Prof. Dr. Sinsi
|
Kader Emanet Kısmet
Kader Emanet Kısmet Yazısı - İclal Aydın Yazıları - İclal Aydın - Kader Emanet Kısmet Köşe Yazısı
Bundan altı yıl önce  İzmir’de pırlanta işi ile uğraşıyormuş Sıkı bir Sezen Aksu hayranıymış Binlerce sarkı sözü varmış  “Nereden biliyordun ki onların şarkı sözü olduğunu” diye soruyorum “Biliyordum işte ve birini bir gün mutlaka Sezen Aksu okuyacak diye düşünüyordum” diyor gülerek
Ben güzel gülen ve hikâyesini anlatırken gözümün içine bakan insanları severim Kim sevmez diyeceksiniz  Ve üstelik o kadar güzel anlatıyor ki Zeki  O andan itibaren bu ayaküstü bir tanışma sohbeti olmaktan çıkıyor  
“Bir sır vereyim; kız arkadaşım ve ben şiirlerinizi çok severiz” diyor  
Ben de “Bir sır vereyim; Düştüysek Kalkarız, Daha Ölmedik ya  diye yazdığın o şarkı var ya  ” diyorum E, sır olduğu için burada sizinle paylaşamıyorum gerisini  
Zeki’nin gözleri parlıyor Benim anlattıklarımı duyunca
***
O gece Atilla Özdemiroğlu eşi Hepgül için küçük bir doğum günü yemeği organize etmişti Sadece çok yakın aile üyeleri ve beş-altı kişiyi geçmeyen geçmeyen bir yakın arkadaş grubu davetliydi  Zeki’nin adını Hepgül ve Atilla’dan çok duymuştum Her ikisi de yaptığı şarkıları çok beğendikleri bu genç adamın gelecekte daha da parlayacağından çok eminler O gece de aramızdaki en yeni arkadaşımız bu yıl Türkiye’nin en sevilen şarkılarına imza atan Zeki Güner’di
Ferhat Göçer’den çok severek dinlediğimiz “Üzüm”, Yonca Lodi’nin söylediği “Emanet” ve “Düştüysek Kalkarız” bunlardan birkaçı  
Neyse  
Güzel olan sadece Zeki’nin şarkıları değil  Dediğim gibi hikâyesi  
***
Altı yıl önce İzmir Fuarı  Sezen Aksu konseri Zeki bir biçimde kendini göstermeyi başarıyor “Ve bir hikâyem var” diye bağırıyor “Neymiş hikâyen” diye soruyor Sezen Aksu
Zeki şarkılarından bahsediyor hemen “Herkes söz yazıyor bebeğim, kendini farklı mı sanıyorsun” diye bir yanıt alıyor   
Ve hayatını değiştiren bu cümle oluyor  
Zeki o kadar üzülüyor ki bu yanıta sonunda üzüntüsünü ancak bu işte başarıya ulaşırsa yok edebileceğini anlıyor Uzun uğraşlar sonucu Işın Karaca’ya ulaşıyor Bu arada tam üç yıl geçmiş oluyor Bir cuma günü gelir ve Işın’a iki şarkı yapar Pazar günü Işın şarkıları dinler ve çıkarır iki şarkının da telifini masaya koyar Zeki şaşırır Çünkü para hiç beklemediği bir şeydir ve Işın’a bakakalır Işın, “Sen mutsuzsun  Sen İstanbul’a gelmek istiyorsun” der  Ve Zeki Işın’dan aldığı ilk şarkı telifiyle evini tutar Çok sıkıntılar çekeceği, çok bekleyeceği ama asla pes etmeyeceği bir üç yılın başındadır  
***
Işın, Niran Ünsal, Ferhat Göçer, Ziynet Sali  Zeki’nin şarkılarını okumaya devam edecekler  Ve biz onun adını daha çok duyacağız eminim
Gecenin sonunda ayrılırken, “Size bir şey dinleteceğim” dedi  
“Pamuklu Kumaşlar  ” diye bir şarkı  Kendi sesiyle kaydettiği CD’yi bana hediye etti Ben günlerdir bu şarkıyı dinliyorum  Zeki de ben de Hepgül de bu şarkının kimi beklediğini biliyoruz  Yine de kısmet denir bilirsiniz  
Gelin ata binmiş “ya nasip” demiş  
*****
Bir kızım daha var benim!
