Konu
:
Medine Antlaşması
Yalnız Mesajı Göster
Medine Antlaşması
06-24-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Medine Antlaşması
Yeni gelinen hicret yurdunda problemler teker teker ele alınıyor ve birer birer çözüme kavuşturuluyordu
Çözüme kavuşturulması gereken bir konu da Medine'nin nüfus yapısı et*nik dağılımı ve din farklılıkları göz önünde bulundurularak bu farklı unsurlarla birlikte müşterek bir hayat sürebilmenin şartlannı oluşturmaktı
Zira o gün için on bin civannda bir nüfusa sahip olan Medine'de bin beş yüz kadar Müslüman nüfusun yanında dört bin civannda Yahudi dört bin beş yüz kadar da Arap müşrik bulunmaktaydı
Öyleyse bu farklı unsurlar arasındaki ortak paydalar öne çıkanImalı ve Medine şehri asgari müşterekler üzerinde ittifak edilerek müşterek paylaşılmalıydı
Aynı zamanda Medine buna şiddetle ihtiyaç duyuyordu; zira yüzyıllarca devam edegelen savaşlarlass- sosyal bağlar zedelenmiş yeni atkılarla toplumun yeniden örgülenmesine olan ihtiyaç diğer yerlere nispetle daha belirgin bir şekilde açığa çıkmaktaydı
Farklı unsurların birbirleriyle savaşlan olduğu gibi aynı unsurlar da kendi aralannda banşık değildi; Evs ve Hazreç arasında kavgalar yaşandığı gibi Yahudi kabileleri olan Beni Kaynuka
Bu karmaşık ortam bazen olmadık ittifaklar doğurabiliyor; mesela Evs kabilesiyle Beni Nadr ve Beni Kurayza kabileleri bir araya gelip Beni Kaynuka'ya karşı birleşebiliyor; aynı şekilde Beni Nadr ve Beni Kaynukalılara karşılık Beni Kurayza ile ittifak kurabiliyorlardı
Medine' de görülemeyen bu bütünlük şehrin yapısında da
592 Evs ve Hazreç arasında cereyan eden Buas Savaşlannın yüz yirmi yıl devam ettiği bilinmektedir
Halbuki bu iki kabile Benü Kayle kökeninde birleşiyor ve temelde birbirleriyle akraba oluyordu
Beni Nadr ve Beni Kurayza arasında da benzeri problemler kendini gösteriyor ve sosyal hayat Hazreçliler de
tam bir güvensizlik içinde yürüyordu
kendisini hissettirmişti; her bir kabile kendi güvenliğini sağlayabilmek için kendine mahsus surlar inşa etmişti ve ancak bu şekilde kendisini güvende hissedebiliyordu
Bunun için Medine' de o gün tam on üç muhkem sur vardı
Bu kadar problemin bir araya gelmesi güven ortamını ortadan kaldırmış ve şehirde ticari hayat durma noktasına gelmişti
Bu durum dışandan gelen tüccarlan da endişelendiriyor ve mecbur kalmadıkça Medine'ye uğramıyorlardı
Hatta denilebilir ki Medine'de yaşayan unsurlar bıkkınlık veren bu savaşlara son verip de kendilerini bir masa etrafında buluşturacak harici bir gücün gelmesini arzu eder olmuşlardı
İşte bu beklenti Efendimiz için iyi bir zemin oluşturuyordu
Bunu ifade ederken Hz
Aişe validemiz de benzeri olaylara dikkat çekecek ve hicret öncesinde Medine'de yaşa*nan kaos ortamının iyi okuduğu bu zemini değerlendirecek; Medine'de ahenk ve uyumu temin adına taraftan bir araya getirerek asgari müşte*reklerde bir anlaşma gerçekleştirecekti
Bunun için de öncelikle Medine şehrinin sınırlannı tespit ettirdi; artık bu sınırlar içinde kalan bölge 'harem' olarak anılacaktı
Bunun ardından Medine'de ilk defa bir nüfus sayımı gerçekleştirildi
Medine yeniden yapılanıyordu
Elbette bu yapılanmadan herkes memnun değildi; bilhassa müşrikAraplar olabildiğince tedirginlik yaşıyor ve Mekke' deki müşriklerin M uhacir ve Ensar'ı kolladıklan için kendilerine de zarar vereceklerini düşünüyorlardı
Zaten Mekkelilerin yakın zamanda Medine'ye bir sefer düzenleyeceklerine ve ellerinden kaçırdıklan Müslümanlan burada kıstınp bozguna uğratacaklanna dair haberler de duyulmaya başlanmşıtı
593 Bkz
Buhari Sahih 3/1377 (3566)
Efendimiz'in tavrı ise
bütün bu endişeleri ortadan kal*dırmaya matuftu; Mekke'de olduğu gibi bizim dinimiz de bize
" anlayışını hakim kılmaya çalışıyor ve kavga etmeden de Medine'yi müşterek paylaşabileceklerinin örneklerini ortaya koyuyordu
Buna göre herkes; dili dini ırkı ve milliyeti ne olursa olsun karşı tarafın inanç ve anla*yışlarına saygılı olduğu sürece aynı havayı teneffüs edebilecek ve Medine'de problemsiz bir hoşgörü ortamı kendiliğinden oluşacak; ne kimse din değiştirmek için zorda kalacak ne de dini anlayışını yaşarken baskı altında bırakılacaktı
Aynı zamanda bu kendi düşüncesini özgürce ifade hürriyetini de içeriyor ve düşüncesi ne olursa olsun anlayışını tebliğ hakkım da beraberinde getiriyordu
Demek ki Daha Medine'ye geldiğinden bu yana sayılı günler geçmesine rağmen Efendiler Efendisi'nin güven ve huzur ortamı kendini hissettirmişti ve bütün taraflarıyla Medine sakinleri aralannda çıkması muhtemel anlaşmazlıklarda hakimiyet değil; katılımı esas alan bir paylaşımı ön*görüyordu
konuyu çözü*me kavuşturma mercii olarak Efendimiz'e müracaat edilmesi gerektiğini müşterek bir talep olarak ortaya koyuyordu
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul