Yalnız Mesajı Göster

Sırasıyla Cum'anın Âdâbı

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sırasıyla Cum'anın Âdâbı




6 Halkın önünden geçmemeye dikkat etmelidir Halkın, önünden geçmesini önlemek için bir direğe veya herhangi bir duvara yakın bir yerde oturmalıdır 'Halkın önünden geçmemesi' tâbirinden gayemiz, namaz kılanların önünden geçmemektir Namaz kılanın önünden geçilmesi, namazın bâtıl olmasına sebep olmaz Ancak teşvişe yol açtığı için Hz Peygamber böyle bir geçişi nehyetmiştir:
Kişinin kırk sene durup beklemesi, namaz kılanın önünden geçmesinden daha hayırlıdır162
Yemin ederim ki kişinin rüzgârların savurduğu bir toprak olması, namaz kılanın önünden geçmesinden daha hayırlıdır163
Namaz kılanın önünden geçen, yol kenarında namaz kılan ve namaz kılarken önünden geçilmesini önleyecek tedbirleri almakta
kusur edenler hakkında vârid olan bir hadîste şöyle buyurulmuştur:
Namaz kılanın önünden geçenler (veya bu geçişin önlenmesi hususunda ihmalkârlık gösteren musalli), eğer bu yüzden düçar olacaklara azabı bilselerdi, kırk sene orada çakılı kalmalarının, geçmelerinden daha hayırlı olduğunu anlarlardı164
Direk, duvar ve yayılmış seccade, namaz kılanın hudududur Bu bakımdan, namaz kılan kişi imkânı varsa bu hududlar dahilinde önünden geçmek isteyeni itebilir
Nitekim Hz Peygamber şöyle buyurmuştur:
Namaz kılan kişi önünden geçmek isteyenleri eliyle itsin Dinlemez de geçmekte ısrar ederse, tekrar itsin Yine ısrarda bulunursa onunla dövüşsün; çünkü o şeytandır165
Ebu Said el-Hudrî (ra), önünden geçmek isteyen kimseyi düşürecek derecede iterdi Bir keresinde itilen adam Ebu Said'in yakasını bırakmadı ve onu Medine vâlisi Mervan b Hakem'e şikayet etti (Bu şikayet üzerine, Mervan, Ebu Said'i çağırarak, 'Sana ne oluyor? Neden filan yeğenini ittin?' diye azarladı Ebu Said de Hz Peygamber'in kendisine bu şekilde emretmiş olduğunu söyledi) Namaz kılan kişi, önünde durabileceği herhangi bir direk bulamadığı takdirde hududunu, önüne bir zirâ' boyunda olan birşey dikmek sûretiyle belirtmelidir
7 Birinci safı aramalıdır; çünkü birinci safın fazileti çok fazladır Bu hususda vârid olan bir hadîsi daha önce rivayet etmiştik Başka bir hadîste de şöyle buyurulmaktadır:
Kim elbisesini yıkar, gusleder sonra da cum'a namazı için sabahın erken saatinde camiye gider ve imama yaklaşıp hutbesini dinlerse, yaptığı bu hareketler, onun iki cum'a arasında vâki olan günahlarının keffareti olduğu gibi, fazladan da üç gününün keffareti olur166
Allah, böyle yapan bir kimsenin geçmiş cum'adan bu cum'aya kadar olan günahlarını affeder167
Hadîsin bazı rivayetlerinde de, bu faziletin elde edilebilmesi için, insanların omuzlarından atlamamak şartı koşulmuştur
Birinci safta kılmaya çalışırken de üç şeyden gâfil olunmamalıdır:
a) Hatibin yakınında ipekli ve benzeri giyilmesi erkekler için haram olan bir elbise giyen birisini görmesi ihtimali olur ya da kalbini meşgul edecek çok ağır veya altın işlemeli silâhlarıyla beraber namaz kılan birisi bulunur da eğer bu münkerleri kaldırmaya gücü yetmezse ön safta değil, gerilerde namaz kılması daha selâmetli ve kalp huzuru için daha hayırlıdır
Kalp selâmetinin temini için bir grup âlim böyle yapmıştır Nitekim Bişr el-Hafî'ye 'Camiye sabahın erken saatlerinde geldiğin halde neden en son saflarda namaz kılıyorsun?' diye sorulduğunda 'Kalplerin yakınlığı murad olunur, bedenlerinki değil' demiştir Bu sözüyle, son saflarda namaz kılmanın, kalp selâmeti bakımından daha iyi olduğuna işaret buyurmaktadır
Süfyan es-Sevrî (ra), Şuayb b Harb'in Ebu Câfer el-Mansur'un hutbesini iyi dinleyebilmek için minberin yanında oturduğunu gördü Namazdan sonra Şuayb'a şöyle dedi: 'Bu kişiye (Mansur'a)
