Prof. Dr. Sinsi
|
Büyü Dükkanı
Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyeşil tepelerin arasında, kışın bembeyaz bir kar örtüsü ile, baharda rengarenk kır çiçekleri ile kaplanan bir vadi vardı
Ortasından küçük bir ırmağın geçtiği bu vadi 'Büyülü Vadi' olarak anılırdı Ona bu adı veren ise, vadideki ilginç bir dükkan ile, bu dükkanda yaşananlardı
Ünü ülkenin dört bir yanına yayılmış olan dükkanın adı 'Büyü Dükkanı' idi
Her yerde olduğu gibi bu dükkanda da almak istediğiniz şeyin bir bedeli vardı
Bu bedelin ne olacağı, dükkan sahibiyle yaptığınız pazarlık sonucunda ortaya çıkardı Ancak,Büyü Dükkanı'nda maddi bedellerin hiç bir hükmü yoktu
Bazı müşteriler birşeye sahip olmak için ödenebilecek tek bedelin para olabileceği düşüncesiyle,cepleri kabarık gelirlerdi Oysa burada yapılan pazarlıklar, günlük yaşamdakilerden biraz farklı olur ve pek çok müşteriyi şaşırtırdı
Kış mevsiminin bu soğuk gününde epeyce üşümüş,yorgun düşmüş olmalıydı
Kapının önüne gelinceye kadar,gözlerini hiç ayırmadan izledi onu
İyice kulak kabarttı Üç basamakla çıkılan, ahşap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eşlik eden gıcırtıyı duymaktan çok hoşlanırdı
Beklediği kişinin ayak sesleri ikinci basamakta kesildi Müşteri çalmadan, kapıyı açmamayı prensip edinmişti yaşlı adam
Çünkü, hemen herkes o kapının önünde durup, bir kez daha düşünürdü Kapıyı çalmaktan vazgeçip dönenler, az da olsa olmuştu
O gün de aynı şeyi yaptı Sonunda kapı çalındı
'Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkıp geldim buraya  İstediğim şeyi,bir tek sizin dükkanınızda bulabileceğimi söylediler
Karşılığında ne isterseniz vermeye hazırım '
'İstediğiniz şeyin ne olduğunu öğrenebilir miyim ?'
'Bakın, ben elli beş yaşındayım Yani yolun yarısını geçeli çok oldu Söylemeye dilim varmıyor ama yolun sonuna yaklaştım galiba
Bu gerçeğe tahammülüm yok Ben bügüne kadarki hayatımı geri istiyorum
Mümkün mü ?'
'Elbette mümkün Biliyorsunuz, dükkanımda her şey mevcut Ancak tam olarak ne istediğinizi anlayabilmem için, bana geri istediğiniz hayatınızı biraz anlatabilir misiniz?'
Dükkan sahibinin sorduğu soru, müşteriyi iç dünyasına döndürmüştü Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi yaşamına ait olduğunu kabul etmek için kendini zorluyordu Bütün göruntüler, bir kargaşa ve telaş içinde birbirlerine karışarak geçip gittiler ve geride yalnızca ıssız bir hüzün bıraktılar
Hüznünün yüzüne yansımasına engel olamayan müşteri,yaşlı satıcının sorusu karşısında ancak şunları söyleyebildi:
'Geçmiş yaşamımda birçok hata yaptım Bunlar için pişmanlık duyuyorum  
Yanlış kararlar verdim, kayıplara uğradım Zamanı hovardaca harcadım
Bir gün bir de baktım ki, hayat yanımdan geçip gidiyor
Paniğe kapıldım ve bir çare aramaya başladım
Dostlarımla konuşmayı denedim
Beni teselli edip derdimi unutturmaya çalısanlar da oldu, yardım etmeye çalışanlar da
Ama hiçbiri kar etmedi Kendimi çok mutsuz hissediyordum
Derken,bir gün birisi bana sizden ve Büyü Dükkanı'ndan söz etti
Bunu duyar duymaz sanki içimde bir ışık yandı Büyük bir umutla hemen yollara düşüp size geldim Kendimi çok çaresiz hissediyorum Lütfen elli beş yılımı bana geri verin '
'Yani, siz pişmanlık duyduğunuz hayatınızı yeniden yaşamak mı istiyorsunuz?'
'Elbette hayır Söylemek istediğim bu değil Ben yalnızca kaybettiğim yıllarımı geri istiyorum Eğer bir şansım daha olursa aynı hataları tekrarlamayacağım '
'Herhalde bunu çok istiyorsunuz '
'Evet, hem de her şeyimi verecek kadar '
'Peki, benim size vereceğim elli beş yılın karşılığında siz bana ne verebilirsiniz?'
