Yalnız Mesajı Göster

Ebeveyne (Anne,Baba) İyilik-Kütüb-Ü Sitte

Eski 07-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ebeveyne (Anne,Baba) İyilik-Kütüb-Ü Sitte



2- Mirkat'ta kaydedildiğine göre ölenin yerine oruç tutma meselesinde Ahmed İbnu Hanbel (rahimehullah), ölü üzerindeki Ramazan orucu veya nezir orucu veya kefâret orucu borçları bulunduğu takdirde, velîsinin ona bedel tutabileceğini söylemiştir İmam Mâlik, Şâfiî ve Ebu Hanîfe (rahimehullah) hazeratı bunu caiz görmemişlerdir Ebu Hanîfe'ye göre ölünün velîsi, her bir oruç için bir sa' arpa veya yarım sa' buğday tasadduk etmelidir Keza her bir namaz (veya bir günlük namaz) için de aynı miktar mal tasadduk etmelidir Çoğunluk, bedenî ibadetlerin niyabeten başkası tarafından îfâ edilemiyeceğini söylemiştir Cumhur, acz şartıyla, sâdece hacc farîzasının bir başkası tarafından ifasını câiz görmüştür Acz'den murat kişinin ölmüş olması veya hac yapamayacak derecede hasta olması ve iyileşme ümidinin kesilmesidir, kötürüm bir kimse âcizdir
Bâzı alimler, ölü adına nafile hac yapılabileceğini de söylemişlerdir
ـ13ـ وَعَنْ أسماء بنت أبى بكر رَضِى اللَّهُ عنهما قالت: ]قَدِمَتْ عََلَىَّ أمِى وهى مشركةٌ فاستفتيتُ رسُولَ اللَّهِ # فقلتُ: قدمتْ عَلَىَّ أمى وهىَ رَاغِبَةٌ؛ أفأَصِلُ أمِّى قال نَعمْ: صِلىِ أمَّكِ[ أخرجه الشيخان وأبو داود


13 (165)- Esma Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi (Nasıl davranmam gerekeceği hususunda) Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'den sorarak: "Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?" dedim "Evet" dedi, ona gereken hürmeti göster" Buhârî, Hibe 28, Edeb 8; Müslim, Zekat 50 (1003); Ebu Dâvud, Zekât, 34, (1668);
AÇIKLAMA:
Hadiste zikri geçen, Esma'nın annesi hakkında birçok münâkaşalar var Bizim için hadisin ifade ettiği ahkâm mühimdir Anne ve baba kâfir bile olsa onlara karşı insanî vazîfelerimizi, evladlık alâka ve hürmetini göstermek gerektiği anlaşılmaktadır Hattâ bu hadisten kâfir bile olsa anne ve babaya nafaka vermenin vâcib olduğu hükmü çıkarılmıştır
Kâfir bile olsa anne ve babaya karşı hürmet etmek ve nafaka vermek meselesinin ehemmiyeti şuradan da anlaşılmaktadır ki, yukarıdaki hadis üzerine vahiy gelmiş ve mesele Kur'ân-ı Kerîm'de hükme bağlamıştır: "Sizinle din hususunda muhârebe etmemiş, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış olanlara iyilik, onlara adalet (le muâmele) etmenizden Allah sizi menetmez Çünkü Allah adâlet yapanları sever" (Mümtahine, 8)




Müşrik bile olsa annebabaya hürmet hususunda şu âyet daha açıktır: (Meâlen): "Eğer onlar (ebeveyn) sence ilimde (yeni) olmadık herhangi bir şeyi bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme Onlarla dünyada iyi geçin Bana dönenlerin yoluna uy" (Lokmân, 15)




ـ14ـ وعن ابن عمر رضى اللَّهُ عنهما قال: ] أتَى رجلٌ رسُولَ اللَّهِ # فقال: إنّى أصبتُ ذنباً عظيماً فهلْ لِى من توبةٍ؟ قال: هلْ لكَ منْ أمّ! قال : قال: فهل لكَ من خالةٍ! قال نعم قالَ فَبِرَّهَا[ أخرجه الترمذى وصححهوزاد في أخرى عن البراء بن عازب: الخالةُ بمنزلة ا‘مِّ
14 (166)- İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı?" dedi Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen var mı?" diye sordu Adam: "Hayır yok" dedi "Peki teyzen de mi yok?" dedi Adam: "Hayır, var" deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti" Tirmizî, Birr 6, (1905) Tirmizî el-Berâ'dan kaydettiği diğer bir hadiste şu ziyadeye yer verir: "Teyze anne makamındadır"




AÇIKLAMA:
Hadis, bize birçok hüküm getirmektedir Âlimler, burada "büyük olduğu" belirtilerek itiraf edilen günahın, adam nazarında büyük addedilmiş olmakla birlikte din açısından segâirden (küçük günahlardan) sayılan bir günah olabileceği gibi gerçekten din açısından da "büyük" (kebire) sayılacak bir günah olabileceğini ifade etmişlerdir Her hâl u kârda Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm)'in; günahın ne olduğunu sorup şer'î cezasını verme cihetine gitmeyişi mühim bir husustur Bunun başka örnekleri de var Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bu çeşit sünnetinden, dinimizin pek mühim ahlâkî bir prensibi ortaya çıkmıştır: Gizli kalan günahların itiraf edilmemesi, tevbe edilerek Allah'tan af ve mağfiret dilenmesi
Hadiste görüldüğü üzere, hayırlı işler büyük günahların bile affına vesiledir Hususan sıla-i rahm denen akraba hukukunun yerine getirilmesi, çok daha mühim bir amel olmaktadır Zira insanlar arasındaki içtimaî bağlar bu şekilde kuvvetlenir, yardımlaşma, sevgisaygı hisleri böylece artar


