Yalnız Mesajı Göster

Deyimler Sözlüğü-K-

Eski 08-02-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Deyimler Sözlüğü-K-



Kurt masalı okumak: İnandırıcı gereksiz asılsız sözler (söylemek)
Kuru iftira: Hiçbir kanıtı olmayan suçlama" kuru iftiradan korusun hepimizi!"
Kuru kalabalık: 1 Yararsız kırık dökük eşya 2 Hiçbir işe yaramayan insan topluluğu"Bu kuru kalabalığa güvenip de sakın yola çıkma"
Kuru kuruya: Boşuna boş yere
Kuru sıkı: 1 Korkutmak amacıyla söylenen sözler blöf 2 Yalnız barutla sıkılanmış tüfek veya fişek dolgusu
Kuş beyinli: Akılsız aptal ahmak
Kuş kadar canı olmak: Küçük cılız zayıf çelimsiz bir vücuda sahip olmak
Kuş sütüyle beslemek: En pahalı değerli az bulunur besinlerle yiyip içirmek
Kuş uçmaz kervan geçmez: Çok ıssız sapa kır insanın uğramadığı yer"Başını alıp kuş uçmaz kervan geçmez bir diyara gitti"
Kuş uçurmamak: Hiç kimsenin geçmesine kaçmasına izin vermemek; imkân tanımamak bunun için çok dikkatli davranmak"Sıkı gözcülerdir kuş uçurtmazlar merak etme!"
Kuvvetten düşmek (kesilmek): Gücü iyice azalmak
Kuyruğuna basmak: Birini tahrik etmek incitip saldırmasına yol açmak
Kuyruklu yalan: İnsanın kanması için süslenmiş büyük yalan"İnanmayın ona söyledikleri kuyruklu yalandan başka bir şey değil!"
Kuyruk sallamak: Yaltaklanmak birisine yaranmak için yapmacık davranışlarda bulunup şirin görünmeye çalışmak"Bütün gece boyunca şirket müdürüne kuyruk sallayıp durdu"
Kuyusunu kazmak: Birinin kötü duruma düşmesi felâkete uğraması zarar görmesini sağlamak için zemin hazırlamak tuzak kurmak"Adamın kuyusunu kazıp da elinize ne geçecek"
Küçük dilini yutmak: Çok şaşmak hayrete düşmek donakalmak hiçbir şey söyleyemez hâle gelmek"Ne o dostum küçük dilini mi yuttun?"
Küçük düşürmek: Onurunu kırmak birilerinin yanında itibarını sarsmak ve değerini düşürmek"Dikkatli ol bir pot kırıp da kendini küçük düşürme sakın"
Küçük görmek: Önemsememek değer vermemek"Hasmınızı sakın küçük görmeyin çocuklar!"
Külâhıma anlat: "Söylediklerin hiç de inandırıcı değil sana inanmıyorum" anlamında kullanılır
Külâhını ters giydirmek: Çok kurnaz olmak; oyuna getirmek kendisine iyi davranmayanları bir hile ile yaptıklarına pişman etmek
Külâhları değişmek: "Araları bozulmak bozuşmak" anlamında tehdit olarak kullanılır"Hareketlerini düzeltmezsen külâhları değişiriz ona göre!"
Kül kedisi: 1 Çok üşüyen ateşin yanından ayrılmayan (kimse) 2 Uyuşuk miskin rahatına düşkün tembel
Kül kesilmek: Heyecan ve korkudan yüzünün rengi atmak solmak"Katili karşısında görünce yüzü kül kesildi"
Kül olmak: 1 Bir şey bütünüyle yanmak 2 Varını yoğunu yitirmek elinde bulunanlar yok olmak 3 Büyük bir felâkete uğrayıp çok üzülmek
Külünü (göğe) savurmak: Bir şeyi tamamiyle bitirip yok etmek harcayıp tüketmek telef edip bir şey bırakmamak
Kül yutmamak: Oyuna gelmemek tuzağa düşmemek kurnazca yapılan bir hileye aldanmamak"Bana kül yutturamazsınız diyemem ama yeterince dikkatli olduğumu söyleyebilirim"
Künyesi bozuk: Eskiden kötü durumları görülmüş olan kötü işlere girmiş bulunan"Künyesi bozuk diye bu adama hiç kimse iş vermeyecek mi?"
Küplere binmek: Haddinden fazla öfkelenme kızmak sağa sola ateş saçmak"Yeni saatimi kırdığımı öğrenen annem küplere bindi"
Küpünü doldurmak: Eline geçen fırsatları değerlendirerek çok para biriktirmek"Küpünü doldurmayı becerebilenlerden olamadım hiç"
Kürek kadar (pabuç kadar) dili olmak: Hemen her söze cevap yetiştirmek büyüklerine karşı saygısızca karşılıklar verir olmak

Alıntı Yaparak Cevapla