07-26-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sovyet Partizanları
Direnişin doğası
II Dünya savaşı sırasında Doğu Cephesi savaş esirlerine ve genelde düşmanlara karşı acımasızlığıyla kötü şöhret sahibidir Doğu Cephesinde gerçekleşen partizan faaliyetleri de bu acımasızlığı artıran bir sebep olarak değerlendirilir Partizan direniş faaliyetlerinden olan suikast, bombalama ve altyapının sabote edilmesi işgalci Mihver Devletleri silahlı kuvvetleri tarafından acımasızca bastırılmaya çalışılmıştır Özellikle Naziler yakalanan partizanlara karşı tavizsiz olmuş ve partizanlara destek verdiği iddia edilen yerel halk kitlesel olarak cezalandırılmıştır Öldürülen her Almana karşı 100 Sovyet vatandaşının öldürülmesi uygulaması işgal edilen topraklardaki Sovyet halkını direnişe iten bir etkiye neden olmuştur Sovyet partizanları Almanların eline canlı geçtiğinde kesinlikle öldürülecekleri için ellerine geçen Almanları da infaz etmekteydi Almanlar tarafından toplu idam edilen veya asılan partizanlar Sovyet propagandası tarafından başarıyla kullanılmış ve toplumda geniş yankı yapmıştır İşgalin ilk yıllarında çaresiz halk partizanlara sadece sempatiyle bakarken Stalingrad Muharebesinin ardından partizan saflarına yoğun katılım başlamıştır
Nazizmin ırkçı söylemi[28], Untermenshen ve Lebensraum gibi ideolojik açılımlar sonucu Sovyet topraklarındaki Rus, Ukrayna ve Belarus vatandaşlarını aşağılık bir ırk olarak gören sıradan Alman askeri Batı Cephesinde görülmemiş bir vahşet sergileyecektir [29] Özellikle ele geçirilen partizanlar ve siyasi komiserler konusunda ise kesinlikle taviz verilmemekteydi
Naziler işgal ettikleri topraklarda özellikle yandaş Waffen SS birlikleri kursalar da bu silahlı kuvvetler belirleyici olmayacaktır Nazilerle işbirliği yapan en önemli Sovyet komutan General Andrey Vlasov olmuştur
Sivillerle ilişkiler
Direnişçiler hayatta kalabilmek için yerel halka bağımlıydılar Bu bağımlılık; yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaçların karşılanması açısından yaşamsaldı Partizanların bazı durumlarda kurtarılmış bölgelerde tarımsal üretim gerçekleştirdikleri de görülmüştür Partizanlar, gerilla savaşında vazgeçilmez olan bazı ihtiyaçlarını yerel halktan karşılamaktaydı Ancak zaten işgal altında oldukları için Mihver Devletleri Ordularınca tüm varlıkları yağmalanan yerel halk partizanların ihtiyaçlarının karşılanması konusunda zor durumda kalabiliyordu Bu yüzden özellikle Sovyetler Birliğinin sahiplenilmediği Baltık devletlerinde partizanlarla yerel halk arasında çatışma yaşanıyordu Ayrıca partizanlar sadece işgalcilerle değil onlara yardım eden işbirlikçilerine karşı da savaşmaktaydı
Alman yaptırımları
Alman işgali altındaki bölgelerdeki partizan hareketi savaşın sonucunu doğrudan etkileyen öneme sahip olmuştur Partizanların varlığını bahane eden Nazi işgalciler yerel halka karşı kitlesel katliam uygulamıştır Partizanların varolduğu bölgelerde Alman silahlı kuvvetleri yerel halktan rastgele rehineler almakta ve partizan saldırılarının gerçekleşmesi ihtimalinde idam edilmek üzere tutsak etmekteydi Sadece Belarus’da 345 bin sivil bu şekilde idam edilmiştir Partizanlar sivil halka zarar gelmemesi için yerel halkın yaşamadığı bölgelere yoğunlaşacak ve kurtarılmış bölgelerde tarımsal üretime geçerek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışacaktır
