Konu
:
Osmanlı'da Standard Anlayışı
Yalnız Mesajı Göster
Osmanlı'da Standard Anlayışı
07-16-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Osmanlı'da Standard Anlayışı
Tarım ve küçük zanaat toplumlarından endüstri ve sınaî toplumlara geçiş şüphesiz bir takım sıkıntıları da beraberinde getirdi
Cemiyet hayatının esasını teşkîl eden “birlik ve beraberlik içinde iş yapma” olarak tavsif ettiğimiz “imece ruhu” sarsıldı ferdî kapitalizm biraz daha ön plana çıktı Diğer taraftan “huzur toplumu”nun istinat noktası olarak içtimâiyâtın taksîm-i â’mâl (sosyolojinin iş bölümü) prensibi materyalist felsefe tarafından suistimâl edildi bir sömürü vasıtası olarak kullanılmak istendi
Fertler mutlak yalnızlığa itildi; bütün iç dinamiklerinden mahrum mefluç bir halde bırakıldı
Ulvî ruhlar pörsüdü temiz vicdanlar kirletildihüşyâr (uyanık) duygular köreltildi “akl-ı selim’ler törpülene törpülene “robot insan” veya “makina insan”a doğru gidildi
Netice itibariyle; “tüketim için daha fazla üretim” hırsı reklâm ve propagandalarla teşvik edilip desteklenirken “ben tok olayım da başkası açlıktan ölsün bana ne?” fâsit düşüncesi cemiyetin her kesiminde şuyû bulmaya başladı
İsraf ekonomisi kabardı şükretme duygusunun yerini kanaatsizlik aldı insanlar lüks eşya-üstelik yabancı marka eşya alma yarışına girdi
Niceleri -hatta nice mütedeyyinler- sırf bir özenti uğruna ailevî geçimsizlikleri daha ileri safhada sıcacık yuvalarının dağılmasını bile göze aldı Onlar dünyayı yani gösterişli peşin ve fâni olanı tercih etti ah niceleri kendilerine yazıklar etti!
Osmanlı'da Standard Anlayışı
“Huzur toplumu”nun ruhunun kemirilmesi ve maşeri vicdanda ilk çözülme “zekât müessesesi”nin kaldırılmasıyla başladı
Dinen yasak olan faizin meşruluk kazandırılıp revaç bulmasıyla da zengin-fakir tabakaları arasında büyük boşluklar meydana geldi
Bu boşlukları; ne prim avans ve sigortalar ne de ulufe kabilinden göstermelik burs ve yardımlar doldurabildi
Holdinglerin acımasızlığı küçük esnafı sildi
Dînî erkân ve erbâb bile mesleklerinin şeref ve itibarını ayaklar altına almak pahasına devlet kapısına ve dilenciliğe muhtaç edildi
Otomatik ve pratik tercihiyle dev makinalar “el emeği göznûru” el san’atlarımızı ve onlarla birlikte bütün zerafetlerimizi aldı-götürdü
Şimdi ortada; korumasız-güvencesiz her geçen gün; aracıların tefecilerin ve simsarların soygun ve hegemonyası altında ezilen; ticaret ahlâkını büsbütün yitirmiş dalavereci tüccarların karşısında da devamlı aldatılan bir tüketici var
Zavallı tüketici!