'Ne isterseniz?'
'Sanki bunun için herşeyden vazgeçmeye hazır gibisiniz '
'Hiç kuşkunuz olmasın Şu anda sahip olduğum herşeyden vazgeçebilirim Yeter ki geride bıraktığım yıllarımı bana geri verin '
Yaşlı adam, ellerini sakallarında dolaştırırken, kendini sallanan
koltuğunun devinimlerine bırakmıştı Bir süre düşündü
Müşterisinin, sabırsızlıkla, pazarlığın bitmesini beklediğinden emindi Büyü dükkanına gelen kişiler, genellikle bir an önce istediklerini alıp gitmek için acele ederlerdi Bu nedenle, yaşlı adam,pazarlığın başındaki düşünce yolculuklarında yalnız kalırdı
Şu anda da,sessizliğin yalnızca kendi işine yaradığını biliyordu Koltuğu ile birlikte öne doğru eğilerek müşterisinin gözlerinin içine baktı ve ağır ağır konuşmaya başladı:
'Beyefendi, her ne kadar siz elli beş yıl karşılığında bana herşeyinizi vermeye hazır olsanız da, ben sizden bir tek şey isteyeceğim '
'Dileyin benden ne dilerseniz '
'Belleğinizi '
'Anlamadım?'
'Belleğinizi dedim  Elli beş yılın yaşantısını içinde barındıran belleğinizi istiyorum '
'Ah evet anladım İlginç bir bedel  Kabul ediyorum Tamam alın belleğimi '
'Emin misiniz?'
'Neden olmayayım? Elli beş yıl kazanacağım '
'Belleğinizi, içindeki her şeyle birlikte bu dükkanda bırakıp gideceksiniz
Elli beş yılın tek bir anını hatırlamayacaksınız Buraya neden geldiğinizi bile   '
'Daha iyi ya! Her şeye yeniden başlayacağım Zaten geçmişi hatırlamak istemiyorum ki!'
'O halde, korkarım elli beş yıl sonra buraya tekrar gelirsiniz Tabii o zaman benim yerime,bir başkası size yardımcı olur '
'Hayır hayır  Emin olun ki, şu dakika belleğimi size bırakıp elli beş yılımı geri alacağım ve dükkanınızı, bir daha dönmemek üzere terk edeceğim Ve yine söz veriyorum, şu ana kadar yaptığım hataların hiç birini tekrar etmeyeceğim '
'İsterseniz başka sözler vermeyin Çünkü, az sonra,belleğinizle birlikte bütün hepsini burada bırakıp gideceksiniz '
Yaşlı adamın son sözleri, müşterinin duraklamasına neden olmuştu Bu sözlerin anlamını kavrayabilmek için birkaç saniye düşünmek zorunda kaldı
'Nasıl yani? Buradan çıktığımda hiçbir şey hatırlamayacak mıyım?
Sizinle konuştuklarımızı bile,
öyle mi?'
'Yani hiçbir şeyi mi ? Buraya neden geldiğimi, sizin kim olduğunuzu ve hatta  !'
'Ne yazık ki!'
Yaşlı adam, şu anda pazarlığın sonuna geldiklerini hissediyordu
Karşısında oturan müşterinin yüzünde gördüğü aydınlanma, pazarlık sahnelerinin en hoşlandığı görüntüsüydü Son sözleri müşterisinin söylemesini istediği için bir süre sessiz kaldı ve bekledi
Bu seferki sessizliğin,müşterisinin işine yaradığından emindi Onun aydınlanan yüzünün ortasında parlayan gözbebekleri, yaşlı satıcı için, sessizliğin içinden çıkacak sesli bir coşkunun habercisi gibiydi
Gerçekten de, konuşmaya başlayan müşterisi onu yanıltmadı:
'Sanırım ne demek istediğinizi şimdi anlıyorum Eğer ellibeş yılın bedeli bu ise, pes ediyorum Belleğimden vazgeçemem
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Bir kadının, çok istediği bir tokayı,saçları karşılığında satın almasına  
Çok ilginç bir insansınız Bana,Büyü Dükkanı'ndan almak istediğimden çok farklı bir şeyle çıkacağımı söylemişlerdi de inanmamıştım
Ben, bugüne kadar ki yaşamımı almak için gelmiştim, ancak bugünden sonraki yaşamımı alıp gidiyorum
'Size teşekkür ederim '
'Bir şey değil Güzel bir pazarlıktı Hoşça kalın '
Yaşlı adam, müşterisini gözden kaybolana dek gülümseyerek izlerken,aklından Santayana'nın bir sözü geçiyordu:
'Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar  
|