07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Oğul Baban Gelirse Beni Çağır
Balıkesir’de Ali Şuuri ilkokulu karşısındaki boşlukta eski ayakkabı tamircisi kır,pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp)dede vardı
Bir akşam üstü konu çanakkkeleye gelince ağlamaya başladı ve devam etti
Rahmet babam Hafız Ali Çanakkalede kaldığında anamın karnında yedi aylıkmışım O’nu hiç tanımadım Bir fotoğrafı bile yok
O günler çok zor günlerdi,seferberliğin sıkıntıları,kuvayi milliye zamanı,işgal yılları,kurtuluş yokluk sıkıntı
Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla geçti
Ama anam benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta,her nereye giderse gitsin yanıma gelir ve;
- oğlum ben pazara gidiyorum,baban gelirse beni hemen çağır ha !
-ben teyzenlere gidiyorum,baban gelirse beni hemen çağır ha !
-ben komşulara gidyorum,baban gelirse beni hemen çağır ha !
Anam babamı bekledi durdu büyüdüm dükkan açtım Annem yine bir yere gidişte dükkana gelir gideceği yeri söyler ve;
-baban gelirse beni hemen çağır ha ! diye eklerdi
Aradan yıllar geçti anacığım ihtiyarladı Gene deyneğini kaparak bana gelir ve;
-baban gelirse beni hemen çağır ha !diye tembihlerdi
Günü geldi ağırlaştı ölüm döşeğinde bizimle helalleşti ‘Bana iyi baktınız hakkınız helal edin’dedi Bana döndü ve yavaşca
-baban gelirse ona anam seni hep bekledi de,dedi
Birden irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek ‘Hoşgeldin bey hoşgeldin’ruhunu teslim etti
Yazarı bilinmiyor
Vefa dene şey işte budur
|
|
|