Şurası da muhakkak ki bugün artık makina çağının birçok avantajlarını kullanmakla beraber belki daha fazlasıyla muhtemel risklerine de katlanmak mecburiyetindeyiz
Ancak ben söz konusu bu riskleri asgariye indirmenin kendi elimizde olduğu inancındayım
Çünkü bin asırlık bir maziye sahip şanlı tarihimizde; bize bugünlerde bile yol gösterebilecek ibretli dersler numune teşkil edici tatbikatlar; yine ecdadımızın çağlar ötesi basiretleriyle çözüme kavuşan nice problemlere dair ince hikmet dolu prensipler ve topyekûn bir cemiyeti ayakta tutan maddî ve manevî rabıtalar yeterince vardır
Sağlıklı bir kriterle üzerine düşüp bugünlerde bir kez daha bunlara atf-ı nazarda bulunup dikkate almak ve dört elle bizi biz yapan inançlarımıza sarılmak her geçen gün biraz daha zaruret arzetmektedir
Uhuvvet ve tesânüd (kardeşlik ve dayanışma) ruhuyla kenetlenmiş dört bir yana ışık saçan bir “huzur toplumu” için
TARİHİMİZDE İLK STANDART KANUNU
“Standart” benzerleri için numune tutulması veya herkes tarafından kabul edilmiş müşterek bir mefhum süreç veya nesne olarak tanımlanabilir
Ticarî hareketliliğin durmaması için fevkalâde şartlar haricinde fiyatlar umumiyetle serbest bırakılırken; malların şekil ve kalitesi hususunda tâ Asr-ı Saadetten günümüze kadar hassasiyetle üzerinde durulmuştur
Hatta kanunî esaslara bile bağlanmıştır
Dünyanın ilk standard kanunu olarak kabul edilen ve 1502 yılında Velî namlı Osmanlı padişahı II
Bayezıt tarafından çıkarılın “Kanunnâme-i İktisâb-ı Bursa” fermanı buna bir delildir
48 maddeden ibaret bu fermanda Bursa’da; yenilip-içilen alınıp-satılan her şeyin standardı belirleniyor ürünlerin hangi maddelerle yapılabileceği nasıl yapılması gerektiği ve elde edilen maddenin maliyeti ve bazı temel malların satış fiyatları tesbit ediliyordu
Meselâ bu fermanın ikinci maddesi ekmeklere üçüncü maddesi alışverişte yapılan usulsüzlüklere dokuzuncu maddesi tatlılara onüçüncü maddesi etlere onbeşinci maddesi de lokantalara dâir idi
Bu fermanda söz-konusu standardizasyona Batı’nın en az 250–300 yıl sonra gittiği gözönünde bulundurulursa fermanın ehemmiyeti biraz daha anlaşılır
Günümüzde ise standardizasyon daha ziyade sanayi toplumunun ihtiyaçları veya müsbet-menfî neticeleri açısından ele alınmakta ve daha değişik bir perspektif kazandırılmış bulunmaktadır
“Doğrudan veya dolaylı olarak tüketicinin korunması dışa açılmada kolaylık sağlıklı bir çevrenin oluşturulması ürün kalitesinin geliştirilmesi ve kaynakların daha etkili kullanılması tasavvur edilen belli-başlı hedeflerdir
İSLÂM TOPLUMUNDA KALİTE KONTROLÜ VE AHİLİK
İslâm hayat nizâmında ticaret bir tarafdan; “yeryüzüne dağılın ve Allah’ın fazlından rızıklarınızı arayınız” (Cum’a: 10) gibi âyetlerle“doğru ve güven duyulan dürüst bir tacir kıyamet gününde sıddıklar ve şehîdler ile beraber haşredilecektir” (Tirmizî Hakim) gibi hadislerle teşvik edilirken diğer taraftan da; “yazıklar olsun o alışverişte hile yapanlara ki onlar insanlar üzerinden kendilerine ölçtükleri zaman tam basarlar (tartarlar) onlara ölçtükleri zaman da eksiltirler” (Mutaffifîn: 1–3) gibi âyetlerle ve “(ticaret) yalan yemin malın sürümünü temin ederse de kazancın bereketini giderir” (Buharı Müslim ibni Mâce) gibi hadislerle de tüketicinin korunması yolunda üretici ve satıcının dizginlenmesi için caydırıcı vicdanî müeyyidelere tâbi kılınmıştır