Merve benim Twitter’dan arkadaşım Daha doğrusu anlaştık, arada bir annelik taslıyorum ona  Orada tanıyıp sevdiğim şahane blog yazarlarından biri Merve Siranlı  Bir gün çok duyacağız adını  Şu anda burada okuduğum ilk metnini yayınlamayı çok isterdim ama o yeni çıkacak bir kitaba hazırlandığı için mümkün olamıyor  Ama bir başkasını paylaşabilirm sanıyorum  Onun bundan haberi yok  Ve ben bu yazıyı yazdığım kasvetli pazar gününde iki genç insanı mutlu etmek istedim  Biri Zeki, biri Merve  İşte Merve’nin yazısı:
ANNE
Çığlıklar duyuyorum, tarifsiz, derinden ve bir o kadar da can acıtan  
İnsan bazı anlar yaşar dakikası dakikasına, hatta saniyesi saniyesine unutmaz o anları, her gün hatırlar; bu anlar ile güne başlar, bu anlar ile günü bitirir  
Gözlerimi açtığımda o gün bu anlardan birini yaşayacağımı bilmiyordum, işime doğru yola koyuldum biraz keyfim yoktu, sevgilimden sebepsiz bir neden ile yeni ayrılmıştım, Sezen Aksu’dan geri dön şarkısını dinleyerek 1 Hafta böyle boş boş geçirdim O gün farklı olmasını çok istiyordum, bir an önce eski neşeme kavuşmayı diledim Gün boyu yüzümdeki “Pollyanna Gülümsemesi” ile gezmeyi denedim
Akşam oldu, evime gitmek için can atıyordum Birkaç yere uğradım, içimde tarifi olmayan bir huzursuzluk çöktü, nefes almak belki ilk kez bu kadar zor gelmişti  
İçimi acıtan ve bundan sonrada acıtmaya devam edecek çığlıklar duyuyordum, merdivenleri kaçar kaçar çıktığımın bile farkında değildim Bir şeyler vardı ama ben ona ulaşamıyordum Sadece duyduğum çığlıklar yönlendiriyordu beni, evimin bulunduğu kata geldim ve bir çocuğun görebileceği en kötü manzarayı gördüm Annem yerde hareketsiz şekilde yatıyordu, inanmak istemedim, ölemezdi benim annem, ölmemeliydi  
Böyle başladı annesizliğimin ilk dakikaları, rüya ile gerçeğin birbirine karıştığı anlardan biriydi  
Annesini kaybetmek en ağır yükmüş her çocuk için, 15 temmuz annem ile uyandığım güne aynı günün akşamı annemsiz sonlandırdım  
Bir çocuk annesinin gözüne hep çocuk derdi annem, hiç büyümemiştim onun gözünde, karşı çıkardım çoğu zaman ona  
Hangimiz çıkmamışızdır ki?
En zoru veda etmekmiş  
7 yıl önce bugün kaybettim annemi yarımdan fazlamı kaybettiğim gündü bugün  
Bir çocuk için annesizlik;
Hüzünle yaşamayı öğrenmekmiş,
Anne kucağının ısıttığı bedeni güneş ışığıyla bile ısıtamamakmış,
Anne sevgisini hiçbir sevgi ile dolduramamakmış,
Kalabalığın içinde bile kendini yalnız hissetmekmiş,
Anne kokusunun yerini hiçbir kokunun tutamamasıymış,
Onun senin için akıttığı her damla gözyaşının bedeli ödeyememekmiş,
Anne yemeği dışında hiçbir yemekten tat alamamakmış,
Kapanmayan derin yaralarla yaşamayı öğrenmekmiş,
Bir tarafının eksik olmasıymış,
Zor anında yaslanabileceğin bir omuz bulamamakmış,
Aşık olduğunda, seni içtenlikle dinleyebilecek birinin olmamasıymış,
Kötülükler karşısında sana sahip çıkacak birini bulamamakmış
Kanadı kırık bir kuş gibi yaşamakmış,
Hasta olduğunda içine sevgi katarak yapılan çorbayı içememekmiş,
Sabahları seni yolcu edenin, akşamları seni karşılayanın olmamasıymış,
Mutluluğunu ve hüznünü paylaşamamakmış,
İçinde yaşanan fırtınaları insanlardan gizlemekmiş,
Ve en önemlisi kaç yaşında olursan ol artık yetişkin olmayı öğrenmekmiş   
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen alışamıyor insan annesizliğe  
Bugün bunları yazmak geldi içimden, kelimeleri birbirine bağlayamıyorum, her şey eksik ve bir o kadar da anlamsız  
Anlatamıyormuş zaten insan yaşadığı acıları harfi harfine, söylemek istedikleri ise düğüm olup kalıyormuş boğazında  
7 yıldır cümlelerin anlamını yitirmiş şekilde yaşıyorum
İclal Aydın
|