Prof. Dr. Sinsi
|
Kalbimizde Akrep Mi Var?(Bir Başka Boyutuyla İnfak
Anlaşılıyorki infak konusunda emaneti yüklenmiş hiç kimsenin bir kaçma noktası yok Cimriliği bırakalım artık haydi cebimizde akrep var, bu
> akrep ağzımıza da mı girmiş, kalbimize de mi? O zaman durum çok vahim
> demektir Böyle bir durumda o zehri izale edecek nafi bir panzehir
> gerek Lokman Hekim çare bulur mu bilinmez  
>> İNFAk  Aslında bize çok yabancı bir kelime Çoğumuz nafaka
> kelimesini duymuşuzdur, fakat "infak" kavramı çok fazla oturmamıştır
> zihinlerimizde İtirafta bulunmalıyım ki, beş on sene öncesine kadar
> bana da çok yabancı bir kavramdı Ama, ne zaman ki Onk Dr Haluk
> Nurbaki ' den Maun suresini kaynak göstererek, "infakınız yoksa
> namazınız da yoktur" sözünü duydum, hayatımda yeni birşeyler
> şekillenmeye başladı Neydi infak? Neden infakı olmayanın namazı
> olmuyordu? Hangi ayete binaen bunu söylemişti?
>> Öncelikle Maun suresinin mealine bir bakalım:
>> Bismillahirrahmanirrahim
>> 1-Gördün mü o dine yalan diyeni?
> 2-İşte yetimi itip kakan odur!
> 3-Yoksulu doyurmaya teşvik etmez
> 4-Fakat veyl o namaz kılanlara ki,
> 5-namazlarında yanılmaktadırlar
> 6-Onlar ki, gösteriş yaparlar
> 7-Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler)
>> Zira yetimi itip kakana, yoksulu doyurmayana büyük bir ikaz vardır Ki
> o namaz kılanlar üzerine yemin edilmektedir Namaz kılıp, kıldıkları
> namaz üzerinde yanılanlar üzerine Neden bu derece bir ikaz vardır bu
> ayetlerde? Ve özellikle bizim sıklıkla okuduğumuz, ve namaz surelerine
> dahil olan ve özellikle namazda okuduğumuz bu surenin ayetlerinde
> Neyin hatırlatması yapılmaktadır bu sıklıkta?
>> İnfak, nafaka verip geçindirme, besleme, Allah yolunda harcama
> demektir Terim olarak ise infak; gerek hısımlardan ve gerekse diğer
> insanlardan yoksul ve muhtaç olanlara para veya maişet yardımı
> yaparak, onların geçimini sağlama anlamına gelmektedir
> Ve hemen gözümüzü Bakara suresinin ilk ayetlerine tevcih
> ediyoruz
>> Elif, Lam, Mim,
(1)>> Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir
> kitaptır
(2)>> Onlar, gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık
> olarak verdiklerimizden infak ederler
(3)>> Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve
> ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar
(4)>> Üç ve dördüncü ayete dikkat topladığımızda Mü'minlerin sıfatlarını> tadad ettiğini görüyoruz Onlar gayba iman ederler, namazı dosdoğru
> kılarlar (ikame ederler), ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden
> infak ederler > Asrın müceddidi birinci dünya savaşında cephede at sırtında
> yazdığı İşaratü'l-İ'caz adlı tefsirinde bu ayetlerin açılımını
> yaparken şöyle söyler:
>> Namaz "imadüddin" yani dinin direği ve kıvamı olduğu gibi, zekat da
> İslamın kantarası, yani köprüsüdür Demek, birisi dini, diğeri asayişi
> muhafaza eden İlahi iki esastırlar Bunun için birbiriyle
> bağlanmışlardır
>> Ve zekat ile sadakanın layık oldukları mevkileri bulmak için gerekli
> olan birkaç şartı şöyle sıralar:
>> 1 Sadakayı vermekte israf olmaması
> 2 Başkasından alıp başkasına vermek suretiyle halkın malından olmayıp
> kendi malından olması
> 3 Minnetle in'amın bozulmaması
> 4 Fakir olmak korkusuyla sadakanın terk edilmemesi
> 5 Sadakanın yalnız mala ve paraya münhasır olmadığı bilinmesiyle,