yakın oturman kalbimi meşgul etti Bu adamdan reddedilmesi gereken bir söz işittiğin takdirde, onu reddetmeye kudretin yetecek mi ve bunu yapacağından emin misin ki gidip bu adamın yanına oturdun?'
Hz Süfyan, bu sözlerinden sonra Abbasî halifelerinin cum'a günlerinde giydikleri siyah elbiselerin bid'at olduğundan bahsetti Bunun üzerine Şuayb, de "Ey Ebu Abdullah! 'Hatibe yaklaş ve hutbesini dinle!'168 diye bir hadîs yok mudur?" diye sordu Süfyan da 'Allah sana rahmet etsin Bu emir, râşid halifeler için vârid olmuştur Halbuki bu adamlardan uzak bulunduğun ve yüzlerine bakmadığın nisbette Allah'a yaklaşırsın' buyurdu
Said b Amr şöyle diyor: "Bir keresinde sahâbîlerden Ebu Derdâ'nın (ra) yanında namaz kıldım Namaz başladığında son safa kadar çekildik Namazdan sonra kendisine 'Safların en hayırlısı birinci saftır denilmiyor mu?' denildi 'Evet! Doğru; ancak bu ümmet, Allah'ın rahmetine mazhar olmuş ve diğer ümmetler arasında O'nun nazargâhı olan bir ümmettir Bu bakımdan Allah namazda bulunan bir kuluna nazar kıldığı zaman, onu ve arkasındaki bütün insanları affeder İşte bunun içindir ki Allah Teâlâ'nın beni buradaki kişilerin yüzü suyu hürmetine affetmesi için hepsinin arkasında bulunmayı tercih ettim' buyurdu"
Hadîs râvilerinden bazıları Hz Peygamber'den, Ebu Derdâ'nın dediği gibi işittiklerini rivayet etmektedir169
Bu bakımdan en son safı bu niyette tercih eden ve böylece Ümmet-i Muhammed hakkında hüsn-ü zan izhar eden bir kimse için, son safta hiçbir kayıp yoktur (Aksine niyetine göre muamele görür) İşte bu hikmete bianendir ki 'Ameller niyetlere bağlıdır' denilmektedir
b) Eğer hatibin yanında padişahlar için camiin bir kısmı kesilip hünkâr mahfili yapılmamışsa onun yanına yaklaşmak ve birinci safta bulunmak güzel birşeydir Eğer böyle bir bid'at varsa, ön safta bulunmamayı tercih etmelidir; çünkü bazı âlimler, hünkâr mahfiline girmeyi kerih görmüşlerdir
Hasan Basrî ve Bekir b Abdullah el-Müzenî (Allah ikisinden de razı olsun) hünkâr mahfillerinde namaz kılmazlardı Onların görüşüne göre; bu mahfil, sadece sultanlara mahsus olarak, sonradan ihdas edilen bir bid'atdır Çünkü bu, Hz Peygamber'den sonra icâd edilmiştir Halbuki camiler bütün müslümanların hakkıdır Camilerde, hünkâr mahfilleri gibi, bir kısmın husûsîleştirilmesi ise bu hükme muhaliftir
Ashâbdan Enes b Mâlik ve İmran b Husayn (ra) ise hünkâr mahfilinde namaz kılmışlar ve burada, imama yaklaşmak için durmakta herhangi bir kerahetin mevcut olmadığını söylemişlerdir O halde kerâhiyet, mahfillerin sadece sultanlara tahsis edilmesi ve başkasının orada namaz kılmaktan menedilmesi halinde sözkonusudur Orada namaz kılmak herkese serbest olduğu takdirde mahfilde kerahiyet yoktur
c) Minber, safların bir kısmını ayırır Bunun için birinci saf, minberin önünde, kesintisiz, baştan başa uzanan saftır Minberin sağında solunda bulunan saflar ise, minberle kesilmiş olduğu için birinci sayılamaz
Süfyan es-Sevrî (ra) 'Birinci saf, minberin önünde, kesintisiz devam edendir' buyurmuştur
Bu söz çok doğrudur; zira bu saf gerçekten kesintisizdir ve ancak bu safta bulunanlar, hatibin yüzüne normal olarak bakıp sözünü (güzelce) dinleyebilir Fakat kıbleye daha yakın olan safın birinci saf olduğunu ve minber tarafından bölünmesinde bir beis olmadığını söylemek de, hakikatten uzak bir hüküm değildir
Çarşılarda ve camilerin dış avlularında namaz kılmak mekruhtur Ashabdan bazıları camilerin dış avlusunda namaz kılanları döver, oradan kovarlardı (Tabii camide yer bulunması halinde durum böyledir)

Alıntı Yaparak Cevapla