Yahudiler
Naziler tarafından özellikle ortadan kaldırılmaya çalışılan Yahudilere Sovyet partizanları çok yardımcı olamamıştır Savaşmak isteyen genç ve sağlıklı Yahudilerin partizan saflarına katılması teşvik edilirken, Nazilerden kaçan Yahudi kadın, yaşlı ve çocuklar çoğunlukla reddedilmiştir Ancak bazı durumlarda Yahudiler toplu halde silahlı partizanların arasına kaynaşmıştır Bielski partizanları bunun en iyi örneğidir Belarus’daki Navahrudak bölgesinde örgütlenen partizanlar savaşın sonunda 1236 Yahudi sivilin hayatta kalmasını sağlamıştır
Ulusal hareketlerle ilişkiler
Sovyet partizanları ile Sovyetler Birliğinden bağımsızlıklarını isteyen ülke direnişçileri arasında sürekli çelişkiler olmuştur Polonya, Litvanya, Letonya, Estonya, Belarus ve Ukrayna milliyetçilerinin bulunduğu direnişçiler partizanlarla da savaşmıştır Sovyet partizanlarının faaliyetleri bu ülkelerde bugün hala tartışmalı bir konudur Letonya’da eski Sovyet partizanı Vasili Kononov savaş suçu işlediği gerekçesiyle yargılanmıştır
Ukrayna milliyetçileriyle ilişkiler
Ukrayna İsyancı Ordusu[32] 1929 yılında kurulmuş olan Ukrayna Milliyetçileri Örgütünün[33] silahlı kolu olarak 1942 yılında kurulmuştur Ukrayna’nın bağımsızlığını isteyen hareket çeşitli zamanlarda Sovyet partizanları ve NKVD, Naziler ve Polonya direniş örgütü Armia Krajowa ile savaşmıştır İlk başta Naziler ile Sovyet karşıtı bir ittifak yapmak ister Ancak Naziler Ukrayna’nın bağımsızlığından çok Almanya’nın bir sömürgesi olmasını istediği anlaşılınca bu girişim gerçekleşmez Ukrayna İsyancı Ordusu ile Sovyet partizanları geçici bir işbirliği yapmaya kalksa da girişim başarısız olacak ve NKVD hareketi bastırmaya yönelik müdahalelerde bulunacaktır Sovyet egemenliğine karşı Ukrayna bağımsızlık hareketi direnişi 1950’li yıllara kadar sürecektir
Baltık devletleri
Sovyet partizanları Baltık devletlerideki yerel halktan çok sınırlı destek görmüştür Partizanların bu ülkelerdeki Sovyet karşıtı direniş örgütleri ile Ukrayna örneğinde olduğu gibi gerilimli bir ilişkileri olmuştur Ayrıca partizanların yerel halka karşı işlediği iddia edilen savaş suçu kapsamında değerlendirilebilecek olaylara karıştıkları iddia edilmektedir
Partizanların tasfiyesi
Uçsuz bucaksız topraklarda merkezi komutadan bağımsız şekilde hem hayatta kalmaya çalışan hem de savaşan partizan birlikleri faaliyet gösterdikleri topraklar Kızılordu tarafından kurtarılınca NKVD tarafından sorgudan geçiriliyordu [35] Sovyet yönetimi partizanların düzenli ordu birliklerinin içinde eritilmesini tercih etmiş ve bu yönde uygulamalar yapmıştır
Değerlendirme
Partizan faaliyetleri demiryolu ulaşımını kesiltiye uğratmış, istihbarat faaliyetlerinin yapılmasını sağlamış ve ufak çapta saldırılar düzenlemiştir İşgalci Mihver Devletleri silahlı kuvvetlerinin aşırı uzayan iaşe ve ikmal yollarının cephe gerisinden saldırıya uğraması cepheleri etkileyen bir faktör olmuştur Savaşın sonraki dönemlerinde parizan saldırıları Kızılordu harekâtlarıyla eşgüdümlü hale gelmiş, işgal edilen topraklar özgürleştirilince partizanlar düzenli birliklere dahil olmuştur Partizanların sayısı 1941 yılında 90 bin seviyesindeyken 1943 yılına gelindiğinde 550 bin seviyesine çıkmıştır Partizanlar tarafından öldürülen Alman askerlerinin sayısına dair ise Sovyet kaynakları[36] ile Alman kaynakları[37] arasında çelişkiler bulunmaktadır
|
|
|