Konu
:
Bedelli Hata
Yalnız Mesajı Göster
Bedelli Hata
07-10-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Bedelli Hata
Ertan Bey, kulağında ahize hararetli hararetli konuşuyordu
Bir yandan da büklüm büklüm olmuş telefonun kordonunu eliyle düzeltmeye çalışıyordu
Bir an için parmaklarının arasına doladığı kordonla önce olayın sorumlularını ardından da kendini boğup kurtulmayı düşündü
Görüşmesini tamamladıktan sonra iki elini kızgın ütü gezdirilmiş kadar sıcak olan ensesinde birleştirdi
Ardından üzerine terden yapıştığı deri koltuğundan bir hamlede sıyrılarak ayağa kalktı
Dudaklarının arasından dökülen sözcük hep aynıydı
“Allah’ım bittim ben! Sanırım mesleğimden de oldum!”
Tıklanan kapısının sesiyle iç dünyasından gerçek dünyaya zorunlu bir geçiş yapmak zorunda kaldı
- Gel!
İçeri giren sekreteri Filiz’in yüzü kıpkırmızıydı
Ertan Bey’in teninin rengi, sekreterinin gözlerinde ve yüzünde herhangi bir umut ışığı göremeyince bir kat daha koyulaşmıştı
Sözcükler dudaklarının arasında şimşek gibi şakıyordu
- Hala bir haber yok mu? Bu kadar beceriksiz insanı yemin ediyorum size istesem bir araya getiremezdim
Ama ne yapayım
Çalışmak için sizleri özel seçmedim
Geldiğimde karşımdaydınız
Yahu nasıl kaybolur? Hani küçücük bir şey olsa yüreğim gam yemez! Aradığımız koca bir dikdörtgen!
- Maalesef efendim
Sürekli arıyorum
Ama beklediğimiz iyi haber tarafımıza bir türlü ulaşmıyor!
- Gerçi bulunsa ne çare! Rezil olduk olacağımız kadar
Bu bir skandal! Basına yansımaması için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerek! Bir duyulursa işte o zaman hapı susuz yutarız
Kolundaki saate, yarım saat sonra bedeninde patlayacak bir bombaymış gibi dehşetle baktı
Tekrar masanın etrafını dolaştı ve koltuğuna oturdu
Bir türlü gevşetemediği sinirinin hıncını sağa sola çekiştirdiği kravatından alır gibiydi
Ahizeye tam uzanıyordu ki telefon çaldı
Karşıdaki kişi kurumun en yetkilisi olan Gürkan Beydi ve avazı çıktığı kadar bağırıyordu
- Ertan! Nasıl iş yapıyorsunuz böyle! Koordine sıfır! Disiplin ise sıfırın da altında… Kendi içimizde çözebileceğimiz kadar basit değil bu olay! Karşı ülke yetkilisine durumu nasıl izah edeceğiz? “Şey affedersiniz
Küçük bir yanlışlık oldu
Sizin rahmetliyi uçaktan uçağa naklederken bir köşede unutuvermişiz
Bulanların insaniyet namına tarafımıza teslim etmesi rica olunur diye polis radyosuna ilanda bulunduk mu ?” diyeceğiz
Ertan, kısılan sesinin akordunu bir kaç boğaz temizleme hareketiyle sağladıktan sonra titreyen bir sesle cevap verdi
- Şey efendim! Biz gerekli bütün talimatları en ince ayrıntısına kadar ilgili kişilere vermiştik
Üstelik şimdiye kadar pek çok yabancı hastayı turp gibi edip ülkelerine gönderdik
Bunun yanı sıra nadiren de olsa ölenler oldu! Onları da başarı ile yolculadık
Ama böyle bir durum inanın benim de ilk kez başıma geliyor
Yurt dışındaki temsilcimiz uçaktan tabut çıkmayınca şok geçirmiş! Asıl şoku yarım saat sonra cenaze sahipleri yaşayacak
Ne yazık ki bu olay ülkeler arası ilişkilerimizin hazin sonuna mezar olacak!
Gürkan Bey hayretler içerisinde konuşmasını sürdürdü
- Yalnız anlayamıyorum Ertan! Tabut nerede? İçindeki ölü dirilip, kefeniyle bir mağazaya girip baştan aşağı giyinip kuşanıp yeni bir kimlikle insanların arasına mı karıştı? Mübarek yer yarıldı sanki içine girdi
Adam ünlü biri olsa birisi mumyalayıp saklamak için evine götürdü diyeceğim
Ya da çok zengin biri olsa fidye amaçlı diye düşüneceğim
Ama lanet olsun ki e şıkkı yani hiç biri!
Telefon trafiği daha da artarak devam ederken diğer yanda Gafur, toprağa babasını indirmeden önce bir kez daha yüzünü görmek ve öpmek istemişti
Fakat gördüğü manzara karşısında dehşete düşmüştü
Bir oğluna bir de tabutun içindeki yabancıya baktıktan sonra olduğu yerde sıçrayıverdi
- Abo! Bu da kim yahu? Tövbe estağfurullah! Ulan Ziya! Bir işi de doğru dürüst yaptığını göremeyecek miyim? Babam nerede oğlum! Elin ölüsünü kapıp getirmişsin! Boşuna mı demişler “Namazda meyli olmayanın ezanda kulağı olmazmış” diye! Ayıkla pirincin taşını şimdi! Sahi taş deyince aklıma geldi
Mezar taşına ne yazacağız şimdi?
- Baba zaten bütün ölülerin ruhuna fatiha okunmuyor mu? Ben bugüne kadar hiçbir mezarda bedenine fatiha yazıldığını görmedim
Biz okuruz dedeme duamızı, her nerede ise gider ruhuna!
- Ziya! Kapatmazsan şu gevşek çeneni, gördüğün şu açık mezar ya senin ya da benim olacak!
- Baba kızma ama bu garibin cesedini ne yapacağız?
- Gömecek halimiz yok ya oğlum! Sahiplerini bulacağız!
Aysel AKSÜMER
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul