Prof. Dr. Sinsi
|
Fırında Kızarmış Mısralar
Öncelikle ustaca bir ahçı!
1 5 kg kabukları soyulmuş,aynı oranlarda çentilmiş harfler
1 kg aşk
6 kg hasret
500 gr hüzün,kaburga tarafından olmalı
5 litre İstanbul boğazı rüzgarı
YAPILIŞI
********
1 5 kg,kabukları soyulmuş,aynı oranlarda çentilmiş harfler ılık suda kevgirde yıkanarak dinlenmeye bırakılır
Üzerine kapak örtülür
1 kg aşk,6 kg hasret,500 gr hüzün,dern bir tencerede 5 litre istanbul boğazı rüzgarının içinde harmanlanır
Kısık ateşte hafif pembeleşinceye kadar pişirilir
Tercihen kalp şekilli bir fırın tepsisine 1 5 kg dinlenmeye bırakılan harfler dizilir
BU harflerin üzerine de sos olarak hazırlanan karışım azar azar dökülerek ,
hafif yanan(45 derecelik)bir fırında,üzeri nar gibi oluncaya lkadar kızartılır
Fırından çıkarılır Gümüş bir servis tepsisinde servis yapılır
AFİYET OLSUN DOSTLAR
***********************
Aşağıda denenmiş bir örnek
BKZ;
*************************
*************************
Gülümseyişin düşer aklıma,
KIZ KULESİ'nin tam karşımıza düştüğü, o muhteşem İSTANBUL manzarasında,
saat 16 05,
Eylülün bu alaca akşamında,
bir elimde çatalıma sapladığım kalamar,
diğerinde bir kadeh şampanya,
gülümseyişin düşer aklıma 
GÜLÜMSEYİŞİN DÜŞER AKLIMA,
Yenikapı'da feribotun çığlık çığlığa sirenlerini
dağıttığı o puslu zamanda,
hani usulca bana doğru dönerek ,
arayan bakışlarla,
kalabalığın arasında,
el sallamıştın ya,
buruk bir tebessümle,
bakışlarımız nasıl da kenetlenmişti derin ,umarsız bir acıyla,
İşte be güzelim,hep o bakışın var aklımda 
Eminönünde salaş bir balıkçı teknesinin kıyısında,
yerken ekmek arası, yanında da bir duble,ve bol tuzlu ayran,
martılar aç bağırışlar ile yaklaşırlardı ya yanıbaşımıza,
denizci motörlerinin,
yağlı ıslak mazot kokuları karışırdı ya sevdamıza,
İstanbul'dan her ayrılışımda,
geçirirdin ya beni HAREM vapuruna,
gülümseyişin düşer aklıma,
ve hep o günler var bakışlarımda,
ve hep o sesler kulağımda,
yüreğimde saplı bir hançer gibi ,
kanatmada,
zannetme ki unutuldun,
zannetme ki bitti bu hülya,
zannetme ki gömüldün zamana,
sen,
benimlesin hala 
İŞTE BU DOSTLAR,İŞTE BU 
Dip not:
Şiir; insan beyni ruhu ve yüreği ile YAŞADIĞI ZAMAN arasında,
kendiliğinden ortaya çıkıveren dev bir tuval gibidir
Harfler,renk olur palette
Mısralar,resim,
sevdalar da fırça
Dev bir tablo oluverir şiir bittiğinde,
Acaba o tabloda çizilmiş dere var mıdır,ya da çeşme dünyada
Büyük bir ihtimalle yoktur da Çünkü
HAYAL ÜRÜNÜDÜR
K E Ş K E O L S A L A R,diye düşündüğümüz objelerin yansımalarıdır herbiri Bunu da ancak sanat dokuları olanlar anlar
|