Yalnız Mesajı Göster

Cümle (Tümce)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cümle (Tümce)



CÜMLE (TÜMCE)
ümle (Tümce)[/url]
Cümle veya tümce, çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelen; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı kelimeler dizisidir Arapça cumle kökünden gelir Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir


KELİME GRUPLARI

İSİM-FİİL GRUBU

Bir isim-fiil (mastar) ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimelerin veya kelime gruplarının oluşturduğu yeni gruba isim-fiil grubu denir

Grubun ana unsuru isim-fiildir ve sonda bulunur Vurgu isim-fiilden önceki unsurdadır

Mastar, grupta yüklem görevi yapar Ondan önce gelen kelimeler de cümlede olduğu gibi özne, nesne, tümleç olurlar

"Onu biraz sonra çekeceği acıya hazırlamak"
Nesne / dolaylı tüml / Yüklem

"Suda, rüzgârda, kuşta senin sedanı duyup /"
zarf

"Seni / beyaz çiçekli dallar içinde / sanmak"
Nesne / dolaylı tüml / Yükl

"Halk sanatına, halk ağzına, halk hayatına / daima / açık olma"
Dolaylı tümleçler / zarf / yüklem

"Uzun bir ayrılıktan sonra / sılaya / dönüş"
Zarf tüml / Dt / y

"Etrafına / bir keklik gibi ürke ürke / bakış(ından anladım)"
Dt / zt / y


Bu grup, cümle ve kelime grubu içinde isim olarak kullanılır


Etrafına bir keklik gibi ürke ürke bakışından anladım

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir

Bir faciadır, böyle bir âlemde uyanmak



SIFAT-FİİL GRUBU

Bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına sıfat-fiil grubu denir

Grubun ana unsuru sıfat-fiildir ve sonda bulunur Cümleler öğelerine ayrılırken sıfat-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmaz

Sıfat-fiil, grupta yüklem görevindedir Vurgu, sıfat-fiilden önceki unsurdadır

Sıfat-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar Bu yüzden sıfat-fiillerle ve sıfat-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır

"Eski İstanbul'un güzel semtlerini yaratan / Türklük"
Sıfat / isim

"Eski İstanbul'un güzel semtlerini / yaratan"
Nesne / yüklem

"Bütün hayalleri yıkılmış / insanlar["/I]
Sıfat / isim

"Bütün hayalleri / yıkılmış"
Özne / yüklem

"Her içine girdiği odaya bir şefkat serinliği getiren / bu kız"
Sıfat / isim

"Her içine girdiği odaya / bir şefkat serinliği / getiren"
Dolaylı tüml / Nesne / yüklem


Bu grup, kelime grubu içinde sıfat ve isim; cümlede, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı olarak kullanılır

"Mısralarında nağme hissedilmeyen / bir manzume"
Sıfat / isim

"Bu eseri tamamlamak için ne kadar çabaladığını / hiç kimse bilmiyordu"
Sıfat-fiil grubu, isim, nesne

"Sabrından saray yapan / sultanları bilirim"
Sıfat / isim


Birleşik isim olarak kullanılan sıfat-fiiller vardır:

Vatansever, cankurtaran, çöpçatan



ZARF-FİİL GRUBU


Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir

Grubun ana unsuru zarf-fiildir ve sonda bulunur Cümleler öğelerine ayrılırken zarf-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmazlar

Zarf-fiil, grupta yüklem görevindedir Vurgu, zarf-fiilden önceki unsurdadır

Zarf-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar Bu yüzden zarf-fiillerle ve zarf-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır

"Son gülün karşısında / son bülbül / ah ederken"
Dolaylı tüml / Özne / yüklem

"Bu yaman dağların hayalini / hatırımdan / silince"
Nesne / dlı tüml / Yükl

"Kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi / kollarını / açarak"
Edat tüml / Nesne / yükl

"Pembe hayaller / kura kura"
Nesne / yükl


Hâl ekleriyle çekime girmiş bazı sıfat-fiiller, cümlede zarf görevi yaparlar Bunlar da birer zarf-fiil grubudur

"Müzik başladığında / bütün salon bir sessizliğe gömüldü"
Sudur, akar / kendi bildiğince

"Pencere, en iyisi pencere"

"Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa"


"-r, -mez, -di mi�, -di, -eli" ile kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur

Bir pırıltı gördü mü / gözle hemen dalıyor

Ben bu gurbet ele düştüm düşeli

Her gün biraz daha süzülmekteyim

Çamlıca'nın bu asıl çevresine girer girmez, artık eniştemizin köşkünün tılsımlı duygularını tatmaya koyulurduk



Bu grup, kelime grubu ve cümle içinde zarf olarak kullanılır

Bahar geleli / kargalar sınırsız bir neşe içinde

Dargınlığını unutup / onunla barışmak istiyor

Yokuşu çıkar çıkmaz, / kurumuş başak tarlalarıyla karşılaştık

Kardan, yağmurdan, rüzgârdan sora sora /

Bir yol bulup / giderdim anılara


Zarf-fiil grubu yüklem olarak da kullanılabilir


"Âlemde gündüz gönlümüze işkencedir"

"Bence bayram ufukta gün bitincedir"



TEKRAR GRUBU (İKİLEME)

Bir nesneyi veya hareketi karşılamak için eş görevli iki kelimenin meydana getirdiği kelime grubudur

Grupta her unsur kendi vurgusunu taşır; kelimeler arasına virgül konmaz


Eğri büğrü, çoluk çocuk, er geç, senli benli, ezildi büzüldü, delidolu,Vah vah, oh oh, fısıl fısıl, şırıl şırıl, zıp zıp, yavaş yavaş, sabah sabah,Baka baka, gide gele, olmaz olmaz, bitmez tükenmez, demet demet, öbek öbek


