08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Derviş Ve Kötü Huylu Sofi
Dervişler bir sofiden şikâyetçi olarak şeyhe geldiler: "Ey yüce şeyh himmet et bizi bu kötü huylu sofinin elinden kurtar," dediler Şeyh:
"Şikâyetiniz nedir?" diye sordu
Dervişler:
"Bu sofinin üç kötü huyu var," diye başlayarak saydılar:
"Söze başladı mı, can gibi susmak bilmez, yemeye başladı mı yirmi kişiden fazla yer, uyudu mu ashab-ı kehf gibi uyur "
Şeyh bunun üzerine sofiye dönerek:
"Her ne yaparsan haddi aşmadan yap, çünkü işlerin hayırlısı orta hallisidir
Arkadaşına pek yüklenme, çok söz söyleme, çokça övme çünkü bu ayrılığa sebep olur, dedi
Derviş sükûnetle şeyhe cevap verdi: "Orta yol hikmetse, orta hâllilik de nasiptir Su deveye göre azdır, fakat fareye göre deniz gibidir
Birinin dört ekmeğe iştahı olur da iki veya üç tane yerse bu orta hâldir Fakat dört ekmek yerse bu orta hâl değildir O adam kaz gibi hırsına esir olmuştur
Birinin de on ekmeğe iştahı olsa da altısını yese bu orta bir yiyiş sayılır
Benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya Biz eşit sayılmayız Sen on rekât namaz kılınca usanırsın, ben beş yüz rekat kılsam usanmam
Birisi Kabe'ye kadar yayan yürür, öbürü mescide varıncaya kadar yürüyünce kendinden geçer
Orta hâili oluş sana göredir Bu önü, sonu olan şeye nispetledir
Bir şeyde evvel ahir olmalı ki ortası tasavvur edilebilsin
Benim halim uyuyormuş gibi yapan adamın haline benzer Gören beni uyuyor, sanır, hâlbuki gözüm uyur gönlüm uyanıktır," dedi
• Bütün halk endişelere vesveselere mahkûmdur O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı kederlidir
• Eğer lokma, kimde ululuk nuru hâline geliyorsa, ne dilerse onu yesin, ona helaldir
|
|
|