Prof. Dr. Sinsi
|
Peronda Ayak Sesleri
Peronda Ayak Sesleri Hikaye - Hikaye Örneği - Yaşamdan Hikayeler - Yalnızlık Hikayesi
Peronda Ayak Sesleri
Ertunç Barın
    Trenin hareket etmekte olduğunu işte o zaman gördü adam Nasıl da duymamıştı lokomotifin havayı yırtan düdük sesini! “Bu trenin bir dönüşü olmalı, mutlak olmalı!” diye haykırdı Artık koşuyordu da “Nerede? Ne zaman?” Kız bir şey söyledi Tren hızlandı Kız duyuramadı sesini Tren uzaklaştı     
:EFA:
Haber başlıklarına şöyle bir göz atması yetmişti Kararıverdi adamın içi
“Tutukluluk süreleri cezaya dönüştü ”
Tam elini uzatıyordu ki bir başka el alıverdi gazeteyi İnce, zarif bir el… Döndü Işıltılı bir yüzle karşı karşıya kaldı Tanır gibi oldu yirmili yaşlarda, uzun sarı saçlı, ince yapılı, yeşil mantolu kızı Oysa onu ilk görüyordu Güldü Beceriksizce güldü Hafifçe yana çekildi
“Buyurun…” dedi
Titrekti sesi
“Kusura bakmayın, trenim kalkacak da,” dedi kız; kasaya yöneldi Bir ara, parayı verirken, esmer tenli, biçimli yüzlü adama baktı
Adam, gazetelerin önünde öylece duruyordu Etkilenmişti Böylesi durumlarda bir çeşit soylulukla kaçırdığı bakışlarını bu kez denetleyemiyordu Hatta bir an, çok kısa bir an, konuştu, bir şeyler söyledi bakışları
Yanından geçerken,
“Teşekkür ederim,” dedi kız, gülümsedi
Adam,
“Rica ederim,” derken, kız, yumuşak adımlarla çoktan kapıya varmıştı
Adımlar!
Birden irkildi adam
“Bu sesleri tanıyorum ben!” dedi “Aynı ayak sesleri… O bildik adımlar…”
Hep içinde duyardı bu sesleri
İçinin derinliklerinde yürürdü adımlar sanki
Hafifçe basardılar İncitmekten korkan, ağırlığını duyurmayan, buna karşın, belki de asıl bu yüzden, belirgin bir duyarlılığı yansıtan bir ses vardı bu adımlarda Yadsıması, ilgisiz kalması mümkün değildi Binlerce adım arasından seçebilirdi bile
İlle de geceleri ve çıplak gelirdi adımlar
Ve tüy gibi yumuşak
Yatağında yalnızlık büyütürken,
“Buralarda geziniyor, yakınımda…” derdi, öyle olsun isterdi “Bir gün karşılaşacağız ve ben buna hazırlıklı olacağım Hoyrat, aceleci adımlarla gelen düş kırıklıkları yaşamak istemiyorum artık Duruldum; beklemeyi, kaderi zorlamamayı öğrendim Bir gün, hiç umulmadık bir anda…”
Birden elindeki gazeteyi bıraktı
“O gün, bugündür,” dedi Yüzü aydınlandı “Ya da… ya da yoktur öyle bir gün!”
Hızla kapıya yöneldi
Gözleri peronları taradı
Göremedi, bulamadı kızı İstasyon kalabalıktı
Gözlerini yumdu Sıkı sıkı yumdu
Ayak seslerini işte yeniden duyuyordu Sese doğru yürüdü Geniş adımlarla yürüdü Oraya buraya çarptı; koşuşan, mendil sallayan, kucaklaşan insanlara çarptı, yürüdü
Ayak sesleri kesildi sonunda
“Şimdi oturuyor olmalı,” dedi, gözlerini açtı
Genç kız karşısındaydı
Hemen önündeki trende, pencere kenarına oturmuş, sevgi uyandıran gözlerle dışarıya, kendisine bakıyordu
İçi ısındı
“Ancak o böyle bakabilir,” dedi, coşkuyla “Bu, o!”
Cama yaklaştı
Kız, pencereyi açıp,
“Gazetenizi almamışsınız,” dedi, yine aynı gülümsemeyle
Adam gözlerini kızdan ayıramıyordu
“Sizinkini okurum,” derken mutluluktan uçtu Tanrım, bu kız hep gülmeli!
“Korkarım bu gerçekleşemeyecek,” diye yanıtladı kız “Trenim kalkıyor ”
Trenin hareket etmekte olduğunu işte o zaman gördü adam Nasıl da duymamıştı lokomotifin havayı yırtan düdük sesini!
“Bu trenin bir dönüşü olmalı, mutlak olmalı!” diye haykırdı Artık koşuyordu da
“Nerede? Ne zaman?”
Kız bir şey söyledi
Tren hızlandı
Kız duyuramadı sesini
Tren uzaklaştı
Adam, bir süre, uzun bir süre, zamansızlığı yaşadı
Günlerce istasyona gelip kızın dönüşünü bekledi
Yanılmadı
Bir gün kızla birlikte döndü tren
Yaklaştıklarında,
“Geleceğinizi biliyordum Kolay olmadı bugüne ulaşmak Niçin geciktiniz?” diye sordu adam, örtülü bir sitemle
“Hemen gelemezdim,” diye açıkladı kız “İnsanları tanıştıran, yaklaştıran hep bir neden olur O nedeni anlamak için bekledim ”
“Ben de…” diyebildi adam “Ben de bekledim ”
“İnanın gelmeyi çok istedim,” diye devam etti kız Yutkundu “Bakın gazeteyi de yanımda getirdim Zaten okuyamamıştım Bakışlarınızı beraberimde götürmüşüm meğer Her açışımda sayfalarında gezindiniz ”
Adam, hafif fakat kararlı bir sesle,
“Birlikte gezinelim,” dedi, elini uzattı
“Birlikte…” diye karşıladı kız; kendini uzatılan ele güvenle bıraktı
İstasyonu terk ederlerken adımlarının sesleri kentin gürültüsüne karıştı Ancak bu, birbirlerinin yürek çarpıntılarını duymalarına engel değildi
Sonraları da olmadı, hiç olmadı
|