> ilim, fikir, kuvvet, amel gibi şeylerde de muhtaç olanlara sadakanın
> verilmesi
> 6 Sadakayı alan adam, o sadakayı sefahette değil, hacat-ı
> zaruriyesinde sarf etmesi lazımdır
>> Demek sadaka verilirken israfa gidilmemesi, başkasından alıp
> başkasına verme suretiyle değil, kendi malından olması, sadaka verilen
> kişinin minnet altında bırakılmaması, fakir kalmak korkusuyla
> sadakanın terk edilmemesi, sadakanın yalnız mal ve parayla değil,
> ilim, fikir, kuvvet, amel gibi şeylerde de muhtaç olanlara verilmesi,
> sadakayı alan adamın o sadakayı harama değil, zaruri ihtiyaçlarına
> sarf etmesi gerekmektedir
>> Kur'an, hayatımızdan çıkarılmaya çalışılan bu kavram üzerinde
> neden bu kadar ehemmiyetle durmuştur? Şimdi biz infak'ın maddi
> boyutuna, yani paraya ve mala münhasır olan kısmına değil ilim, fikir,
> kuvvet ve amelin dahil olduğu kısmına dikkati çekmeye çalışacağız
> Zekat ve sadaka denince bunun sadece zenginlere mahsus bir
> ibadet olduğu zannı toplumun genel kanaati haline gelmiştir Halbuki
> çok ucuza elde edilebilen namaz bile bir nevi zekattır Yirmi dört
> saatlik zaman diliminin kırkta birini namaza ayırmakla o günün
> sermayesinin zekatı verilmiş olmaktadır
> Peki bunun haricinde yani mal ve para dışında nasıl infakta
> bulunabiliriz? Kendi nefsimize tevcih ettiğimiz birkaç soru ile
> sanırım bu soruya cevap bulma imkanına sahip olacağız:
>> En başta bize verilen iman nimetini infak edebiliyor muyuz?
>> Ve bize verilen teslimiyeti
>> Ve tevekkülü
>> Ve bize verilen ilmi
>> Ve sabır kuvvetini infak edebiliyor muyuz?
>> Çok vecihlerle günümüze bakan Asr suresi asra yemin edip,
> insanın hüsranda olduğunu belirttikten sonra, o hüsranın dışında
> kalanların ancak "iman edip, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye
> edenler olduğunu" sarih bir surette ifade buyurur
>> Peki bize ne oluyor da infak etmekte bu kadar cimrilik
> ediyoruz Acaba o kadar zor birşey midir bizdeki pozitif enerjiyi
> çevremize lanse etmek O kadar zor birşey midir musibete düçar
> olanlara teselli vermek O kadar çok insan tanıyorum ki dostlardan
> beklediği o teselliyi bulamadığı için başına gelen musibet karşısında
> gösterdiği sabırsızlıktan dolayı o musibetin artmasına zemin izhar
> etmiş olmasın
>> Bu kadar mı cimriyiz? Öyle bir anda bizim vereceğimiz küçük bir
> tesellinin karşı tarafta ne büyük değişimlere yol açacağını tahmin
> bile edemezsiniz Yeter ki niyet halis olsun Yine soruyorum; bu
> cimrilik neden? Çok fazla mı boğulduk günlük ve fani olduğunu
> bildiğimiz işlerimizde? Çok fazla mı daldık yüzü fenaya dönük olan bu
> dünyaya?
>> İman'ı nasıl infak edeceğiz, ya da teslimiyeti, ya da
> tevekkülü, ya da ilmi, ya da sabır kuvvetini? Hakkıyla iman ederek,
> hakkıyla teslim olarak, hakkıyla tevekkül ederek Ve ilmi hakkıyla
> öğrenerek, yani öğrenmenin simetrisinde olan öğretme fiilini
> gerçekleştirerek Bunda da öncelik ilmi amele dökmedir, yani tatbik ve
> devamlılık Ve en ehemmiyetlisi SABIR SABIR SABIR  Üç sabır: taate,
> masiyete ve musibete karşı sabır Yaşa ve yaşat
>> Anlaşılıyorki infak konusunda emaneti yüklenmiş hiç kimsenin
> bir kaçma noktası yok Cimriliği bırakalım artık Haydi cebimizde
> akrep var, bu akrep ağzımıza da mı girmiş, kalbimize de mi? O zaman
> durum çok vahim demektir Böyle bir durumda o zehri izale edecek nafi
> bir panzehir gerek Lokman Hekim çare bulur mu bilinmez  
|