Yalnız Mesajı Göster

Namaz En Vazgeçilmez İbadet

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namaz En Vazgeçilmez İbadet






Rabbimizin bize emrettiği en büyük ve en vazgeçilmez “namaz ibâdeti”ni hakkıyla ve eksiksiz yerine getirebilmemiz için ilk şart, “namazın önemini çok iyi kavramak”tırHer şey önemi derecesinde vazgeçilmezdir İslâm büyükleri, ölüm döşeğinde bile namazlarını kılmaktan vazgeçmemiştir Ama biz, ahirzaman Müslümanları, hiçbir gerçek mazeretimiz olmadığı halde namazlarımızı terk edebiliyoruz

Gereken önemi verseydik böyle durumlara düşer miydik? Yemekten, sudan, havadan vazgeçtiğiniz oldu mu hiç? Daha fazla imkâna kavuşabilmek için yapılan “açlık grevi” dışında hiçbir insan, yeyip içmeyi terk etmez, unutmaz, vazgeçmezMaddî hayatımızın devamı bu ihtiyaçlarımızın karşılanmasına bağlıdır Onların önemi ve değeri, onları vazgeçilmez kılmıştır

Mânevî hayatımızın canlılığının devamı da, başta namaz olmak üzere tüm ibâdetlerimizi hakkıyla yerine getirmemize bağlı olacaktır

Sevgili Peygamberimiz (asm) ve yüce sahabeleri, Bedir Savaşının en şiddetli ânında bile namaz kılmayı ihmal etmemişlerdi Canlarını kurtarmayı değil, sonu ölüm de olsa namazı tercih etmişlerdi

Niçin?

Çünkü biliyorlardı ki, canı korumak, canı bağışlayanın elinde

Namaz ise, canı verenin emri Canlar cananının emrini hiçe sayan candan hayır gelir mi? Hem bütün canları elinde tutanın emri hiçe sayılarak o can korunabilir mi?Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî (ks) Hazretleri, en şiddetli hastalık ânında dahi ibâdetlerini ihmal etmemiş, hattâ rahatlaması için ayağının uzatılması üzerine hemen ayağını geri çekmiş, “Rabbime saygısızlık yapamam” demişti

Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Hazretleri, bir Ramazan ayında, çok şiddetli bir hastalık döneminde, beş gün boyunca, neredeyse yeyip içmeden yaşamış, ama namazını ve orucunu asla ihmal etmemişti

Onlar namazı nasıl görüyorlardı ki, onun önünde hiçbir engel tanımadılar? Günümüz Müslümanının eksiği ne ki, en basit bir engelde namazdan kolayca vazgeçiyor?

İşte burada Rabbimize ve Onun Yüce Resulüne (asm) yönelmemiz gerekiyor

Çünkü, namazı bize emreden, öğreten, anlatan onlardır

Namazı biz icat etmedik Durup durduk yerde, “Bizi Yaratanı nasıl hoşnut edebiliriz? Gelin şöyle yatıp kalkalım ve dua edelim” diyerek namazı biz uydurmadık

Namazı Allah emrettiğine göre, namazın önemi konusunda da Ona başvurmamız gerekiyor Yoksa, hem “Müslümanım” deyip, hem de namaz konusunda dilimizle veya fiilimizle akıl yürütemeyiz“Müslüman”, Allah’a teslim olan, her meselede Ona başvuran, Onun rızasını gözeten demek, değil mi?

Oysa namaz konusundaki ihmaller, kusurlar, tembellikler ve öne sürülen bahaneler, “Allah’a teslim olunmadığını” gösteriyor Bu ise, büyük bir çelişkidir, büyük bir hatadır

Bunun için namaz konusunda nefsimizi konuşturmak yerine Allah’ın kitabına, Onun Yüce Resulüne ( asm) ve bu iki kaynaktan beslenen İslâm âlimlerine yönelmek gerekir

Acaba onlar, namazı nasıl görmüşler, nasıl bir önem ve değer vermişler, nasıl anlatmışlar, nasıl kılmışlar?

Bunları öğrenirsek, namaza verdiğimiz önem artar ve namaz hiçbir zaman vazgeçemediğimiz bir eylem olur

Namazı, hayatının en vazgeçilmez bir parçası yapmak isteyen Müslümanın ilk kazanması gereken, “sağlam ve güçlü bir îman”dır

Emirler ve yasaklar; geldikleri makama olan inanç, saygı, güven ve bağlılığın derecesine göre önem ve değer kazanırlar Bir çocuk, kardeşinin emrine kulak asmayabilir Ama babasına itiraz edemez

Eğer bir kimse, “Müslümanım” dediği halde namazını kılmıyor veya ihmaller gösteriyorsa ilk problemi bellidir: Allah’a olan inancı sağlam değildir

Çünkü insan bir ağaç veya bina gibidir Onun kökü ve temeli, îmandır Dalları ve duvarları ise, ibâdetlerdir

Kökü hastalanmış bir ağacı dallarını ilâçlayarak kurtaramadığımız gibi, temelleri sarsılmış bir binayı da odalarını boyayarak tâmir edemeyiz

Bu örneklerde olduğu gibi, namazında ihmali olan bir mü’min de önce îmanını kuvvetlendirmelidir ki, namaza dört elle sarılsın

Her yerde hazır ve nazır olan Allah’ın, her an kendisini görüp gözettiğini çok iyi bilmelidir ki, hareketlerine çekidüzen versin ve namazını hiç bırakmasın

Hepimiz, “Acaba güçlü ve sarsılmaz bir îmana nasıl sahip olabiliriz? Dünyamızı ve âhiretimizi aydınlatacak bu muhteşem gücü nasıl kazanabiliriz?” diye düşünmeliyiz

Kendimizi, bile bile tehlikeye atamayız Namazı ihmal etmenin dünyada ve ahirette bizi uğratacağı acıklı hâli bilmeyerek vurdumduymaz olamayız Böyle bir umursamazlık bize yakışmaz İnsan varlıkların en akıllısı, sonunu en iyi düşüneni ve çıkarını en fazla kollayanı değil mi?

Namaz, kılındığında en fazla sevap kazandıran, ihmal edildiğinde ise en büyük azaba sebep olan bir ibâdet olduğuna göre, her gün namazı düşünmemiz, her gün bir adım daha ilerlememiz gerekmez mi?

Cemil Tokpınar

Alıntı Yaparak Cevapla