08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Etme..(M€Vlana)
Bu şiir hakkında bilgi vereyim gerçekten çok muhteşem bir öyküsü var
1244 yılında Konya’ya gelen Şemseddin Tebrîzî adlı bir zat, onun ilimle dolu dünyasında “aşk” ile yepyeni ufuklar açtı
Bu iki ilâhî âşık, bir müddet yalnızca bir köşeye çekilerek kendilerini tamamen Hakk’a verdiler Günlerce, gecelerce sohbetlere daldılar Birbirlerinde kendilerini ve Yüce Allah’ın eşsiz güzelliklerinin tecellîlerini gördüler Buluştuklarında Hz Mevlânâ 38, Hz Şems 60 yaşlarında idiler
Artık Mevlânâ bütün zamanını Şems ile sohbete ayırıyordu Bu ilâhî aşkı idrâk etmekten âciz olanlar, Hz Mevlânâ’nın Şems’e olan ilgisini kıskanarak, ileri geri konuşmaya başladılar Bu sözleri duyan Şems üzüldü ve 1246 yılında Konya’yı terk edip Şam’a gitti
Şems gidince Hz Mevlânâ derin üzüntülere boğuldu Şems’i tedirgin ederek uzaklaşmasına neden olanlar da Mevlânâ’nın bu hâli karşısında pişmân oldular
Hz Mevlânâ bir mektup yazarak oğlu Sultan Veled’in de bulunduğu bir kâfileyi Şam’a gönderdi Şems mektubu okudu ve Hz Mevlânâ’nın dâvetini geri çevirmeyerek 1247 yılında Konya’ ya döndü
Şems’in dönmesine herkes sevindi Hz Mevlânâ artık gülüyor, ziyâfetler veriyor, sema’ meclisleri düzenliyordu Şems’le sohbet günlere ve gecelere sığmıyordu
Fakat bu huzurlu günler uzun sürmedi Dedikodular, çirkin sözler ve iftiralar yeniden başladı
1247-1248 yılında Şems aniden kayboldu Onu bir daha ne gören, ne de izini bulan olmadı
Hz Mevlânâ, Şems’i çok aradı Ayrılığın büyük acısıyla şiirler söyledi, gözyaşları döktü İki kere Şam’a gittiyse de izine rastlayamadı Şems’in bedenî varlığını bulamayan Hz Mevlânâ, onu mânâ yönünden kendinde buldu ve aramaktan vazgeçti  ve bu şiir yazıldı
|
|
|