Yalnız Mesajı Göster

Bilim Ve Yaratılışçılık Kitabına Eleştiriler

Eski 07-16-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilim Ve Yaratılışçılık Kitabına Eleştiriler



Evren ve Evrim: Yazarlarımız her ne kadar evrim canlılığa özel bir deyim gibi gösterilirse de evreni meydana getiren galaksiler, yıldızlar, gezegenler vb cisimlerde gözlemlenen oluşum ve değişimlerde evrim olarak nitelenebilir görüşündedirler

Burada ifade edilmek istenen evrensel evrim pozitif anlamdaki oluşum ve değişimlerdir

Sayın yazarlarımız bu konuda (evrensel evrim konusunda) evrenin genişlediğinden, önceleri evrenin daha yoğun olması gerektiğinden, big bang’den galaksilerin nasıl oluştuğu konusundaki bazı öngörülerden ve kanıtlarından… uzun uzun bahsederler

Konu sonuçta döner dolaşır dünyada yaklaşık 35 milyar yıl önce ilk canlılığın (bakterilerin) görüldüklerini, bu canlıların oluşum süreçlerinin dört milyar yıl öncesine kadar uzanabileceğini ifade ederler

Sayın yazarlarımıza göre ilk canlılar bugün gözlemlediklerimize göre daha basit (ilkel) yapılar da (canlı olarak tanımlanamayacak düzeylerde) olmalıdırlar

Yeri ve zamanı gelmişken yazalım

Canlılığın olmazsa olmazlarından beslenme, üreme ve korunma–savunma-bağışıklık-çevreye uyum sistemleri gibi üç temel özelliği vardır

Bu temel özelliklerden herhangi biri olmaz ise canlılığın oluşumu ve devamlılığı mümkün değildir

Her özellik basite indirgenemez kompleks yapılardır

Sayın yazarlarımız RNA’lardan, DNA’lardan nükleotidlerden, aminoasitlerden, proteinlerden… uzun uzun ve bolca bahsederler ama yazdıkları evrimcilere özel bir şöyle oldu böyle oldu edebiyatının dışına çıkmaz

Nedeni ise en küçük bir kanıt göstermemeleridir

Halbuki bir öngörünün (kendi ifadelerine göre) bilimsel olabilmesi için kanıtlarla desteklenmelidir

Konu döner dolaşır, yaşamın temeli olan yapıtaşlarının (bu yapıtaşları aminoasitler ve proteinler olmalıdır) meteorlarla geldikleri, ilk dönemler de dünyada bolca bulunduğu sonucuna ulaşır

Sayın bilim insanı yazarlarımızın bu konuda yazdıkları aminoasitler ve proteinler konusunda bilgisi olmayanlara iknaya yöneliktir ama konuda az çok bilgisi olanlara önce derin bir şaşkınlığa sonrada büyük bir hayal kırıklığına uğratır

= = =



Bir DNA (solda) ve bir proteinin (sağda) yapısı

Sayın yazarlarımıza göre bu kompleks yapılı oluşumlar rastlantılarla meydana gelivermiştir DNA’lardaki oluşum bilgilerinin nasıl meydana geldiği evrimcilerin ısrarla kaçtıkları bir başka sorudur

= = =

Sayın yazarlarımız öylesine şaşırmışlardır ki ilk canlının Mars gezegeninde oluştuğunu, oradan (meteorlarla) dünyaya geldiğini dahi iddia edebilmektedirler

Mars’ta oluşmuş ilkel bir canlı dünyaya ulaşabilir mi?

Dünya ile Mars arası yaklaşık en milyon kmdir

Saatte KIRK bin km hızla giden bir uzay aracı (bu hız ulaşılabilen en büyük hızdır) Marsla Dünya arasındaki mesafeyi ancak ÜÇ AYA YAKIN yakın bir zamanda kat edebilir

Bu süre içinde ilkel canlımız ÜÇ AY süren yolculuğu sırasında mutlak sıfırın bir kaç derece üzerinde olan ortam sıcaklığından (soğukluğundan), radyasyonlardan, dünya atmosferine girişte oluşan meteorları eritip buharlaştıran sürtünme sonucu oluşan sıcaklıktan vb korunabilir mi?

Marstan kopan bir parça dünyaya doğru yönlenebilir mi? Mars'ın hemen ardında bulunan devasa Jüpiter buna izin verir mi?

Böyle bir iddia da bulunabilmek için aklı, mantığı, bilimi unutmuş bir evrimci-materyalist olmak gerekir

= = =

Gerçekte bu iddianın nedeni ise aminoasitlerin bir özelliğinde gizlidir

Aminoasitler olmadan canlılık oluşamaz ama aynı zamanda aminoasitler oksijen gazının olduğu yerlerde varlıklarını koruyamazlar

İlk canlılığın rastlantılarla oluştuğunu iddia edebilmek için ya ilkel dünyadaki oksijenin varlığını inkar edeceksiniz ya da oksijen olmadığı bir yerde (örneğin Marsta) ilk canlılık oluştu sonra dünyaya geldi iddiasında bulunacaksınız Bunun başka yolu yoktur

Sayın yazarlarımız ikinci yolu denemişlerdir ama o yol da çıkmaz sokaktır

Sayın yazarlarımız bilimin görevi doğal olgular için akla yatkın doğal açıklamalar getirmektir diye yazarlarsa da bu önemli kuralı kendileri de uymazlar

Her evrimci gibi onlarda her şeyi evrime uygun olarak eğip bükmeye, olmazları oldurmaya çalışmışlardır

Bir bakıma ideoloji için bilimi iğfal etmekten çekinmemişlerdir

Devamı var

Alıntı Yaparak Cevapla