07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fobi Değil Bunun Adı
Fobi Değil Bunun Adı Yazısı - Fobi Değil Bunun Adı İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Apartmanın kapısındaydım ve otomata kadar gitmem gereken o dört adımlık mesafeyi bir türlü alamıyordum
Çünkü korkuyordum
Karanlıktan, birinin aniden karşıma çıkıp baltayla beni kovalamasından, cinlerden ve bir sürü şeyden korkuyordum
Anlatılanlarda ve izlediğim filmlerde genellikle apartman
kapısında yakalıyordu öcüler kurbanlarını
Hafızama böyle kaydedilmişti işte
Sonra geceleri yatakta yemek yemekten korkardım “Uykudayken gelip korkuturlar” demişti birisi Aynı gece kâbus görmüş olmalıyım ki, yatakta bir şey yemekten ödüm patladı uzun zaman  
Geceleri aynaya bakmaktan ve ıslık çalmaktan da korktum “Şeytan işidir” demişti bir komşu teyze
Kara kedilerin uğursuzluğuna, kırık aynanın felâketine, merdiven altının lanetine inandım
“Annenle babanın imam nikâhı yoksa cehennemde yanarsın” demişti biri bir gün
O gün işten dönmelerini dört gözle bekledim annemle babamın Neyse ki rahatlattılar beni, kimse cehheneme gitmeyecekti, en azından şimdilik  
Sonra bir gün  
Bütün bu korkuların ne kadar boş olduğunu düşünüp korkularımın üzerine gitmeye başladım
Karanlığı deldim Şükür, baltalı bir sapık ya da ayağı ters dönmüş bir cin çıkmadı karşıma Kara bir kedim oldu bahçede, merdiven altında bir odam oldu ve
geceleri aynaya bakarak hem sivilce sıktım hem ıslık çaldım, bir şeycikler olmadı
Gece yatakta yemek de yedim ama sırtım açıkta kalmadıkça
kâbus görmedim  
Bunlar “öğretilmiş korkular”dı
Tam onlardan kurtulmuştum ki kendim korku geliştirmeyi öğrendim Mesela; büyürken “eller ne der” endişesiyle, “uslu ol, kurallara uy, yoksa yanarsın” iç sesiyle yaşamayı  
Biraz daha zaman geçti ve düşünmenin bedelinin ağır olduğunu öğrendim
Âşık olmak da öyleydi Yaşamak başlı başına bir cesaret işiydi Karşılığında ödeyeceklerin zor ve ağır şeylerdi
Korkmuyorsan, göze alabiliyorsan girerdin işin içine
Biraz daha zaman geçti  
Gazete okudukça, haber izledikçe, öğrendikçe yeni korkular geliştirdim:
Ya seçimi kazanırlarsa ya yine darbe olursa ya dolar yükselirse ya enflasyon fırlarsa ya yine kriz olursa ya dünya daha hızlı ısınırsa ya Türkiye söylendiğinden daha önce çöl olursa ya Amerika daha da abartırsa ya kapının önünde bomba patlarsa ya şimdi yine deprem olursa ya  
Bunları bir yana koymalıydım
Korkunun ecele faydası yoktu
Ben dirençli olmalıydım Bütün bunlara karşı mangal gibi bir yüreğim olmalıydı Yaşadığım her dakikanın farkında olmalıydım Farkında, kararlı, cesur ve umutlu  
Ve sonradan geliştirilmiş korkularımı terbiye etmiştim Ama dipsiz bir kuyu olan zaman ani çıkışları seviyordu  
Zamanla yaralar kapanıyor, kederler unutuluyor, merdivenler tırmanılıyor ve açılan kapılardan içeri giriliyordu
O kapıların arkasında yeni korkuların sebebi kavramlar ve insanlar duruyordu
Mesela adına “başarı” denilen o büyük ve ağır yükün yanındakiler ve sürükledikleri, ömrüm boyunca karşılaştıklarımın hiçbirine benzemiyordu
Şimdi bu şeytanlarla karşı karşıya kaldığım anlarda
düşünüyorum  
“Değer mi?”
Kan dökmeye, umursamaya, ilgilenmeye, didinmeye, zalimleşmeye değer mi?
Değmiyor  
İçimde bir cesur yaramaz çocuk avazı çıktığı kadar bağırıyor: Hadi gelsenize, oynayalım
İclal Aydın
|
|
|