Yalnız Mesajı Göster

Haşhaşiler - Hasan Sabbah Müritleri

Eski 07-25-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiler - Hasan Sabbah Müritleri



Haşhaşiler Ve Suikastları


Bu kez derviş kılığındaydı fedailer Musul Ulucamii'nde kimsenin kuşkusunu uyandırmadan, bir köşede cuma namazını kılıyorlardı Musul ve Halep'in Türk Emiri El Porsuki de namaz kılanlar arasındaydı Etrafı tepeden tırnağa silahlı adamlarla çevriliydi Ne bir kılıcın, ne de bıçağın delebileceği örme bir zırh giyiyordu Ama bunlar işe yaramadı Derviş kılığındaki fedailer, zehirli bir bıçak ile emirin boğazını kestiler İsteseler camideki panikten yararlanıp kaçabilirlerdi ama buna yeltenmediler bile Sanki namazdan kalkmış gibi sakin, mutlu ve sevinç içinde ölümü karşıladılar Emirin muhafızları onları oracıkta parçaladı


Haşhaşilerin dehşet uyandıran bu cinayeti ne ilk, ne de sondu Örgütün İslam dünyasını altüst eden ilk eylemi 1092'de gerçekleşmişti Hedef, adıyla bile Selçuklu İmparatorluğu'nu simgeleyen 75 yaşındaki vezirdi: Nizamülmülk, yani "devletin düzeni" Yıllardır fedailerin hedef aldığı hiç kimse, onların elinden kurtulmayı başaramamıştı Sultanlar, halifeler, vezirler, emirler, komutanlar bıçak darbeleri altında can vermişti Fedailerin en zor cinayetleri işlemekle kalmayıp, soğukkanlılıkla ölümü beklemeleri, o çağ insanlarının kanını donduruyor, cinayetin yarattığı dehşet duygusunu katbekat artırıyordu Ancak "haşhaş" içenler bunu yapabilir diye düşünülüyordu Onlara Haşhaşi denmesinin nedeni buydu Yapılan bir tür intihar eylemiydi çünkü Bu eylemlerden dolayı da "bütün zamanların en korkunç tarikatı" olarak bilindi Batı dillerindeki "assassin" (katil), "assassination" (suikast) sözcükleri de işte bu Haşhaşilerden kaldı Bu örgütün kurucusu ve büyük üstadı Hasan Sabbah'tı: Hem halifeliğe, hem de o sıralar İran'ın yanı sıra tüm İslam dünyasının hâkimi ve Sünni İslam'ın koruyucusu Selçuklu Türklerine karşı savaş açan bir Şii önderi

Onun düşmanları üzerinde dehşet yaratmak üzere tercih ettiği silah suikasttı Ama suikastı o icat etmemişti Dünyanın tanıdığı, bildiği bir şeydi Eski Mısır'dan Roma'ya, Çin'den Bizans'a pek çok örneği vardı Taht kavgalarının, iktidar çekişmelerinin olduğu her yerde, suikasta da yer vardı



Ne var ki, Hasan'ın kullandığı suikast tarzı, hazırlık, hedef, yöntem ve yarattığı etki bakımından farklıydı Tarihte belki de ilk kez, bir merkezden yönlendirilen bir örgüt, terörü bir dehşet makinesi olarak kullanıyordu Etkinliği, hiyerarşisi ve disiplin anlayışı bakımından, bir tarikattan çok dinsel/siyasal bir örgüttü bu Müritler de derviş ya da derviş adayları değil, profesyonel suikastçı idi ve onlara fedailer (dai: davetçi, misyoner) deniliyordu Eğitim düzeylerine, güvenirliklerine ve cesaretlerine göre çıraktan "üstadı azama" kadar derecelere ayrılmışlardı Her biri, büyük üstat Hasan Sabbah'ın bizzat belirlediği tekniklerle yoğun bir ruhsal ve bedensel eğitimden geçiyordu Gerçekleştirilecek cinayet, hem düşmanları, hem de halk üzerinde dehşet, korku ve hatta hayranlık uyandıracak nitelikte olmalıydı Darbe öldürülecek kişiyle birlikte, onun temsil ettiği değerlere ve halkın duygularına yönelmeliydi O yüzden, hedef belirlenirken, intikam duygusundan daha çok, mitsel tarafı ele alınıyordu Ama bu amaç sadece hedefin niteliğiyle sağlanamazdı, buna uygun yöntem de geliştirilmeliydi Buna göre, fedailer tek tek ya da ikili üçlü gruplar halinde görevlendiriliyor; tüccar, derviş, dilenci kılığına giren bu kişiler cinayetin işleneceği kente gönderiliyordu Eylem gününe kadar, kentte herhangi bir olaya karışmamaya ve kuşku çekmemeye büyük özen gösteren fedailer, kurbanlarını izliyor, yaşadıkları yerleri, alışkanlıklarını belliyor ve büyük bir sabırla eylem anını bekliyorlardı Tüm bu hazırlıklar inanılmaz bir gizlilik içinde yürütülüyordu Ancak, icraatın, hazırlıktaki gizliliğin tersine açıkta, halkın gözü önünde gerçekleştirilmesi gerekiyordu Cinayet yeri genellikle kentin en büyük camisi, tercih edilen gün de cumaydı Sanki suikast yapmıyor, cuma namazı için toplanan kalabalığa asla unutamayacakları bir gösteri sunuyorlardı Hedefteki kişi ne denli korunursa korunsun, bir yolunu bulup üzerine çullanıyor ve bıçak darbeleriyle öldürüyorlardı Bazıları bıçağı bırakıp kalabalığa söylev çekiyor, bazıları da, soğukkanlılıkla muhafızların gelip kendisini parçalamasını bekliyordu

Neden? Çünkü Hasan Sabbah, nasıl keşfetti bilinmez, etkili bir eylemin sadece can almak, bir hasımdan kurtulmak değil, korku ve dehşet yaratmak olduğunu biliyordu O yüzden de onun fedaileri sadece cinayet işlemiyor, aynı zamanda kendilerini de feda ediyorlardı

Alıntı Yaparak Cevapla