Bir keresinde
Peygamber Efendimiz (sav); Benû Kaynuka Çarşısını teftiş edip malları kontrol etmiş ancak buğday satan bir tacirin buğday yığınına elini daldırıp iç kısmının biraz rutubetli olduğunu görünce çok üzülmüş “bize hile yapan bizden değildir” (Müslim) buyurmuştur
Hz
Ebû Bekir ve Hz
Ömer (ra) ve daha sonraki devirlerde teftiş ve tebdil-i kıyafette kontrol süregelmiş ancak Osmanlı Devleti’nde bu işlem bir teşkilat ve bu teşkilât içerisinde hususî bir mekanizma halini (konumunu) almıştır
Ahilik ve Fütüvvet müessesesi olarak
XIII
yüzyılda Anadolu’da ortaya çıkan “Ahilik”; İslâm öncesi dönemden başlayarak gelişen Türk esnaflık geleneğinin İslâmiyetin ortaya çıkışından sonra İslâm’ın ahlâk prensipleriyle birleşmesi neticesinde şekillenen bir lonca (esnaf) teşkilâtıdır
Benzer bir mefhum olarak “Fütüvvet” kahramanlık cömertlik ve misafirperverlik gibi hasletleri içine alan tasavvufî veçhesiyle de derinlik kazanmış bir kardeşlik müessesesidir
Daha sonraki devirlerde ise “Ahilik ve Fütüvvet” müşterek yani bir arada mütalâa edilmiştir
Bu esnaf loncalarını kesinlikle; Batı’daki “sınıf toplum” anlayışından doğan sendikalardan veya birer monopol sömürü vasıtası olan kartel ve tröstlerden ayırmak gerekir
Hele Lions Kulüpleri ve Mason localarından tamamıyla farklıdır
Çünkü Ahilik’in temelinde İslâm ahlâkı ve Anadolu-Osmanlı geleneği vardır
Ahilik ve Fütüvvet müesseselerine günümüzün gerçek bir kooperatifçilik örnekleri denilebilir
Osmanlı toplum ruhunun simgesi ve çalışma hayatının temsilcisi olan bu Ahilik teşekkülleri ilgili mesleğe ve san’ata âit bütün işleri yönetir ihtilafları halleder ve esnafla devlet arasındaki ilişkileri düzenlerdi
Tüketici açısından asıl fonksiyonları ise mal ve fiyatların standardizasyonu ve kalite kontrolü idi
Şehirler ve bölgeler itibariyle Ahilerin yönetimindeki meslek birlikleri üyelerinin ürünlerinin kalite kontrolünü yaparlar şikâyetleri dinlerler uygunsuz halleri araştırırlar ve suçlu bulunanlara ceza verirlerdi
Ahilikteki temel prensip belirlenmiş standardlar dışında bozuk mallarla ve yüksek fiyat talepleri ile onların zarara uğramalarına meydan vermemekti
Ahilik teşkilâtı haksız rekabeti önlemektüketiciyi tekelci eğilimlerden korumak için bir teftiş (denetim) mekanizması da geliştirmiştir
Ahilikte ihtikâr ve istifçiliğe karşı caydırıcı ve çok sıkı tedbirler alınmış olup bunu yapanların depolarına baskınlar yapılarak istiflenmiş malların piyasaya çıkarılması temin edildiği gibi narh’ı bozanlar da cezalandırılmıştı
Ayrıca toptancı esnafının perakende mal satmaları da yasaklanmıştı
Yine Ahilikte; müşteriye kaliteli malı gösterip satış anında ona malın kalitesizini vermek hileli yollarla diğer esnafı safdışı bırakıp yüksek fiyatla satmak da yasaklanmıştı
Her malın imalâtında dikkat edilecek esaslar tesbit edilmişti
Meselâ bıçakçıların kılıç imâl edenlerindokumacıların şişe-cam imalâtçılarının belirli malları imâl ederken mamullerin cinsine göre hammaddelerin cinsi gramajı ve üretimde kullanılacak tekniğe kadar pek çok husus bir tüzük halinde belirlenmişti
Hülâsa Osmanlı Devleti’nde kalite kontrolü; ya tebdil kıyafet içerisinde çarşı-pazar teftişi şeklinde ya Kuloğlanları (Eksikçiler) nezâretinde ya da Kethüdalar tarafından yapılırdı