Yapılış şekillerine göre çeşitleri

a Aynı kelimenin tekrarı

Mışıl mışıl, yavaş yavaş, koşa koşa, ılık ılık, koca koca


b Yakın veya eş anlamlı kelimeler

Doğru dürüst, eğri büğrü, kılık kıyafet, dayalı döşeli, güle oynaya

Okul mokul, çanta manta, halı malı


c Zıt anlamlı kelimeler

Bata çıka, irili ufaklı, ölüm kalım, dosta düşmana



Tekrarlar anlamı kuvvetlendirir; nesneye ve harekete çokluk, süreklilik ve beraberlik anlamları katar


Mini mini çocuklar

Diyar diyar dolaştım

Yaza yaza usandı

İyi kötü bir şeyler yaptı



Grubu oluşturan kelimeler çekim eki alabilir

evi barkı, evini barkını, sağa sola, işinde gücünde, varını yoğunu, dereden tepeden


Çoğunda kelimelerin yeri değiştirilemez

Eğri büğrü → büğrü eğri



Tekrar grupları, cümlede ve kelime gruplarında isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır

Sürü sürü kargalar, hisarın üstünden uçarken acı acı bağırıyordu
Kahve mahve yapmam sana ben
Dişi aslan bu mini miniyi kendi yavruları arasında görünce, onu da doğurduğunu sandı
Yorgun argın dönüyorum her akşam eve
Çamurlara bata çıka yürüdü
Havuzda su şırıl şırıldır
Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
Takınsan kanat manat
Kuş muş olsam seğirtsem
Maviliğin çeşmesi gürül gürül
Ardından bir ses kopar Artık durul
Dallarda tomurcuk tomurcuk, çiçek çiçek;
Boşlukta kuş kuş, böcek böcek;
Kovuklarda arı arı, petek petek;
Kuytularda menekşe menekşe, çilek çilek;
Gül gül, zambak zambaksınız (Arif Nihat)
Gök mavi mavi gülümsüyordu
Yeşil yeşil dallar arasından



EDAT GRUBU

Bir isim unsuru ile bir çekim edatından oluşan kelime grubudur

ile, için, kadar, göre, diye, rağmen, karşı, doğru, gibi, dolayıedatları ile yapılır


Yaşadığım gibi, çocuklar için


İsim unsuru başta, edat sonda bulunur

İnsan gibi, çalışmasına rağmen, bir demet çiçek ile


Birleşme ismin ve edatın türüne göre ekli veya eksiz olur

Yaşamak için
Sen-in gibi
Deniz-e doğru
Bun-dan dolayı
bu kadar-ı-n-ı
senin gibi-s-i


İsim unsuru kelime grubu olabilir

Hür maviliğin bittiği son hadde kadar
Bozulup dağılmak üzere
İlk uçuştan sonra yuvaya dönmeyi başaran yavru serçeler gibi


Birden fazla isim unsuru bulunabilir

Yorgunluğuna, uykusuzluğuna rağmen
Bir avuç buğday, bir tutam ot, bir karış toprak için


Edat grubu cümlede ve kelime grubu içinde sıfat, zarf ve isim olarak kullanılır

Bu paranın ne kadarı sizin? (iyelik eki almış, isim gibi kullanılmış, nesne olmuş)

Her şey bıraktığım gibiydi (ek-fiilin �di�li geçmiş zaman çekimi ile isim gibi kullanılmış, yüklem olmuş)

Keskin bir ışık, etrafımızda bir zafer borusu gibi çınlıyor

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'na doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm

Vücudum, büyük bir korku ile, öne doğru eğildi

Derenin sağ tarafındaki sırtta on beş yirmi kadar çadır vardı

Bizim perişanlığımız, gönülleri toplamak içindir

O anda utançtan ölecek gibiydi (isim, yüklem)

Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne)


Cümlede çoğunlukla zarf veya edat tümleci olur

Sabaha kadar ders çalıştık (zarf tümleci)
Eve doğru yürüdüm (edat tümleci)


Grubun vurgusu isim üzerindedir
Edat grupları cümleye çeşitli anlamlar katar

Ders çalışmak için odasına çekildi (amaç)

Sıkıldığı için dışarı çıktı (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı (aitlik)
Tüm bu hazırlıklar bizim içindi (isim, yüklem)
Vatan için ölenler yüreğimizde yaşarlar (uğur, amaç, özne)
Kurt gibi acıkmıştım (benzerlik)
Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu (zarf, benzetme)
Uyandığı gibi yataktan fırladı (zarf, anında, zaman anlamı katmış)
Konuşmak üzere ayağa kalktı (amaç)
Acele edin, güneş batmak üzere (zamanda yakınlık)
Konuştuğumuz üzere yarın buluşacağım (gibilik)
Bizi boş vaatlerle kandırdılar (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu (beraberlik)
Arabanın gürültüsüyle irkildi (neden)
Biz de onlar kadar başarılıyız (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
Gül kadar güzelsin (benzerlik)
Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi (gibi)
Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)
Ne kadar güçlü bir adam (zarf)
Evin deniz kadar havuzu var (sıfat)
Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim (isim, ad tamlamasında tamlanan)
Dershaneye kadar gidelim (edat tümleci)
Başbakana göre enflâsyon düşük (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir (uygunluk)
Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş (bakılırsa, yönünden)
Siz bana göre daha gençsiniz (karşılaştırma)
Edebiyata karşı ilgim vardı (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var (yönelik)
Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı (doğru)
Sabaha karşı uyuyabildim (zarf öbeği)
Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı (neden)
Akşama doğru geldiler (zarf öbeği)




Alıntı Yaparak Cevapla