Prof. Dr. Sinsi
|
Asarkaya Efsanesi - Ordu
Yıllarca önce bu köyde iki kardeş varmış Bu kardeşlerin kalabalık bir koyun sürüsü mevcutmuş Sürünün çobanları ise iki kardeşin çocukları olan Zedef ile Mehmet imiş İki kardeş koyunlarını köy dışında Gümüşlük denilen mevkide otlatıyorlarmış Bir gün Mehmet:
- Zedef, demiş, ben yorgunum, sen biraz odun yar, akşama ateşimiz bol olsun,
Zedef baltayı alıp, odun yarmağa başlamış
Zedefin odun yarışını seyreden Mehmet, birden heyecana kalkmış
- Zedef, sen erkek değil kızsın  diye bağırmış
Yıllardan beri saklanan sırrın meydana çıktığını gören Zedef'in elindeki balta yere düşmüş  Emmisi oğlu Mehmet'ten ve çok sevdiği sürüden ayrılacağını düşünerek, içi burkulmuş, titreyen sesiyle:
- Artık bir arada bulunmamız imkansız Sana sağlık, bana selamet,
diyerek köyün yolunu tutmuş İki kardeş çocuğu bir daha müşterek bir durumda çobanlık yapamamışlar Ayrılık ikisine de çok ağır gelmiş
Kavalıyla başbaşa kalan Mehmet'in günleri hep üzüntülü geçiyormuş
-Ah, diyormuş Zedef'in odun yararken kız olduğunu anlamasaydım; ondan ayrılmasaydım
Zedef ise, sırtında o güne kadar taşıdığı erkek elbiselerinden sıyrılmış, ev işlerine dalmış
Günün birinde uzak ellerden gelen eşkiyalar sürüyü basmışlar, köpeği öldürüp, Mehmet'in kollarını kayışla bağlıyarak, davarları önlerine katıp, yola koyulmuşlar
Bu halden büyük üzüntü duyan Mehmet, tek kurtuluş ümidini, kavalına bağlamış, eğer haramiler izin verirse, başına gelen felâketi kavalıyla Zedef'e duyurmaya çalışacak Ama bir düşüncesi var:
-Ya Zedef evde bulunmazsa?
Bu düşüncelerle kafası allak, bullak olan Mehmet, köyünün karşısındaki sırta varınca, baskıncılara yalvarır:
- Ağalar, köyümün karşısında son bir ayrılık kavalı çalmama izin verir, ne olur?der Harami başı gözü yaşlı çobana acır:
- Haydi çal der
Mehmet bir kayanı dibine çöker, köyüne döner, kavalını üflemeye başlar
Artık kurtuluş ümidi sadece bundadır
Çoban Mehmet kavalıyla Zedef'e şunları söyler:
Haramiler bizi bastı, Ala köpek kanlar kustu,
Can kayışı kolum kesti, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet 
Dokuz kişi haramiler, bir Mehmet bunlara neyler,
Merhametsiz azgın şerre, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet  
Buralar viran olmasın, yuvayı baykuş almasın
Hasret mahşere kalmasın, Emmim kızı Zedef sana kaldı Medet 
Gül fidanı gölgesinde gergef işlemekte olan Zedef, uzaklardan gelen kaval sesiyle felâket haberini duyunca, dişi kaplan gibi kükremiş:
- Sürü basıldı yetişin       
diye avazı çıktığı kadar haykırmaya başlar, köy ayaklanır Zedef başta olmak üzere, delikanlılar dört nala at koşturup, (Gümüşlü) başında eşkiyaya yetişirler Kanlı bir vuruşmadan sonra, haramileri yakalayıp bir kayadan aşağı atarlar
Bugün o kayanın adı (Asarkaya) diye anılır Köyün ismi de, sürüyü basan haramilerden dolayı (Harami) olarak kalır
|