07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ruhun Esareti 4
Ruhun Esareti 4 Öyküsü - Derin Duygular - Mustafa Uslu - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü
Kapının ısrarlı vuruşları, Sulhi Bey ve diğerlerinin konuşmalarını bıçak gibi kesmiş, ortalıkta buz gibi bir hava ağırlığını hissettirmeye başlamıştı Sulhi Bey :
"Arkadaşlar ne oluyor ! bir dakika, kapıya vuranlarda kim? Oğlum kapıya baksana neredesin?"
"Tamam abi ,şimdi açtım "
Yusuf kapıyı açtığında, hiç tanımadığı dört kişiyle karşılaştı
"Buyurun kime baktınız "
Kapının önündeki başı kel, hafif şişman, kırmızı suratlı olan, kendinden emin bir şekilde elindeki kimliği göstererek biz polisiz, dernek yöneticisiyle görüşeceğiz "
" Şey, tamam tamam buyurun içerde Sulhi Bey"
Kapıdaki konuşmaları merak eden Sulhi Bey ve diğerleri de kapıya doğru gelmişlerdi
Yusuf : " Abi polis beyler sizinle görüşmek istiyorlar"
"Hoş geldiniz memur beyler, buyurun ne istemiştiniz?"
" Müsait bir odada yalnız görüşmemiz mümkün mü acaba?"
Sulhi Bey: "Elbette diyerek kendi çalışma odasını gösterdi "
Kapıda konuşan polis: "Ben Komiser Ayhan, bunlarda polis arkadaşlarımız"
"Tekrar hoş geldiniz bende Dernek Başkanı Sulhi Nail"
" Bizlerin burada bulunuş sebebimiz; derneğinizle ilgili bazı ithamlar ve şüpheler var" Sulhi Bey şaşırmış bir ses tonuyla, acıyla karışık gülerek:
"Komiserim, böyle bir şey nasıl olur? Nasıl bir ithammış biraz daha açık konuşabilir misiniz?"
" Dün Banu isminde üniversiteli bir genç kız, intihara teşebbüs etmiş, az kalsın ölüyormuş Ailesi son zamanlarda kızlarının hal ve hareketlerinde, çok fazla değişiklikler olduğunu söylediler Ve günlüklerinde, -özgürlük yuvamızdan bir beyaz güvercin daha uçacak sonsuzluk iklimine- diye notlar bulunmuş "
"Tamamda komiserim, her özgürlük kelimesi illa bizi mi
zan altında bırakacak Derneğimiz, çağdaş bir Türkiye'nin yücelmesi için; gençlerimize burs vererek, kalacak yer temin ederek, onların çağın bilgisiyle yetişmeleri amacıyla var gücümüzle çalışmaktadır"
" Bu, sadece bir şüphe yanlış anlamayın Banu' yu tanıyor musunuz ?"
"Evet tanıyorum bizim buraya ara sıra gelir giderdi Son zamanlar pek görmedim "
"Dernek izin belgeniz ve tüzüğünüzü görebilir miyim "
Sulhi Bey vitrindeki çekmeceyi açarak bir klasör aldı "
"Tabi buyurun" Diyerek uzattı
Komisere evraklara bir göz attıktan sonra: " Teşekkür ederim, arkadaşlar şimdilik işimiz bitti artık gidebiliriz" deyip ayağa kalktılar
Sulhi Bey ve dernektekiler polisleri kapıya kadar uğurladılar Onlar gittikten sonra meraklı gözlerle Sulhi Beye yönelerek:
" Ne oldu Abi?" diye sordular
" Çocuklar, adımlarınızı atarken daha dikkatli olmanız lazım Banu, kendince kurtuluşa ermek istemiş Geride de bizi sıkıntıya sokacak deliller bırakmış Bundan sonra kontrollü hareket edeceğiz "
Hepside çok şaşırmış halde başlarıyla onayladılar
   
Hava çoktan kararmış , Gül hâla uyuyordu Annesi kızının böyle uyumasına bir anlam verememiş Merakını yenmek için ara sıra Gül'ün odasına bakıyordu Eşi gelmek üzereydi Kızını kaldırmaya karar verdi
" Gül ! Kızım kalk artık, vakit çok geç oldu Baban gelecek şimdi "
Gül gözlerini açamıyordu Başındaki ağrı hala devam ediyor, kalkmayı hiç istemiyordu
" Anne, saat kaç oldu? Hala başım ağrıyor, lütfen biraz daha yatayım"
" Olmaz kızım, şimdi baban gelmek üzere, hadi topla kendini, kalk yemek yiyeceğiz "
" Tamam kalkıyorum tamam"
Sena Hanım, akşam yemeğini masaya hazırlarken kapı zili çaldı Kapıyı açtığında eşi: " iyi akşamlar hayatım"
"İyi akşamlar hoş geldin canım"
Ziya Bey koltuğa oturduktan sonra: "Nasılsınız hayatım ? gül nerede?"
" Gül odasında, şimdi geliyor"
"Canım , sana bir mektup geldi Ama kimden geldiği belli değil" Diyerek mektubu eşine uzattı
Eşi, mektubu eline aldı "Kimden acaba?" deyip, merakla mektubu açtı Okurken şaşkınlığı yüzüne yansıyordu
Mustafa Uslu
|
|
|