Hadis, ayrıca teyzenin anne yerine geçeceğini de ifade etmektedir Nitekim Tirmizî bu hadisi, "Teyze'ye iyi davranma" babında zikreder Bundan önce kaydedilen hadiste "Teyze anne yerindedir" buyurulur Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) bazı fırsatlarda da amcanın baba yerine geçeceğini belirtmiştir




ـ15ـ وعن أبى أسيد مالك بن ربيعة الساعدى ]أنّ رَجً قال يَا رسُولَ اللَّهِ: هَلْ بَقِىَ مِنْ برِّ أبَوَىَّ شَئٌ أبَرُّهُمَا بهِ بَعْدَ موتِهِمَا[ فقال نعم: الصةُ عليهمَا، واسْتغفَارُ لهُمَا، وإنْفَاذُ عَهْدِهمَا من بعْدِهِمَا، وصِلَةُ الرَّحمِ التى توصلُ إّ بِهِمَا، وَإكْرامُ صَدِيقِهمَا[ أخرجه أبو داود


15 (167)- Ebu Üseyd Mâlik İbnu Rebî'a es-Sâidî (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye sordu Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Evet vardır" dedi ve açıkladı: "Onlara dua, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) taleb etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak" Ebu Dâvud, Edeb 129, (5142); İbnu Mâce, Edeb 2, (3664)




ـ16ـ وعن ابن عمر قال: سمعتُ رَسُولُ اللَّهِ # يقول: ]إنَّ من أبرِّ البرِّ أنْ يَصلَ الرجلُ أهلَ ودِّ أبيهِ بعدَ أن يولَى[ أخرجه مسلم، وأبو داود، والترمذى
16 (168)- İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı işittim, şöyle diyordu: "Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-ı rahimde bulunmasıdır" Müslim, Birr, 11-13 (2552); Tirmizî, Birr, 5 (1904); Ebu Dâvud, Edeb 129, (5143)




AÇIKLAMA:
Âlimlerimiz, babanın sağlığında mendub ve müstehab olan baba dostlarının hatırını almak onlara ikramda bulunmak gibi davranışların, babanın vefatından sonra da devam ettirilmesinin dinimizce müstehab addedildiğine bu ve benzeri rivayetlerden delil çıkarmışlardır
ـ17ـ وعن عمر بن السائب ]أنّهُ بلغهُ أنّ رسُولَ اللَّهِ #:
كَانَ جالِساً فأقبَلَ أبُوهُ من الرضَاعةِ فوَضَعَ لَهُ بعضَ ثَوْبِهِ فقعدَ علَيْهِ، ثمّ أقْبلتْ أمُّهُ من الرِّضَاعَةِ فوَضَعَ لَهَا شِقّ ثوبِهِ من جانبِهِ اŒخرِ فجلستْ عليه، ثمّ أقبل إليهِ أخوهُ من الرضاعةِ فقام رسولُ اللَّهِ # فأجلسهُ بين يديهِ[ أخرجه أبو داود
17 (169)- Ömer İbnu's-Sâib'den rivayet edildiğine göre, şu haber kendisine ulaşmıştır: "Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün otururken süt babası çıkagelir Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hürmeten, onun için, giydiği şeylerden birini serer ve üzerine oturtur Az sonra süt annesi gelir Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) bunun için de elbisenin diğer tarafını serer, kadın üzerine oturur Biraz sonra süt-oğlan kardeşi gelir Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kalkarak onu da önüne oturtur" Ebu Dâvud, Edeb 129, (5145)




AÇIKLAMA:
Bu rivayet Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in süt akrabalarının da sıla-ı rahim'de bulunduğunu göstermektedir Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın süt annesi Halime-i Sa'diyye'dir Müslüman olmuş ve birkaç hadis rivayet etmiştir Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın süt kız kardeşi Şeymâ Bintu'l-Hâris İbni Abdi'l-Uzza'dır Şeymâ da Müslüman olmuştur Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın süt kardeşi Abdullah İbnu'l-Hâris'tir Bir diğer kız süt kardeşi de Üneyse Bintu'l-Hâris'dir Süt babası ise Hâris İbnu Abdi'l-Uzzâ İbnu Rifâ'ati's-Sa'dî'dir Cenab-ı Hakk bunu da hidâyetiyle müşerref kılmıştır, radıyallahu anh




ـ18ـ وعه زيد بن أرقم رضى اللَّه عنه قال: قالَ رَسُولُ اللَّهِ #: ]مَنْ حَجَّ عن أحدِ أبَوَيْهِ أجزأَ ذلكَ عنهُ، وبُشِّرَ رُوحُهُ بذلكَ في السّماءِ، وكُتبَ عنداللَّهِ ولَوْ كَانَ عاقّاً[وفي أخرى: كُتبَ ‘بيهِ بحَجٍّ، وله بسبعٍ أخرجه رزين


18 (170)- Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu haccla onun borcunu ödemiş olur Bu durum semâdaki ruhuna müjdelenir Kişi, anne ve babasına karşı isyankâr (âkk) bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah'ın nezdinde (iyi kullar meyanında) yazılır"
Diğer bir rivayette ise: "Babası için bir hacc, kendisi için yedi hacc yazılır" denmiştir
Bu rivayeti Rezîn tahric etti Bu rivayet Heysemî'nin Mecmau'z-Zevâid'inde, Taberâni'nin Mu'cemu'l-Kebir'inden kaydedilmiştir (3, 282)


Kütüb-ü Sitte


Alıntı Yaparak Cevapla