Bu kalite kontrolü esnasında; çürük eksik ve sahte mal îmâl ettiği tesbit edilen ve ikazlara rağmen bunda ısrar eden esnafın pabucu ayağından çıkarılarak iş yerinin damına atılır “pabucu dama atılan” esnaf işyerini kapatmak zorunda kalırdı
Halk arasında “pabucu dama atıldı” deyiminin menşei bu hâdiseye dayanır
Şurası asla unutulmamalıdır ki Osmanlı "tüketicinin korunması"ndan insana değer verilmesi insana değer verilmesinden de onun mânevi değerlerine değer verilmesini anlıyordu
Bu sebepten maneviyat büyüklerine büyük ehemmiyet veriyor esnafa yol gösterip onları eğiten ehl-i turuku bağrına basıp hürmet ediyor ilim adamlarını koruyordu
Osmanlı toplumunda; avamdan havâssınateb'asından Padişahına zaten hemen herkes kendilerini bu ilim ve edep abidelerine muhtaç hisseder çoğu defa onların meclislerinin müdâvimi olurlardı
Böylesine bir toplumda bugünkü anlamda ciddî boyutlarda bir tüketici probleminin olması mümkün değildir
Pek nadir olarak zuhur eden yolsuzluk ve huysuzluklara ancak Rum Ermeni Yahudi gibi yabancı tebâiyetli Müslüman olmayan unsurda rastlanırdı
NETİCE
Evvelâ dikkate değer şu husus gözden kaçırılmamalıdır
Batı kendi problemleri ile bizi mahkûm etmek hattâ çoğu defa faturayı da bize ödetmek istiyor
Bizim medeniyetimizde ve bizim cemiyetimizde zuhûru asla mümkün olmayan kökü inançsızlığa dayanan problemlerle
Ancak günümüzde global bir sistem ve etkileşimin kaçınılmaz olduğu iç içe toplumlar içerisinde iletişim vasıtalarının sınır tanımazlığı ve farklı dünyaları birbirine yaklaştırıp tek bir dünyaya doğru götürme çabaları içerisinde haricî hiçbir problemden etkilenmeden mücerred kalabilmek ve dışa kapalı bir toplum olarak yaşayabilmek hemen hemen hiç mümkün değildir
Bize düşen; ne taraftan olursa olsun kimin hesabına ağır basarsa bassın bütün problemlerin sebep ve neticelerini ilmî metotlarla ve bize ait gayeler istîkametinde tahlil edip gerçekleri olduğu gibi gözler önüne sermek çıkış ve kurtuluş yollarını apaçık göstermek olacaktır
Tabiîkendi din ve kültür dünyamızın mikyasları içerisinde
Kur’an’ın aydınlığında
Bugün endüstrisiz bir ülke ve makinasız bir hayat mümkün değil gibidir
Bu dönüşü olmayan yolda “tüketicinin korunması” problemini de yine kendi kıstaslarımız kendi değer ölçülerimiz ve kendi tarihî mirasımız açısından ele alacak ihmâl ve ihtiraslarımızı bir bir ortaya koyacak; neticede kendimizi İslâm’ın emin ellerinde bulacak O’nun şaşmaz düsturlarına bütün kalbimizle ve bütün cân-u gönlümüzle yeniden bağlanacak Onda dirileceğiz insanlık O’nda hayat bulacaktır
KAYNAKLAR:
1
Standard yıl: 26 sayı: 10 1987 sh: 48
2
Kaynaklar 2/Kış 1984 sh: 26–32
3
Zaman Gazetesi
22
6
1989/19
1
1990/13
2
1990
4
Ank Tüketici Süit
sayı: 91990
sh: 6
5
Türkiye’nin İktisadi ve İçtimai Tarihi M
Akdağ cilt
2 Ankara 1971
sh: 22
6
Milliyet: 11
8
1990
7
Zaman Gzt
19
2
1990/28
11
1989
8
G
G
Arnakis
“Futuwwa traditions in the Ottoman Empires” Journal of NearEastern studies
XII
Oct
1953
p
238
9
Riyâzû’s-Salihîn Cilt: 3
D
İ
B
yay
sh:160-161
10
Standard yıl: 19
sayı: 225
sh: 3
11
Zaman Fehmi Koru 15
10
1988
12
Sadettin Kocatürk Fütüvvet ve Ahilik
XX
Ahilik Bayramı Kongresi Tebliğleri Ank
1985 sh: 17–41
13
Standard yıl:27sy
:321 sh: 10-13 20
14
Ticarette Ahlâkın Esastan
M Emre Zaman Gazetesi
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul