07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Gölge
Bir Gölge Yazısı - Bir Gölge İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Sevgili arkadaşım Yasemin Göksu ile sohbet ediyorduk evvelsi akşam Kız kardeşim de bendeydi Oradan buradan konuşurken, “O kadar olmadı yahu” dedim  Çünkü daha dün gibi duruyordu aklımda anlattıkları şey Sonra bir hesap ettik ki “Vayyyyy   ” 15 sene olmuş biz Yasemin’le tanışalı  Anlatılanlar, anlatılana konu olanlar çoktan geçip gitmiş  
“Dünya bir gölgelik demiş ya” dedi Yasemin içini çekerek  
***
Bugün Gençlik Bayramı, eski yazılarıma biz göz atayım dedim  Zamanın hızına bir kez daha inanamadım Beş yıl önce şöyle bir yazı kaleme almışım mesela bakın:
Çok zaman oldu, diyor arkadaşım, “unuttum ben artık flört mlört etmeyi  “
Bir kulağımla onu bekliyor, bir yandan da elimdeki genç kızlar için hazırlanmış çok renkli dergiyi karışıtırıyorum Rastgele bir sayfa çeviriyorum Başlığı önce şuursuzca, sonra şaşkınlıkla, sonra içim cız ederek okuyorum  
“Annelerimizin Grease müzikali vardı bizim de High School musicalimiz var!“
Ne demek “annelerimizin?“
“Ne diyor bunlar yaaa” diyorum kızgınlıkla arkadaşıma elimdeki derginin sayfasını göstererek
“Kabul edemeyeceksin di mi” diyor arkadaşım “Yaşlanmayacağını sanıyorsun sen  ”
(Oysa bugün Hihgschool Musical artık démodé oldu Oyuncuları olgunluk dönemlerine geçtiler neredeyse Şimdi Glee var!!)
***
(Yazıya şöyle devam etmişim
Kahvaltıda anneme bakıyorum
Son zamanlarda giderek daha çok ona benzemeye başladığımı söylüyorlar Annem bir dut ağacının tepesindeydi Nefis bir yazdı, hatırlıyorum Babam bir dalda annem başka bir dalda meyve topluyordu Bense aşağıda şaşkınlık ve hayranlıkla ikisini izliyordum Nereden aklıma geldi bilinmez “Anne kaç yaşındasın sen” diye sormuştum “Yirmi altıııı” demişti Babam diğer daldan itiraz etmişti “hayır hayır, yirmi yediiii  ”
Ben altı yaşımdaydım, kardeşimse bir yaşında  
Ben kızımın bugünkü halinden biraz büyük, annemse benim bugünkü yaşımdan haylice küçükmüş o gün  Ağaç dallarında meyve toplayan bir kız çocuğuymuş işte  Üstelik iki çocuk annesi  
***
Kahvaltı sonrası kısıtlı zamanım içinde kahvelerimizi içerken “İnce Saz” dinleyelim diye geçiyor aklımdan  “Mazi Kalbimde Bir Yaradır”ı seçiyorum Annem hiçbir zaman ojesiz görmediğim elleriyle fincanı tutarken, inci kolyesini düzeltirken, karşısına geçip onu seyrediyorum
Tanrım nasıl da büyüdük beraber  
Genç ve çok güzel bir kadın olarak bürokratik kurallarla çevrili iş hayatı ve zor siyasi yaşamının içinde iki kız çocuğunu tek başına büyütürken neler görmüş geçirmiş olmalı  Ne kadar otoriterdi, ne kadar sertti, ne kadar uzlaşılmaz, zor beğenir ve katıydı  
Karşımdaki sonsuz sabırlı sarışın anneanneye bakıyorum, bakıyorum ve değişimlerimize inanamıyorum “Aynada göz altımdaki ilk çizgiyi gördüğümde çok şaşırmıştım” diyor annem, “Hiç yaşlanmayacağımı sanırdım Bu yaşlılar hep vardır diye kabul edermişim meğer  ”
***
Sanki zaman hız kazanıyor Sanki giderek daralan bir odaya tıkılıyoruz  Birbirimizden doğuyor, birbirimize dönüşüyoruz  Eksiliyor muyuz, artıyor muyuz daha aklım ermiyor  Annem adeta hâlâ bir küçük evlat ve annesinden ilgi bekliyor Ben annemin bana ilgisinden memnun, kızım beni annemden kıskanırken, 2007’yi dört kuşak uğurluyoruz  
Kızlar annelerine, seneler birbirine benziyor giderek  
Ve bir yerde anneler de mektep yıllarından bir sayfa çıkarıp “ben de gönül çektim eskiden” diyen bir şarkıyla 17 yaşına dönüyor  Vakit geçiyor  
(2012’nin yarısına geldik neredeyse  Bu ne hız zaman, başım dönüyor diyesim var  Kızıma sorsak saatler ilerlemiyor belki de onun için  Oysa Yasemin haklı, dünya bir gölgelik  )
İclal Aydın
|
|
|