde yaşayan garib bir ihtiyarı arayıp buldular?

Şilili madencilerin bir kısmı Müslüman olmuşlar Orada, o şartlarda kendilerine yardım eden ADAM’ın kim olduğunu arayıp bulup Müslüman olmuşlar Peki o meselede insanların aklında kalan ne oldu? Nasa ve onun kıytırık kapsülü… Teknoloji harikalar meydana getirdi

Şayet bu hâdisenin çok daha küçüğü bir Patrik ve Papa tarafından vuku bulsaydı kıyametler kopardı Bir ara ölen bir Papa’yı aziz ilân etmek için bütün mazisini kurcalamışlar da bir şey bulamamışlar Bizde azizler alay alay Anlayana! Daha da güzeli, müridliğin zevkini alanlar şeyh olmak istemezler… Henüz kademesi yükselmemiş olanlarda bile zevkin büyüğüne şâhid olmak mümkün Kaldı ki Mürşid-i Kâmillerin kuvveti…

Aslında Ehlullah keramet göstermekten sakınır Zira makamlarına halel geldiği söylenir Ama maslahat söz konusu olduğunda yapılması gerekeni yaparlar… Nicedir duyuyoruz ki, GÖK EHLİ KIYAMDADIR

*

Sıddık-ı Ekber dönemi… Hadramî oğlu Alâ Radıyallahu Anh ordu komutanı olarak mürtedlere karşı savaşmaya gönderilmiş Kısas-ı Enbiya’da Cevdet Paşa anlatıyor:

“Her gün taraflar meydana çıkıp savaşırlar ve yorulunca ordugâhlarına giderlerdi Günlerce muharebe bu şekilde uzadı Nihayet bir gece müşriklerin ve mürtedlerin sarhoş oldukları tesbit edilerek İslâm askerleri bir gece baskını yapıp hendekten içeri girdiler ve onlara iyice bir kılıç salladılar Ne Hatım kaldı ne de Münzir kurtuldu Toplulukları dağıldı, kimisi öldürüldü ve kimi esir alındı Geri kalanı da dağılarak birer tarafa kaçtılar Fakat bir kısmı kayıklara binerek Dareyn’e gitti Bunun üzerine Hazret-i Alâ her taraftan bozgunların yollarını tutmak üzere Bekir bin Vail kabilesinden Müslüman kalanlara, Hafsa-i Temimî’ye ve Seybanoğulları kabilesinin reislerinden meşhur Harise oğlu Müsenna’ya yazdı ve ganimet mallarını gazilere taksim ettikten sonra Dareyn’e hareket etti

Ancak arada çok geniş bir haliç vardı Oysa elde kayık yoktu Hemen askere hitaben: “Gaziler, Allahü Teâlâ Hazretleri, size karada yardımını gösterdi ki, denizde de ibret alasınız Haydi, düşman üzerine yürüyünüz ve denize atlayınız” dedi ve atını suya sürdü Askerleri de kimi at ve kimi deve sırtında oldukları hâlde suya vurdular ve hep bir ağızdan: “Ey merhametlilerin merhametlisi, ey Kerîm, ey Halîm, ey Ehad, ey Samed, ey Hayy, ey ölüleri dirilten, ey Kayyûm! Senden başka ilâh yoktur ey Rabbimiz” diye dua ederek o büyük halici kum üzerinde yürür gibi geçtiler ve düşmanla çarpışıp ilk hamlede galib gelerek Dareyn halkını katliam edip çoluk çocuklarını ve mallarını ganimet olarak aldılar

(…)

Bu büyük fetihler, hepsi Halife’nin isabetli tedbirlerinin sonuçlarıdır Fakat Halid ve Alâ gibi güzel icra vasıtaları da vardı

Cenâb-ı Hak, sevgili Peygamberi hürmetine o asırda böyle fevkalâde zatlar yaratmış ve onların vasıtasıyla Hazret-i M……’in şeriatını yükseltmiştir

*

“Fizik ruha tâbidir”… Mesele bunu idrak edebilmekte

*

39 sayımız’ın Furkan Meclisi bölümünde şöyle demişiz:

“Zahirî sebebler dünyasında hükümferma olan Determinist (sebeb-sonuç mecburiyetcisi) düşüncenin mucidi Newton Fizik’i ile birlikte tedavülden kalktığına şâhid oluyor insanlık

Gelenin ne olduğuna dair alâmetler de hızla sökün etmeye başladı… Şu satırlara dikkat:

Nasreddin Hoca’nın “hem - hem de” terkibinin uluslararası konferanslarda saçaklı düşünceyi anlatmak için kullanıldığı düşünülünce, Kuantum fizikçilerinin tasavvuf ehliyle kol kola girmeleri artık imkânsızmış gibi gelmiyor

Düşünce dünyasında işler gerçekten değişti Belki bu defa, klâsik Batı düşüncesinin siyah-beyaz kurallara boğulmuş dünyasında zorlandığımız gibi zorlanmaz, Nasreddin Hoca’nın genlerinden bilistifade, biraz mürekkeb yalamış, vasat bir Batılı aydının ilkokuldan itibaren aşina olduğu, çatal kaşık der gibi rahatlıkla dillendirdiği bu kurumları sular seller gibi içselleştiririz

Alev Alatlı “Batı’ya Yön Veren Metinler” isimli dört ciltlik, yeni piyasaya çıkmış kitabının dördüncü cildinin 1784 sayfasında böyle diyor

*

Evet Kâinatın sahibi her devir için “Devrin Sahibleri” yaratmış, onların vesilesiyle dünyaya nizâmat vermiştir Bugün de öyle

Akıl tutulmasına uğramayanlara çağrımızdır: Yer ve Gök Ehli’nin kıyamda olduğu gün gibi aşikârken, malayanilere meyledenler çok şey kaybederler Bâtın Nisbeti hakikatinde eşyayı tasarruf altına almanın zamanıdır; bunu en kestirme yolu da, idrak edilmiş şekliyle ‘Benim Nefsim Ne Köpek’ diyebilmektir

“Çağımızda savaşlar metafiziktir” hikmetini anlamaya giden yol da, herhâlde buradan geçer

Furkan Dergisi, s 41, Ekim-Kasım 2011

Alıntı Yaparak Cevapla