Prof. Dr. Sinsi
|
Sevmek Ölmekle Başlar - A. Rahim Balcıoğlu
Eğer ben sevgiden yana meselesiz olsaydım  Göğsümü gere gere sevseydim sevebilseydim sevilecek ne varsa ve sevildiğimi hissetseydim 
Eğer ben inansaydım üstünde yaşadığım toprakların ve birlikte yaşadığım milyonların yarınlarının güzel olacağına gazetelere bakarak 
Güvenseydim bizi yarınlara ***ürenlere 
Ve tekrar söylüyorum    
SEVMEK ÖLMEKLE BAŞLAR
Sevmek ölmekle başlar ne demek? Bence, sevmek yaşamakla başlar 
Sevmek de, sevilmek de güzel  Ama bence sevdiğim şey uğruna ölmek daha da güzel 
Hele uğruna öleceğin şey vatan ise, bayrak ise; dil ise, din ise 
Ama, bu uğurda, umuda sarılmadan, boş ve olmayacak hayallere kapılmadan 
Çünkü, umut; kurşuna dizilecek yegâne ve tek düşman 
MURAT BAŞARAN, "bin ümidi bir def'ada katlettim" diyor
Zaman öğüten acımasız bir değirmen 
BAŞARAN, İstanbul yaşında bir İstanbul delisi  Fatih'in yaşayan rûhu 
O, sonsuzca uzayan, kıvrılan, dönen İstanbul'dan kurtulmak istese de, deli divanesi olduğu İstanbul, onun ruhunu bir ahtapot gibi sarmıştır 
Zira İstanbul; karışık, bulaşık, dolaşık bir şehirdir Akıllı sevmez bu şehri 
Bu şehir esrarlıdır Onun içindir ki, bu şehri seven, deli değil, zır delidir 
Ne var ki, BAŞARAN; bu şehirde kendini, özünü, yani unutamadığı şeyleri; iman, inanç, geçmişe bağlılık gibi mânevî değerlerini aramakta 
Göklere uzanan kalem minareleri, pırıl pırıl câmileri, kubbeleri, şadırvanları, camilerde kaybolmuş müminleri, bozulmuş safları, tek dilek, tek yürek olanları 
Oysa MURAT'ın delisi olduğu o eski İstanbul'un caddelerinde, sokaklarında iç içe yoğun ve şuursuz kalabalıklar içinde yapayalnız, tek başına bir gençtir Murat 
O Murat ki, Söğüt'te yeşeren fidanın dünyanın altında kaybolan kökünü aramakta 
BAŞARAN, günde dünü ararken Yûnus'un diliyle söylemekte, Mevlâna'nın gönlüyle yanmakta, geçmişe koşmakta 
Nedim'dir O, hayâlinde İstanbul bir peri sûret 
Veysel Karâni'dir O, İstanbul adlı ateşten çöllere düşmüş, iki cihan güneşine yürümekte 
O, yankısından kaçan bir çocuktur kendi sesinin 
MURAT BAŞARAN'ın "Sevmek Ölmekle Başlar" adlı denemeleri şiir değil ama, nesiri aşan bir güzellikte 
Başaran, üç kıt'a, yedi denize hükmeden cihangir atalarını arar Hayâli gerçeğini aşar 
Yanmış sönmüş, rüzgâr küllerini savurmuş 
Gerçekleri yalan olmuş ise de, Murat, bu acı sonu kabûl etmiyor 
O, terkedilmişlik, yalnızlık, korkular, ürperişler, hayıflanmalar içinde cinneti yaşamaktadır 
Herşeye rağmen, Başaran'ın yolları Hak yola çıkmakta, yeniden İslâm'a dönmekte ve yeniden Allah'a yönelmekte 
Başaran yangınlı çöllerde rahmet bekler 
Yağmur çiseler ama O, özlediği, beklediği bu yağmur zerreciklerinden boğulur gibidir 
Zira O, özüyle, ruhuyla düştüğü bu yangınlı yollarda yalnız olduğunu, bir umudun peşinde koştuğunu anlamakta gecikmez 
Başaran geçmişle gelecek arasında işleyen bir zaman saatinin iki yana sallanan bir sarkaç olduğunun bilincindedir 
O, mücerred bir dünyadan seslenir 
O, ışıklı doruklardan yuvarlanan, karanlık dehlizlerde kaybolan, balçığa gömülen murassa yüzüğünü aramaktadır 
O'nun murassa yüzüğü ise; YAVUZ'dur, FATİH'dir 
O, geçmiş zamanın mânevî motifleri, O geçmişten kulakta kalan bir kös sesidir 
O, dünden yarına vuran bir okyanus dalgasıdır 
Murat Başaran, "Sevmek Ölmekle Başlar" adlı denemeleriyle şimdilik yatağını arayan bir su gibi 
O, toprağa atılan bir İslâm çekirdeğinin çatlamaya duruşudur 
A Rahim Balcıoğlu
SEVMEK ÖLMEKLE BAŞLAR
okudum bunu cok guzel tavsiyede ederim
SEVMEK ÖLMEKLE BAŞLAR dogru sevdik ve öldük                 
|